Arapça:
كَلَّا ۖ بَلْ ۜ رَانَ عَلَىٰ قُلُوبِهِم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Çeviriyazı:
kellâ bel râne `alâ ḳulûbihim mâ kânû yeksibûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır hayır, öyle değil. Aksine onların kazandığı günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur.
Diyanet İşleri:
Hayır, hayır; onların kazandıkları kalblerini paslandırıp körletmiştir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İş öyle değil, hayır, kazandıkları şeyler, üstüste kalplerine yığılmıştır da kalpleri pas tutmuştur.
Şaban Piriş:
Hayır! Aksine, kazandıkları (günahlar) onların kalplerini bürümüştür.
Edip Yüksel:
Doğrusu, işledikleri günahlar kalplerini kaplamış.
Ali Bulaç:
Asla, hayır; onların kazandıkları, kalpleri üzerinde pas tutmuştur.
Suat Yıldırım:
Hayır! Gerçek öyle değil! Onların yapageldikleri kötü işler, gitgide kalplerini paslandırmıştır. (onun için âhireti inkâr ederler.)
Ömer Nasuhi Bilmen:
Asla öyle değil. Fakat onların kazanmış oldukları şey, kalpleri üzerini kaplamıştır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşin esası o değil! Onların kazanmakta oldukları, kalplerinin üstünde pas oluşturmuştur.
Bekir Sadak:
(20-21) O, gozde meleklerin gordugu, yazili bir kitapdir.
İbni Kesir:
Hayır
Adem Uğur:
Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir.
İskender Ali Mihr:
Hayır, bilâkis kazanmış oldukları şeyler, onların kalplerinin üzerini kapladı (kalplerini kararttı).
Celal Yıldırım:
Hayır, hayır
Tefhim ul Kuran:
Asla, hayır
Fransızca:
Pas du tout, mais ce qu'ils ont accompli couvre leurs coeurs .
İspanyolca:
Pero ¡no! Lo que han cometido ha cubierto de herrumbre sus corazones.
İtalyanca:
Niente affatto: è piuttosto quello che fanno che copre i loro cuori.
Almanca:
Gewiß, nein! Sondern es überkam ihre Herzen, was sie zu erwerben pflegten.
Çince:
绝不然,但他们所犯的罪恶,已像锈样蒙敝他们的心。
Hollandaca:
Volstrekt niet.--Maar hunne lusten hebben veeleer een sluier over hunne harten geworpen.
Rusça:
Но нет! Их сердца окутаны тем, что они приобрели.
Somalice:
Saas ma aha ee waxaa fuulay Qalbigooda (mirdhiyay) waxay kasbanjireen oo Dambi ah.
Swahilice:
Hasha! Bali yametia kutu juu ya nyoyo zao hao walio kuwa wakiyachuma.
Uygurca:
ھەرگىز ئۇنداق ئەمەس، بەلكى ئۇلارنىڭ گۇناھلىرى تۈپەيلىدىن دىللىرى قارىيىپ كەتكەن
Japonca:
断じてそうではない。思うにかれらの行った(悪)事が,その心の(鋳?)となったのである。
Arapça (Ürdün):
«كلا» ردع وزجر لقولهم ذلك «بل ران» غلب «على قلوبهم» فغشيها «ما كانوا يكسبون» من المعاصي فهو كالصدأ.
Hintçe:
नहीं नहीं बात ये है कि ये लोग जो आमाल (बद) करते हैं उनका उनके दिलों पर जंग बैठ गया है
Tayca:
มิใช่เช่นนั้น แต่ว่าสิ่งที่พวกเขาได้ขวนขวายไว้นั้นได้เป็นสนิมบนหัวใจของพวกเขา
İbranice:
לחלוטין לא! מעשיהם המרושעים אופפים את ליבם
Hırvatça:
Ne, naprotiv! Ono što su radili prekrilo je srca njihova,
Rumence:
Nu! Inimile le-au fost pecetluite de ceea ce au dobândit.
Transliteration:
Kalla bal rana AAala quloobihim ma kanoo yaksiboona
Türkçe:
İşin esası o değil! Onların kazanmakta oldukları, kalplerinin üstünde pas oluşturmuştur.
Sahih International:
No! Rather, the stain has covered their hearts of that which they were earning.
İngilizce:
By no means! but on their hearts is the stain of the (ill) which they do!
Azerbaycanca:
Xeyr (belə deyildir). Əslində onların qəlblərini qazandıqları (günahlar) qaplamışdır.
Süleyman Ateş:
Hayır, doğrusu, onların işleyip kazandıkları şeyler, kalblerinin üzerine pas olmuştur.
Diyanet Vakfı:
Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir.
Erhan Aktaş:
Hayır, hayır! Bilakis, onların yapıp ettikleri şeyler kalplerini kararttı.
Kral Fahd:
Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir.
Hasan Basri Çantay:
Hayır (hakıykat öyle değil), bil´akis, onların kazanmakda oldukları (irtikâb edegeldikleri mâ´siyetler) kalblerini yenmiş (paslandırmış) dır.
Muhammed Esed:
Hayır, onların kalpleri, yaptıkları (kötülükler) ile pas tutmuştur!
Gültekin Onan:
Asla, hayır
Ali Fikri Yavuz:
Hayır, (onların zannetikleri gibi değil). Doğrusu onların kazandıkları günahlar, kalblerini kaplamıştır.
Portekizce:
Qual! Em seus corações há a ignomínia, pelo que cometeram.
İsveççe:
Nej [de är lögnare]! Det [onda] de har gjort har förlamat deras hjärtan!
Farsça:
این چنین نیست که می گویند، بلکه گناهانی که همواره مرتکب شده اند بر دل هایشان چرک و زنگار بسته است [که حقایق را افسانه می پندارند.]
Kürtçe:
نەخێر وانیە بەڵکو ژەنگی ئەو(خراپانەی) کە دەیانکرد پەردەی ھێناوە بەسەر دڵیاندا
Özbekçe:
Йўқ! Уларнинг қилган касблари қалбларига моғор бўлиб ўрнашиб қолган, холос.
Malayca:
Sebenarnya! (Ayat-ayat Kami itu tidak ada cacatnya) bahkan mata hati mereka telah diselaputi kekotoran (dosa), dengan sebab (perbuatan kufur dan maksiat) yang mereka kerjakan.
Arnavutça:
E, nuk është ashtu! Por, veprat e tyre (të këqia) i kanë ndryshkur zemrat e tyre (i kanë nxirë).
Bulgarca:
Ала не! Сърцата им с ръжда покрива онова, което са придобили.
Sırpça:
Не, напротив! Оно што су радили прекрило је њихова срца.
Çekçe:
Však pozor! Naopak srdce jejich zrezivěla od toho, co si vysloužila.
Urduca:
ہرگز نہیں، بلکہ دراصل اِن لوگوں کے دلوں پر اِن کے برے اعمال کا زنگ چڑھ گیا ہے
Tacikçe:
Ҳаққо, ки корҳое, ки карда буданд, бар дилҳошон (ғолиб шуда) занг бастааст.
Tatarca:
Юк Аллаһуга каршы сөйләп һәлак булырга ашыкмагыз, бәлки аларның кылган явыз эшләре күңелләренә тузан булып утырган.
Endonezyaca:
Sekali-kali tidak (demikian), sebenarnya apa yang selalu mereka usahakan itu menutupi hati mereka.
Amharca:
ይከልከል፤ ይልቁንም በልቦቻቸው ላይ ይሠሩት የነበሩት (ኀጢአት) ደገደገባቸው፡፡
Tamilce:
அவ்வாறல்ல! மாறாக, அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்த (தீய)வை அவர்களின் உள்ளங்கள் மீது கறையாகப் படிந்து மூடிவிட்டன.
Korece:
그렇지 않노라 그들의 마음 들이 죄악으로 물들어 있노라
Vietnamca:
Không! Đúng hơn, trái tim của chúng đã bị chai sạn vì những việc làm xấu xa của chúng.
Ayet Linkleri: