Arapça:
هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ
Çeviriyazı:
hâẕâ yevmü lâ yenṭiḳûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bugün, konuşamıyacakları gündür.
Diyanet İşleri:
Bu, onların konuşamayacakları gündür.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bu, bir gündür ki söz söyleyemezler.
Şaban Piriş:
Bu, onların konuşamayacakları bir gündür
Edip Yüksel:
Bu, onların konuşamıyacağı bir gündür.
Ali Bulaç:
Bu, onların konuşamayacakları bir gündür.
Suat Yıldırım:
Bugün, kâfirlerin konuşamayacakları bir gündür.
Ömer Nasuhi Bilmen:
77:34
Yaşar Nuri Öztürk:
Konuşamayacakları gündür bu!
Bekir Sadak:
Allah´a karsi gelmekten sakinmis olanlar, elbette golgeliklerde ve pinar baslarindadirlar.
İbni Kesir:
Bu
Adem Uğur:
Bu, (kâfirlerin) konuşamayacağı bir gündür.
İskender Ali Mihr:
Bu, (yalanlayanların) konuşamayacakları bir gündür.
Celal Yıldırım:
Bu, onların nutkunun tutulacağı gündür.
Tefhim ul Kuran:
Bu, onların konuşamıyacakları bir gündür.
Fransızca:
Ce sera le jour où ils ne [peuvent] pas parler,
İspanyolca:
Ése será un día en que no tendrán que decir
İtalyanca:
Sarà il Giorno in cui non potranno parlare,
Almanca:
Dies ist der Tag, an dem sie nicht sprechen,
Çince:
这是他们不得发言之日。
Hollandaca:
Dit zal een dag wezen, waarop de schuldigen sprakeloos zullen zijn.
Rusça:
В тот день они будут безмолвствовать,
Somalice:
Taasina waa maalin aynan hadlaynin Dadku.
Swahilice:
Hii ni siku ambayo hawatatamka kitu,
Uygurca:
بۇ كۈندە ئۇلار سۆز قىلالمايدۇ
Japonca:
それは,発言することが出来ない日であり,
Arapça (Ürdün):
«هذا» أي يوم القيامة «يوم لا ينطقون» فيه بشيء.
Hintçe:
ये वह दिन होगा कि लोग लब तक न हिला सकेंगे
Tayca:
นี่คือวันที่พวกเขาไม่สามารถจะพูดออกมาได้
İbranice:
ביום הזה הם לא יוכלו לדבר
Hırvatça:
Dan je to u kome oni neće ni prozboriti
Rumence:
În Ziua aceea, ei nu vor putea vorbi
Transliteration:
Hatha yawmu la yantiqoona
Türkçe:
Konuşamayacakları gündür bu!
Sahih International:
This is a Day they will not speak,
İngilizce:
That will be a Day when they shall not be able to speak.
Azerbaycanca:
Bu elə bir gündür ki, (qiyaməti yalan sayanlar) danışa bilməzlər.
Süleyman Ateş:
Bu, konuşamayacakları gündür.
Diyanet Vakfı:
Bu, (kafirlerin) konuşamayacağı bir gündür.
Erhan Aktaş:
Bu, konuşamayacakları gündür.
Kral Fahd:
Bu, (kâfirlerin) konuşamayacağı bir gündür.
Hasan Basri Çantay:
Bu, (hepsinin) dillerinin tutulacağı bir gündür.
Muhammed Esed:
hiçbir söz söyle(ye)meyecekleri,
Gültekin Onan:
Bu, onların konuşamayacakları bir gündür.
Ali Fikri Yavuz:
Bugün, dilleri tutulacak gündür, (inkârcıların)...
Portekizce:
Esse será o dia em que não falarão (estarrecidos),
İsveççe:
De kommer inte att kunna säga något denna Dag;
Farsça:
این روزی است که [انسان ها چون موقعیتی نمی بینند برای دفاع از خود] سخن نمی گویند،
Kürtçe:
ئەمڕۆ ڕۆژێکە (بێ باوەڕان) ناتوانن قسەی تێدا بکەن
Özbekçe:
Бу улар гапира олмайдиган кундир.
Malayca:
Inilah hari mereka tidak dapat berkata-kata, (kerana masing-masing terpinga- pinga ketakutan),
Arnavutça:
Kjo është ajo ditë kur ata nuk mund të flasin
Bulgarca:
Това е Денят, в който не ще проговорят.
Sırpça:
Дан је то у коме они неће ни да проговоре
Çekçe:
To bude den, v němž zavržení ani nepromluví,
Urduca:
یہ وہ دن ہے جس میں وہ نہ کچھ بولیں گے
Tacikçe:
Ин рӯзест, ки кас сухан нагӯяд.
Tatarca:
Бу кыямәт, үзара һичкем сөйләшми торган көндер.
Endonezyaca:
Ini adalah hari, yang mereka tidak dapat berbicara (pada hari itu),
Amharca:
ይህ የማይናገሩበት ቀን ነው፡፡
Tamilce:
இது அவர்கள் பேசாத நாளாகும்.
Korece:
그날은 그들이 어떤 말도 할수 없는 날이 될 것이며
Vietnamca:
Đó sẽ là Ngày mà chúng sẽ không nói chuyện được.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: