Arapça:
فَنَادَوْا صَاحِبَهُمْ فَتَعَاطَىٰ فَعَقَرَ
Çeviriyazı:
fenâdev ṣâḥibehüm fete`âṭâ fe`aḳara.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar. O da (bıçağı) çekerek (deveyi) kesti.
Diyanet İşleri:
Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da kılıcını alarak deveyi kesti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken arkadaşlarına seslendiler, derken kılıcını çekti de devenin ayaklarını kesti, öldürdü.
Şaban Piriş:
Arkadaşlarını çağırdılar, o da elini uzatıp deveyi kesti.
Edip Yüksel:
Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da çekip (deveyi) kesti.
Ali Bulaç:
Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp 'hayvanı ayağından biçip yere devirdi.'
Suat Yıldırım:
Onlar en yakın arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağı çıkarıp deveyi kesti.
Ömer Nasuhi Bilmen:
54:28
Yaşar Nuri Öztürk:
Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı.
Bekir Sadak:
54:34
İbni Kesir:
Arkadaşlarını çağırdılar, o da sarılarak onu kesti.
Adem Uğur:
Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür´et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
İskender Ali Mihr:
Bir süre sonra arkadaşlarını çağırdılar (deveyi öldürmesini istediler). Bunun üzerine o, ileri atıldı sonra da (onu) kesti.
Celal Yıldırım:
Bu uyarıya rağmen (bir azgın gözü dönmüşe) arkadaşları seslendiler
Tefhim ul Kuran:
Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp ´hayvanı ayağından biçip yere devirdi.´
Fransızca:
Puis ils appelèrent leur camarade qui prit [son épée] et [la] tua.
İspanyolca:
Llamaron a su paisano, que se hizo cargo y desjarretó.
İtalyanca:
Chiamarono uno dei loro che impugnò [la spada] e le tagliò i garetti.
Almanca:
Dann riefen sie ihren Weggenossen, dann nahm er (das Schwert), dann verletzte er ihre Beine.
Çince:
他们曾喊来他们的朋友,他就拿起剑来宰了母驼。
Hollandaca:
Zij riepen hunnen makker, en hij nam een zwaard en doodde haar,
Rusça:
Они позвали своего товарища, и тот схватил верблюдицу и перерезал ей поджилки.
Somalice:
Waxay u dhawaaqeen saaxiibkood hashiina wuu dilay.
Swahilice:
Basi wakamwita mtu wao akaja akamchinja.
Uygurca:
ئۇلار بۇرادىرىنى (تۆگىنى ئۆلتۈرۈشكە) چاقىردى. ئۇ قىلىچنى ئېلىپ تۆگىنى بوغۇزلىدى
Japonca:
だがかれらは仲間を呼び寄せ,その男は(剣を)手にとると膝の腱を切ってしまった。
Arapça (Ürdün):
«فنادوا صاحبهم» قدرا ليقتلها «فتعاطى» تناول السيف «فعقر» به الناقة، أي قتلها موافقة لهم.
Hintçe:
तो उन लोगों ने अपने रफीक़ (क़ेदार) को बुलाया तो उसने पकड़ कर (ऊँटनी की) कूंचे काट डालीं
Tayca:
แต่พวกเขาได้ร้องเรียกเพื่อนของพวกเขา เขาได้จับมันฆ่าด้วยดาบอย่างทารุณ
İbranice:
אך הם קראו לחברם (המרושע,) אשר שחט את הנאקה
Hırvatça:
Ali oni pozvaše jednog od svojih, pa se on spremi i prekla je.
Rumence:
Cum au fost osânda Mea şi prevenirile Mele!
Transliteration:
Fanadaw sahibahum fataAAata faAAaqara
Türkçe:
Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı.
Sahih International:
But they called their companion, and he dared and hamstrung [her].
İngilizce:
But they called to their companion, and he took a sword in hand, and hamstrung (her).
Azerbaycanca:
Nəhayət, onlar öz yoldaşlarını (Qudar ibn Salifi) çağırdılar. O da (dəvəni) tutub kəsdi.
Süleyman Ateş:
Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağı çekip (deveyi) kesti.
Diyanet Vakfı:
Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
Erhan Aktaş:
Derken arkadaşlarını çağırdılar,(1) o da bıçağa sarıldı ve kesti.
Kral Fahd:
Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
Hasan Basri Çantay:
Binnetîce, arkadaşlarını çağırdılar. O da (kılıca) sarılarak (deveyi) kesdi.
Muhammed Esed:
Ama onlar (en yakın) adamlarını çağırdılar; o (gelir gelmez kötü bir işe) kalkıştı ve (hayvanı) vahşice boğazladı.
Gültekin Onan:
Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp ´hayvanı ayağından biçip yere devirdi´.
Ali Fikri Yavuz:
(Salih Peygamberin kavmi bir müddet nöbetleşe bu emre uyduktan sonra), nihayet (Kudar İbni Salif adındaki) arkadaşlarını çağırdılar. O da kılıca sarılarak deveyi kesti.
Portekizce:
Então, chamaram um companheiro seu, o qual tomou de um sabre e a abateu.
İsveççe:
Men de tillkallade en man i stammen som åtog sig [att slakta kamelstoet] och han slaktade det på grymmaste sätt.
Farsça:
پس آنان یارشان را [که برای پی کردن ناقه آماده کرده بودند] فرا خواندند و [او] دست به کار شد و [ماده شتر را] پی کرد.
Kürtçe:
(گەلەکەی لەم کارە بێزار بوون) جا بانگی ھاوڕێ (خراپە)کەیان کرد (قوداری کوڕی سالیف) ئەویش دەستی دایە شمشێر و(حوشترەکەی) سەر بڕی
Özbekçe:
Бас, улар ўз шерикларини чақирдилар. У (туяни) тутди ва сўйиб юборди.
Malayca:
(Mereka selepas itu merasa bosan dengan keadaan unta itu dan berkira hendak membunuhnya), lalu mereka memanggil kawan mereka (yang sanggup membunuhnya), dia pun bertindak sampai dapat membunuhnya.
Arnavutça:
Ata e thirrën shokun e tyre, e ai mori guximin dhe e preu atë (devën) –
Bulgarca:
Но извикаха техен другар и той се зае, и я закла.
Sırpça:
Али они позваше једног од својих, па се он спреми и закла је.
Çekçe:
I zavolali svého druha, ten ruku vztáhl a velbloudici zahubil.
Urduca:
آخر کار اُن لوگوں نے اپنے آدمی کو پکارا اور اُس نے اِس کام کا بیڑا اٹھایا اور اونٹنی کو مار ڈالا
Tacikçe:
Ёрашонро нидо доданд ва ӯ шамшер баргирифту онро бикушт.
Tatarca:
Бу кавем дөягә коедан су эчерергә разый булмыйча, дөяне үтерү өчен үзләренең бер юлдашларын чакырдылар, һәм ул залим кылычы белән дөяне кадап үтерде.
Endonezyaca:
Maka mereka memanggil kawannya, lalu kawannya menangkap (unta itu) dan membunuhnya.
Amharca:
ጓደኛቸውንም ጠሩ፡፡ ወዲያውም (ሰይፍን) ተቀበለ፡፡ ወጋትም፡፡
Tamilce:
ஆக, (அந்த ஒட்டகத்தைக் கொல்வதற்காக) அவர்கள் தங்கள் நண்பனை அழைத்தனர். ஆக, அவன் (தனது கரத்தால் அதைப்) பிடித்தான், ஆக, அவன் (அதை) அறுத்து விட்டான்.
Korece:
그들이 동료를 부르니 그가 칼을 들어 암컷의 낙타를 살해하 였더라
Vietnamca:
Nhưng chúng đã hô gọi bạn bè của chúng đến vây bắt con lạc đà và giết nó.
Ayet Linkleri: