Arapça:
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَىٰ
Çeviriyazı:
fekâne ḳâbe ḳavseyni ev ednâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı.
Diyanet İşleri:
Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İki yay kadar kaldı araları, yahut daha da yakın.
Şaban Piriş:
Araları iki yay kadar veya daha yakın idi.
Edip Yüksel:
Mesafe iki yay kadar veya daha yakın oldu.
Ali Bulaç:
Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.
Suat Yıldırım:
Sonra yaklaştı ve iyice sarktı. Öyle ki araları yayın iki ucu arası kadar veya daha az kaldı.
Ömer Nasuhi Bilmen:
53:8
Yaşar Nuri Öztürk:
İki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı.
Bekir Sadak:
Orada Me´va cenneti vardir.
İbni Kesir:
İki yay kadar yahut daha da yakın oldu.
Adem Uğur:
O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.
İskender Ali Mihr:
Böylece iki yay mesafesi kadar, (hatta) daha yakın oldu.
Celal Yıldırım:
O kadar ki (aralarında) iki yay boyu veya daha az bir mesafe kaldı.
Tefhim ul Kuran:
Nitekim (ikisi arasında uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha da yakınlaştı.
Fransızca:
et fut à deux portées d'arc, ou plus près encore.
İspanyolca:
estaba a dos medidas de arco o menos.
İtalyanca:
[finché] fu alla distanza di due archi o meno.
Almanca:
so war er (so nahe) wie der Abstand beider Bogenenden oder noch näher,
Çince:
他相距两张弓的长度,或更近一些。
Hollandaca:
Tot hij op twee ellebogen afstands van hem, of nog nader was.
Rusça:
Он находился от него (Джибриль от Мухаммада или Мухаммад от Аллаха) на расстоянии двух луков или даже ближе.
Somalice:
Intuu uga jirsado Qaanso (xadhiggeed) ama ka dhaw.
Swahilice:
Akawa ni kama baina ya mipinde miwili, au karibu zaidi.
Uygurca:
ئۇ (پەيغەمبەر ئەلەيھىسسالامغا) ئىككى ياچاق مىقدارى ياكى ئۇنىڭدىنمۇ يېقىنراق يېقىنلاشتى
Japonca:
凡そ弓2つ,いやそれよりも近い距離であったか。た。
Arapça (Ürdün):
«فكان» منه «قاب» قدر «قوسين أو أدنى» من ذلك حتى أفاق وسكن روعه.
Hintçe:
बल्कि इससे भी क़रीब था
Tayca:
เขาเข้ามาใกล้ (จนอยู่) ในระยะของปลายคันธนูทั้งสอง หรือใกล้กว่านั้นอีก
İbranice:
עד שהיה במרחק קרוב מאוד
Hırvatça:
blizu koliko dva luka ili bliže
Rumence:
El era la o depărtare de două aruncături de suliţă
Transliteration:
Fakana qaba qawsayni aw adna
Türkçe:
İki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı.
Sahih International:
And was at a distance of two bow lengths or nearer.
İngilizce:
And was at a distance of but two bow-lengths or (even) nearer;
Azerbaycanca:
(Onların arasındakı məsafə) iki yay uzunluğunda, bəlkə, ondan da yaxın oldu.
Süleyman Ateş:
(Muhammed ile arasındaki mesafe) İki yay uzunluğu kadar, yahut daha az kaldı.
Diyanet Vakfı:
O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.
Erhan Aktaş:
Böylece iki yay aralığı kadar, hatta daha yakın oldu.
Kral Fahd:
O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.
Hasan Basri Çantay:
(Bu suretle o, peygamberlere) iki yay kadar, yahud daha yakın oldu da,
Muhammed Esed:
aralarında iki yay mesafesi kalıncaya kadar, hatta daha da yakınına.
Gültekin Onan:
Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.
Ali Fikri Yavuz:
(Böylece Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahud daha az oldu.
Portekizce:
Até a uma distância de dois arcos (de atirar setas), ou menos ainda.
İsveççe:
på två båglängders avstånd eller ännu närmare.
Farsça:
پس [فاصله اش با پیامبر] به اندازه فاصله دو کمان گشت یا نزدیک تر شد.
Kürtçe:
تا بە ئەندازەی دوو کەوان یان کەمتری(ماوە بوو لەگەڵ موحەممەددا ﷺ)
Özbekçe:
Бас, икки камон миқдоридай жойгда бўлди. Балки ундан ҳам яқинроқ келди.
Malayca:
Sehingga menjadilah jarak (di antaranya dengan Nabi Muhammad) sekadar dua hujung busaran panah, atau lebih dekat lagi;
Arnavutça:
afër (sa) dy harqe ose edhe më afër,
Bulgarca:
и бе на разстояние два лъка или по-близо.
Sırpça:
близу колико два лука или ближе
Çekçe:
až na vzdálenost dvou luků či ještě blíže byl,
Urduca:
یہاں تک کہ دو کمانوں کے برابر یا اس سے کچھ کم فاصلہ رہ گیا
Tacikçe:
то ба қадри ду камон ё наздиктар.
Tatarca:
Аралары ике җәя хәтле генә калды яки аннан да якынрак булды.
Endonezyaca:
maka jadilah dia dekat (pada Muhammad sejarak) dua ujung busur panah atau lebih dekat (lagi).
Amharca:
(ከእርሱ) የሁለት ደጋኖች ጫፍ ያህል ወይም (ከዚህ) ይበልጥ የቀረበ ኾነም፡፡
Tamilce:
அவர், (தூதருக்கு) இரண்டு வில்லின் அளவுக்கு அல்லது அதைவிட மிக அருகாமையில் ஆகிவிட்டார்.
Korece:
그 거리는 활 양쪽 끝 사이의길이 흑은 그보다 더 가까웠더라
Vietnamca:
Ở khoảng cách bằng độ dài của hai đầu cây cung hoặc gần hơn.
Ayet Linkleri: