Arapça:
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
Çeviriyazı:
ŝümme denâ fetedellâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra (Cebrail ona) yaklaştı ve (aşağıya doğru) sarktı.
Diyanet İşleri:
Sonra yaklaşmış ve inmiştir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra yaklaştı, yakınlaştı.
Şaban Piriş:
Sonra yaklaşıp indi.
Edip Yüksel:
Sonra inip yaklaştı.
Ali Bulaç:
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
Suat Yıldırım:
Sonra yaklaştı ve iyice sarktı. Öyle ki araları yayın iki ucu arası kadar veya daha az kaldı.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(8-9) Sonra yaklaştı da aşağıya iniverdi. Derken iki yay kadar veya daha yakın oluverdi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonra iyice yaklaştı ve sarktı,
Bekir Sadak:
53:13
İbni Kesir:
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
Adem Uğur:
Sonra (Muhammed´e) yaklaştı, (yere doğru) sarktı.
İskender Ali Mihr:
Sonra yaklaştı ve böylece indi.
Celal Yıldırım:
Sonra yaklaştı ve sarktıkça sarktı.
Tefhim ul Kuran:
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
Fransızca:
Puis il se rapprocha et descendit encore plus bas,
İspanyolca:
Luego, se acercó y quedó suspendido en el aire,
İtalyanca:
poi s'avvicinò scendendo ancora più in basso,
Almanca:
dann näherte er sich, dann stieg er hinab,
Çince:
然么他渐渐接近而降低,
Hollandaca:
Daarna naderde hij den profeet en kwam immer nader tot hem.
Rusça:
Потом он приблизился и спустился.
Somalice:
Kaddibna u soo dhawaaday kuna soo hoobtay (Nabiga).
Swahilice:
Kisha akakaribia na akateremka.
Uygurca:
ئاندىن ئۇ ئاستا - ئاستا (مۇھەممەد ئەلەيھىسسالامغا) يېقىنلىشىپ تۆۋەنگە ساڭگىلىدى
Japonca:
それから降りて来て,近付いた。
Arapça (Ürdün):
«ثم دنا» قرب منه «فتدلى» زاد في القرب.
Hintçe:
(फिर जिबरील व मोहम्मद में) दो कमान का फ़ासला रह गया
Tayca:
แล้วเขาได้เข้ามาใกล้ และเข้ามาใกล้จนชิด
İbranice:
ואז הוא ירד והתקרב
Hırvatça:
Zatim se približio, pa nadnio
Rumence:
apoi s-a apropiat stând aninat.
Transliteration:
Thumma dana fatadalla
Türkçe:
Sonra iyice yaklaştı ve sarktı,
Sahih International:
Then he approached and descended
İngilizce:
Then he approached and came closer,
Azerbaycanca:
Sonra (Cəbrail Muhəmməd əleyhissəlama) yaxınlaşdı və aşağı endi.
Süleyman Ateş:
Sonra yaklaştı, (yere doğru) sarktı.
Diyanet Vakfı:
Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, (yere doğru)sarktı.
Erhan Aktaş:
Sonra yaklaştı ve sarktı.
Kral Fahd:
Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı.
Hasan Basri Çantay:
Sonra (Cebrail, ona) yaklaşdı. Derken sarkdı.
Muhammed Esed:
ve sonra yaklaşarak yanına geldi,
Gültekin Onan:
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
Ali Fikri Yavuz:
Sonra (Cebrâil, Hz. Peygambere) yaklaştı da sarktı.
Portekizce:
Então, aproximou-se dele estreitamente,
İsveççe:
därefter närmade han sig till dess han stod [svävande i luften]
Farsça:
سپس نزدیک رفت و نزدیک تر شد
Kürtçe:
پاشان نزیك بوویەوە (لە موحەممەد ﷺ) و ئەمجا ھاتە خوارەوە
Özbekçe:
Сўнгра яқинлашди ва жуда ҳам яқин бўлди.
Malayca:
Kemudian ia mendekatkan dirinya (kepada Nabi Muhammad), lalu ia berjuntai sedikit demi sedikit,
Arnavutça:
pastaj u afrua, e u lëshua, -
Bulgarca:
после се приближи и се спусна,
Sırpça:
Затим се приближио, па наднео
Çekçe:
Potom se přiblížil a dolů se spustil,
Urduca:
پھر قریب آیا اور اوپر معلق ہو گیا
Tacikçe:
сипас наздик шуд ва бисёр наздик шуд
Tatarca:
Соңра Мухәммәд г-мгә якынлашты һәм югарыдан сузылды аңа сүз әйтмәк өчен.
Endonezyaca:
Kemudian dia mendekat, lalu bertambah dekat lagi.
Amharca:
ከዚያም ቀረበ፤ ወረደም፡፡
Tamilce:
பிறகு, அவர் (தூதருக்கு) சமீபமானார். இன்னும், மிக அதிகமாக (அவரை) நெருங்கினார்.
Korece:
그런 후 그는 가까이 다가왔 으니
Vietnamca:
Sau đó, (đại Thiên Thần Jibril) tiến đến gần (Muhammad).
Ayet Linkleri: