Arapça:
وَثَمُودَ فَمَا أَبْقَىٰ
Çeviriyazı:
veŝemûde femâ ebḳâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve Semûd'u da bırakmadı.
Diyanet İşleri:
İlk Ad milletini, Semud milletini yok edip geri bırakmayan O'dur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve Semud'u da bırakmayan.
Şaban Piriş:
Semud'u da (O helak etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı.
Edip Yüksel:
Semudu da bırakmadı,
Ali Bulaç:
Semud'u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı.
Suat Yıldırım:
Rahime atılan nutfeden (spermden) erkek ve dişi çiftini yaratma, öldükten sonra diriltme, tekrar yaratma O'na aittir. İnsanı zengin, kanaat sahibi ve halinden memnun etmek de O’na aittir. Müşriklerin taptığı Şi’râ yıldızının Rabbi de O’dur. Önceki Âd milletini yok eden de O’dur. Semud milletini yok edip geriye hiçbir şey bırakmayan da O’dur. Daha önce Nuh milletini yok eden de O. Çünkü bunlar çok zalim, çok azgındılar. Altı üstüne getirilen Lût milletinin şehirlerini yerle bir etti. Onları ne azaplar, ne musîbetler, neler kapladı neler! [86,6-7; 69,6-7; 26,73]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(51-52) Ve Semûd´u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler).
Yaşar Nuri Öztürk:
Semûd'u da. Böylece geriye bir şey bırakmadı.
Bekir Sadak:
Kiyamet yaklastikca yaklasmistir.
İbni Kesir:
Semud´u da. Geri bırakmadan.
Adem Uğur:
Semûd´u da (O helâk etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı.
İskender Ali Mihr:
Ve Semud´u (da helâk etti). Böylece (onları) bâki kılmadı (geriye kimseyi bırakmadı).
Celal Yıldırım:
53:50
Tefhim ul Kuran:
Semûd´u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı.
Fransızca:
ainsi que les Tamud, et Il fit que rien n'en subsistât,
İspanyolca:
y a los tamudeos, sin dejar uno solo con vida,
İtalyanca:
e i Thamûd, sì che non ne rimase nessuno,
Almanca:
sowie Thamud, dann nichts übrigließ,
Çince:
和赛莫德人,而未曾有所遗留;
Hollandaca:
En Thamoed; en niet een van hen liet leven.
Rusça:
ничего не оставил от самудян,
Somalice:
Iyo Thamuudba waxna kama reebin.
Swahilice:
Na Thamudi hakuwabakisha,
Uygurca:
سەمۇدنىمۇ (ھالاك قىلدى، ئۇلاردىن بىرىنىمۇ) قويمىدى
Japonca:
またサムードも一人残さず滅ぼされた。
Arapça (Ürdün):
«وثمودا» بالصرف اسم للأب وبلا صرف للقبيلة وهو معطوف على عادا «فما أبقى» منهم أحدا.
Hintçe:
और समूद को भी ग़रज़ किसी को बाक़ी न छोड़ा
Tayca:
และพวกษะมูดก็ไม่ได้ให้มีเหลืออยู่อีกเลย
İbranice:
ואת ת'מוד, אשר מהם הוא לא השאיר כלום
Hırvatça:
i Semud, i da nikog nije poštedio,
Rumence:
şi mai înainte pe poporul lui Noe — oameni nedrepţi şi ticăloşi.
Transliteration:
Wathamooda fama abqa
Türkçe:
Semûd'u da. Böylece geriye bir şey bırakmadı.
Sahih International:
And Thamud - and He did not spare [them] -
İngilizce:
And the Thamud nor gave them a lease of perpetual life.
Azerbaycanca:
Səmudu da həmçinin! Və (onlardan heç kəsi sağ) buraxmadı.
Süleyman Ateş:
Semud'u, komadı (onları).
Diyanet Vakfı:
Semud'u da (O helak etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı.
Erhan Aktaş:
Ve Semûd’u da. Geride kimseyi bırakmadı.
Kral Fahd:
Semûd’u da (O helâk etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı.
Hasan Basri Çantay:
Semuudu da. Öyle ki (onlardan hiçbirini) bırakmadı.
Muhammed Esed:
ve Semud´u, hiçbir iz bırakmayacak şekilde,
Gültekin Onan:
Semud´u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı.
Ali Fikri Yavuz:
Semûd’u da (helâk etti ve onlardan) hiç bırakmadı.
Portekizce:
E o povo de Tamud, sem deixar (membro) algum?
İsveççe:
liksom stammen Thamud - [de förintades] till sista man -
Farsça:
و [نیز] قوم ثمود را به طوری که [کسی از آنان را] باقی نگذاشت
Kürtçe:
گەلی سەموودیشی لەناوبرد وکەسی نەھێشتن
Özbekçe:
Ва Самудни боқий қолдирмаган ҳам Ўзи.
Malayca:
Dan kaum "Thamud" (kaum Nabi Soleh). Maka tidak ada seorangpun (dari kedua-dua kaum itu) yang dibiarkan hidup.
Arnavutça:
dhe Themudin, dhe s’ka lënë askë prej tyre,
Bulgarca:
и самудяните, и не остави никого от тях,
Sırpça:
и Семуд, и да није поштедео никог,
Çekçe:
i Thamúdovcům, a žádného nenechal,
Urduca:
اور ثمود کو ایسا مٹایا کہ ان میں سے کسی کو باقی نہ چھوڑا
Tacikçe:
ва аз Самуд ҳеҷ боқӣ нагузошт.
Tatarca:
Дәхи Сәмуд кавемен һәлак итте, алардан һичкемне калдырмады.
Endonezyaca:
dan kaum Tsamud. Maka tidak seorangpun yang ditinggalkan-Nya (hidup).
Amharca:
ሰሙድንም (አጥፍቷል)፤ አላስቀረምም፡፡
Tamilce:
இன்னும், ஸமூது சமுதாயத்தை (அழித்தான்.) ஆக, அவன் (அழிக்கப்பட்ட அவர்களில் எவரையும்) மீதம் வைக்கவில்லை. (அவர்களை சந்ததிகள் இன்றி செய்தான்.)
Korece:
사무드 백성도 그렇게 하여 아무것도 남지 않게 하였으며
Vietnamca:
Và đám dân Thamud (cũng bi tiêu diệt), chúng chẳng còn ai.
Ayet Linkleri: