Arapça:
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٍ
Çeviriyazı:
hâẕâ mâ tû`adûne likülli evvâbin ḥafîż.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.
Diyanet İşleri:
Onlara: "İşte bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun buyruklarına riayet eden; görmediği Rahman'dan korkan, Allah'a yönelmiş bir kalble gelen sizlere, hepinize söz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; işte sonsuzluk günü budur" denir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İşte denecek, size, mabuduna tövbe eden, emri, iyideniyiye koruyan herkese vaadedilen bu.
Şaban Piriş:
Yönelen ve (emirlerini) koruyan herkes, işte bu size vadedilendir.
Edip Yüksel:
Bu, size söz verilendir. Her yönelen ve her koruyana,
Ali Bulaç:
Bu, size vadolunandır; (gönülden Allah'a) yönelip-dönen (İslam'ın hükümlerini) koruyan,
Suat Yıldırım:
Onlara: “İşte, denir, buydu size vâd edilen mükâfat. Hakka yönelen, koruması gereken her şeyi koruyan, insanların görmediği yerlerde bile Rahman'a hep saygılı olan ve daima Rabbine dönen bir gönül ile gelen herkese bu mükâfat vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(32-33) İşte bu, sizin vaadolunduğunuz şeydir, her bir tevbekar olan (vazifesini) muhafaza eden için. Rahmân´a gıyaben korku duyan ve hakka müteveccih bir kalb ile gelen kimseye (mahsus) bir cennettir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese...
Bekir Sadak:
And olsun ki, gokleri, yeri ve ikisinin arasinda bulunanlari alti gunde yarattik ve Biz bir yorgunluk da duymadik.
İbni Kesir:
İşte size vaadolunan budur. Ki o
Adem Uğur:
İşte size vâdedilen cennet! Ki o, daima Allah´a yönelen, (O´nun buyruklarını) koruyan,
İskender Ali Mihr:
İşte size vaadolunan şey budur (cennettir). Bütün evvab (ruhu Allah´a ulaşarak sığınmış), ve hafîz olanlar (başlarının üzerine devrin imamının ruhu ulaşmış olanlar) için.
Celal Yıldırım:
(32-33) İşte bu, size va´dolunandır. Allah´a yönelip gönül veren, (ilâhî sınırları) koruyan, gıyabında Rahmân´dan saygı ile korkan ve Allah´a yönelen bir kalb ile gelen (her insana söz verilen Cennet´tir).
Tefhim ul Kuran:
Bu, size vadolunandır
Fransızca:
"Voilà ce qui vous a été promis, [ainsi qu'] à tout homme plein de repentir et respectueux [des prescriptions divines]
İspanyolca:
«Esto es lo que se os había prometido, a todo hombre sinceramente arrepentido, observador,
İtalyanca:
«Ecco quel che vi è stato promesso, a [voi e a] chi è pentito, a chi si preserva [dal peccato],
Almanca:
Dies ist, was euch versprochen wurde, für jeden bewahrenden Umkehrenden,
Çince:
这是你们所被应许的,这是赏赐每个归依的守礼者的。
Hollandaca:
En men zal tot hen zeggen: Dat is wat u beloofd werd; en een iedereen die zich tot God wendde, en zijne bevelen volgde;
Rusça:
Вот то, что обещано вам для каждого обращающегося к Аллаху и помнящего (помнящего свои грехи и предписания религии или соблюдающего предписания религии),
Somalice:
Waxaasina waa wixii loo yaboohay Ruux kasta oo tawbadkeen badan oo dhawrid badan (ballaanka).
Swahilice:
Haya ndiyo mnayo ahidiwa kwa kila mwenye kurejea kwa Mwenyezi Mungu na akajilinda.
Uygurca:
مانا بۇ (نېمەتتىن) سىلەرگە ۋەدە قىلىنغان نەرسىلەر اﷲ نىڭ (تائىتىگە) قايتقۇچى، (ئەمرىنى) ساقلىغۇچى ھەر بىر (بەندە) ئۈچۈندۇر
Japonca:
これは悔悟して常に(アッラーに)帰り(主の掟を)守る凡ての者のために約束されていたものであり,
Arapça (Ürdün):
«هذا» المرئي «ما توعدون» بالتاء والياء في الدنيا ويبدل من للمتقين قوله «لكل أوَّاب» رجّاع إلى طاعة الله «حفيظ» حافظ لحدوده.
Hintçe:
यही तो वह बेहिश्त है जिसका तुममें से हर एक (ख़ुदा की तरफ़) रूजू करने वाले (हुदूद की) हिफाज़त करने वाले से वायदा किया जाता है
Tayca:
นี่คือสิ่งที่พวกเจ้าได้ถูกสัญญาไว้สำหรับทุกคนที่สำนึกผิด (หันหน้าเข้าหาอัลลอฮ.) ผู้รักษาบัญญัติ (ของอัลลอฮ.)
İbranice:
ויאמר להם: 'הנה אשר הובטח לכל הפונה אל אלוהים והממלא את מצוות ריבונו
Hırvatça:
"Ovo je ono što vam je obećano, svakome onome ko se Allahu pokajnički obraćao i čuvaran bio.
Rumence:
“Aceasta este ceea ce vi s-a făgăduit, vouă, fiecăruia ce se întoarce (către Dumnezeu) şi Îi păzeşte (poruncile),
Transliteration:
Hatha ma tooAAadoona likulli awwabin hafeethin
Türkçe:
İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese...
Sahih International:
[It will be said], "This is what you were promised - for every returner [to Allah] and keeper [of His covenant]
İngilizce:
(A voice will say:) "This is what was promised for you,- for every one who turned (to Allah) in sincere repentance, who kept (His Law),
Azerbaycanca:
(Onlara deyiləcəkdir: ) “Bu, və’d olunduğunuz (Cənnətdir). O, hər bir (tövbə edib Allaha tərəf) qayıdan, (nəfsini haramdan, özünü günahdan) qoruyan;
Süleyman Ateş:
İşte size va'dedilen budur. Daima Allah'a yüz tutan (O'nun buyruklarını) koruyan, (And it is said): That is that which ye were promised. (It is) for every penitent and heedful one,
Diyanet Vakfı:
İşte size vadedilen cennet! Ki o, daima Allah'a yönelen, (O'nun buyruklarını)koruyan,
Erhan Aktaş:
İşte size söz verilen şey budur. Yönelen(1) ve koruyanların(1) tamamı içindir.
Kral Fahd:
İşte size vâdedilen cennet! Ki o, Allaha yönelen emirlerine riayet eden,
Hasan Basri Çantay:
İşte size va´d olunan
Muhammed Esed:
"Size vaad edilen (yer) budur!" (denilecek,) -"Allah´a yönelen ve O´nu her zaman aklında tutanlara (vaad edilen)-
Gültekin Onan:
Bu size vaadolunandır
Ali Fikri Yavuz:
İşte bu, sizin (dünyada) vaad olunduğunuz şey! Her tevbe eden, Allah’ın emrini gözeten için...
Portekizce:
Eis aqui o que se promete a todo o arrependido, observante (dos preceitos),
İsveççe:
"Detta är vad som har lovats er, ni som ständigt hade Gud i tankarna och gjorde er möda att hålla [Hans bud],
Farsça:
[به آنان می گویند:] این همان است که [در دنیا] وعده داده می شدید [این جایگاه رفیع] برای هر کسی است که [در دنیا به سوی خدا] باز می گشته [و] حافظ و نگهبان [عهد، پیمان الهی و حقوق خدا و مردم] بوده است.
Kürtçe:
(پێیان دەوترێت) ئەمە ئەو (بەھەشتە)یە کە بەڵێنتان پێدرابوو بەھەموو ڕوو لەخوایەکی خۆپارێز
Özbekçe:
Бу сизга ваъда қилинган нарсадир. Ҳар бир сертавбага ва сақловчига.
Malayca:
(Serta dikatakan kepada mereka): "Inilah yang dijanjikan kepada kamu, - kepada tiap-tiap hamba yang sentiasa kembali (kepada Allah dengan mengerjakan ibadat), lagi yang sangat memelihara dengan sebaik-baiknya (segala hukum dan peraturan Allah);
Arnavutça:
Kjo ju është premtuar, çdokujt që është penduar dhe ruajtur (nga kalimi i kufirit),
Bulgarca:
Това е, което ви бе обещано - за всеки покайващ се, спазващ [повелите],
Sırpça:
„Ово је оно што вам је обећано, свакоме ономе ко се Аллаху покајнички обраћао и чувао.
Çekçe:
a bude řečeno: 'Toto je to, co vám bylo slíbeno... všem kajícníkům zákonů dbalým,
Urduca:
ارشاد ہوگا "یہ ہے وہ چیز جس کا تم سے وعدہ کیا جاتا تھا، ہر اُس شخص کے لیے جو بہت رجوع کرنے والا اور بڑی نگہداشت کرنے والا تھا
Tacikçe:
Ин ҳамон чизест, ки ба ҳар тавбакунащдаи парҳезгоре ваъдааш дода буданд.
Tatarca:
Сезгә вәгъдә ителгән җәннәт ошбудыр, һәрбер тәүбә итеп Аллаһуга кайтучыга һәм шәригать хөкемнәрен саклап һәрберсен урынында үтәүчегә.
Endonezyaca:
Inilah yang dijanjikan kepadamu, (yaitu) kepada setiap hamba yang selalu kembali (kepada Allah) lagi memelihara (semua peraturan-peraturan-Nya)
Amharca:
«ይህ ወደ አላህ ተመላሽና (ሕግጋቱን) ጠባቂ ለኾነ ሁሉ የተቀጠራችሁት ነው» (ይባላሉ)፡፡
Tamilce:
அல்லாஹ்வின் பக்கம் முற்றிலும் திரும்பக்கூடிய, (அல்லாஹ்வின் கட்டளைகளை) அதிகம் பேணி பாதுகாக்கக்கூடிய எல்லோருக்கும் இ(ந்த சொர்க்கமான)து வாக்களிக்கப்படுகிறது.
Korece:
이것은 참회하여 하나님께 귀의하고 그분의 율법을 준수하는의로운 자들에게 약속된 것이며
Vietnamca:
(Họ được bảo): “Đây là thứ đã được hứa với mỗi người quay về (với Allah) và giữ gìn (giao ước của Ngài).”
Ayet Linkleri: