Arapça:
İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Açıklama:

ḳâle ḳarînühû rabbenâ mâ aṭgaytühû velâkin kâne fî ḍalâlim be`îd.
Arapça:
۞ قَالَ قَرِينُهُ رَبَّنَا مَا أَطْغَيْتُهُ وَلَٰكِن كَانَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
Türkçe:
Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yanındaki arkadaşı (şeytan) der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi".
Diyanet Vakfı:
Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.
İngilizce:
His Companion will say: "Our Lord! I did not make him transgress, but he was (himself) far astray."
Fransızca:
Son camarade (le Diable) dira : "Seigneur, ce n'est pas moi qui l'ai fait transgresser; mais il était déjà dans un profond égarement".
Almanca:
Sein (enger) Begleiter sagte: "Unser HERR! Ich ließ ihn nicht übertreten, sondern er war im weiten Irregehen."
Rusça:
Его товарищ (дьявол) скажет: "Господь наш! Я не сбивал его с пути. Он сам находился в глубоком заблуждении".
Açıklama:

ḳâle lâ taḫteṣimû ledeyye veḳad ḳaddemtü ileyküm bilve`îd.
Arapça:
قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ إِلَيْكُم بِالْوَعِيدِ
Türkçe:
Allah buyurdu: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size uyarıyı çok önceden göndermiştim."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah buyurur ki: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarıcı göndermiştim."
Diyanet Vakfı:
O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarı göndermiştim!
İngilizce:
He will say: "Dispute not with each other in My Presence: I had already in advance sent you Warning.
Fransızca:
Alors [Allah] dira : "Ne vous disputez pas devant moi ! Alors que Je vous ai déjà fait part de la menace.
Almanca:
ER sagte: "Streitet nicht vor Mir, wo ICH euch bereits die Androhung vorausschickte.
Rusça:
Он скажет: "Не препирайтесь предо Мной. Я предупреждал вас заранее.
Açıklama:

mâ yübeddelü-lḳavlü ledeyye vemâ ene biżallâmil lil`abîd.
Arapça:
مَا يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَيَّ وَمَا أَنَا بِظَلَّامٍ لِّلْعَبِيدِ
Türkçe:
"Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Benim huzurumda söz değiştirilmez. Ve ben kullara asla zulmedici değilim.
Diyanet Vakfı:
Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim.
İngilizce:
The Word changes not before Me, and I do not the least injustice to My Servants.
Fransızca:
Chez moi, la parole ne change pas; et Je n'opprime nullement les serviteurs".
Almanca:
Das Gesagte wird bei Mir nie geändert. Und ICH bin kein Unrecht-Zufügender den Dienern gegenüber."
Rusça:
Мое Слово неизменно, и Я не поступаю несправедливо с рабами".
Açıklama:

yevme neḳûlü licehenneme heli-mtele'ti veteḳûlü hel mim mezîd.
Arapça:
يَوْمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ امْتَلَأْتِ وَتَقُولُ هَلْ مِن مَّزِيدٍ
Türkçe:
O gün cehenneme: "Doldun mu?" deriz. O ise: "Daha yok mu?" der.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz O gün cehenneme: "Doldun mu?" diyeceğiz. O da: "Daha fazla var mı?" diyecektir.
Diyanet Vakfı:
O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der.
İngilizce:
One Day We will ask Hell, "Art thou filled to the full?" It will say, "Are there any more (to come)?"
Fransızca:
Le jour où Nous dirons à l'Enfer; "Es-tu rempli ? " Il dira : "Y en a-t-il encore" ?
Almanca:
An dem Tag, wenn WIR zu Dschahannam sagen: "Bist du voll geworden?!" Und sie sagt: "Gibt es etwa nicht noch mehr?"
Rusça:
В тот день Мы скажем Геенне: "Заполнилась ли ты?" Она скажет: "Нет ли добавки?"
Açıklama:

veüzlifeti-lcennetü lilmütteḳîne gayra be`îd.
Arapça:
وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ
Türkçe:
Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır. Zaten uzak değildir.
Diyanet Vakfı:
Cennet de takva sahiplerine yaklaştırılır; (onlardan) uzakta olmayacaktır.
İngilizce:
And the Garden will be brought nigh to the Righteous,- no more a thing distant.
Fransızca:
Le Paradis sera rapproché à proximité des pieux.
Almanca:
Und die Dschanna wurde den Muttaqi näher gebracht, ohne weit zu sein.
Rusça:
А Рай приблизится к богобоязненным и окажется неподалеку.
Açıklama:

hâẕâ mâ tû`adûne likülli evvâbin ḥafîż.
Arapça:
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٍ
Türkçe:
İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese...
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.
Diyanet Vakfı:
İşte size vadedilen cennet! Ki o, daima Allah'a yönelen, (O'nun buyruklarını)koruyan,
İngilizce:
(A voice will say:) "This is what was promised for you,- for every one who turned (to Allah) in sincere repentance, who kept (His Law),
Fransızca:
"Voilà ce qui vous a été promis, [ainsi qu'] à tout homme plein de repentir et respectueux [des prescriptions divines]
Almanca:
Dies ist, was euch versprochen wurde, für jeden bewahrenden Umkehrenden,
Rusça:
Вот то, что обещано вам для каждого обращающегося к Аллаху и помнящего (помнящего свои грехи и предписания религии или соблюдающего предписания религии),
Açıklama:

men ḫaşiye-rraḥmâne bilgaybi vecâe biḳalbim münîb.
Arapça:
مَّنْ خَشِيَ الرَّحْمَٰنَ بِالْغَيْبِ وَجَاءَ بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ
Türkçe:
Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese...
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.
Diyanet Vakfı:
Görmeden Rahman'a saygı gösteren ve(Allah'a) dönük bir kalp getiren herkesin (mükafatı budur).
İngilizce:
Who feared (Allah) Most Gracious Unseen, and brought a heart turned in devotion (to Him):
Fransızca:
qui redoute le Tout Miséricordieux bien qu'il ne Le voit pas , et qui vient [vers Lui] avec un cur porté à l'obéissance.
Almanca:
der Ehrfurcht Dem Allgnade Erweisenden gegenüber hatte und mit einem bereuenden Herzen kam.
Rusça:
который боялся Милостивого, не видя Его воочию, и явился с обращающимся сердцем.
Açıklama:

üdḫulûhâ biselâm. ẕâlike yevmü-lḫulûd.
Arapça:
ادْخُلُوهَا بِسَلَامٍ ۖ ذَٰلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ
Türkçe:
Esenlikle girin oraya! Sonsuzlaşma günüdür bu.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi selam ve selametle oraya girin. İşte sonsuzluk günü budur.
Diyanet Vakfı:
Oraya selametle girin. İşte bu, ebedi yaşamanın başladığı gündür
İngilizce:
Enter ye therein in Peace and Security; this is a Day of Eternal Life!
Fransızca:
Entrez-y en toute sécurité". Voilà le jour de l'éternité !
Almanca:
"Betretet sie mit Salam. Dies ist der Tag der Ewigkeit."
Rusça:
Им будет сказано: "Входите сюда с миром. Это - День вечности!"
Açıklama:

lehüm mâ yeşâûne fîhâ veledeynâ mezîd.
Arapça:
لَهُم مَّا يَشَاءُونَ فِيهَا وَلَدَيْنَا مَزِيدٌ
Türkçe:
Orada onlar için istedikleri her şey var. Katımızda ise dahası da var.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Orada onlara ne isterlerse vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.
Diyanet Vakfı:
Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır.
İngilizce:
There will be for them therein all that they wish,- and more besides in Our Presence.
Fransızca:
Il y aura là pour eux tout ce qu'ils voudront. Et auprès de Nous il y a davantage encore.
Almanca:
Für sie ist darin bestimmt, was sie wollen. Und bei Uns ist noch mehr.
Rusça:
Там для них уготовано все, что они пожелают, а у Нас будет добавка (возможность взглянуть на Лик Аллаха).
Açıklama:
Sayfalar
