Sayfa 519

 
00:00

veleḳad ḫalaḳne-l'insâne vena`lemü mâ tüvesvisü bihî nefsüh. venaḥnü aḳrabü ileyhi min ḥabli-lverîd.

Arapça:

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ ۖ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ

Türkçe:

Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biiriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız.

Diyanet Vakfı:

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.

İngilizce:

It was We Who created man, and We know what dark suggestions his soul makes to him: for We are nearer to him than (his) jugular vein.

Fransızca:

Nous avons effectivement créé l'homme et Nous savons ce que son âme lui suggère et Nous sommes plus près de lui que sa veine jugulaire

Almanca:

Und gewiß, bereits erschufen WIR doch den Menschen und WIR wissen, was ihm seine Seele flüstert. Und WIR sind ihm näher als seine Halsschlagader.

Rusça:

Мы сотворили человека и знаем, что нашептывает ему душа. Мы ближе к нему, чем яремная вена.

Açıklama:
 
00:00

iẕ yeteleḳḳe-lmüteleḳḳiyâni `ani-lyemîni ve`ani-şşimâli ḳa`îd.

Arapça:

إِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَعِيدٌ

Türkçe:

Sağında ve solunda oturmuş iki görevli, kayıt yapmaktadır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onun sağında ve solunda oturmuş iki melek zabıt tutarken,

Diyanet Vakfı:

İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.

İngilizce:

Behold, two (guardian angels) appointed to learn (his doings) learn (and noted them), one sitting on the right and one on the left.

Fransızca:

quand les deux recueillants, assis à droite et à gauche, recueillent .

Almanca:

Wenn (ihn) die beiden Empfänger vom Rechten und vom Linken sitzend empfangen.

Rusça:

Двое ангелов сидят справа и слева и принимают (записывают деяния).

Açıklama:
 
00:00

mâ yelfiżu min ḳavlin illâ ledeyhi raḳîbün `atîd.

Arapça:

مَّا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ

Türkçe:

Bir söz sarfetmeye dursun, yanındaki gözcü hemen zaptediverir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında (onu) gözetleyen, dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın.

Diyanet Vakfı:

İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.

İngilizce:

Not a word does he utter but there is a sentinel by him, ready (to note it).

Fransızca:

Il ne prononce pas une parole sans avoir auprès de lui un observateur prêt à l'inscrire.

Almanca:

Er spricht kein Wort aus, ohne daß bei ihm ein anwesender Beaufsichtigender ist.

Rusça:

Стоит ему произнести слово, как при нем оказывается готовый наблюдатель.

Açıklama:
 
00:00

vecâet sekratü-lmevt bilḥaḳḳ. ẕâlike mâ künte minhü teḥîd.

Arapça:

وَجَاءَتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّ ۖ ذَٰلِكَ مَا كُنتَ مِنْهُ تَحِيدُ

Türkçe:

Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi. İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde, "Ey insan! İşte bu senin öteden beri kaçtığın şeydir." denir.

Diyanet Vakfı:

Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.

İngilizce:

And the stupor of death will bring Truth (before his eyes): "This was the thing which thou wast trying to escape!"

Fransızca:

L'agonie de la mort fait apparaître la vérité : "Voilà ce dont tu t'écartais".

Almanca:

Und das Benommen-Machende des Sterbens kam wahrheitsgemäß. Dies ist es, wogegen du abgeneigt warst.

Rusça:

Смертельная агония явится с истиной. Вот то, чего ты избегал!

Açıklama:
 
00:00

venüfiḫa fi-ṣṣûr. ẕâlike yevmü-lve`îd.

Arapça:

وَنُفِخَ فِي الصُّورِ ۚ ذَٰلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ

Türkçe:

Ve sûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sur'a üfürülür, işte bu, tehdid(in gerçekleşme) günüdür.

Diyanet Vakfı:

Sur'a üfürülür; işte bu, geleceği vadedilen gündür.

İngilizce:

And the Trumpet shall be blown: that will be the Day whereof Warning (had been given).

Fransızca:

Et l'on soufflera dans la Trompe : Voilà le jour de la Menace

Almanca:

Und es wurde in As-sur gestoßen. Dies ist der Tag der Androhung.

Rusça:

И подуют в Рог. Это - День угрозы!

Açıklama:
 
00:00

vecâet küllü nefsim me`ahâ sâiḳuv veşehîd.

Arapça:

وَجَاءَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّعَهَا سَائِقٌ وَشَهِيدٌ

Türkçe:

Her benlik, yanında bir güdücü, bir de tanık olduğu halde gelir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Her can, kendisiyle beraber bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir.

Diyanet Vakfı:

Herkes, yanında bir sürücü ve bir de şahitle beraber gelir.

İngilizce:

And there will come forth every soul: with each will be an (angel) to drive, and an (angel) to bear witness.

Fransızca:

Alors chaque âme viendra accompagnée d'un conducteur et d'un témoin

Almanca:

Und jede Seele kam, mit ihr ein Führer und ein Zeuge.

Rusça:

И каждая душа явится вместе с погонщиком и свидетелем.

Açıklama:
 
00:00

leḳad künte fî gafletim min hâẕâ fekeşefnâ `anke giṭâeke febeṣaruke-lyevme ḥadîd.

Arapça:

لَّقَدْ كُنتَ فِي غَفْلَةٍ مِّنْ هَٰذَا فَكَشَفْنَا عَنكَ غِطَاءَكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ

Türkçe:

Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Allah ona) "Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir." der.

Diyanet Vakfı:

Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir).

İngilizce:

(It will be said:) "Thou wast heedless of this; now have We removed thy veil, and sharp is thy sight this Day!"

Fransızca:

"Tu restais indifférent à cela. Et bien, Nous ôtons ton voile; ta vue est perçante aujourd'hui.

Almanca:

Gewiß, bereits warst du doch demgegenüber achtlos, dann nahmen wir von dir deine Bedeckung weg, dann ist dein Sehen heute scharf.

Rusça:

Ты был беспечен к этому, но Мы сорвали с тебя твое покрывало, и острым является сегодня твой взор.

Açıklama:
 
00:00

veḳâle ḳarînühû hâẕâ mâ ledeyye `atîd.

Arapça:

وَقَالَ قَرِينُهُ هَٰذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ

Türkçe:

Yoldaşı şöyle der: "İşte yanımdaki, hazır!"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Beraberindeki melek "işte yanımdaki hazır" der.

Diyanet Vakfı:

Yanındaki arkadaşı: "İşte yanımdaki hazır" dedi.

İngilizce:

And his Companion will say: "Here is (his Record) ready with me!"

Fransızca:

Et son compagnon dira : "Voilà ce qui est avec moi, tout prêt". .

Almanca:

Und sein (enger) Begleiter sagte: "Das ist was bei mir vorhanden ist."

Rusça:

Его товарищ (ангел) скажет: "Вот то, что подготовлено у меня".

Açıklama:
 
00:00

elḳiyâ fî cehenneme külle keffârin `anîd.

Arapça:

أَلْقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٍ

Türkçe:

Siz, ikiniz! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Allah iki meleğe buyurur ki:) "Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!

Diyanet Vakfı:

(İki meleğe şu emir verilir:) "Haydi ikiniz her inatçı kafiri, cehenneme atın!"

İngilizce:

(The sentence will be:) "Throw, throw into Hell every contumacious Rejecter (of Allah)!-

Fransızca:

"Vous deux, jetez dans l'Enfer tout mécréant endurci et rebelle ,

Almanca:

"Werft ihr beide in Dschahannam jeden äußerst sturen Kufr-Betreibenden,

Rusça:

Вдвоем бросайте в Геенну каждого упрямого неверующего,

Açıklama:
 
00:00

mennâ`il lilḫayri mü`tedim mürîbün.

Arapça:

مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُّرِيبٍ

Türkçe:

Durmadan hayrı engelleyeni, azgını, işkilciyi...

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İyiliklere (sürekli) engel olan, saldırgan, şüpheciyi.

Diyanet Vakfı:

"Hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi"

İngilizce:

Who forbade what was good, transgressed all bounds, cast doubts and suspicions;

Fransızca:

acharné à empêcher le bien, transgresseur, douteur,

Almanca:

der äußerst das Gute verhindernd, übertretend und zweifel-hegend war,

Rusça:

который отказывал в добре, совершал преступления и терзался сомнениями,

Açıklama:

Sayfalar

Sayfa 519 beslemesine abone olun.