Arapça:
وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا أَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
Çeviriyazı:
veleḳad ehleknâ eşyâ`aküm fehel mim müddekir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur?
Diyanet İşleri:
And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, öğüt alan yok mudur?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve andolsun ki taraftarlarınızı da helak ettik, fakat bir ibret alan mı var?
Şaban Piriş:
Andolsun ki benzerlerini helak ettik. İbret alan var mı?
Edip Yüksel:
Sizin benzerlerinizi yok etmiştik. Yok mu öğüt alan?
Ali Bulaç:
Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
Suat Yıldırım:
Gerçekten Biz sizin nice benzerlerinizi imha ettik! Haydi var mı düşünen ve ibret alan?
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve şüphe yok ki, sizin emsalinizi helâk ettik, fakat düşünen hani?
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, biz sizin benzerlerinizi hep yok ettik. Fakat düşünen mi var?
Bekir Sadak:
55:1
İbni Kesir:
Andolsun ki
Adem Uğur:
Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu?
İskender Ali Mihr:
Ve andolsun ki, sizin gibi olanları helâk etik. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?
Celal Yıldırım:
(51-52) And olsun ki, biz sizin nice benzerlerinizi yok ettik. Öğüt ve ibret alan yok mudur? Onların işledikleri her şey defterlerdedir.
Tefhim ul Kuran:
Andolsun biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
Fransızca:
En effet, nous avons fait périr des peuples semblables à vous. Y a-t-il quelqu'un pour s'en souvenir ?
İspanyolca:
Hemos hecho perecer a vuestros semejantes. Pero ¿hay alguien que se deje amonestar?
İtalyanca:
Invero già annientammo faziosi della vostra specie. C'è forse qualcuno che rifletta in proposito?
Almanca:
Und gewiß, bereits richteten WIR eure Anhänger zugrunde. Gibt es etwa einen sich Erinnernden?!
Çince:
我确已将你们的宗派毁灭了。有接受劝告的人吗?
Hollandaca:
Wij hebben vroeger volken verdelgd, die u gelijk waren; maar is iemand uwer door hun voorbeeld gewaarschuwd?
Rusça:
Мы уже погубили подобных вам. Но есть ли поминающие?
Somalice:
Dhab ahaan baan u halaagnay kuwa idin la mid ah, ee wax waantoobi ma jiraa.
Swahilice:
Na bila ya shaka tumekwisha waangamiza wenzenu. Lakini yupo anaye kumbuka?
Uygurca:
بىز ھەقىقەتەن (ئۆتكەنكى ئۈممەتلەردىن كۇفرىدا) سىلەرگە ئوخشاش بولغانلارنى ھالاك قىلدۇق، ئىبرەت ئالغۇچى بارمۇ؟
Japonca:
われはこれまで,あなたがた(マッカの多神教徒)の同類を滅ぼした。さて,誰か悟る者があるか。
Arapça (Ürdün):
«ولقد أهلكنا أشياعكم» أشباهكم في الكفر من الأمم الماضية «فهل من مدكر» استفهام بمعنى الأمر، أي اذكروا واتعظوا.
Hintçe:
और हम तुम्हारे हम मशरबो को हलाक कर चुके हैं तो कोई है जो नसीहत हासिल करे
Tayca:
และโดยแน่นอน เราได้ทำลายกลุ่มชนเช่นพวกเจ้าแล้วมีผู้ใดบ้างที่รับข้อตักเตือนนั้น
İbranice:
וכבר הכחדנו את הדומים לכם, האם יש מי שילמד את המסר
Hırvatça:
A Mi smo već vama slične uništili, pa ima li ikoga ko bi se prisjetio?!
Rumence:
Orice lucru pe care îl fac este în condici,
Transliteration:
Walaqad ahlakna ashyaAAakum fahal min muddakirin
Türkçe:
Yemin olsun, biz sizin benzerlerinizi hep yok ettik. Fakat düşünen mi var?
Sahih International:
And We have already destroyed your kinds, so is there any who will remember?
İngilizce:
And (oft) in the past, have We destroyed gangs like unto you: then is there any that will receive admonition?
Azerbaycanca:
And olsun ki, Biz sizin kimiləri (çox) məhv etmişik. Amma heç bir ibrət alan (öyüd-nəsihət qəbul edən) varmı?!
Süleyman Ateş:
Andolsun biz sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur?
Diyanet Vakfı:
Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Düşünüp ibret alan yok mu?
Erhan Aktaş:
Ant olsun ki size benzer nicelerini yok ettik. Buna rağmen düşünen mi var?
Kral Fahd:
Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk etlik. Düşünüp ibret alan yok mu?
Hasan Basri Çantay:
Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi helak etmişizdir. O halde bir düşünen var mı?
Muhammed Esed:
Nitekim, (geçmişte) sizin gibi toplumları yok ettik. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?
Gültekin Onan:
Andolsun biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
Ali Fikri Yavuz:
And olsun, (küfür hususunda benzeriniz olan) sizin gibileri helâk da ettik
Portekizce:
E havíamos aniquilado os vossos semelhantes. Haverá, porventura, algum que recebeu a admoestação?
İsveççe:
Era likar [i synd och förnekelse bland tidigare folk] lät Vi gå under; finns det någon som bevarar detta i minnet [och tar lärdom]
Farsça:
بی تردید ما هم مسلکان شما را [که در گذشته به سر می بردند، به خاطر طغیانشان] هلاک کردیم؛ پس آیا پند گیرنده ای هست؟
Kürtçe:
سوێند بەخوا بێگومان زۆر لە کەسانی بێ باوەڕی وەك ئێوەمان لەناو بردووە جا ئایا کەسێك ھەیە پەندی لێ وەربگرێت؟
Özbekçe:
Дарҳақиқат, Биз сизга ўхшаганларни ҳалок қилдик. Бас, буни эсловчи борми ўзи?!
Malayca:
Dan demi sesungguhnya! Kami telah binasakan orang-orang yang sama keadaannya seperti kamu; maka adakah sesiapa yang mahu mengambil peringatan dan pelajaran?
Arnavutça:
E, Ne, madje i kemi shkatërruar të ngjashmit me ju, - e a ka kush që këshillohet (me të)?!
Bulgarca:
Вече погубихме подобните на вас. Но има ли кой да се поучи?
Sırpça:
А Ми смо већ уништили вама сличне, па има ли икога ко би поуку примио?!
Çekçe:
A vskutku jsme již zahubili jiné vám podobné. Což není nikoho, kdo připomněl by si to nyní?
Urduca:
تم جیسے بہت سوں کو ہم ہلاک کر چکے ہیں، پھر ہے کوئی نصیحت قبول کرنے والا؟
Tacikçe:
Касонеро, ки монанди шумо буданд, ҳалок кардем. Оё пандгирандае ҳаст?
Tatarca:
Ий кәферләр сезнең кеби кәферләрне күп һәлак кылдык, әйә шуларны уйлап фикерләп гыйбрәтләнүче бармы?
Endonezyaca:
Dan sesungguhnya telah Kami binasakan orang yang serupa dengan kamu. Maka adakah orang yang mau mengambil pelajaran?
Amharca:
ብጤዎቻችሁንም በእርግጥ አጠፋን፡፡ ተገሳጭም አልለን?
Tamilce:
(உங்களைப் போன்ற) உங்கள் சக கொள்கையுடையவர்களை (இதற்கு முன்னர்) நாம் திட்டவட்டமாக அழித்தோம். ஆக, நல்லுபதேசம் பெறுபவர் யாரும் இருக்கிறாரா?
Korece:
하나님은 너희와 유사한 무 리들을 멸망케 했나니 이를 교훈 으로 받아 들이는 자 있느뇨
Vietnamca:
Quả thật, TA đã tiêu diệt những đám người tương tự như các ngươi, vậy có ai sẽ nhớ không?
Ayet Linkleri: