Arapça:
وَأَعْطَىٰ قَلِيلًا وَأَكْدَىٰ
Çeviriyazı:
vea`ṭâ ḳalîlev veekdâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Azıcık verip (sonra vermemekte) direneni?
Diyanet İşleri:
Yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vermemekte direneni gördün mü?"
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve az bir şey verip sonra kısanı, nekeslik edeni?
Şaban Piriş:
Azıcık verip sonra vermemekte direneni?
Edip Yüksel:
Ender olarak ve pek az verdi.
Ali Bulaç:
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu.
Suat Yıldırım:
Azıcık verip de sonra cimrilik ederek vermeyene!
Ömer Nasuhi Bilmen:
53:33
Yaşar Nuri Öztürk:
Azıcık verdi, sona inatla sıkıca tuttu.
Bekir Sadak:
Onun calismasi suphesiz gorulecektir.
İbni Kesir:
Biraz verip sonra vermemekte direneni.
Adem Uğur:
Azıcık verip sonra vermemekte direneni?
İskender Ali Mihr:
Ve o, pek az verdi, kalanını kesti (vazgeçti, vermedi).
Celal Yıldırım:
53:33
Tefhim ul Kuran:
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu.
Fransızca:
donné peu et a [finalement] cessé de donner ?
İspanyolca:
Da poco, es mezquino.
İtalyanca:
che dà poco e poi smette [di dare]?
Almanca:
und ein wenig gab, dann sich enthielt?!
Çince:
稍稍施舍就悭吝的人,
Hollandaca:
En weinig geeft en begeerlijk zijne hand ophoudt?
Rusça:
дал мало и прекратил давать вовсе?
Somalice:
Oo wax ar bixiyay inta kalana reebtay.
Swahilice:
Na akatoa kidogo, kisha akajizuia?
Uygurca:
ئۇ (شەرت قىلىنغان مالدىن) ئازغىنا بەردى، قالغىنىنى بەرمىدى
Japonca:
僅かに施しをしては,(物借みして)止める。
Arapça (Ürdün):
«وأعطى قليلا» من المال المسمى «وأكدى» منع الباقي مأخوذ من الكدية وهي أرض صلبة كالصخرة تمنع حافر البئر إذا وصل إليها من الحفر.
Hintçe:
और थोड़ा सा (ख़ुदा की राह में) दिया और फिर बन्द कर दिया
Tayca:
และเขาให้เพียงเล็กน้อย และเขาได้ตระหนี่ (ส่วนที่เหลือ)
İbranice:
אשר בהתחלה נתן מעט ואז קפץ את ידו
Hırvatça:
i malo udijelio, a onda posve prestao udjeljivati.
Rumence:
Are el ştiinţa Tainei ca s-o poată vedea?
Transliteration:
WaaAAta qaleelan waakda
Türkçe:
Azıcık verdi, sona inatla sıkıca tuttu.
Sahih International:
And gave a little and [then] refrained?
İngilizce:
Gives a little, then hardens (his heart)?
Azerbaycanca:
Bir az (pul, mal) verib (qalanına) xəsislik göstərəni?
Süleyman Ateş:
Azıcık verdi, gerisini elinde sıkı sıkı tuttu?
Diyanet Vakfı:
Azıcık verip sonra vermemekte direneni?
Erhan Aktaş:
Azıcık verip, inatla cimrilik edeni?
Kral Fahd:
Azıcık verip sonra vermemekte direneni?
Hasan Basri Çantay:
53:33
Muhammed Esed:
ve (kendi ruhunun temizliği için kendisinden) bu kadar az ve bu kadar gönülsüzce vereni?
Gültekin Onan:
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu.
Ali Fikri Yavuz:
Ve (malından) pek az verib de kaskatı cimrileşeni...
Portekizce:
Que pouco dá, e, depois, endurece (o coração)?
İsveççe:
och som ger det minsta [möjliga av det han äger åt andra] och knotar till och med över detta
Farsça:
و اندکی [از مال خود] بخشید و [از باقی مانده آن] امساک ورزید.
Kürtçe:
(لەوەی بڕیاری دابوو) کەمێکی بەخشی وئەوەی تری گرتەوە
Özbekçe:
У озгина берди ва тўхтатди.
Malayca:
Dan setelah ia memberi sedikit pemberiannya, ia memutuskannya (kerana menurut hawa nafsunya)?
Arnavutça:
pak ka dhënë, e pastaj e pengoi tjetrën,
Bulgarca:
и дава малко, и му се свиди?
Sırpça:
и мало удељивао, а онда у потпуности престао да удељује?
Çekçe:
a málo jen rozdává a lakotí?
Urduca:
اور تھوڑا سا دے کر رک گیا
Tacikçe:
Андак мебахшид ва дар садақа бахилӣ мекард.
Tatarca:
Ул хактан баш тартучы малыннан бик аз садака бирде, соңра бирүне бөтенләй туктатты.
Endonezyaca:
serta memberi sedikit dan tidak mau memberi lagi?
Amharca:
ጥቂትን የሰጠውንና ያቋረጠውንም (አየህን?)
Tamilce:
இன்னும், (தனது நண்பனுக்கு தனது செல்வத்தில் இருந்து) கொஞ்சம் கொடுத்தான். பிறகு, (அதை கருமித்தனத்தால்) நிறுத்திவிட்டான்.
Korece:
조금 주면서 아까워 하는 자라
Vietnamca:
Kẻ đó cho đi chỉ một ít rồi ngưng (vì lòng keo kiệt).
Ayet Linkleri: