Arapça:
مِن فِرْعَوْنَ ۚ إِنَّهُ كَانَ عَالِيًا مِّنَ الْمُسْرِفِينَ
Çeviriyazı:
min fir`avn. innehû kâne `âliyem mine-lmüsrifîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Firavun'dan da kurtardık çünkü o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı.
Diyanet İşleri:
And olsun ki, İsrailoğullarını, azgın bir zorba olan Firavun'un alçaltıcı azabından kurtardık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Firavun'dan; şüphe yok ki o haddi aşanlardan yücelik satan, ululanan biriydi.
Şaban Piriş:
Firavundan... Çünkü o, haddi ululuk taslayan bir kimse idi.
Edip Yüksel:
Firavun'dan. O, azgın bir diktatör idi.
Ali Bulaç:
Firavun'dan. Çünkü, o, ölçüyü taşıran bir mütekebbirdi.
Suat Yıldırım:
Böylece, İsrailoğullarını gerçekten zelil eden, aşağılayan o işkenceden, Firavun'un işkencesinden kurtardık. Doğrusu, bu adam, haddini aşan, büyüklük taslayan zorbanın teki idi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Fir´avun´dan, şüphe yok ki, o, müsriflerden bir mütekebbir olmuştu.
Yaşar Nuri Öztürk:
Firavun'dan kurtardık. Firavun, haddi aşanların büyüklük taslayanlarından biriydi.
Bekir Sadak:
Bunlar mi daha ustun yoksa Tubba milleti ve onlardan oncekiler mi? Onlari yok etmisizdir, cunku onlar suclu idiler.
İbni Kesir:
Firavun´dan. Doğrusu o, azgın bir zorba idi.
Adem Uğur:
Yani Firavun´dan. Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
İskender Ali Mihr:
O firavun ki, şüphesiz o, haddi aşanlardan ve büyüklük taslayanlardandı.
Celal Yıldırım:
44:30
Tefhim ul Kuran:
Firavun´dan. Çünkü o, ölçüyü taşıran bir mütekebbirdi.
Fransızca:
de Pharaon qui était hautain et outrancier.
İspanyolca:
de Faraón. Era altivo, de los inmoderados.
İtalyanca:
da Faraone che era tiranno e prevaricatore.
Almanca:
von Pharao. Gewiß, er war ein Arroganter von den Maßlosen.
Çince:
法老的刑罚。他确是高傲的,确是过分的。
Hollandaca:
Van Pharao; want hij was hoovaardig en een zondaar.
Rusça:
от Фараона. Воистину, он был надменен и был одним из преступающих границы дозволенного.
Somalice:
(Fircoombaan ka korinay) wuxuuna ahaa isla weyne xadgudbayaasha ka mid ah.
Swahilice:
Ya Firauni. Hakika yeye alikuwa jeuri katika wenye kupindukia mipaka.
Uygurca:
شەك - شۈبھىسىزكى، بىز ئىسرائىل ئەۋلادىنى خار قىلغۇچى ئازابتىن – پىرئەۋن (ئازابى) دىن قۇتقۇزدۇق، پىرئەۋن ھەقىقەتەن مۇتەكەببىر ئىدى، ھەددىدىن ئاشقۇچىلاردىن ئىدى
Japonca:
フィルアウンから(救い出した)。本当にかれは,高慢で無法者であった。
Arapça (Ürdün):
«من فرعون» قيل بدل من العذاب بتقدير مضاف، أي عذاب، وقيل حال من العذاب «إنه كان عالياً من المسرفين».
Hintçe:
वह बेशक सरकश और हद से बाहर निकल गया था
Tayca:
จากฟิรเอานฺ แท้จริงเขาเป็นผู้โอหังที่มาจากผู้ฝ่าฝืน
İbranice:
מידי פרעה אשר היה מתייהר ומן המשחיתים
Hırvatça:
od faraona - on je bio zbilja nadmen, jedan od onih koji su u zlu svaku mjeru prevršili,
Rumence:
de Faraon care era trufaş peste măsură.
Transliteration:
Min firAAawna innahu kana AAaliyan mina almusrifeena
Türkçe:
Firavun'dan kurtardık. Firavun, haddi aşanların büyüklük taslayanlarından biriydi.
Sahih International:
From Pharaoh. Indeed, he was a haughty one among the transgressors.
İngilizce:
Inflicted by Pharaoh, for he was arrogant (even) among inordinate transgressors.
Azerbaycanca:
Fir’ondan (xilas etdik). Həqiqətən, o, təkəbbür göstərən, həddi aşanlardan idi!
Süleyman Ateş:
Fir'avn'dan. Çünkü o, (insanları ezip) ululanan, sınırı aşanlardan biri idi.
Diyanet Vakfı:
Yani Firavun'dan. Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
Erhan Aktaş:
Firavun’un zulmünden. Kuşkusuz o, müsriflerdendi.(1)
Kral Fahd:
Yani Firavun'dan. Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
Hasan Basri Çantay:
44:30
Muhammed Esed:
Firavun(un onların başına sardığı azap)tan; zaten o, kendi kişiliklerini harcayıp duranların en başta gelenlerindendi;
Gültekin Onan:
Firavun´dan. Çünkü, o, ölçüyü taşıran bir mütekebbirdi.
Ali Fikri Yavuz:
Firavun’dan (esaretinden ve oğullarının öldürülmesinden). Çünkü o azgın müsriflerdendi, (şirke varanlardandı).
Portekizce:
Infligido pelo Faraó; em verdade, ele foi um déspota, e se contava entre os transgressores.
İsveççe:
som Farao [lade på dem] - han var en förtryckare som gick till de värsta överdrifter. -
Farsça:
از فرعون که متکبری سرکش از زمره اسراف کاران بود،
Kürtçe:
لە فیرعەون، بێگومان فیرعەون خۆبەزل زانێکی لەسنوور دەرچوو بوو
Özbekçe:
Фиръавндан нажот бердик. Албатта, у мутакаббир ва ҳаддидан ошганлардан эди. (Фиръавн ва қавмини ҳалок қилиш билан биз Бани Исроилни азобдан озод этдик. Улар унинг қавми қўл остида азоб чекар эдилар.)
Malayca:
Dari penindasan Firaun, sesungguhnya ia adalah seorang yang sombong takbur lagi terbilang dari orang-orang yang melampaui batas (dalam keganasan dan kekejamannya).
Arnavutça:
prej Faraonit, - ai ishte mendjemadh, njeri që për keq kalonte çdo kufi –
Bulgarca:
от Фараона. Той бе горделивец от престъпващите.
Sırpça:
од фараона - он је био збиља надмен, један од оних који су превршили сваку меру у злу,
Çekçe:
Faraonóvým; a byl on mezi přestupníky zpupný.
Urduca:
فرعون سے نجات دی جو حد سے گزر جانے والوں میں فی الواقع بڑے اونچے درجے کا آدمی تھا
Tacikçe:
аз азоби Фиръавни саркаши аз ҳад гузаранда
Tatarca:
Ул ґәзаб аларга Фиргауннән иде, кыз балаларын суйдырып, үзләрен авыр эшләрдә эшләтә иде, ул Фиргаун тәкәбберлектә вә явызлыкта чиктән үтүчеләрнең иң өстене иде.
Endonezyaca:
dari (azab) Fir'aun. Sesungguhnya dia adalah orang yang sombong, salah seorang dari orang-orang yang melampaui batas.
Amharca:
ከፈርዖን፤ እርሱ የኮራ ከወሰን አላፊዎቹ ነበርና፡፡
Tamilce:
ஃபிர்அவ்னிடமிருந்து (அவர்களை பாதுகாத்தோம்). நிச்சயமாக அவன் பெருமை அடிப்பவனாக (-அழிச்சாட்டியம் செய்பவனாக), வரம்புமீறிகளில் ஒருவனாக இருந்தான்.
Korece:
파라오로 부터라 실로 그는 오만한 죄인이라
Vietnamca:
Từ Pha-ra-ông. Quả thật, hắn là tên ngạo mạn trong số những kẻ ác đức và tàn bạo.
Ayet Linkleri: