Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

38

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

3995

Sayfa No: 

454

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَغَفَرْنَا لَهُ ذَٰلِكَ ۖ وَإِنَّ لَهُ عِندَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ

Çeviriyazı: 

fegafernâ lehû ẕâlik. veinne lehû `indenâ lezülfâ veḥusne meâb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz de o zannettiği şeyi kendisine bağışladık. Şüphesiz yanımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir dönüş yeri vardır.

Diyanet İşleri: 

Böylece onu bağışlamıştık. Katımızda onun yakınlığı ve güzel bir geleceği vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve biz de onun bu.suçunu örttük ve şüphe yok ki onun, katımızda bir yakınlık derecesi ve dönüp geleceği güzel bir makamı vardı.

Şaban Piriş: 

İşte böylece biz onu bağışlamıştık. Katımızda onun için bir yakınlık ve varılacak güzel bir yeri vardır.

Edip Yüksel: 

Böylece onu bağışladık. Yanımızda onun yakınlığı ve güzel bir yeri vardır.

Ali Bulaç: 

Böylece onu bağışladık. Şüphesiz onun Bizim Katımız'da gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır.

Suat Yıldırım: 

Onun bu hatasını bağışladık. Muhakkak ki onun Bize yakınlığı ve güzel bir âkıbeti vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(25-26) Artık bunun için O´nu yarlığadık ve şüphe yok ki, O´nun için Bizim katımızda elbette bir yakınlık vardır ve bir akıbet güzelliği vardır. Ey Dâvûd! Şüphe yok ki, Biz seni yeryüzünde halife kıldık. Artık nâs arasında hak ile hükmet ve hevâya tâbi olma, sonra seni Allah´ın yolundan şaşırtır. Muhakkak o kimseler ki, Allah yolundan saparlar, onlar için hesap gününü unutmuş oldukları için bir şiddetli azap vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz de ondan o günahı affettik. Katımızdan onun için bir yakınlık ve güzel bir gelecek var.

Bekir Sadak: 

Ona bir aksam ustu, calimli, cins kosu atlari sunulmustu.

İbni Kesir: 

Bunun üzerine Biz de onu bağışladık. Onun için şüphesiz ki katımızda yüksek bir makam ve güzel bir sonuç vardır.

Adem Uğur: 

Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır.

İskender Ali Mihr: 

Böylece bu konuda ona mağfiret ettik. Muhakkak ki onun, katımızda mutlaka yüksek bir makamı ve güzel bir meabı (sığınağı) vardır.

Celal Yıldırım: 

Biz de onu bağışladık ve şüphesiz ki onun yanımızda yakınlığı, dönüş ve sonuç güzelliği vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece onu bağışladık. Şüphesiz onun bizim katımızda gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır.

Fransızca: 

Nous lui pardonnâmes. Il aura une place proche de Nous et un beau refuge.

İspanyolca: 

Se lo perdonamos y tiene un sitio junto a Nosotros y un bello lugar de retorno.

İtalyanca: 

Allora lo perdonammo. Egli ha un posto vicino a Noi e buon luogo di ritorno.

Almanca: 

Dann vergaben WIR ihm dieses. Und gewiß, für ihn gibt es bei Uns doch nähere Stellung und schöne Rückkehr.

Çince: 

我就饶了他的过失,他在我那里,的确获得宠爱和优美的归宿。

Hollandaca: 

Daarom vergaven wij hem zijne fout, en hij zal toegelaten worden om ons te naderen, en hij zal eene uitmuntende verblijfplaats in het paradijs hebben.

Rusça: 

Мы простили ему это. Воистину, он приближен к Нам, и ему уготовано прекрасное место возвращения.

Somalice: 

Markaasaan u dambi dhaafnay, agtanada wuxuu ku leeyahay dhawaansho iyo noqosho fiican (darajo sare).

Swahilice: 

Basi tukamsamehe kwa hayo. Naye kwa hakika anao mkaribisho mkubwa na marejeo mazuri kwetu.

Uygurca: 

بىز ئۇنىڭ خاتالىقىنى ئەپۇ قىلدۇق، ئۇ بىزنىڭ دەرگاھىمىزدا ئەلۋەتتە يېقىنلىققا ۋە ياخشى ئاقىۋەتكە ئىگە بولىدۇ

Japonca: 

それでわれは,かれ(の過ち)を赦した。かれは(今)本当にわれに近づき,多幸な(悟り切った)帰り所にいる。

Arapça (Ürdün): 

«فغفرنا له ذلك وإن له عندنا لزلفى» أي زيادة خير في الدنيا «وحسن مآب» مرجع في الآخرة.

Hintçe: 

तो हमने उनकी वह ग़लती माफ कर दी और इसमें शक नहीं कि हमारी बारगाह में उनका तक़र्रुब और अन्जाम अच्छा हुआ

Tayca: 

ดังนั้น เราได้ให้อภัยแก่เขาในเรื่องนั้น และแท้จริง สำหรับเขานั้นย่อมอยู่ใกล้ชิด ณ ที่เรา และทางกลับที่ดียิ่ง(ในปรโลก)

İbranice: 

לכן סלחנו לו, ואכן לו אצלנו קירבה מובטחת, ומקום טוב לחזור אליו

Hırvatça: 

I Mi smo mu to oprostili, i on je, doista, blizak Nama i divno prebivalište ga čeka.

Rumence: 

Noi i-am iertat lui şi el are la Noi un loc aproape şi o frumoasă întoarcere.

Transliteration: 

Faghafarna lahu thalika wainna lahu AAindana lazulfa wahusna maabin

Türkçe: 

Biz de ondan o günahı affettik. Katımızdan onun için bir yakınlık ve güzel bir gelecek var.

Sahih International: 

So We forgave him that; and indeed, for him is nearness to Us and a good place of return.

İngilizce: 

So We forgave him this (lapse): he enjoyed, indeed, a Near Approach to Us, and a beautiful place of (Final) Return.

Azerbaycanca: 

Biz bunu (o biri iddiaçını dinləməyərək onu zülmkar adlandırmasını və ya belə bir səhv zənnə düşməsini) ona bağışladıq. Həqiqətən, o, (qiyamət günü) dərgahımıza yaxın olacaq və onun qayıdıb gələcəyi yer də gözəl olacaqdır (yaxud onu dünyada çoxlu ne’mət, axirətdə isə gözəl sığınacaq – Cənnət gözləyir).

Süleyman Ateş: 

Biz de ondan bunu affettik. Yanımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir geleceği vardır.

Diyanet Vakfı: 

Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır.

Erhan Aktaş: 

Böylece onu bundan dolayı bağışladık. Onun yanımızda yüksek konumu ve iyi bir sığınağı vardır.

Kral Fahd: 

Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Biz de onu saalih (bir zât olarak) intihab etdik. Nezdimizde onun muhakkak bir yakınlığı ve bir akıbet güzelliği vardır.

Muhammed Esed: 

Biz de bu (günahı)nı bağışladık, (öteki dünyada) o´nu Bizim yakınlığımız ve menzillerin en güzeli beklemektedir.

Gültekin Onan: 

Böylece onu bağışladık. Şüphesiz onun bizim katımızda gerçekten bir yakınlığı ve güzel bir dönüş yeri (meab) vardı.

Ali Fikri Yavuz: 

Biz de onun bu hatasını bağışladık. Gerçekten onun, bizim katımızda bir yakınlığı ve güzel bir akıbeti (cenneti) vardır.

Portekizce: 

E lhe perdoamos tal (falta), porque, ante Nós, goza de dignidade e excelente local de retorno.

İsveççe: 

Och Vi förlät honom detta [fel] och Vi har berett honom en hedersam plats i Vår närhet och en lycklig återkomst.

Farsça: 

و ما او را در این [داوری] آمرزیدیم، بی تردید او نزد ما تقرب و منزلتی بلند و سرانجامی نیکو دارد.

Kürtçe: 

ئێمەش لەو ھەڵەی ئەو خۆش بووین بەڕاستی ئەو (داود) پلە و پایەی بەرزە و نزیکە لە ئێمەوە ودواڕۆژێکی چاکیشی ھەیە

Özbekçe: 

Бас, Биз унинг ўша(хатоси)ни мағфират қилдик. Албатта, унинг учун ҳузуримизда яқинлик ва гўзал оқибат бордир.

Malayca: 

Maka Kami ampunkan kesalahannya itu; dan sesungguhnya ia mempunyai kedudukan yang dekat di sisi Kami serta tempat kembali yang sebaik-baiknya (pada hari akhirat kelak).

Arnavutça: 

Pastaj, Ne këtë ia falëm atij, e ati te Na, ka një pozitë të veçantë dhe një kthim të mirë (në jetën tjetër).

Bulgarca: 

И му опростихме това. При Нас той е приближен и има прекрасна обител.

Sırpça: 

И Ми смо му то опростили, и он је, заиста, Нама близак и чека га дивно пребивалиште.

Çekçe: 

A odpustili jsme mu to a on má u Nás věru místo blízké a překrásné přebývání.

Urduca: 

تب ہم نے اس کا وہ قصور معاف کیا اور یقیناً ہمارے ہاں اس کے لیے تقرب کا مقام اور بہتر انجام ہے

Tacikçe: 

Мо ин хатояшро бахшидем. Ӯро ба даргоҳи Мо тақарруб (наздикӣ) аст ва бозгаште некӯ.

Tatarca: 

Ярлыканырга теләгән хатасын гафу иттек, вә кыямәт көнендә Безгә якын булу һәм аңа күркәм урын бардыр.

Endonezyaca: 

Maka Kami ampuni baginya kesalahannya itu. Dan sesungguhnya dia mempunyai kedudukan dekat pada sisi Kami dan tempat kembali yang baik.

Amharca: 

ለእርሱም እኛ ዘንድ መቅረብ (ክብር) መልካም መመለሻም አለው፡፡

Tamilce: 

ஆக, நாம் அவருக்கு அ(ந்த குற்றத்)தை மன்னித்தருளினோம். நிச்சயமாக அவருக்கு நம்மிடம் மிக நெருக்கமும் அழகிய மீளுமிடமும் உண்டு.

Korece: 

그리하여 하나님은 그일에 대하여 그를 용서하니 그는 하나 님 가까이에 이르러 아름다운 안 식처를 찾았덕라

Vietnamca: 

Vậy là TA (Allah) đã tha thứ cho (Dawood) về điều đó. Quả thật ở nơi TA, Y có được một chỗ gần gũi và một nơi quay về tốt đẹp.

Etiketler: 

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: