
fegafernâ lehû ẕâlik. veinne lehû `indenâ lezülfâ veḥusne meâb.
Arapça:
فَغَفَرْنَا لَهُ ذَٰلِكَ ۖ وَإِنَّ لَهُ عِندَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ
Türkçe:
Biz de ondan o günahı affettik. Katımızdan onun için bir yakınlık ve güzel bir gelecek var.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz de o zannettiği şeyi kendisine bağışladık. Şüphesiz yanımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir dönüş yeri vardır.
Diyanet Vakfı:
Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır.
İngilizce:
So We forgave him this (lapse): he enjoyed, indeed, a Near Approach to Us, and a beautiful place of (Final) Return.
Fransızca:
Nous lui pardonnâmes. Il aura une place proche de Nous et un beau refuge.
Almanca:
Dann vergaben WIR ihm dieses. Und gewiß, für ihn gibt es bei Uns doch nähere Stellung und schöne Rückkehr.
Rusça:
Мы простили ему это. Воистину, он приближен к Нам, и ему уготовано прекрасное место возвращения.
Açıklama:
