Arapça:
وَنَعْمَةٍ كَانُوا فِيهَا فَاكِهِينَ
Çeviriyazı:
vena`metin kânû fîhâ fâkihîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve içinde eğlenip durdukları nice nimetler ve refah!
Diyanet İşleri:
Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve bolbol yeyip geçindikleri nice nimetler.
Şaban Piriş:
İçinde eğlenip durdukları nimetleri...
Edip Yüksel:
Ve içinde sefa sürdükleri nice nimetler...
Ali Bulaç:
Ve içlerinde 'sevinç ve mutluluk içinde' yaşadıkları nimetler,
Suat Yıldırım:
Geride neler bırakmadılar neler!... Ne bağlar, bahçeler, ne pınarlar, ne çiftlikler... Ne güzel güzel konaklar, ne makamlar, içinde zevk-u safa sürdükleri ne nimetler!... [26,59; 7,137]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve içinde zevk ile müstefit oldukları nîmetten.
Yaşar Nuri Öztürk:
İçinde zevk sürdükleri nice nimetler.
Bekir Sadak:
Onlarin, her birinde acikca bir imtihan bulunan, mucizeler verdik.
İbni Kesir:
Zevk ve safa sürdükleri nimetleri de.
Adem Uğur:
Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
İskender Ali Mihr:
Ve orada zevk içinde yaşadıkları ni´metler (terkettiler).
Celal Yıldırım:
44:25
Tefhim ul Kuran:
Ve kendilerinde ´sevinç ve mutluluk içinde´ yaşadıkları nimetler.
Fransızca:
que de délices au sein desquels ils réjouissaient.
İspanyolca:
cuánto bienestar, en el que vivían felices!
İtalyanca:
e il benessere di cui si deliziavano!
Almanca:
sowie Wohlergehen, in dem sie freudenerregt waren.
Çince:
以及他们所享受的福泽!
Hollandaca:
En voordeelen welke gij geniet, lieten zij niet achter zich?
Rusça:
и блаженства, в котором они наслаждались!
Somalice:
iyo Nicmooyin ay ku raaxaysanayeen.
Swahilice:
Na neema walizo kuwa wakijistareheshea!
Uygurca:
ئۇلار بەھرىمەن بولۇۋاتقان نېمەتلەرنى قالدۇردى
Japonca:
またかれらがそこで享楽していた良い物を(残したか。)
Arapça (Ürdün):
«ونعمة» متعة «كانوا فيها فاكهين» ناعمين.
Hintçe:
जिनमें वह ऐश और चैन किया करते थे छोड़ गये यूँ ही हुआ
Tayca:
และความสะดวกสะบายที่พวกเขาสนุกสนานร่าเริง
İbranice:
ותענוגות אשר היו בהם צוחקים (מרוב נועם)
Hırvatça:
i blagodati u kojima su uživali!
Rumence:
şi plăceri în care se desfătau!
Transliteration:
WanaAAmatin kanoo feeha fakiheena
Türkçe:
İçinde zevk sürdükleri nice nimetler.
Sahih International:
And comfort wherein they were amused.
İngilizce:
And wealth (and conveniences of life), wherein they had taken such delight!
Azerbaycanca:
Və zövq aldıqları neçə-neçə ne’mətlər (tərk etdilər).
Süleyman Ateş:
Ve zevkü sefa sürdükleri nice ni'metler!
Diyanet Vakfı:
Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
Erhan Aktaş:
Ve sefa sürdükleri nice nimetler.
Kral Fahd:
zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler.
Hasan Basri Çantay:
44:25
Muhammed Esed:
ve hoşlandıkları nice rahatlıklar, kolaylıklar!
Gültekin Onan:
Ve içlerinde ´sevinç ve mutluluk içinde´ yaşadıkları nimetler.
Ali Fikri Yavuz:
İçinde zevk sürdükleri ne nimet ve refah...
Portekizce:
E riquezas com as quais se regozijavam!
İsveççe:
och de lyckliga och ombonade liv som hade varit deras!
Farsça:
و نعمت هایی که با آسایش و خوشی از آن برخوردار بودند.
Kürtçe:
وە ناز ونیعمەتی زۆر کەئەوان تیایدا دەژیان وڕایان دەبوارد
Özbekçe:
Ва ўзлари ичида маза қилаётган нозу неъматларни қолдирдилар.
Malayca:
Dan juga kemewahan hidup, yang mereka sekian lama menikmatinya.
Arnavutça:
dhuntitë, në të cilat kënaqeshin,
Bulgarca:
и блаженство, на което се наслаждаваха!
Sırpça:
и благодати у којима су уживали!
Çekçe:
a příjemností, v nichž vesele si žili!
Urduca:
کتنے ہی عیش کے سر و سامان، جن میں وہ مزے کر رہے تھے اُن کے پیچھے دھرے رہ گئے
Tacikçe:
ва неъмате, ки дар он ғарқи шодмонӣ буданд.
Tatarca:
Вә бик күп нигъмәтләр, җимешләр калды.
Endonezyaca:
dan kesenangan-kesenangan yang mereka menikmatinya,
Amharca:
በእርሷ ተደሳቾች ከነበሩባትም ድሎት (ብዙን ነገር ተዉ)፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்கள் சுகமாக அனுபவித்துக் கொண்டிருந்த வசதிகளையும் விட்டுச்சென்றார்கள்.
Korece:
향락에 탐닉했던 그 풍요로 운 재물도
Vietnamca:
Biết bao ân huệ mà chúng đã từng hưởng thụ!
Ayet Linkleri: