Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

54

Ayet No: 

4468

Sayfa No: 

498

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجْنَاهُم بِحُورٍ عِينٍ

Çeviriyazı: 

keẕâlik. vezevvecnâhüm biḥûrin `în.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte böyle, biz onları ayrıca iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz.

Diyanet İşleri: 

Bu böyledir; onları iri siyah gözlü hurilerle eşlendiririz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Böyle işte ve onları evlendiririz iri gözlü hurilerle.

Şaban Piriş: 

İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.

Edip Yüksel: 

Bu böyledir; onlara güzel eşler vermişizdir.

Ali Bulaç: 

İşte böyle; ve Biz onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.

Suat Yıldırım: 

Müttakiler güvenli bir makamdadırlar:Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar.Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz.Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler.İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar.Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur.İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İşte böyledir ve onları gözleri iri, elbiseleri tertemiz, renkleri beyaz cariyeler ile evlendirdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle de eşleştirmişizdir.

Bekir Sadak: 

Ha, Mim.

İbni Kesir: 

İşte böyle. Onları iri siyah gözlülerle evlendiririz.

Adem Uğur: 

İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz.

İskender Ali Mihr: 

İşte, böyle. Ve onları, iri gözlü huriler ile evlendiririz.

Celal Yıldırım: 

Evet bu böyledir. Ve biz onları iri-siyah gözlü hurilerle evlendiririz.

Tefhim ul Kuran: 

İşte böyle

Fransızca: 

C'est ainsi ! Et Nous leur donnerons pour épouses des houris aux grands yeux.

İspanyolca: 

Así será. Y les daremos por esposas a huríes de grandes ojos.

İtalyanca: 

Sarà così e daremo loro in spose fanciulle dai grandi occhi.

Almanca: 

Solcherart! Und WIR vermählten sie mit Hur-'in .

Çince: 

结局是这样的:我将以白皙的、美目的女子,做他们的伴侣。

Hollandaca: 

Zoo zal het wezen, en zij zullen huwen, met schoone meisjes, die groote, zwarte oogen hebben.

Rusça: 

Вот так! Мы сочетаем их с черноокими, большеглазыми девами.

Somalice: 

saasoo kale waxaa usugnaaday Haween Indho waaweyn.

Swahilice: 

Hivi ndivyo itakavyo kuwa, na tutawaoza mahurilaini.

Uygurca: 

(ئۇلارنى تۈرلۈك ھۆرمەتلەر بىلەن) مۇشۇنداق ئىكرام قىلدۇق، شەھلا كۆزلۈك ھۆرلەرنى ئۇلارغا جۈپ قىلىمىز

Japonca: 

このようにわれは,輝いた大きい目の乙女たちをかれらの配偶者にするであろう。

Arapça (Ürdün): 

«كذلك» يقدر قبله الأمر «وزوجناهم» من التزويج أو قرناهم «بحور عين» بنساء بيض واسعات الأعين حسانها.

Hintçe: 

ऐसा ही होगा और हम बड़ी बड़ी ऑंखों वाली हूरों से उनके जोड़े लगा देंगे

Tayca: 

เช่นนั้นแหละ และเราจะให้พวกเขามีคู่ครองเป็นหญิงสาววัยรุ่นมีดวงตาสวยงาม

İbranice: 

נוסף לכל זה, נשיא אותם ליפות העין (עם עור עדין)

Hırvatça: 

Eto, tako će biti i Mi ćemo ih hurijama, krupnih očiju, ženiti.

Rumence: 

Noi le vom dărui drept soţii hurii cu ochii mari.

Transliteration: 

Kathalika wazawwajnahum bihoorin AAeenin

Türkçe: 

İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle de eşleştirmişizdir.

Sahih International: 

Thus. And We will marry them to fair women with large, [beautiful] eyes.

İngilizce: 

So; and We shall join them to fair women with beautiful, big, and lustrous eyes.

Azerbaycanca: 

(Mö’minlərin Cənnətdəki əhvalı) belədir. Hələ onları iri (ahu) gözlü hurilərlə evləndirəcəyik.

Süleyman Ateş: 

Ayrıca onları, iri gözlü hurilerle de evlendirmişizdir.

Diyanet Vakfı: 

İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hurilerle evlendiririz.

Erhan Aktaş: 

İşte böyle. Ve onları güzel gözlü hûrilerle(1) eşleştirdik.

Kral Fahd: 

İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz.

Hasan Basri Çantay: 

İşte (emir) böyledir. Onlara bembeyaz, şahin gözlü hurileri eş yapdık.

Muhammed Esed: 

İşte böyle olacak. Ve Biz onları güzel gözlü saf ve temiz eşler ile birleştireceğiz.

Gültekin Onan: 

İşte böyle

Ali Fikri Yavuz: 

İşte müminlerin cennetteki yeri böyledir. Hem onları iri gözlü Hûri’lerle de eşlendirdik.

Portekizce: 

Assim será! E os casaremos com huris de maravilhosos olhos.

İsveççe: 

Sådan [skall deras lycka vara] och Vi skall ge dem mörkögda, oskuldsfulla unga kvinnor som sällskap.

Farsça: 

[آری سرانجام کار پرهیزکاران] چنین است، و حور العین را به همسری آنان درآوریم،

Kürtçe: 

ھەروەھا کیژانی چاوگەورە وجوان دەکەینە ھاوسەریان

Özbekçe: 

Ана шундай! Ва Биз уларни ҳури ийнларга уйлантирдик.

Malayca: 

Demikianlah keadaannya; dan Kami jadikan kawan teman mereka bidadari-bidadari yang putih melepak, lagi luas cantik matanya.

Arnavutça: 

Kështu (do të jenë të shpërblyer), dhe Ne do t’i martojmë ata me hyri, sy bukur.

Bulgarca: 

Така! И ще им дадем за съпруги красавици с големи очи.

Sırpça: 

Ето, тако ће да буде и Ми ћемо да их женимо рајским лепотицама, крупних очију.

Çekçe: 

Tak stane se! A oženíme je s dívkami velkých černých očí,

Urduca: 

یہ ہوگی ان کی شان اور ہم گوری گوری آہو چشم عورتیں ان سے بیاہ دیں گے

Tacikçe: 

Ҳамчунин ҳурулъайнро (ҳурони фарохчашм) ба ҳамсарияшон дароварем.

Tatarca: 

Әйтелгәнчә, аларны хөрмәт иткәнебез кеби ак йөзле, кара күзле бик чибәр хур кызлары белән дә аларны хөрмәт итәчәкбез.

Endonezyaca: 

demikianlah. Dan Kami berikan kepada mereka bidadari.

Amharca: 

(ነገሩ) እንደዚሁ ነው፤ ዓይናማዎች የኾኑን ነጫጭ ሴቶችም እናጠናዳቸዋለን፡፡

Tamilce: 

இவ்வாறுதான் (அவர்கள் சொர்க்கத்தில் கண்ணியப்படுத்தப்படுவார்கள்). இன்னும், நாம் அவர்களுக்கு கண்ணழகிகளான வெண்மையான கன்னிகளை மணமுடித்து வைப்போம்.

Korece: 

그렇듯 은혜를 베플고 아름 답고 눈이 큰 배우지를 결합시켜 주니

Vietnamca: 

Tương tự như thế, TA sẽ cho họ kết hôn với các tiên nữ có đôi mắt to (tuyệt đẹp).