Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

97

Ayet No: 

1461

Sayfa No: 

219

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَوْ جَاءَتْهُمْ كُلُّ آيَةٍ حَتَّىٰ يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ

Çeviriyazı: 

velev câethüm küllü âyetin ḥattâ yeravu-l`aẕâbe-l'elîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlara bütün mucizeler hep birden gelse, yine de o acıklı azabı görünceye kadar inanmazlar.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kendilerine her çeşit deliller, mucizeler gösterilse de elemli azabı görmedikçe.

Şaban Piriş: 

Can yakıcı azabı görene kadar, Kendilerine her türlü ayetler gelse bile...

Edip Yüksel: 

Onlara her çeşit mucize gelse bile, acı azabı görünceye kadar (inanmazlar).

Ali Bulaç: 

Onlara her ayet getirilse bile. Acı azabı görünceye kadar.

Suat Yıldırım: 

(Kâfir olarak ölüp cehenneme gideceklerine dair) haklarında Rabbinin hükmü kesinleşmiş olanlar, her türlü mûcize de önlerine gelse, gayet acı azabı görmedikçe iman etmezler. [10,88]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Velev ki, onlara her âyet gelsin. Pek acıklı azabı görünceye kadar (küfürlerinde devam ederler).

Yaşar Nuri Öztürk: 

Tüm ayetler onlara gelse bile. Ta, o korkunç azabı görünceye kadar.

Bekir Sadak: 

Kendilerinden once gecenlerin baslarina gelen olaylardan baska bir sey mi bekliyorlar? «Bekleyin, ben de sizinle beraber beklemekteyim» de.

İbni Kesir: 

Onlara her türlü ayet gelse bile elem verici azabı görünceye kadar.

Adem Uğur: 

Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.

İskender Ali Mihr: 

Ve eğer onlara bütün âyetler gelse bile, elîm azabı görene kadar (onlar mü´min olmazlar - âyet 96).

Celal Yıldırım: 

10:96

Tefhim ul Kuran: 

Onlara her ayet getirilse bile.. Acıklı azabı görünceye kadar.

Fransızca: 

même si tous les signes leur parvenaient, jusqu'à ce qu'ils voient le châtiment douloureux.

İspanyolca: 

aunque reciban todos los signos, hasta que vean el castigo doloroso.

İtalyanca: 

anche se giungessero loro tutti i segni, finché non vedranno il castigo terribile.

Almanca: 

selbst dann nicht, sollte zu ihnen jede Aya kommen - bis sie die qualvolle Peinigung erleben.

Çince: 

即使每种迹象都降临他们,直到他们看见痛苦的刑罚。

Hollandaca: 

Zelfs al werden hun alle wonderen getoond, dan nadat zij de gestrenge, voor hen toebereide straf zullen gezien hebben.

Rusça: 

пока их не постигнут мучительные страдания, даже если им явятся любые знамения.

Somalice: 

xataa huddaad ula timaaddid Aayad kasta, inlay ka arkaan Cadaab Daran.

Swahilice: 

Ijapo kuwa itawajia kila Ishara, mpaka waione adhabu iliyo chungu.

Uygurca: 

ئۇلارغا پۈتۈن مۆجىزىلەر كۆرسىتىلگەن تەقدىردىمۇ، قاتتىق ئازابنى كۆرمىگىچە (ئىمان ئېيتمايدۇ)

Japonca: 

例え凡て印がかれらに(宙?)されても,かれらが(自分で)痛ましい懲罰を見るまでは。

Arapça (Ürdün): 

«ولو جاءتهم كل آية حتى يروا العذاب الأليم» فلا ينفعهم حينئذ.

Hintçe: 

वह लोग जब तक दर्दनाक अज़ाब देख (न) लेगें ईमान न लाएंगें अगरचे इनके सामने सारी (ख़ुदाई के) मौजिज़े आ मौजूद हो

Tayca: 

ปละแม้ว่าทุกสัญญาณได้มายังพวกเขาจนกว่าพวกเขาจะแลเห็นการลงโทษอย่างเจ็บปวด

İbranice: 

ולו הגיע אליהם כל אות, (לא יאמינו) עד שיראו את העונש הכואב

Hırvatça: 

makar im došli svi dokazi, sve dok ne dožive patnju bolnu.

Rumence: 

oricare ar fi semnul ce le va veni, până ce nu vor vedea osânda cea dureroasă.

Transliteration: 

Walaw jaathum kullu ayatin hatta yarawoo alAAathaba alaleema

Türkçe: 

Tüm ayetler onlara gelse bile. Ta, o korkunç azabı görünceye kadar.

Sahih International: 

Even if every sign should come to them, until they see the painful punishment.

İngilizce: 

Even if every Sign was brought unto them,- until they see (for themselves) the penalty grievous.

Azerbaycanca: 

Onlara hər hansı bir ayə gəlsə, şiddətli əzabı görməyincə (inanmazlar).

Süleyman Ateş: 

Onlara bütün ayetler gelmiş olsa bile, acı azabı görünceye kadar (inanmazlar).

Diyanet Vakfı: 

Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.

Erhan Aktaş: 

Onlara, her türlü âyet(1) gelse bile yine de can yakıcı azâbı görmedikçe îmân etmezler.

Kral Fahd: 

bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.

Hasan Basri Çantay: 

10:96

Muhammed Esed: 

Kendilerine her türlü kanıtlayıcı belge gelse bile, ta ki (öte dünyada kendilerini bekleyen) o çok can yakıcı azabı gözleriyle görünceye kadar...

Gültekin Onan: 

Onlara her ayet getirilse bile... Acı azabı görünceye kadar.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlara bütün mûcizeler gelse bile

Portekizce: 

Ainda que lhes chegue qualquer sinal, até verem o doloroso castigo.

İsveççe: 

Även om alla tecken visar sig för dem - förrän de får se det plågsamma straff [som väntar dem].

Farsça: 

گرچه همه نشانه ها و معجزه ها برای آنان بیاید تا آن زمان که عذاب دردناک را ببینند [که آن هنگام ایمان آوردنشان هیچ سودی نخواهد داشت.]

Kürtçe: 

(بڕوا ناھێنن) ھەرچەند بۆیان بێت ھەموو بەڵگەو نیشانەیەک ھەتا نەبینن (بە چاوی خۆیان) سزای سەختی ئازاردەر

Özbekçe: 

Агар уларга ҳамма оят-мўъжизалар келса ҳам, то аламли азобни кўрмагунларича.

Malayca: 

Walaupun datang kepada mereka segala jenis keterangan dan tanda-tanda (yang membuktikan kekuasaan Allah dan kebenaran Rasul-rasulNya), sehingga mereka melihat azab yang tidak terperi sakitnya.

Arnavutça: 

madje sikur t’u vijnë të gjitha dokumentet, përderisa mos ta ndiejnë dënimin e dhëmbshëm.

Bulgarca: 

дори при тях да дойде всякакво знамение, докато не видят болезненото мъчение.

Sırpça: 

Макар им дошли сви докази, све док не доживе болну патњу.

Çekçe: 

i kdyby se jim dostalo všech možných znamení, dokud trest bolestný nespatří.

Urduca: 

وہ کبھی ایمان لا کر نہیں دیتے جب تک کہ درد ناک عذاب سامنے آتا نہ دیکھ لیں

Tacikçe: 

ҳарчанд ҳар гуна мӯъҷизае бар онон ошкор шавад, то он гоҳ, ки азоби дардоварро бингаранд.

Tatarca: 

Хәтта аларга төрле могҗизалар килсә дә, рәнҗеткүче ґәзабны күрмичә, иман китермәсләр.

Endonezyaca: 

meskipun datang kepada mereka segala macam keterangan, hingga mereka menyaksikan azab yang pedih.

Amharca: 

ተዓምር ሁሉ ብትመጣላቸውም አሳማሚን ቅጣት እስከሚያዩ ድረስ (አያምኑም)፡፡

Tamilce: 

அத்தாட்சிகள் எல்லாம் அவர்களிடம் வந்தாலும் துன்புறுத்தக்கூடிய தண்டனையை அவர்கள் காணும் வரை (அவர்கள் நம்பிக்கை கொள்ள மாட்டார்கள்).

Korece: 

모든 예중이 그들에게 이르 러도 고통스러운 벌을 맛볼 때 까지는 믿지 않을 것이라

Vietnamca: 

Và cho dù mọi dấu hiệu được trưng bày cho chúng (thì chúng vẫn không tin) cho đến khi chúng nhìn thấy hình phạt đau đớn.

Rubu tag: 

Hizb tag: