Arapça:
وَلَوْ جَاءَتْهُمْ كُلُّ آيَةٍ حَتَّىٰ يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ
Çeviriyazı:
velev câethüm küllü âyetin ḥattâ yeravu-l`aẕâbe-l'elîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlara bütün mucizeler hep birden gelse, yine de o acıklı azabı görünceye kadar inanmazlar.
Diyanet İşleri:
Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kendilerine her çeşit deliller, mucizeler gösterilse de elemli azabı görmedikçe.
Şaban Piriş:
Can yakıcı azabı görene kadar, Kendilerine her türlü ayetler gelse bile...
Edip Yüksel:
Onlara her çeşit mucize gelse bile, acı azabı görünceye kadar (inanmazlar).
Ali Bulaç:
Onlara her ayet getirilse bile. Acı azabı görünceye kadar.
Suat Yıldırım:
(Kâfir olarak ölüp cehenneme gideceklerine dair) haklarında Rabbinin hükmü kesinleşmiş olanlar, her türlü mûcize de önlerine gelse, gayet acı azabı görmedikçe iman etmezler. [10,88]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Velev ki, onlara her âyet gelsin. Pek acıklı azabı görünceye kadar (küfürlerinde devam ederler).
Yaşar Nuri Öztürk:
Tüm ayetler onlara gelse bile. Ta, o korkunç azabı görünceye kadar.
Bekir Sadak:
Kendilerinden once gecenlerin baslarina gelen olaylardan baska bir sey mi bekliyorlar? «Bekleyin, ben de sizinle beraber beklemekteyim» de.
İbni Kesir:
Onlara her türlü ayet gelse bile elem verici azabı görünceye kadar.
Adem Uğur:
Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.
İskender Ali Mihr:
Ve eğer onlara bütün âyetler gelse bile, elîm azabı görene kadar (onlar mü´min olmazlar - âyet 96).
Celal Yıldırım:
10:96
Tefhim ul Kuran:
Onlara her ayet getirilse bile.. Acıklı azabı görünceye kadar.
Fransızca:
même si tous les signes leur parvenaient, jusqu'à ce qu'ils voient le châtiment douloureux.
İspanyolca:
aunque reciban todos los signos, hasta que vean el castigo doloroso.
İtalyanca:
anche se giungessero loro tutti i segni, finché non vedranno il castigo terribile.
Almanca:
selbst dann nicht, sollte zu ihnen jede Aya kommen - bis sie die qualvolle Peinigung erleben.
Çince:
即使每种迹象都降临他们,直到他们看见痛苦的刑罚。
Hollandaca:
Zelfs al werden hun alle wonderen getoond, dan nadat zij de gestrenge, voor hen toebereide straf zullen gezien hebben.
Rusça:
пока их не постигнут мучительные страдания, даже если им явятся любые знамения.
Somalice:
xataa huddaad ula timaaddid Aayad kasta, inlay ka arkaan Cadaab Daran.
Swahilice:
Ijapo kuwa itawajia kila Ishara, mpaka waione adhabu iliyo chungu.
Uygurca:
ئۇلارغا پۈتۈن مۆجىزىلەر كۆرسىتىلگەن تەقدىردىمۇ، قاتتىق ئازابنى كۆرمىگىچە (ئىمان ئېيتمايدۇ)
Japonca:
例え凡て印がかれらに(宙?)されても,かれらが(自分で)痛ましい懲罰を見るまでは。
Arapça (Ürdün):
«ولو جاءتهم كل آية حتى يروا العذاب الأليم» فلا ينفعهم حينئذ.
Hintçe:
वह लोग जब तक दर्दनाक अज़ाब देख (न) लेगें ईमान न लाएंगें अगरचे इनके सामने सारी (ख़ुदाई के) मौजिज़े आ मौजूद हो
Tayca:
ปละแม้ว่าทุกสัญญาณได้มายังพวกเขาจนกว่าพวกเขาจะแลเห็นการลงโทษอย่างเจ็บปวด
İbranice:
ולו הגיע אליהם כל אות, (לא יאמינו) עד שיראו את העונש הכואב
Hırvatça:
makar im došli svi dokazi, sve dok ne dožive patnju bolnu.
Rumence:
oricare ar fi semnul ce le va veni, până ce nu vor vedea osânda cea dureroasă.
Transliteration:
Walaw jaathum kullu ayatin hatta yarawoo alAAathaba alaleema
Türkçe:
Tüm ayetler onlara gelse bile. Ta, o korkunç azabı görünceye kadar.
Sahih International:
Even if every sign should come to them, until they see the painful punishment.
İngilizce:
Even if every Sign was brought unto them,- until they see (for themselves) the penalty grievous.
Azerbaycanca:
Onlara hər hansı bir ayə gəlsə, şiddətli əzabı görməyincə (inanmazlar).
Süleyman Ateş:
Onlara bütün ayetler gelmiş olsa bile, acı azabı görünceye kadar (inanmazlar).
Diyanet Vakfı:
Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.
Erhan Aktaş:
Onlara, her türlü âyet(1) gelse bile yine de can yakıcı azâbı görmedikçe îmân etmezler.
Kral Fahd:
bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.
Hasan Basri Çantay:
10:96
Muhammed Esed:
Kendilerine her türlü kanıtlayıcı belge gelse bile, ta ki (öte dünyada kendilerini bekleyen) o çok can yakıcı azabı gözleriyle görünceye kadar...
Gültekin Onan:
Onlara her ayet getirilse bile... Acı azabı görünceye kadar.
Ali Fikri Yavuz:
Onlara bütün mûcizeler gelse bile
Portekizce:
Ainda que lhes chegue qualquer sinal, até verem o doloroso castigo.
İsveççe:
Även om alla tecken visar sig för dem - förrän de får se det plågsamma straff [som väntar dem].
Farsça:
گرچه همه نشانه ها و معجزه ها برای آنان بیاید تا آن زمان که عذاب دردناک را ببینند [که آن هنگام ایمان آوردنشان هیچ سودی نخواهد داشت.]
Kürtçe:
(بڕوا ناھێنن) ھەرچەند بۆیان بێت ھەموو بەڵگەو نیشانەیەک ھەتا نەبینن (بە چاوی خۆیان) سزای سەختی ئازاردەر
Özbekçe:
Агар уларга ҳамма оят-мўъжизалар келса ҳам, то аламли азобни кўрмагунларича.
Malayca:
Walaupun datang kepada mereka segala jenis keterangan dan tanda-tanda (yang membuktikan kekuasaan Allah dan kebenaran Rasul-rasulNya), sehingga mereka melihat azab yang tidak terperi sakitnya.
Arnavutça:
madje sikur t’u vijnë të gjitha dokumentet, përderisa mos ta ndiejnë dënimin e dhëmbshëm.
Bulgarca:
дори при тях да дойде всякакво знамение, докато не видят болезненото мъчение.
Sırpça:
Макар им дошли сви докази, све док не доживе болну патњу.
Çekçe:
i kdyby se jim dostalo všech možných znamení, dokud trest bolestný nespatří.
Urduca:
وہ کبھی ایمان لا کر نہیں دیتے جب تک کہ درد ناک عذاب سامنے آتا نہ دیکھ لیں
Tacikçe:
ҳарчанд ҳар гуна мӯъҷизае бар онон ошкор шавад, то он гоҳ, ки азоби дардоварро бингаранд.
Tatarca:
Хәтта аларга төрле могҗизалар килсә дә, рәнҗеткүче ґәзабны күрмичә, иман китермәсләр.
Endonezyaca:
meskipun datang kepada mereka segala macam keterangan, hingga mereka menyaksikan azab yang pedih.
Amharca:
ተዓምር ሁሉ ብትመጣላቸውም አሳማሚን ቅጣት እስከሚያዩ ድረስ (አያምኑም)፡፡
Tamilce:
அத்தாட்சிகள் எல்லாம் அவர்களிடம் வந்தாலும் துன்புறுத்தக்கூடிய தண்டனையை அவர்கள் காணும் வரை (அவர்கள் நம்பிக்கை கொள்ள மாட்டார்கள்).
Korece:
모든 예중이 그들에게 이르 러도 고통스러운 벌을 맛볼 때 까지는 믿지 않을 것이라
Vietnamca:
Và cho dù mọi dấu hiệu được trưng bày cho chúng (thì chúng vẫn không tin) cho đến khi chúng nhìn thấy hình phạt đau đớn.
Ayet Linkleri: