Arapça:
إِنَّ الَّذِينَ حَقَّتْ عَلَيْهِمْ كَلِمَتُ رَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ
Çeviriyazı:
inne-lleẕîne ḥaḳḳat `aleyhim kelimetü rabbike lâ yü'minûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğrusu, aleyhlerinde Rabbinin hükmü kesinleşmiş olanlar imana gelmezler.
Diyanet İşleri:
Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öyle kişilerdir onlar ki Rabinin, onlara söylediği sözü haketmiştir onlar, inanmaz onlar.
Şaban Piriş:
Şüphesiz Rabbinin sözü (azaba uğrayacakları hükmü) gerçekleşmiş olanlar, iman etmezler.
Edip Yüksel:
Rabbinin kararıyla mahkum edilenler inanmazlar.
Ali Bulaç:
Gerçek şu ki, Rabbinin kelimesi üzerlerinde hak olanlar, onlar inanmazlar.
Suat Yıldırım:
(Kâfir olarak ölüp cehenneme gideceklerine dair) haklarında Rabbinin hükmü kesinleşmiş olanlar, her türlü mûcize de önlerine gelse, gayet acı azabı görmedikçe iman etmezler. [10,88]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak o kimseler ki, aleyhlerinde Rabbin kelimesi tahakkuk etmiştir, onlar imân etmezler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Aleyhlerine Rabbinin kelimesi hak olanlar iman etmezler;
Bekir Sadak:
«oklerde ve yerde neler var, bir bakin"
İbni Kesir:
Doğrusu, üzerlerine Rabbının sözü hak olanlar inanmazlar.
Adem Uğur:
Gerçekten haklarında Rabbinin sözü (hükmü) sabit olanlar, inanmazlar.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki onlar, Rabbinin sözünü üzerlerine hakettiler. Onlar, mü´min olmazlar.
Celal Yıldırım:
(96-97) Onlar ki haklarında Rabbin sözü gerçekleşti, kendilerine her türlü âyet (belge ve mu´cize) de gelse, elem verici azabı görmedikçe (emin olunuz ki) inanmazlar .
Tefhim ul Kuran:
Gerçek şu ki, Rabbinin kelimesi üzerlerinde hak olanlar, onlar inanmazlar.
Fransızca:
Ceux contre qui la parole (la menace) de ton Seigneur se réalisera ne croiront pas,
İspanyolca:
Aquéllos contra quienes se ha cumplido la sentencia de tu Señor no creerán,
İtalyanca:
In verità coloro contro i quali si realizza la Parola del tuo Signore non crederanno,
Almanca:
Gewiß, diejenigen, gegen sie das Wort deines HERRN rechtens wurde, verinnerlichten den Iman nicht,
Çince:
被你的主的判词所判决的人,必定不信道;
Hollandaca:
Waarlijk zij, tegen wie dat woord van uwen Heer werd uitgesproken, zullen niet gelooven.
Rusça:
Воистину, те, о которых подтвердилось Слово Аллаха, не уверуют,
Somalice:
kuwa ku waajibtay Kalimadii Eebahaa (Ciqaab) rumeynmaayaan.
Swahilice:
Hakika wale ambao neno la Mola wako Mlezi limekwisha thibitika juu yao, hawataamini,
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، پەرۋەردىگارىڭنىڭ لەنىتىگە تېگىشلىك بولغانلار ئىمان ئېيتمايدۇ
Japonca:
本当に(罪が深いために)主の御言葉通りになった者は,信仰しないであろう。
Arapça (Ürdün):
«إن الذين حَقَّت» وجبت «عليهم كلمة ربك» بالعذاب «لا يؤمنون».
Hintçe:
(ऐ रसूल) इसमें शक़ नहीं कि जिन लोगों के बारे में तुम्हारे परवरदिगार को बातें पूरी उतर चुकी हैं (कि ये मुस्तहके अज़ाब हैं)
Tayca:
แท้จริง บรรดาผู้ที่พระดำรัส(การลงโทษ) ของพระเจ้าของเจ้า ได้บัญญัติแก่พวกเขาแล้วพวกเขาจะไม่ศรัทธา
İbranice:
אלה אשר מילתו של אלוהים יצאה נגדם, לעולם לא יאמינו
Hırvatça:
A oni za koje se ispuni Riječ Gospodara tvoga zaista neće vjerovati,
Rumence:
Cei asupra cărora s-a împlinit Cuvântul lui Dumnezeu, nu vor crede
Transliteration:
Inna allatheena haqqat AAalayhim kalimatu rabbika la yuminoona
Türkçe:
Aleyhlerine Rabbinin kelimesi hak olanlar iman etmezler;
Sahih International:
Indeed, those upon whom the word of your Lord has come into effect will not believe,
İngilizce:
Those against whom the word of thy Lord hath been verified would not believe-
Azerbaycanca:
Həqiqətən, əleyhinə sənin Rəbbinin sözü gerçəklənmiş olanlar iman gətirməzlər!
Süleyman Ateş:
Üzerlerine Rabbinin (azab) kelimesi hak olanlar inanmazlar.
Diyanet Vakfı:
Gerçekten haklarında Rabbinin sözü (hükmü) sabit olanlar, inanmazlar.
Erhan Aktaş:
Rabb’inin haklarında kelimeleri(1) gerçekleşecek olanlar, îmân etmezler.
Kral Fahd:
Gerçekten haklarında Rabbinin sözü (hükmü) sabit olanlar,
Hasan Basri Çantay:
(96-97) Üzerlerine Rabbinin kesilmesi hak olmuş bulunanlar (yok mu?) onlar, velev kendilerine her (hangi bir) âyet gelmiş olsun, acıklı bir azâb görecekleri (zamâ) na kadar îman etmezler.
Muhammed Esed:
Gerçek şu ki, haklarında Rablerinin sözü (yargısı) gerçekleşmiş olanlar imana erişemeyeceklerdir.
Gültekin Onan:
Gerçek şu ki, rabbinin kelimesi üzerlerinde hak olanlar, onlar inanmazlar.
Ali Fikri Yavuz:
Doğrusu aleyhlerinde (küfürleri hakkında) Rabbinin takdiri gerçekleşmiş olanlar imana gelmezler.
Portekizce:
Aqueles que merecem a sentença de teu Senhor não crerão;
İsveççe:
De mot vilka din Herres [fördömande] ord besannas kommer inte att tro -
Farsça:
مسلماً کسانی که عذاب پروردگارت بر آنان محقق و ثابت شده، ایمان نمی آورند.
Kürtçe:
بەڕاستی ئەوانەی دەرچووە و چەسپاوە بۆیان بڕیاری پەروەردگارت بڕوا ناھێنن
Özbekçe:
Албатта, Роббингнинг калималари зиммасига вожиб бўлганлар иймонга келмаслар.
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang telah ditetapkan atas mereka hukuman Tuhanmu (dengan azab), mereka tidak akan beriman:
Arnavutça:
Me të vërtetë, ata në të cilët ka ra fjala e Zotit tënd (dënimi), nuk besojnë,
Bulgarca:
Онези, спрямо които се потвърди словото на твоя Господ, не ще повярват,
Sırpça:
А они за које се испуни Реч твога Господара заиста неће никад поверовати,
Çekçe:
Ti, proti nimž se vyplnilo slovo Pána tvého, neuvěří,
Urduca:
حقیقت یہ ہے کہ جن لوگوں پر تیرے رب کا قول راست آگیا ہے ان کے سامنے خواہ کوئی نشانی آ جائے
Tacikçe:
Касоне, ки сухани Парвардигори ту дар бораи онон воҷиб шудааст, имон намеоваранд,
Tatarca:
Раббыңның бер кавемне ґәзаб кылырмын дигән сүзе дөресләнгәч, әлбәттә, ул кавем иман китермәс.
Endonezyaca:
Sesungguhnya orang-orang yang telah pasti terhadap mereka kalimat Tuhanmu, tidaklah akan beriman,
Amharca:
እነዚያ በእነርሱ ላይ የጌታህ ቃል የተረጋገጠባቸው አያምኑም፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக எவர்கள் (நிராகரிப்பில் இறப்பார்கள் என்று அவர்கள் மீது) உம் இறைவனின் வாக்கு உறுதியாகிவிட்டதோ அவர்கள் நம்பிக்கை கொள்ள மாட்டார்கள்.
Korece:
실로 주님의 말씀을 거역하 는 자들은 믿지 아니하니라
Vietnamca:
Thật vậy, những ai mà Lời của Thượng Đế Ngươi (đã phán rằng chúng là những kẻ vô đức tin) thì chắc chắn sẽ không bao giờ có đức tin.
Ayet Linkleri: