Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

34

Ayet No: 

4448

Sayfa No: 

497

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ هَٰؤُلَاءِ لَيَقُولُونَ

Çeviriyazı: 

inne hâülâi leyeḳûlûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Gerçekten şu kâfirler diyorlar ki:

Diyanet İşleri: 

Doğrusu inkarcılar, "Ölum bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru sözlü iseniz bize babalarımızı getirsenize" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçekten de şunlar elbette derler ki.

Şaban Piriş: 

Bunlar ise diyorlar ki:

Edip Yüksel: 

Şunlar da diyorlar ki:

Ali Bulaç: 

Muhakkak, bunlar da diyorlar ki:

Suat Yıldırım: 

(Mekke müşrikleri ise), derler ki: “Biz bir kere öldük mü iş biter, artık dirilmemiz mümkün değil. Ama siz dirilme iddianızda tutarlı iseniz, daha önce gelip geçmiş atalarımızı diriltin de görelim!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak ki, işte onlar elbette diyeceklerdir ki:

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şimdi, şunlar tutmuş diyorlar ki:

Bekir Sadak: 

Dogrusu hukum gunu hepsinin bir arada bulunacagi gundur.

İbni Kesir: 

Bunlar gerçekten derler ki:

Adem Uğur: 

Onlar (müşrikler) diyorlar ki:

İskender Ali Mihr: 

Gerçekten onlar, mutlaka diyecekler ki.

Celal Yıldırım: 

(34-35) Şüphesiz bunlar (inkarcı sapıklar) diyorlar ki: Ancak bizim ilk ölümümüz var, ötesi yoktur ve biz yeniden dirilip kaldırılacak da değiliz.

Tefhim ul Kuran: 

Herhalde bunlar da diyorlar ki:

Fransızca: 

Ceux-là (les Mecquois) disent :

İspanyolca: 

Éstos dicen, sí:

İtalyanca: 

Ora questi dicono:

Almanca: 

Gewiß, diese sagen doch:

Çince: 

这等人必定要说:

Hollandaca: 

Waarlijk deze bewoners van Mekka (ongeloovigen) zeggen:

Rusça: 

Воистину, они непременно скажут:

Somalice: 

kuwaasi (Gaaladu) waxay dhihi.

Swahilice: 

Hakika hawa wanasema:

Uygurca: 

بۇلار (يەنى قۇرەيش كۇففارلىرى) چوقۇم ئېيتىدۇ:

Japonca: 

さてこれら(マッカの偶像信者)は(愚かにも)言う。

Arapça (Ürdün): 

«إن هؤلاء» أي كفار مكة «ليقولون».

Hintçe: 

ये (कुफ्फ़ारे मक्का) (मुसलमानों से) कहते हैं

Tayca: 

แท้จริงชนเหล่านั้น แน่นอนพวกเขาจะกล่าวว่า

İbranice: 

אך אלה (שכפרו) אומרים

Hırvatça: 

A oni, doista, govore:

Rumence: 

Aceşti oameni spuneau:

Transliteration: 

Inna haolai layaqooloona

Türkçe: 

Şimdi, şunlar tutmuş diyorlar ki:

Sahih International: 

Indeed, these [disbelievers] are saying,

İngilizce: 

As to these (Quraish), they say forsooth:

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər!) Bunlar (sənin qövmünün müşrikləri) mütləq deyəcəklər:

Süleyman Ateş: 

Şunlar (Kureyş kafirleri) de diyorlar ki:

Diyanet Vakfı: 

Onlar (müşrikler) diyorlar ki:

Erhan Aktaş: 

Bunlar(1) kesinlikle diyorlar ki:

Kral Fahd: 

Onlar (müşrikler) diyorlar ki:

Hasan Basri Çantay: 

(34-35) Hakıykat, şunlar mutlakaa: «O (ölüm), derler, ilk ölümümüzden başka (bir şey) değildir. Biz yeniden diriltilib kaldırılacak değiliz».

Muhammed Esed: 

(Şimdi) bakın, bu (insan)lar derler ki:

Gültekin Onan: 

Muhakkak, bunlar da diyorlar ki:

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat (Ey Rasûlüm, senin kavmin olan) şunlar diyorlar ki:

Portekizce: 

Em verdade, estes (os coraixitas) dizem:

İsveççe: 

Dessa [nutida förnekare] säger:

Farsça: 

اینان [که شرک و کفر سراپای وجودشان را فرا گرفته است] با اصرار [به اهل ایمان] می گویند:

Kürtçe: 

بەڕاستی ئا ئەوانە دەڵێن

Özbekçe: 

Албатта, анавилар дерлар:

Malayca: 

(Berbalik kepada kisah kaum musyrik penduduk Makkah, Allah berfirman): "Sesungguhnya mereka ini akan berkata (kepadamu - wahai Muhammad dan kepada pengikut-pengikutmu):

Arnavutça: 

E, këta (Kurejshit), në të vërtetë, thonin:

Bulgarca: 

Те [- неверниците] казват:

Sırpça: 

А неверници, заиста, говоре:

Çekçe: 

A věru tito zde hovoří:

Urduca: 

یہ لوگ کہتے ہیں

Tacikçe: 

Албатта инҳо мегӯянд:

Tatarca: 

Кәферләр әлбәттә зур инкяр сүзне әйтерләр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya mereka (kaum musyrik) itu benar-benar berkata,

Amharca: 

እነዚህ (የመካ ከሓዲዎች) በእርግጥ ይላሉ፡-

Tamilce: 

(நபியே!) நிச்சயமாக (உமது மக்களாகிய) இவர்கள் கூறுகிறார்கள்:

Korece: 

이들은 말하도다

Vietnamca: 

Quả thật, (những kẻ đa thần) này đã nói: