Arapça:
فَانتَقَمْنَا مِنْهُمْ ۖ فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ
Çeviriyazı:
fenteḳamnâ minhüm fenżur keyfe kâne `âḳibetü-lmükeẕẕibîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz de onlardan intikam aldık. Bak peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu!
Diyanet İşleri:
Bunun üzerine Biz de onlardan öç aldık. Yalancıların sonunun nasıl olduğuna bir bak!
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken öç aldık onlardan, bak da gör, yalanlayanların sonları ne oldu?
Şaban Piriş:
Biz de onlardan intikam aldık Bir bak, yalanlayanların akibeti nasıl oldu?
Edip Yüksel:
Biz de onlardan öc aldık. Yalanlayanların sonu nasıl olduğuna bir bak.
Ali Bulaç:
Böylece onlardan intikam aldık. Öyleyse, bir bak; yalan sayanların sonu nasıl oldu?
Suat Yıldırım:
Bunun üzerine Biz de onlardan müminlerin intikamını aldık. İşte bak peygamberlere yalancı diyenlerin sonu nasıl oldu gör!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık onlardan intikam aldık. İşte bak, o tekzîb edenlerin akibeti ne oldu?
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunun üzerine onlardan öc aldık. Bir bak, nice olmuştur o yalanlayanların sonu!
Bekir Sadak:
«Bu Kuran, iki sehrin birinden bir buyuk adama indirilmeli degil miydi?» dediler.
İbni Kesir:
Biz de onlardan intikam aldık. Yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir bak.
Adem Uğur:
Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?
İskender Ali Mihr:
Bunun üzerine onlardan intikam aldık. İşte bak, yalanlayanların akıbeti (sonu) nasıl oldu!
Celal Yıldırım:
Onlardan intikam aldık. O (hakkı) yalanlayanların sonlarının ne olduğuna bir bak!. (
Tefhim ul Kuran:
Böylece biz de onlardan intikam aldık. Öyleyse, sen bir bakıver
Fransızca:
Nous Nous vengeâmes d'eux. Regarde ce qu'il est devenu de ceux qui criaient au mensonge.
İspanyolca:
Nos vengamos de ellos. ¡Y mira cómo terminaron los desmentidores!
İtalyanca:
Ci vendicammo di loro. Considera perciò quel che subirono quanti tacciavano di menzogna.
Almanca:
Dann übten WIR Vergeltung an ihnen. So siehe, wie das Anschließende der äußerst Lügenden war?!
Çince:
故我惩罚了他们,你看看否认正道者的结局是怎样的!
Hollandaca:
Daarom namen wij wraak op hen; en aanschouw wat het einde was van hen, die onze gezanten van bedrog beschuldigden.
Rusça:
Мы отомстили им. Посмотри же, каким был конец обвинявших во лжи.
Somalice:
Markaasaan ka aarsanay, bal day siday noqotay cidhibtii beeniyayaasha (xaqa).
Swahilice:
Basi tukawalipizia. Angalia ulikuwaje mwisho wa walio kadhibisha!
Uygurca:
بىز ئۇلارنى جازالىدۇق، (توغرا يولنى) ئىنكار قىلغۇچىلارنىڭ ئاقىۋىتىنىڭ قانداق بولغانلىقىغا قارىغىن
Japonca:
それでわれは,かれらに報復した。見よ,信仰を拒否した者の最後がどうであったかを。
Arapça (Ürdün):
«فانتقمنا منهم» أي من المكذبين للرسل قبلك «فانظر كيف كان عاقبة المكذبين».
Hintçe:
तो हमने उनसे बदला लिया (तो ज़रा) देखो तो कि झुठलाने वालों का क्या अन्जाम हुआ
Tayca:
ดังนั้นเราได้ตอบแทนพวกเขา บัดนี้จงดูเถิดว่าบั้นปลายของบรรดาผู้ปฏิเสธนั้นจะเป็นเช่นไร
İbranice:
לכן, התנקמנו בהם, וראה מה היה סופם של המתכחשים
Hırvatça:
I Mi smo ih kažnjavali, pa vidi kakav je bio kraj onih koji su poslanike u laž ugonili.
Rumence:
Noi ne-am răzbunat pe ei. Vezi cum a fost sfârşitul hulitorilor!
Transliteration:
Faintaqamna minhum faonthur kayfa kana AAaqibatu almukaththibeena
Türkçe:
Bunun üzerine onlardan öc aldık. Bir bak, nice olmuştur o yalanlayanların sonu!
Sahih International:
So we took retribution from them; then see how was the end of the deniers.
İngilizce:
So We exacted retribution from them: now see what was the end of those who rejected (Truth)!
Azerbaycanca:
Buna görə də Biz onlardan intiqam aldıq. (Ya Rəsulum!) Bir gör (peyğəmbərləri) yalançı sayanların axırı necə oldu!
Süleyman Ateş:
Biz de onlardan öc aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?
Diyanet Vakfı:
Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?
Erhan Aktaş:
Bunun üzerine onlara hak ettikleri cezayı verdik. Yalanlayanların sonlarının nasıl olduğuna bir bak!
Kral Fahd:
Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?
Hasan Basri Çantay:
Bunun üzerine biz de onlardan intikaam aldık. İşte bak, tekzîb edenlerin akıbeti nice oldu!
Muhammed Esed:
Ama sonunda onlardan intikamımızı aldık; işte bakın hakikati yalanlayanların sonu ne oldu!
Gültekin Onan:
Böylece onlardan intikam aldık. Öyleyse, bir bak
Ali Fikri Yavuz:
Bunun üzerine biz de onlardan (azab neticesi köklerini kurutarak) intikam aldık. Şimdi bak, o (peygamberi ve kitabları) yalanlıyanların akıbeti nasıl oldu!...
Portekizce:
Porém, punimo-los. Repara, pois, qual foi a sorte dos desmentidores!
İsveççe:
Och Vi lät dem känna på Vår vedergällning. Se där vilket slut de fick som påstod att sanningen är lögn!
Farsça:
در نتیجه از آنان انتقام گرفتیم. پس با تأمل بنگر سرانجام تکذیب کنندگان چگونه بود.
Kürtçe:
بۆیە تۆڵەمان لێسەندن جا سەیرکە سەرئەنجامی درۆزنان چۆن بوو
Özbekçe:
Бас, Биз улардан интиқом олдик. Энди назар сол. (Пайғамбарларни) ёлғончи қилгувчиларнинг оқибати қандай бўлди?!
Malayca:
Lalu kami balas keingkaran mereka dengan azab yang membinasakan; maka perhatikanlah bagaimana buruknya kesudahan umat-umat yang mendustakan Rasul- rasulnya.
Arnavutça:
Ne jemi hakmarrë (me dënim të merituar) ndaj atyre, e shiko pra, si ka qenë përfundimi i atyre që i konsideronin gënjeshtarë (pejgamberët).
Bulgarca:
И им отмъстихме. И виж какъв бе краят на отричащите!
Sırpça:
И Ми смо их кажњавали, па види какав је био крај оних који су посланике сматрали лажним.
Çekçe:
A pomstu svou jsme nad nimi vykonali, a pohleď, jaký byl konec těch, kdož za lež to prohlásili.
Urduca:
آخر کار ہم نے اُن کی خبر لے ڈالی اور دیکھ لو کہ جھٹلانے والوں کا کیا انجام ہوا
Tacikçe:
Пас аз онҳо интиқом гирифтем. Ва бингар, ки оқибати дурӯғбарорандагон чӣ гуна будааст?
Tatarca:
Без алардан каты ґәзаб белән уч алдык, игътибар илә карагыл пәйгамбәрләрне ялганга тотучыларның ахыр хәле ничек булды?
Endonezyaca:
Maka Kami binasakan mereka maka perhatikanlah bagaimana kesudahan orang-orang yang mendustakan itu.
Amharca:
ከእነርሱም ተበቀልን፡፡ ያስተባባዮቹም መጨረሻ እንዴት እንደ ነበረ ተመልከት፡፡
Tamilce:
ஆகவே, அவர்களிடம் நாம் பழிவாங்கினோம். ஆக, பொய்ப்பித்தவர்களின் முடிவு எப்படி இருந்தது என்று (நபியே!) நீர் கவனிப்பீராக!
Korece:
그리하여 하나님이 그 벌을 내리시니 보라 진리를 거역하는 자들의 말로가 어떠 했더뇨
Vietnamca:
Vì vậy, TA đã trừng phạt chúng. Ngươi hãy xem kết cuộc của những kẻ phủ nhận (các vị cảnh báo) đã xảy ra như thế nào!
Ayet Linkleri: