Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

43

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

4350

Sayfa No: 

491

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَانتَقَمْنَا مِنْهُمْ ۖ فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ

Çeviriyazı: 

fenteḳamnâ minhüm fenżur keyfe kâne `âḳibetü-lmükeẕẕibîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz de onlardan intikam aldık. Bak peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu!

Diyanet İşleri: 

Bunun üzerine Biz de onlardan öç aldık. Yalancıların sonunun nasıl olduğuna bir bak!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken öç aldık onlardan, bak da gör, yalanlayanların sonları ne oldu?

Şaban Piriş: 

Biz de onlardan intikam aldık Bir bak, yalanlayanların akibeti nasıl oldu?

Edip Yüksel: 

Biz de onlardan öc aldık. Yalanlayanların sonu nasıl olduğuna bir bak.

Ali Bulaç: 

Böylece onlardan intikam aldık. Öyleyse, bir bak; yalan sayanların sonu nasıl oldu?

Suat Yıldırım: 

Bunun üzerine Biz de onlardan müminlerin intikamını aldık. İşte bak peygamberlere yalancı diyenlerin sonu nasıl oldu gör!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık onlardan intikam aldık. İşte bak, o tekzîb edenlerin akibeti ne oldu?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunun üzerine onlardan öc aldık. Bir bak, nice olmuştur o yalanlayanların sonu!

Bekir Sadak: 

«Bu Kuran, iki sehrin birinden bir buyuk adama indirilmeli degil miydi?» dediler.

İbni Kesir: 

Biz de onlardan intikam aldık. Yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir bak.

Adem Uğur: 

Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?

İskender Ali Mihr: 

Bunun üzerine onlardan intikam aldık. İşte bak, yalanlayanların akıbeti (sonu) nasıl oldu!

Celal Yıldırım: 

Onlardan intikam aldık. O (hakkı) yalanlayanların sonlarının ne olduğuna bir bak!. (

Tefhim ul Kuran: 

Böylece biz de onlardan intikam aldık. Öyleyse, sen bir bakıver

Fransızca: 

Nous Nous vengeâmes d'eux. Regarde ce qu'il est devenu de ceux qui criaient au mensonge.

İspanyolca: 

Nos vengamos de ellos. ¡Y mira cómo terminaron los desmentidores!

İtalyanca: 

Ci vendicammo di loro. Considera perciò quel che subirono quanti tacciavano di menzogna.

Almanca: 

Dann übten WIR Vergeltung an ihnen. So siehe, wie das Anschließende der äußerst Lügenden war?!

Çince: 

故我惩罚了他们,你看看否认正道者的结局是怎样的!

Hollandaca: 

Daarom namen wij wraak op hen; en aanschouw wat het einde was van hen, die onze gezanten van bedrog beschuldigden.

Rusça: 

Мы отомстили им. Посмотри же, каким был конец обвинявших во лжи.

Somalice: 

Markaasaan ka aarsanay, bal day siday noqotay cidhibtii beeniyayaasha (xaqa).

Swahilice: 

Basi tukawalipizia. Angalia ulikuwaje mwisho wa walio kadhibisha!

Uygurca: 

بىز ئۇلارنى جازالىدۇق، (توغرا يولنى) ئىنكار قىلغۇچىلارنىڭ ئاقىۋىتىنىڭ قانداق بولغانلىقىغا قارىغىن

Japonca: 

それでわれは,かれらに報復した。見よ,信仰を拒否した者の最後がどうであったかを。

Arapça (Ürdün): 

«فانتقمنا منهم» أي من المكذبين للرسل قبلك «فانظر كيف كان عاقبة المكذبين».

Hintçe: 

तो हमने उनसे बदला लिया (तो ज़रा) देखो तो कि झुठलाने वालों का क्या अन्जाम हुआ

Tayca: 

ดังนั้นเราได้ตอบแทนพวกเขา บัดนี้จงดูเถิดว่าบั้นปลายของบรรดาผู้ปฏิเสธนั้นจะเป็นเช่นไร

İbranice: 

לכן, התנקמנו בהם, וראה מה היה סופם של המתכחשים

Hırvatça: 

I Mi smo ih kažnjavali, pa vidi kakav je bio kraj onih koji su poslanike u laž ugonili.

Rumence: 

Noi ne-am răzbunat pe ei. Vezi cum a fost sfârşitul hulitorilor!

Transliteration: 

Faintaqamna minhum faonthur kayfa kana AAaqibatu almukaththibeena

Türkçe: 

Bunun üzerine onlardan öc aldık. Bir bak, nice olmuştur o yalanlayanların sonu!

Sahih International: 

So we took retribution from them; then see how was the end of the deniers.

İngilizce: 

So We exacted retribution from them: now see what was the end of those who rejected (Truth)!

Azerbaycanca: 

Buna görə də Biz onlardan intiqam aldıq. (Ya Rəsulum!) Bir gör (peyğəmbərləri) yalançı sayanların axırı necə oldu!

Süleyman Ateş: 

Biz de onlardan öc aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?

Diyanet Vakfı: 

Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?

Erhan Aktaş: 

Bunun üzerine onlara hak ettikleri cezayı verdik. Yalanlayanların sonlarının nasıl olduğuna bir bak!

Kral Fahd: 

Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?

Hasan Basri Çantay: 

Bunun üzerine biz de onlardan intikaam aldık. İşte bak, tekzîb edenlerin akıbeti nice oldu!

Muhammed Esed: 

Ama sonunda onlardan intikamımızı aldık; işte bakın hakikati yalanlayanların sonu ne oldu!

Gültekin Onan: 

Böylece onlardan intikam aldık. Öyleyse, bir bak

Ali Fikri Yavuz: 

Bunun üzerine biz de onlardan (azab neticesi köklerini kurutarak) intikam aldık. Şimdi bak, o (peygamberi ve kitabları) yalanlıyanların akıbeti nasıl oldu!...

Portekizce: 

Porém, punimo-los. Repara, pois, qual foi a sorte dos desmentidores!

İsveççe: 

Och Vi lät dem känna på Vår vedergällning. Se där vilket slut de fick som påstod att sanningen är lögn!

Farsça: 

در نتیجه از آنان انتقام گرفتیم. پس با تأمل بنگر سرانجام تکذیب کنندگان چگونه بود.

Kürtçe: 

بۆیە تۆڵەمان لێسەندن جا سەیرکە سەرئەنجامی درۆزنان چۆن بوو

Özbekçe: 

Бас, Биз улардан интиқом олдик. Энди назар сол. (Пайғамбарларни) ёлғончи қилгувчиларнинг оқибати қандай бўлди?!

Malayca: 

Lalu kami balas keingkaran mereka dengan azab yang membinasakan; maka perhatikanlah bagaimana buruknya kesudahan umat-umat yang mendustakan Rasul- rasulnya.

Arnavutça: 

Ne jemi hakmarrë (me dënim të merituar) ndaj atyre, e shiko pra, si ka qenë përfundimi i atyre që i konsideronin gënjeshtarë (pejgamberët).

Bulgarca: 

И им отмъстихме. И виж какъв бе краят на отричащите!

Sırpça: 

И Ми смо их кажњавали, па види какав је био крај оних који су посланике сматрали лажним.

Çekçe: 

A pomstu svou jsme nad nimi vykonali, a pohleď, jaký byl konec těch, kdož za lež to prohlásili.

Urduca: 

آخر کار ہم نے اُن کی خبر لے ڈالی اور دیکھ لو کہ جھٹلانے والوں کا کیا انجام ہوا

Tacikçe: 

Пас аз онҳо интиқом гирифтем. Ва бингар, ки оқибати дурӯғбарорандагон чӣ гуна будааст?

Tatarca: 

Без алардан каты ґәзаб белән уч алдык, игътибар илә карагыл пәйгамбәрләрне ялганга тотучыларның ахыр хәле ничек булды?

Endonezyaca: 

Maka Kami binasakan mereka maka perhatikanlah bagaimana kesudahan orang-orang yang mendustakan itu.

Amharca: 

ከእነርሱም ተበቀልን፡፡ ያስተባባዮቹም መጨረሻ እንዴት እንደ ነበረ ተመልከት፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, அவர்களிடம் நாம் பழிவாங்கினோம். ஆக, பொய்ப்பித்தவர்களின் முடிவு எப்படி இருந்தது என்று (நபியே!) நீர் கவனிப்பீராக!

Korece: 

그리하여 하나님이 그 벌을 내리시니 보라 진리를 거역하는 자들의 말로가 어떠 했더뇨

Vietnamca: 

Vì vậy, TA đã trừng phạt chúng. Ngươi hãy xem kết cuộc của những kẻ phủ nhận (các vị cảnh báo) đã xảy ra như thế nào!