Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

35

Ayet No: 

3823

Sayfa No: 

447

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ

Çeviriyazı: 

innehüm kânû iẕâ ḳîle lehüm lâ ilâhe ille-llâhü yestekbirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çünkü onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı.

Diyanet İşleri: 

Onlara: "Allah'tan başka tanrı yoktur" denildiği zaman şüphesiz büyüklenirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki onlara Allah'tan başka yoktur tapacak dendi mi ululanmaya kalkışırlardı.

Şaban Piriş: 

Çünkü onlar, kendilerine: Allah’tan başka (hak) ilah yoktur, denildiği zaman büyüklenirlerdi.

Edip Yüksel: 

Kendilerine "La ilahe illa ALLAH" denildiğinde büyükleniyorlardı.

Ali Bulaç: 

Çünkü onlara: "Allah'tan başka İlah yoktur" denildiği zaman, büyüklük taslarlardı.

Suat Yıldırım: 

Çünkü onlara “Allah'tan başka ilah yok!” denildiğinde, kibirlenip kafa tutarlar ve: “Deli bir şairin sözüne bakarak hiç biz ilahlarımızı bırakır mıyız, olacak iş mi bu?” derlerdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

37:34

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar, kendilerine, "Allah'tan başka ilah yoktur" dendiğinde, kibirleniyorlardı.

Bekir Sadak: 

(41-44) Iste bildirilen rizik ve meyveler onlaradir. Nimet cennetlerinde, karsilikli tahtlar uzerinde kendilerine ikram olunur.

İbni Kesir: 

Çünkü onlara

Adem Uğur: 

Çünkü onlara: Allah´tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.

İskender Ali Mihr: 

Onlara: &quot

Celal Yıldırım: 

Çünkü onlara : «Allah´tan başka tanrı yoktur» denildiği zaman büyüklük taslayıp (bunu kabul etmeyi gururlarına yediremediler).

Tefhim ul Kuran: 

Çünkü onlara: «Allah´tan başka ilah yoktur» denildiği zaman, büyüklük taslarlardı.

Fransızca: 

Quand on leur disait : "Point de divinité à part Allah", ils se gonflaient d'orgueil,

İspanyolca: 

Cuando se les decía: «¡No hay más dios que Alá!» se mostraban altivos,

İtalyanca: 

Quando si diceva loro: " Non c'è dio all'infuori di Allah", si gonfiavano d'orgoglio

Almanca: 

Sie pflegten, wenn ihnen gesagt wurde: "Es gibt keine Gottheit außer ALLAH", sich in Arroganz zu erheben

Çince: 

他们确是这样的:有人对他们说:除真主外,绝无应受崇拜的,他们就妄自尊大,

Hollandaca: 

Want toen er tot hen werd gezegd: Er is geen god buiten den waren God, bliezen zij zich op met hoogmoed.

Rusça: 

Когда им говорили: "Нет божества, кроме Аллаха", - они превозносились

Somalice: 

Waxayna ahaayeen marka lagu dhaho Eebe mooyee ilaah kale majiro kuwa iskibriya.

Swahilice: 

Wao walipo kuwa wakiambiwa La ilaha illa 'Llahu Hapana mungu ila Mwenyezi Mungu tu, wakijivuna.

Uygurca: 

ئۇلار ھەقىقەتەن مۇشۇنداق ئىدىكى، ئۇلارغا: «بىر اﷲ تىن باشقا ھېچ ئىلاھ يوق» (دەڭلار) دېيىلسە، (كەلىمە تەۋھىدتىن) تەكەببۇرلۇق قىلىپ باش تارتاتتى

Japonca: 

かれらは,「アッラーの外に神はありません。」と告げられると,いつも高慢になった。

Arapça (Ürdün): 

«إنهم» أي هؤلاء بقرينة ما بعده «كانوا إذا قيل لهم لا إله إلا الله يستكبرون».

Hintçe: 

कि जब उनसे कहा जाता था कि खुदा के सिवा कोई माबूद नहीं तो अकड़ा करते थे

Tayca: 

เพราะว่าพวกเขาเหล่านั้นเมื่อได้มีการกล่าวแก่พวกเขาว่า ไม่มีพระเจ้าอื่นใดนอกจากอัลลอฮฺ พวกเขาก็หยิ่งผยอง

İbranice: 

כי כאשר נאמר להם, אין אלוה מלבד אלוהים, הם הפנו את גבם בגאוותנות

Hırvatça: 

Kad im je govoreno: "Samo je Allah Bog!", oni su se, doista, oholili

Rumence: 

Când li se spunea: “Nu este dumnezeu afară de Dumnezeu”, ei se îngâmfau

Transliteration: 

Innahum kanoo itha qeela lahum la ilaha illa Allahu yastakbiroona

Türkçe: 

Onlar, kendilerine, "Allah'tan başka ilah yoktur" dendiğinde, kibirleniyorlardı.

Sahih International: 

Indeed they, when it was said to them, "There is no deity but Allah," were arrogant

İngilizce: 

For they, when they were told that there is no god except Allah, would puff themselves up with Pride,

Azerbaycanca: 

Onlara: “Allahdan başqa heç bir tanrı yoxdur!” – deyildiyi zaman təkəbbür göstərirdilər.

Süleyman Ateş: 

Çünkü onlara: "Allah'tan başka tanrı yoktur!" dendiği zaman büyüklük taslarlardı.

Diyanet Vakfı: 

Çünkü onlara: Allah'tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.

Erhan Aktaş: 

Onlar, kendilerine: “Allah’tan başka ilâh yoktur.” denildiği zaman büyüklük taslayanlardı.

Kral Fahd: 

Çünkü onlara: Allah’tan başka hakkıyla ibadete layık bir ilah yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.

Hasan Basri Çantay: 

Çünkü onlar «Allahdan başka hiçbir Tanrı yok» denildiği vakit büyüklük taslarlardı,

Muhammed Esed: 

çünkü bakın, ne zaman onlara "Allah´tan başka ilah yoktur!" denilse küstahça böbürlenirlerdi

Gültekin Onan: 

Çünkü onlara: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Çünkü onlara: “- Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur.” denildiği zaman, baş kaldırıyorlardı

Portekizce: 

Porque quando lhes era dito: Não há mais divindade além de Deus!, ensoberbeciam-se.

İsveççe: 

Varje gång de fick höra orden "det finns ingen gud utom Gud", kände de hur högmodet steg dem åt huvudet

Farsça: 

زیرا آنان چنین بودند که هر زمان به آنان می گفتند: معبودی جز خدا نیست، تکبّر می کردند،

Kürtçe: 

بەڕاستی ھەر کاتێك بەوانە بوترایە ھیچ پەرستراوێکی ڕاست نیە بێجگە لە خوا، خۆیان بە گەورە دەزانی (و ملکەچی نەدەبوون)

Özbekçe: 

Чунки, уларга қачонки «Ла илаҳа иллоллоҳу», дейилса, мутакаббирлик қилар эдилар.

Malayca: 

Sebenarnya mereka dahulu apabila dikatakan kepadanya;" (ketahuilah, bahawa) tiada Tuhan yang sebenar-benarnya melainkan Allah" - mereka bersikap takbur mengingkarinya, -

Arnavutça: 

Kur u thuhej atyre: “Vetëm Allahu është Zot!” – ata madhështoheshin,

Bulgarca: 

Когато им се рече: “Няма друг бог освен Аллах!”, те се възгордяваха.

Sırpça: 

Кад им је говорено: „Само је Аллах Бог!“ Они су се, заиста, охолили

Çekçe: 

kteří, když řečeno jim bylo, že není božstva kromě Boha, zpyšněli

Urduca: 

یہ وہ لوگ تھے کہ جب ان سے کہا جاتا "اللہ کے سوا کوئی معبود بر حق نہیں ہے" تو یہ گھمنڈ میں آ جاتے تھے

Tacikçe: 

Чун ба онон гуфта мешуд, ки ғайри Худои якто худое нест, такаббур мекарданд

Tatarca: 

Аларга дөреслектә Аллаһудан башка Илаһә юк мәгәр Аллаһу тәгалә үзе генә дип әйтелсә, алар Аллаһны берләүдән тәкәбберләнәләр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya mereka dahulu apabila dikatakan kepada mereka: "Laa ilaaha illallah" (Tiada Tuhan yang berhak disembah melainkan Allah) mereka menyombongkan diri,

Amharca: 

እነርሱ ከአላህ ሌላ አምላክ የለም በተባሉ ጊዜ ይኮሩ ነበሩ፡፡

Tamilce: 

“அல்லாஹ்வைத் தவிர (உண்மையில் வணங்கத்தகுதியான) இறைவன் அறவே இல்லை” என்று அவர்களுக்கு கூறப்பட்டால் நிச்சயமாக அவர்கள் (அதை ஏற்றுக் கொள்ளாமல்) பெருமை அடி(த்து புறக்கணி)ப்பவர்களாக இருந்தனர்.

Korece: 

하나님 외에 신이 없다는 말씀이 그들에게 있었을 때 그들은 오만하곤 하였으며

Vietnamca: 

Quả thật, khi chúng được nhắc ‘Không có Thượng Đế nào khác ngoài Allah’ thì chúng ngạo mạn (từ chối).