Arapça:
إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ
Çeviriyazı:
innehüm kânû iẕâ ḳîle lehüm lâ ilâhe ille-llâhü yestekbirûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çünkü onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı.
Diyanet İşleri:
Onlara: "Allah'tan başka tanrı yoktur" denildiği zaman şüphesiz büyüklenirler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki onlara Allah'tan başka yoktur tapacak dendi mi ululanmaya kalkışırlardı.
Şaban Piriş:
Çünkü onlar, kendilerine: Allah’tan başka (hak) ilah yoktur, denildiği zaman büyüklenirlerdi.
Edip Yüksel:
Kendilerine "La ilahe illa ALLAH" denildiğinde büyükleniyorlardı.
Ali Bulaç:
Çünkü onlara: "Allah'tan başka İlah yoktur" denildiği zaman, büyüklük taslarlardı.
Suat Yıldırım:
Çünkü onlara “Allah'tan başka ilah yok!” denildiğinde, kibirlenip kafa tutarlar ve: “Deli bir şairin sözüne bakarak hiç biz ilahlarımızı bırakır mıyız, olacak iş mi bu?” derlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
37:34
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar, kendilerine, "Allah'tan başka ilah yoktur" dendiğinde, kibirleniyorlardı.
Bekir Sadak:
(41-44) Iste bildirilen rizik ve meyveler onlaradir. Nimet cennetlerinde, karsilikli tahtlar uzerinde kendilerine ikram olunur.
İbni Kesir:
Çünkü onlara
Adem Uğur:
Çünkü onlara: Allah´tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.
İskender Ali Mihr:
Onlara: "
Celal Yıldırım:
Çünkü onlara : «Allah´tan başka tanrı yoktur» denildiği zaman büyüklük taslayıp (bunu kabul etmeyi gururlarına yediremediler).
Tefhim ul Kuran:
Çünkü onlara: «Allah´tan başka ilah yoktur» denildiği zaman, büyüklük taslarlardı.
Fransızca:
Quand on leur disait : "Point de divinité à part Allah", ils se gonflaient d'orgueil,
İspanyolca:
Cuando se les decía: «¡No hay más dios que Alá!» se mostraban altivos,
İtalyanca:
Quando si diceva loro: " Non c'è dio all'infuori di Allah", si gonfiavano d'orgoglio
Almanca:
Sie pflegten, wenn ihnen gesagt wurde: "Es gibt keine Gottheit außer ALLAH", sich in Arroganz zu erheben
Çince:
他们确是这样的:有人对他们说:除真主外,绝无应受崇拜的,他们就妄自尊大,
Hollandaca:
Want toen er tot hen werd gezegd: Er is geen god buiten den waren God, bliezen zij zich op met hoogmoed.
Rusça:
Когда им говорили: "Нет божества, кроме Аллаха", - они превозносились
Somalice:
Waxayna ahaayeen marka lagu dhaho Eebe mooyee ilaah kale majiro kuwa iskibriya.
Swahilice:
Wao walipo kuwa wakiambiwa La ilaha illa 'Llahu Hapana mungu ila Mwenyezi Mungu tu, wakijivuna.
Uygurca:
ئۇلار ھەقىقەتەن مۇشۇنداق ئىدىكى، ئۇلارغا: «بىر اﷲ تىن باشقا ھېچ ئىلاھ يوق» (دەڭلار) دېيىلسە، (كەلىمە تەۋھىدتىن) تەكەببۇرلۇق قىلىپ باش تارتاتتى
Japonca:
かれらは,「アッラーの外に神はありません。」と告げられると,いつも高慢になった。
Arapça (Ürdün):
«إنهم» أي هؤلاء بقرينة ما بعده «كانوا إذا قيل لهم لا إله إلا الله يستكبرون».
Hintçe:
कि जब उनसे कहा जाता था कि खुदा के सिवा कोई माबूद नहीं तो अकड़ा करते थे
Tayca:
เพราะว่าพวกเขาเหล่านั้นเมื่อได้มีการกล่าวแก่พวกเขาว่า ไม่มีพระเจ้าอื่นใดนอกจากอัลลอฮฺ พวกเขาก็หยิ่งผยอง
İbranice:
כי כאשר נאמר להם, אין אלוה מלבד אלוהים, הם הפנו את גבם בגאוותנות
Hırvatça:
Kad im je govoreno: "Samo je Allah Bog!", oni su se, doista, oholili
Rumence:
Când li se spunea: “Nu este dumnezeu afară de Dumnezeu”, ei se îngâmfau
Transliteration:
Innahum kanoo itha qeela lahum la ilaha illa Allahu yastakbiroona
Türkçe:
Onlar, kendilerine, "Allah'tan başka ilah yoktur" dendiğinde, kibirleniyorlardı.
Sahih International:
Indeed they, when it was said to them, "There is no deity but Allah," were arrogant
İngilizce:
For they, when they were told that there is no god except Allah, would puff themselves up with Pride,
Azerbaycanca:
Onlara: “Allahdan başqa heç bir tanrı yoxdur!” – deyildiyi zaman təkəbbür göstərirdilər.
Süleyman Ateş:
Çünkü onlara: "Allah'tan başka tanrı yoktur!" dendiği zaman büyüklük taslarlardı.
Diyanet Vakfı:
Çünkü onlara: Allah'tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.
Erhan Aktaş:
Onlar, kendilerine: “Allah’tan başka ilâh yoktur.” denildiği zaman büyüklük taslayanlardı.
Kral Fahd:
Çünkü onlara: Allah’tan başka hakkıyla ibadete layık bir ilah yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.
Hasan Basri Çantay:
Çünkü onlar «Allahdan başka hiçbir Tanrı yok» denildiği vakit büyüklük taslarlardı,
Muhammed Esed:
çünkü bakın, ne zaman onlara "Allah´tan başka ilah yoktur!" denilse küstahça böbürlenirlerdi
Gültekin Onan:
Çünkü onlara: "
Ali Fikri Yavuz:
Çünkü onlara: “- Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur.” denildiği zaman, baş kaldırıyorlardı
Portekizce:
Porque quando lhes era dito: Não há mais divindade além de Deus!, ensoberbeciam-se.
İsveççe:
Varje gång de fick höra orden "det finns ingen gud utom Gud", kände de hur högmodet steg dem åt huvudet
Farsça:
زیرا آنان چنین بودند که هر زمان به آنان می گفتند: معبودی جز خدا نیست، تکبّر می کردند،
Kürtçe:
بەڕاستی ھەر کاتێك بەوانە بوترایە ھیچ پەرستراوێکی ڕاست نیە بێجگە لە خوا، خۆیان بە گەورە دەزانی (و ملکەچی نەدەبوون)
Özbekçe:
Чунки, уларга қачонки «Ла илаҳа иллоллоҳу», дейилса, мутакаббирлик қилар эдилар.
Malayca:
Sebenarnya mereka dahulu apabila dikatakan kepadanya;" (ketahuilah, bahawa) tiada Tuhan yang sebenar-benarnya melainkan Allah" - mereka bersikap takbur mengingkarinya, -
Arnavutça:
Kur u thuhej atyre: “Vetëm Allahu është Zot!” – ata madhështoheshin,
Bulgarca:
Когато им се рече: “Няма друг бог освен Аллах!”, те се възгордяваха.
Sırpça:
Кад им је говорено: „Само је Аллах Бог!“ Они су се, заиста, охолили
Çekçe:
kteří, když řečeno jim bylo, že není božstva kromě Boha, zpyšněli
Urduca:
یہ وہ لوگ تھے کہ جب ان سے کہا جاتا "اللہ کے سوا کوئی معبود بر حق نہیں ہے" تو یہ گھمنڈ میں آ جاتے تھے
Tacikçe:
Чун ба онон гуфта мешуд, ки ғайри Худои якто худое нест, такаббур мекарданд
Tatarca:
Аларга дөреслектә Аллаһудан башка Илаһә юк мәгәр Аллаһу тәгалә үзе генә дип әйтелсә, алар Аллаһны берләүдән тәкәбберләнәләр.
Endonezyaca:
Sesungguhnya mereka dahulu apabila dikatakan kepada mereka: "Laa ilaaha illallah" (Tiada Tuhan yang berhak disembah melainkan Allah) mereka menyombongkan diri,
Amharca:
እነርሱ ከአላህ ሌላ አምላክ የለም በተባሉ ጊዜ ይኮሩ ነበሩ፡፡
Tamilce:
“அல்லாஹ்வைத் தவிர (உண்மையில் வணங்கத்தகுதியான) இறைவன் அறவே இல்லை” என்று அவர்களுக்கு கூறப்பட்டால் நிச்சயமாக அவர்கள் (அதை ஏற்றுக் கொள்ளாமல்) பெருமை அடி(த்து புறக்கணி)ப்பவர்களாக இருந்தனர்.
Korece:
하나님 외에 신이 없다는 말씀이 그들에게 있었을 때 그들은 오만하곤 하였으며
Vietnamca:
Quả thật, khi chúng được nhắc ‘Không có Thượng Đế nào khác ngoài Allah’ thì chúng ngạo mạn (từ chối).
Ayet Linkleri: