Arapça:
وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ
Çeviriyazı:
veleta`lemünne nebeehû ba`de ḥîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.
Diyanet İşleri:
Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra öğreneceksiniz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onun doğruluğunu, bir müddet sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.
Şaban Piriş:
Onun haberini bir süre sonra öğreneceksiniz.
Edip Yüksel:
Ve onun haberlerini bir süre sonra öğreneceksiniz.
Ali Bulaç:
Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz.
Suat Yıldırım:
Onun verdiği haberin doğruluğunu bir süre sonra siz de pek iyi öğrenirsiniz. [6,19; 11,17]
Ömer Nasuhi Bilmen:
38:87
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz.
Bekir Sadak:
Sizi bir tek nefisten yaratmis, sonra ondan esini varetmistir
İbni Kesir:
Onun haberini bir müddet sonra öğreneceksiniz.
Adem Uğur:
Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.
İskender Ali Mihr:
Ve onun haberini bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.
Celal Yıldırım:
Onun verdiği haberlerin (doğru çıkacağını) bir süre sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.
Tefhim ul Kuran:
«Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz.»
Fransızca:
Et certainement vous en aurez des nouvelles bientôt ! ".
İspanyolca:
Y os enteraréis, ciertamente, de lo que anuncia dentro de algún tiempo».
İtalyanca:
E tra qualche tempo ne avrete certamente notizia».
Almanca:
Und ihr werdet doch noch seine Mitteilung nach einer Zeit erkennen.
Çince:
在一个时期之后,你们必定知道关于这教诲的消息。
Hollandaca:
En na een zekeren tijd zult gij zekerlijk weten, wat van het daarin geschonkene, waar is.
Rusça:
А вы непременно узнаете весть о нем через определенное время".
Somalice:
Dhab ahaanna waxaad u ogaan doontaan warkiisa muddo ka dib.
Swahilice:
Na bila ya shaka mtajua khabari zake baada ya muda.
Uygurca:
بىر مۇددەتتىن كېيىن ئۇنىڭ راستلىقىنى چوقۇم بىلىسىلەر»
Japonca:
時が来たら,あなたがたはそれが其実であることを必ず知るであろう。」
Arapça (Ürdün):
«ولتعلمن» يا كفار مكة «نبأه» خبر صدقه «بعد حين» أي يوم القيامة، وعلم بمعنى: عرف واللام قبلها لام قسم مقدَّر: أي والله.
Hintçe:
और कुछ दिनों बाद तुमको इसकी हक़ीकत मालूम हो जाएगी
Tayca:
และแน่นอน เจ้าจะรู้ข่าวคราวของอัลกุรอานในระยะเวลาอันใกล้นี้
İbranice:
ואתם עוד תדעו את הצדק
Hırvatça:
i vi ćete nakon kratkog vremena saznati vijest njegovu.
Rumence:
şi veţi cunoaşte vestea lui după o vreme”
Transliteration:
WalataAAlamunna nabaahu baAAda heenin
Türkçe:
Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz.
Sahih International:
And you will surely know [the truth of] its information after a time."
İngilizce:
And ye shall certainly know the truth of it (all) after a while.
Azerbaycanca:
Siz onun verdiyi xəbəri (Qur’anda deyilənlərin doğru olduğunu) bir müddətdən (öləndən, yaxud qiyamət qopandan) sonra mütləq biləcəksiniz!”
Süleyman Ateş:
Bir süre sonra "Onun haberi(nin doğruluğu)nu gayet iyi bileceksiniz!"
Diyanet Vakfı:
Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.
Erhan Aktaş:
Onun haberini bir zaman sonra kesinlikle bileceksiniz(1).
Kral Fahd:
Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.
Hasan Basri Çantay:
«Her halde onun mühim haberini bir zaman sonra (hepiniz) bileceksiniz».
Muhammed Esed:
Ve onun anlamını bir süre sonra mutlaka kavrayacaksınız!"
Gültekin Onan:
38:87
Ali Fikri Yavuz:
Muhakkak onun haberini (verdiği haberlerin doğruluğunu) bir zaman sonra, (öldükten sonra) bileceksiniz.
Portekizce:
E, certamente, logo tereis conhecimento da sua veracidade.
İsveççe:
innan lång tid har gått, kommer ni helt säkert att inse dess sanning."
Farsça:
و بی تردید پس از مدتی خبر [صدق حقّانیّت و ظهور عینی آیات و وعده های] آن را خواهید دانست.
Kürtçe:
بەڕاستی پاش ماوەیەك لە ھەواڵی ئەو (قورئانە) دەزانن
Özbekçe:
Албатта, унинг хабарини бир муддатдан сўнг билурсиз», деб айт.
Malayca:
Dan demi sesungguhnya, kamu akan mengetahui kabenaran perkara-perkara yang diterangkannya, tidak lama lagi.
Arnavutça:
Dhe ju, me të vërtetë, do ta dini lajmin e tij pas një kohe!”
Bulgarca:
След време ще узнаете вестите в него.
Sırpça:
И ви ћете ускоро сазнати његову поруку!”
Çekçe:
a dozvíte se zprávu o tom po době nějaké.'
Urduca:
اور تھوڑی مدت ہی گزرے گی کہ تمہیں اس کا حال خود معلوم ہو جائے گا
Tacikçe:
Ва ту баъд аз ин аз хабари он огох хоҳӣ шуд!
Tatarca:
Коръәннең хикмәтләрен яки Коръән кешеләргә иң зур нигъмәт икәнен бераз заман соңында белерсез. Дөньяда белмәсәгез ахирәттә белерсез!
Endonezyaca:
Dan sesungguhnya kamu akan mengetahui (kebenaran) berita Al Quran setelah beberapa waktu lagi.
Amharca:
«ትንቢቱንም (እውነት መኾኑን) ከጊዜ በኋላ በእርግጥ ታውቁታላችሁ፡፡»
Tamilce:
இதன் செய்தியை (அது உண்மையானது என்று வெளிப்படையாக) சில காலத்திற்குப் பின்னர் நிச்சயம் நீங்கள் அறிவீர்கள்.
Korece:
실로 너희는 잠시 후면 그 모든 사실을 알게 되리라
Vietnamca:
“Chắc chắn các người sẽ biết Thông Tin của Nó (là sự thật) sau một thời gian (khi các người đối diện với cái chết).”
Ayet Linkleri: