Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

38

Sûredeki Ayet No: 

88

Ayet No: 

4058

Sayfa No: 

458

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ

Çeviriyazı: 

veleta`lemünne nebeehû ba`de ḥîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.

Diyanet İşleri: 

Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra öğreneceksiniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onun doğruluğunu, bir müddet sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.

Şaban Piriş: 

Onun haberini bir süre sonra öğreneceksiniz.

Edip Yüksel: 

Ve onun haberlerini bir süre sonra öğreneceksiniz.

Ali Bulaç: 

Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz.

Suat Yıldırım: 

Onun verdiği haberin doğruluğunu bir süre sonra siz de pek iyi öğrenirsiniz. [6,19; 11,17]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

38:87

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz.

Bekir Sadak: 

Sizi bir tek nefisten yaratmis, sonra ondan esini varetmistir

İbni Kesir: 

Onun haberini bir müddet sonra öğreneceksiniz.

Adem Uğur: 

Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.

İskender Ali Mihr: 

Ve onun haberini bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.

Celal Yıldırım: 

Onun verdiği haberlerin (doğru çıkacağını) bir süre sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.

Tefhim ul Kuran: 

«Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz.»

Fransızca: 

Et certainement vous en aurez des nouvelles bientôt ! ".

İspanyolca: 

Y os enteraréis, ciertamente, de lo que anuncia dentro de algún tiempo».

İtalyanca: 

E tra qualche tempo ne avrete certamente notizia».

Almanca: 

Und ihr werdet doch noch seine Mitteilung nach einer Zeit erkennen.

Çince: 

在一个时期之后,你们必定知道关于这教诲的消息。

Hollandaca: 

En na een zekeren tijd zult gij zekerlijk weten, wat van het daarin geschonkene, waar is.

Rusça: 

А вы непременно узнаете весть о нем через определенное время".

Somalice: 

Dhab ahaanna waxaad u ogaan doontaan warkiisa muddo ka dib.

Swahilice: 

Na bila ya shaka mtajua khabari zake baada ya muda.

Uygurca: 

بىر مۇددەتتىن كېيىن ئۇنىڭ راستلىقىنى چوقۇم بىلىسىلەر»

Japonca: 

時が来たら,あなたがたはそれが其実であることを必ず知るであろう。」

Arapça (Ürdün): 

«ولتعلمن» يا كفار مكة «نبأه» خبر صدقه «بعد حين» أي يوم القيامة، وعلم بمعنى: عرف واللام قبلها لام قسم مقدَّر: أي والله.

Hintçe: 

और कुछ दिनों बाद तुमको इसकी हक़ीकत मालूम हो जाएगी

Tayca: 

และแน่นอน เจ้าจะรู้ข่าวคราวของอัลกุรอานในระยะเวลาอันใกล้นี้

İbranice: 

ואתם עוד תדעו את הצדק

Hırvatça: 

i vi ćete nakon kratkog vremena saznati vijest njegovu.

Rumence: 

şi veţi cunoaşte vestea lui după o vreme”

Transliteration: 

WalataAAlamunna nabaahu baAAda heenin

Türkçe: 

Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz.

Sahih International: 

And you will surely know [the truth of] its information after a time."

İngilizce: 

And ye shall certainly know the truth of it (all) after a while.

Azerbaycanca: 

Siz onun verdiyi xəbəri (Qur’anda deyilənlərin doğru olduğunu) bir müddətdən (öləndən, yaxud qiyamət qopandan) sonra mütləq biləcəksiniz!”

Süleyman Ateş: 

Bir süre sonra "Onun haberi(nin doğruluğu)nu gayet iyi bileceksiniz!"

Diyanet Vakfı: 

Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.

Erhan Aktaş: 

Onun haberini bir zaman sonra kesinlikle bileceksiniz(1).

Kral Fahd: 

Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.

Hasan Basri Çantay: 

«Her halde onun mühim haberini bir zaman sonra (hepiniz) bileceksiniz».

Muhammed Esed: 

Ve onun anlamını bir süre sonra mutlaka kavrayacaksınız!"

Gültekin Onan: 

38:87

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak onun haberini (verdiği haberlerin doğruluğunu) bir zaman sonra, (öldükten sonra) bileceksiniz.

Portekizce: 

E, certamente, logo tereis conhecimento da sua veracidade.

İsveççe: 

innan lång tid har gått, kommer ni helt säkert att inse dess sanning."

Farsça: 

و بی تردید پس از مدتی خبر [صدق حقّانیّت و ظهور عینی آیات و وعده های] آن را خواهید دانست.

Kürtçe: 

بەڕاستی پاش ماوەیەك لە ھەواڵی ئەو (قورئانە) دەزانن

Özbekçe: 

Албатта, унинг хабарини бир муддатдан сўнг билурсиз», деб айт.

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya, kamu akan mengetahui kabenaran perkara-perkara yang diterangkannya, tidak lama lagi.

Arnavutça: 

Dhe ju, me të vërtetë, do ta dini lajmin e tij pas një kohe!”

Bulgarca: 

След време ще узнаете вестите в него.

Sırpça: 

И ви ћете ускоро сазнати његову поруку!”

Çekçe: 

a dozvíte se zprávu o tom po době nějaké.'

Urduca: 

اور تھوڑی مدت ہی گزرے گی کہ تمہیں اس کا حال خود معلوم ہو جائے گا

Tacikçe: 

Ва ту баъд аз ин аз хабари он огох хоҳӣ шуд!

Tatarca: 

Коръәннең хикмәтләрен яки Коръән кешеләргә иң зур нигъмәт икәнен бераз заман соңында белерсез. Дөньяда белмәсәгез ахирәттә белерсез!

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya kamu akan mengetahui (kebenaran) berita Al Quran setelah beberapa waktu lagi.

Amharca: 

«ትንቢቱንም (እውነት መኾኑን) ከጊዜ በኋላ በእርግጥ ታውቁታላችሁ፡፡»

Tamilce: 

இதன் செய்தியை (அது உண்மையானது என்று வெளிப்படையாக) சில காலத்திற்குப் பின்னர் நிச்சயம் நீங்கள் அறிவீர்கள்.

Korece: 

실로 너희는 잠시 후면 그 모든 사실을 알게 되리라

Vietnamca: 

“Chắc chắn các người sẽ biết Thông Tin của Nó (là sự thật) sau một thời gian (khi các người đối diện với cái chết).”

Etiketler: 

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: