Arapça:
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ
Çeviriyazı:
ḳâle feinneke mine-lmünżarîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.
Diyanet İşleri:
Allah: "Sen bilinen güne kadar erteye bırakılanlardansın" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gerçekten de demişti, sen, ölmeyenlere katıl.
Şaban Piriş:
Sen, süre/mühlet verilenlerdensin, dedi.
Edip Yüksel:
Dedi ki, "Sana süre verilmiştir;"
Ali Bulaç:
Dedi ki: "O halde, süre tanınanlardansın."
Suat Yıldırım:
Allah: “Haydi sana mühlet verildi!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Cenâb-ı Hak da) Buyurdu ki: «Haydi, sen muhakkak ki, mühlet verilenlerdensin.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Buyurdu: "Peki, süre verilenlerdensin."
Bekir Sadak:
De ki: «Buna karsilik sizden bir ucret istemiyorum. Kendiligimden bir sey iddia eden kimselerden de degilim.»
İbni Kesir:
Buyurdu ki: Sen, şüphesiz ertelenensin,
Adem Uğur:
Allah: "
İskender Ali Mihr:
(Allahû Tealâ): "
Celal Yıldırım:
(80-81) Allah : Gerçekten bilinen vakte (Kıyamete) kadar sen mühlet verilenlerdensin, dedi.
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «O halde sen, (kendilerine) süre tanınanlardansın.»
Fransızca:
(Allah) dit : "Tu es de ceux à qui un délai est accordé,
İspanyolca:
Dijo: «Entonces, serás de aquéllos a quienes se ha concedido una prórroga
İtalyanca:
Rispose [Allah]: «Tu sei fra coloro cui è concessa dilazione
Almanca:
ER sagte: "Du bist von denjenigen, denen Aufschub gewährt wird
Çince:
主说:你必定被宽待,
Hollandaca:
God zeide: Waarlijk, gij zult een van hen zijn, die uitstel zullen ontvangen.
Rusça:
Он сказал: "Воистину, ты - один из тех, кому предоставлена отсрочка
Somalice:
Eebe wuxuu yidhi waxaad ka midtahay kuwa la sugi.
Swahilice:
Mwenyezi Mungu akasema: Basi umekwisha kuwa miongoni mwa walio pewa muhula,
Uygurca:
اﷲ: «جەزمەن ساڭا مەلۇم ۋاقىتقىچە مۆھلەت بېرىلىدۇ» دېدى
Japonca:
かれは仰せられた。「あなたを猶予しよう。
Arapça (Ürdün):
«قال فإنك من المنظرين».
Hintçe:
फरमाया तुझे एक वक्त मुअय्यन के दिन तक की मोहलत दी गयी
Tayca:
พระองค์ตรัสว่า “ดังนั้น แท้จริงเจ้าอยู่ในหมู่ผู้ถูกประวิงเวลา”
İbranice:
אמר ' הן, אתה תהיה בין המחכים
Hırvatça:
"Dajem ti", reče On,
Rumence:
Dumnezeu spuse: “Da, eşti printre cei păsuiţi!
Transliteration:
Qala fainnaka mina almunthareena
Türkçe:
Buyurdu: "Peki, süre verilenlerdensin."
Sahih International:
[Allah] said, "So indeed, you are of those reprieved
İngilizce:
(Allah) said: "Respite then is granted thee-
Azerbaycanca:
(Allah) buyurdu: “Sən möhlət verilənlərdənsən,
Süleyman Ateş:
Buyurdu: "Haydi sen süre verilenlerdensin."
Diyanet Vakfı:
Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin."
Erhan Aktaş:
Allah, “Peki süre verilenlerdensin.” dedi.
Kral Fahd:
Allah: Haydi, mühlet verilenlerdensin, buyurdu.
Hasan Basri Çantay:
Buyurdu: «Haydi sen mühlet verilenlerdensin».
Muhammed Esed:
(Allah) "Peki, (öyle olsun)!" dedi, "Sen mühlet verilenlerden oldun,
Gültekin Onan:
38:79
Ali Fikri Yavuz:
(Allah şöyle) buyurdu: “- Haydi geri bırakılanlardansın,
Portekizce:
(Deus lhe) disse: Serás, dos tolerados,
İsveççe:
[Gud] svarade: "Du skall vara bland dem som beviljas en frist
Farsça:
[خدا] گفت: تو از مهلت یافتگانی،
Kürtçe:
(خوا) فەرمووی: دەی بەڕاستی تۆ لە مۆڵەت دراوانی
Özbekçe:
У зот: «Сен муҳлат берилганлардансан.
Malayca:
Allah berfirman: " Dengan permohonanmu itu, maka sesungguhnya engkau dari golongan yang diberi tempoh -
Arnavutça:
(Zoti) tha: “Me të vërtetë, do të jepet dy afat
Bulgarca:
Рече: “Ще си сред отсрочените
Sırpça:
„Даје ти се времена“, рече Он,
Çekçe:
Odpověděl: 'Budiž tedy mezi těmi, jimž je odloženo
Urduca:
فرمایا، "اچھا، تجھے اُس روز تک کی مہلت ہے
Tacikçe:
Гуфт: «Ту аз мӯҳлатёфтагонӣ,
Tatarca:
Аллаһ әйтте: "Әлбәттә, син дөньяда калучысың.
Endonezyaca:
Allah berfirman: "Sesungguhnya kamu termasuk orang-orang yang diberi tangguh,
Amharca:
(አላህም) አለው «አንተ ከሚቆዩት ነህ፡፡»
Tamilce:
(அல்லாஹ்) கூறினான்: “நிச்சயமாக நீ, அவகாசமளிக்கப்பட்டவர்களில் இருப்பாய்.”
Korece:
하나님께서 말씀하사 그러면 네가 유예되나니
Vietnamca:
(Allah) phán: “Thế thì nhà ngươi là kẻ được tạm tha,”
Ayet Linkleri: