Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

38

Sûredeki Ayet No: 

36

Ayet No: 

4006

Sayfa No: 

455

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَسَخَّرْنَا لَهُ الرِّيحَ تَجْرِي بِأَمْرِهِ رُخَاءً حَيْثُ أَصَابَ

Çeviriyazı: 

feseḫḫarnâ lehü-rrîḥa tecrî biemrih ruḫâen ḥayŝü eṣâb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.

Diyanet İşleri: 

Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğerlerini onun buyruğu altına verdik.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve ona rüzgarı ram etmiştik de emriyle dilediği yere hafif hafif esip giderdi.

Şaban Piriş: 

Rüzgarı ona boyun eğdirmiştik. Emri ile dilediği yere yumuşak bir şekilde eserdi.

Edip Yüksel: 

Bunun üzerine komutuyla hareket eden rüzgarı onun emrine verdik. Dilediği yere yağmur yağdırırdı.

Ali Bulaç: 

Böylece rüzgarı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.

Suat Yıldırım: 

Biz rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr, onun emriyle istediği yere tatlı tatlı eserdi. [21,81]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(36-37) Artık onun için rüzgarı musahhar kıldık, O´nun emriyle dilediği yere mülâyemetle akar giderdi. Şeytanları da, herbir bina yapıcı ve dalgıç olanı da (musahhar kıldık).

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi.

Bekir Sadak: 

«yagini yere vur! Iste yikanacak ve icilecek soguk bir su» dedik.

İbni Kesir: 

Bunun üzerine Biz de rüzgarı emrine verdik. Emri ile istediği yere kolayca giderdi.

Adem Uğur: 

Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.

İskender Ali Mihr: 

Bunun üzerine rüzgârı ona musahhar (emre amade) kıldık. Onun emri ile dilediği yere hafif hafif eserek giderdi.

Celal Yıldırım: 

Rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr Onun emriyle tatlı tatlı istediği yana eserdi.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece biz, rüzgârı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.

Fransızca: 

Nous lui assujettîmes alors le vent qui, par son ordre, soufflait modérément partout où il voulait.

İspanyolca: 

Sujetamos a su servicio el viento, que soplaba suavemente allí donde él quería, a una orden suya.

İtalyanca: 

Gli assoggettammo il vento, soffiava al suo comando

Almanca: 

Dann machten WIR ihm den Wind gratis fügbar - er wehte nach seiner Anweisung sanft, wohin er wollte -

Çince: 

我曾为他制服了风,风奉着他的命令习习流向他所欲到的地方。

Hollandaca: 

En wij onderwierpen den wind aan hem, die op zijn bevel zachtjes heengleed, werwaarts wij dien richtten.

Rusça: 

Тогда Мы подчинили ему ветер, который нежно дул по его велению, куда бы он ни пожелал,

Somalice: 

Waxaana u sakhirrey daheysha iyadoo ku socota amarkiisa iyadoo jilicsan meeshuu doono.

Swahilice: 

Basi tukaufanya upepo umtumikie, ukenda kwa amri yake, popote alipo taka kufika.

Uygurca: 

بىز سۇلەيمانغا شامالنى بويسۇندۇرۇپ بەردۇق. شامال سۇلەيماننىڭ بۇيرۇقى بويىچە ئۇ خالىغان تەرەپكە لەرزان ماڭاتتى

Japonca: 

そこでわれは,風をかれに従わせた。それはかれの思うままに,その命令によって望む所に静かに吹く。

Arapça (Ürdün): 

«فسخرنا له الريح تجري بأمره رُخاء» لينة «حيث أصاب» أراد.

Hintçe: 

तो हमने हवा को उनका ताबेए कर दिया कि जहाँ वह पहुँचना चाहते थे उनके हुक्म के मुताबिक़ धीमी चाल चलती थी

Tayca: 

และเราได้ทำให้ลมพัดเฉื่อย ๆ ตามบัญชาของเขาไปยังทิศทางที่เขาต้องการ

İbranice: 

ואז העמדנו לרשותו את הרוח שתמהר בפקודתו מיד לכל אשר יצווה

Hırvatça: 

I Mi smo dali da mu služe: vjetar, koji je prema zapovijedi njegovoj blago puhao onamo kuda je on htio,

Rumence: 

Noi i-am supus vântul — lin sufla la porunca sa acolo unde-l trimitea,

Transliteration: 

Fasakhkharna lahu alrreeha tajree biamrihi rukhaan haythu asaba

Türkçe: 

Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi.

Sahih International: 

So We subjected to him the wind blowing by his command, gently, wherever he directed,

İngilizce: 

Then We subjected the wind to his power, to flow gently to his order, Whithersoever he willed,-

Azerbaycanca: 

Biz küləyi ona ram etdik. Külək onun əmri ilə istədiyi yerə rahatca gedirdi.

Süleyman Ateş: 

Biz, rüzgarı ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi.

Diyanet Vakfı: 

Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.

Erhan Aktaş: 

Bunun üzerine rüzgârı onun emrine verdik. Onun emri ile dilediği yere yumuşak bir esinti ile akıp gidiyordu.

Kral Fahd: 

Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı,

Hasan Basri Çantay: 

Bunun üzerine biz de ona rüzgârı müsahhar etdik ki bu, onun emriyle, onun dilediği yere yumuşacık akar giderdi.

Muhammed Esed: 

Bunun üzerine rüzgarı o´nun emrine verdik ki o´nun direktifi ile istediği yöne doğru kolayca essin;

Gültekin Onan: 

Böylece rüzgarı onun kullanımına / boyunduruğuna verdik. Onun buyruğuyla dilediği yöne yumuşakça eserdi.

Ali Fikri Yavuz: 

Bunun üzerine rüzgârı onun emrine bağlı kıldık

Portekizce: 

E lhe submetemos o vento, que soprava suavemente à sua vontade, por onde quisesse.

İsveççe: 

Och Vi lät vinden tjäna Salomo - den blåste på hans befallning vart han ville -

Farsça: 

پس باد را برای او مسخّر و رام کردیم که به فرمان او هر جا که می خواست نرم و آرام روان می شد.

Kürtçe: 

(دوای نزاکەی) (با) مان بۆ ڕام ھێنا وخستمانە خزمەتیەوە بەفەرمانی ئەو بەنەرمی دەڕۆیی بۆ ھەر جێگایەك بیویستایە

Özbekçe: 

Бас, Биз унга шамолни бўйинсундирдик, у ирода қилган томонга майин эсаверади.

Malayca: 

Maka (Kami kabulkan permohonannya lalu) Kami mudahkan baginya menggunakan angin yang bertiup perlahan-lahan menurut kemahuannya, ke arah mana sahaja yang hendaK ditujunya;

Arnavutça: 

Pastaj, Ne ia nënshtruam erën e butë, e cila frynë me urdhërin e tij, andej kah don ai –

Bulgarca: 

И му подчинихме вятъра леко да духа според неговата повеля, където поиска.

Sırpça: 

И Ми смо му покорили ветар, који је према његовој заповеди благо дувао онамо куда је он хтео,

Çekçe: 

A podrobili jsme mu vítr, který lehce podle rozkazu jeho vál tam, kam on si přál,

Urduca: 

تب ہم نے اس کے لیے ہوا کو مسخر کر دیا جو اس کے حکم سے نرمی کے ساتھ چلتی تھی جدھر وہ چاہتا تھا

Tacikçe: 

Пас бодро роми ӯ кардем, ки ба нармӣ ҳар ҷо, ки мехост, ба фармони ӯ мерафт.

Tatarca: 

Сөләйманга җилне ирекле кылдык, ул җил аның боерыгы белән теләгән җиргә йомшак кына барыр иде.

Endonezyaca: 

Kemudian Kami tundukkan kepadanya angin yang berhembus dengan baik menurut ke mana saja yang dikehendakinya,

Amharca: 

ነፋስንም በትእዛዙ ወደፈለገበት ስፍራ ልዝብ ኾና የምትፈስ ስትኾን ገራንለት፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, அவருக்கு நாம் காற்றை பணிய வைத்தோம். அவர் விரும்புகின்ற இடத்திற்கு அவருடைய கட்டளைக்கிணங்க அது மென்மையாக வீசும்.

Korece: 

그후 하나님은 바람으로 하 여금 그에게 순종토록하니 그의 명령에 따라 그가 원하는 곳으로 유순하게 흘러가더라

Vietnamca: 

TA (Allah) đã chế ngự gió cho (Sulayman), bắt nó bay một cách nhẹ nhàng đến bất cứ nơi nào tùy theo lệnh của Y.

Etiketler: 

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: