Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

38

Sûredeki Ayet No: 

34

Ayet No: 

4004

Sayfa No: 

455

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ فَتَنَّا سُلَيْمَانَ وَأَلْقَيْنَا عَلَىٰ كُرْسِيِّهِ جَسَدًا ثُمَّ أَنَابَ

Çeviriyazı: 

veleḳad fetennâ süleymâne veelḳaynâ `alâ kürsiyyihî ceseden ŝümme enâb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun ki Süleyman'ı imtihan da ettik ve tahtının üzerine bir ceset bıraktık. Sonra tekrar tevbe ile önceki haline döndü.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki Süleyman'ı denedik, hükümranlığını zayıf düşürdük; sonra eski haline döndü.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve andolsun ki biz Süleyman'ı sınamıştık ve tahtının üstüne bir ölü koymuştuk, sonra o da tövbe edip Rabbine dönmüştü.

Şaban Piriş: 

Andolsun biz Süleyman'ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik. Sonra tevbe edip bize yöneldi

Edip Yüksel: 

Süleyman'ı böylece sınadık; onun hükümranlığına maddi zenginlik kattık; ancak o tümüyle (Tanrı'ya) yöneldi.

Ali Bulaç: 

Andolsun, Biz Süleyman'ı imtihan ettik, tahtının üstünde bir ceset bıraktık. Sonra (eski durumuna) döndü.

Suat Yıldırım: 

Biz Süleyman'ı denemeye tâbi tuttuk ve tahtının üzerine bir cesed bıraktık. Sonra o, Allah’a sığınıp tekrar tahtına döndü.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Andolsun ki, Süleyman´ı bir fitneye düşürdük ve tahtının üzerine bir ceset olarak bıraktık. Sonra tekrar (tahtına) dönüverdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun ki biz, Süleyman'ı imtihan ettik, tahtının üstüne bir ceset bıraktık da o, tövbe ile Allah'a yöneldi.

Bekir Sadak: 

Dogrusu onun katimizda yakinligi ve guzel bir istikbali vardir.*

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun biz Süleyman´ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü.

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki Biz, Süleyman (A.S)´ı imtihan ettik. Ve onun kürsüsü (tahtı) üzerine ceset olarak ulaştırdık. Sonra yöneldi (ayrıldı).

Celal Yıldırım: 

And olsun ki biz Süleyman´ı bir imtihandan geçirdik

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz Süleyman´ı denemeden geçirdik. Tahtının üstünde bir ceset bıraktık. Sonra (eski durumuna) döndü.

Fransızca: 

Et Nous avions certes éprouvé Salomon en plaçant sur son siège un corps . Ensuite, il se repentit.

İspanyolca: 

Aún probamos a Salomón cuando asentamos en su trono a su sosia. Luego, se arrepintió.

İtalyanca: 

Mettemmo alla prova Salomone, mettendo un corpo sul suo trono. Poi si pentì

Almanca: 

Und gewiß, bereits unterzogen WIR Sulaiman einer Fitna und ließen auf seinem Thron einen Körper, dann bereute er.

Çince: 

我确已考验素莱曼,我曾将一个肉体投在他的宝座上,然后,他归依真主。

Hollandaca: 

Ook beproefden wij Salomo, en plaatsten een nagebootst (misvormd) lichaam op zijn troon. Daarna wendde hij zich tot God.

Rusça: 

Мы подвергли Сулеймана (Соломона) искушению и бросили на его трон тело (уродливое тело ребенка или дьявола), после чего он раскаялся (или вернулся к власти).

Somalice: 

Dhabahaan yaan u fidmeynay (imtixaanay) Nabi Suleymaan, waxaana ku tuuray kursigiisii jasad markaasuu toobad keeney.

Swahilice: 

Na tulimtia mtihanini Suleiman, na tukauweka mwili juu ya kiti chake, kisha akarejea kwa kutubu.

Uygurca: 

بىز ھەقىقەتەن سۇلەيماننى سىنىدۇق، ئۇنىڭ تەختى ئۈستىگە بىر جەسەتنى تاشلىدۇق، ئاندىن ئۇ (بۇنىڭ سىناق ئىكەنلىكىنى بىلىپ) تەۋبە قىلدى

Japonca: 

またわれはスライマーンを試み,(病を与え)重態のかれを椅子に据えた。その後かれは回復し,

Arapça (Ürdün): 

«ولقد فتنا سليمان» ابتليناه بسلب ملكه وذلك لتزوجه بامرأة هواها وكانت تعبد الصنم في داره من غير علمه وكان ملكه في خاتمه فنزعه مرة عند إرادة الخلاء ووضعه عند امرأته المسماة بالأمينة على عادته فجاءها جني في صورة سليمان فأخذه منها «وألقينا على كرسيه جسدا» هو ذلك الجني وهو صخر أو غيره جلس على كرسي سليمان وعكفت عليه الطير وغيرها فخرج سليمان في غير هيئته فرآه على كرسيه وقال للناس أنا سليمان فأنكره «ثم أناب» رجع سليمان إلى ملكه بعد أيام بأن وصل إلى الخاتم فلبسه وجلس على كرسيه.

Hintçe: 

और हमने सुलेमान का इम्तेहान लिया और उनके तख्त पर एक बेजान धड़ लाकर गिरा दिया

Tayca: 

และโดยแน่นอนเราได้ทดสอบสุลัยมาน และเราได้วางร่างหนึ่งไว้บนเก้าอี้ของเขา แล้วเขาก็ทบทวนความผิดด้วยความเสียใจ

İbranice: 

וכבר העמדנו את שלמה בניסיון, כאשר הושבנו על כס מלכתו גוף, ואז הוא פנה אלינו

Hırvatça: 

Mi smo Sulejmana u iskušenje doveli i na njegovo prijestolje tijelo bacili, ali se poslije povratio.

Rumence: 

Noi l-am pus la încercare pe Solomon punându-i pe tron un chip. Astfel, el s-a căit.

Transliteration: 

Walaqad fatanna sulaymana waalqayna AAala kursiyyihi jasadan thumma anaba

Türkçe: 

Yemin olsun ki biz, Süleyman'ı imtihan ettik, tahtının üstüne bir ceset bıraktık da o, tövbe ile Allah'a yöneldi.

Sahih International: 

And We certainly tried Solomon and placed on his throne a body; then he returned.

İngilizce: 

And We did try Solomon: We placed on his throne a body (without life); but he did turn (to Us in true devotion):

Azerbaycanca: 

And olsun ki, Biz Süleymanı (etdiyi bir xəta üzündən) imtahana çəkdik. Taxtının üstünə (ruhsuz) bir cəsəd atdıq (və ya: taxtının üstünə bir cin oturtduq). Sonra o (peşman olub tövbə etdi və yenidən öz mülkünə, öz taxtına) qayıtdı.

Süleyman Ateş: 

Andolsun Süleyman'ı denedik: Tahtının üstüne bir ceset bıraktık, sonra (bize) yöneldi.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun biz Süleyman'ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun ki Süleymân’ı fitnelendirdik.(1) Kürsüsünün(2) üzerine bir ceset bıraktık.(3) Sonra o Bize yöneldi.(4)

Kral Fahd: 

Biz, Süleyman'ı, bir imtihana da tâbi tutmuştuk: Onu, tahtı üzerine (bir hastalık yüzünden) ceset haline getirmiştik; sonra yine eski haline dönmüştü.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun biz, Süleymanı imtihan da etdik: Tahtının üstüne bir cesed bırakıverdik. (Nice günlerden) sonra o, yine (eski haaline) döndü.

Muhammed Esed: 

Fakat (daha önce) Süleyman´ı tahtının üzerine bir ceset koymak suretiyle denemiştik; bunun üzerine (Bize) yönelmiş (ve)

Gültekin Onan: 

Andolsun, biz Süleyman´ı imtihan ettik, tahtının üstünde bir ceset bıraktık. Sonra (eski durumuna) döndü.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten biz Süleyman’ı imtihan ettik: (Yaptığı bir hata yüzünden) biz onun saltanat tahtına (muvakkat bir zaman için) bir cin oturttuk. Bir müddet sonra (eski) mülk ve tahtına döndü.

Portekizce: 

E pusemos à prova Salomão, colocando sobre o seu trono um corpo sem vida; então, voltou-se contrito.

İsveççe: 

Och för att pröva Salomo satte Vi en [livlös] kropp på hans tron. Då [förstod han] och vände ångerfull tillbaka till Oss

Farsça: 

و به راستی سلیمان را [درباره فرزندش] آزمودیم، و [آزمون این بود که] بر تختش جسدی [بی جان از فرزندش] افکندیم [فرزندی که سلیمان به زنده بودن او بسیار امید داشت] ، آن گاه به درگاه خدا رجوع کرد [و همه امورش را به خدا واگذاشت.]

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی سولەیمانمان تاقیکردەوە و لاشەی (لەتە کوڕێك) مان فڕێدا بەسەر تەختەکەیدا (چونکە پێشتر سوێندی خواردبوو، کە بەسەر تەواوی خێزانەکانیدا ئەسوڕێتەوە وکۆ ئەبێتەوە لەگەڵیاندا، وھەریەکەشیان کوڕێکی ببێت ولەپێناو خوادا جیھاد بکەن بەبێ ئەوەی (ان شاء اللە) بکات لەدواییدا لەھەر ھەموو خێزانەکانی تەنھا کوڕێکی نوقسانی ناتەواوی بوو، خوای گەورەش بەمە تاقیکردەوە) پاشان تەوبەی کرد و گەڕایەوە بۆ لای خوا

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, Биз Сулаймонни синадик. Унинг курсисига жасадни ташладик. Сўнгра у тавба қилди. (Ушбу ояти каримадаги зикр қилинган синов нимадан иборат? Курсига ташланган жасад нима эди? Бу саволга бошқа оятларда ҳам, Пайғамбаримизнинг (с. а. в.) суннатларида ҳам очиқ-ойдин жавоб йўқ. Шунинг учун ҳам турли асоссиз қисса ва ҳикоялар кўпайиб кетган.)

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya! Kami telah menguji Nabi Sulaiman (dengan satu kejadian), dan Kami letakkan di atas takhta kebesarannya satu jasad (yang tidak cukup sifatnya) kemudian ia kembali (merayu kepada Kami): -

Arnavutça: 

Ne, me të vërtetë, e sprovuam Sulejmanin dhe hodhëm mbi fronin e tij një trup, dhe pastaj (Sulejmani) iu drejtua Zotit,

Bulgarca: 

Вече изпитахме Сулайман. И на неговия престол сложихме [чуждо] тяло. После той се разкая.

Sırpça: 

Ми смо Соломона довели у искушење и његово болесно тело смо на престоље задржали, али се после повратио.

Çekçe: 

A již dříve jsme Šalomouna zkouškám podrobili a na jeho trůn tělo mu podobné umístili; teprve potom se kál

Urduca: 

اور (دیکھو کہ) سلیمانؑ کو بھی ہم نے آزمائش میں ڈالا اور اس کی کرسی پر ایک جسد لا کر ڈال دیا پھر اس نے رجوع کیا

Tacikçe: 

Мо Сулаймонро озмудем ва бар тахти ӯ ҷасадеро афкандем ва ӯ рӯй ба Худо овард.

Tatarca: 

Тәхкыйк Без Сөләйманны патшалыгын алмак белән бәлаләндердек, чөнки аның патшалыгы йөзегендә иде, бер кич нәзеген хатыны янына калдырып киттек тә, Сөләйман сурәтендә бер җен йөзекне алып китте, шуның белән Сөләйманның кулыннан патшалык китте. Вә Без аның курсисенә бер гәүдәне яки әлеге йөзекне алган җенне утырттык, соңра Сөләйман тәүбә итте, Аллаһуга кайтты. Ягъни йөзекне кулга төшереп яңадан патша булды.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Kami telah menguji Sulaiman dan Kami jadikan (dia) tergeletak di atas kursinya sebagai tubuh (yang lemah karena sakit), kemudian ia bertaubat.

Amharca: 

ሱለይማንንም በእርግጥ ፈተንነው፡፡ በመንበሩም ላይ አካልን ጣልን፡፡ ከዚያም በመጸጸት ተመለሰ፡፡

Tamilce: 

சுலைமானை நாம் திட்டவட்டமாக சோதித்தோம். இன்னும், அவருடைய நாற்காலியில் ஓர் உடலை போட்டோம். பிறகு, அவர் (நம் பக்கம்) திரும்பிவிட்டார்.

Korece: 

하나님은 솔로몬을 시험하였 으니 그의 옥좌에 한 시체를 놓 고 주님의 자비를 구하였더라

Vietnamca: 

Quả thật, TA đã thử thách Sulayman. TA đã đặt lên ngai vàng của Y một con quỷ (và Y đã mất đi vương quyền trong một thời gian ngắn). Sau đó, (Sulayman) đã quay về sám hối (với TA và TA đã phục vương quyền trở lại cho Y).

Etiketler: 

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: