Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

38

Sûredeki Ayet No: 

15

Ayet No: 

3985

Sayfa No: 

453

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا يَنظُرُ هَٰؤُلَاءِ إِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً مَّا لَهَا مِن فَوَاقٍ

Çeviriyazı: 

vemâ yenżuru hâülâi illâ ṣayḥatev vâḥidetem mâ lehâ min fevâḳ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar da bir tek haykırışa bakıyorlar. Öyle ki onun gecikmesi de yoktur.

Diyanet İşleri: 

Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan tek bir çığlık beklemektedirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bunlar da bekliyorlar ancak o tek bağrışı ki vakti geldi miydi, gecikmesine, dönmesine imkan yok.

Şaban Piriş: 

Bunlar da ancak, bir daha geri dönmeyecek olan tek bir çığlık beklemektedirler.

Edip Yüksel: 

Bunlar, onması olmayan bir tek patlama bekliyorlar.

Ali Bulaç: 

Bunlar da, (geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar.

Suat Yıldırım: 

Onların kabirlerden dirilmeleri sadece bir tek çağrıya bakar. Ses yayılır yayılmaz hemen kalkarlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Bunlar da kendisi için bir deve sağılacağı kadar bile geç kalmayacak bir tek sayhadan başkasını beklemiyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunların beklediği de sadece, en küçük bir gecikmesi olmayan o müthiş titreşimli tek sestir.

Bekir Sadak: 

(21-22) Sana davacilarin haberi ulasti mi? Mabedin duvarina tirmanip Davud´un yanina girmislerdi de, o onlardan urkmustu. soyle demislerdi: «Korkma, birbirinin hakkina tecavuz etmis iki davaci

İbni Kesir: 

Bunlar, bir tek çığlık beklemektedirler ki, onun bir an bile gecikmesi yoktur.

Adem Uğur: 

Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler.

İskender Ali Mihr: 

Ve bunlar, kendileri için başka (hiç)bir fırsatın olmayacağı, tek bir sayhadan (çok şiddetli ses dalgasından) başka bir şey beklemiyorlar (gözlemiyorlar).

Celal Yıldırım: 

Bunlar da ancak bir tek haykırış beklerler ki (vakti gelip çatınca) ona bir gecikme yoktur.

Tefhim ul Kuran: 

Bunlar da, (geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar.

Fransızca: 

Ceux-ci n'attendant qu'un seul Cri, sans répétition.

İspanyolca: 

No esperarán éstos más que un solo Grito, que no se repetirá.

İtalyanca: 

Non aspetteranno altro che un Grido, improrogabile.

Almanca: 

Und diese warten auf nichts anderes außer auf einen einzigen Schrei, der keine Wiederholung hat.

Çince: 

这些人,只等待一声喊叫,那是不耽搁一霎时的。

Hollandaca: 

En deze wachten slechts op een klank der trompet, die niet uitgesteld zal worden.

Rusça: 

Им нечего ждать, кроме одного лишь гласа, для которого нет возврата.

Somalice: 

Kuwaasuna (Gaaladii Makaad) ma sugayaan waxaan hal qaylo ahayn, mana laha cilmi iyo sugid midna.

Swahilice: 

Na hawa hawangojei ila ukelele mmoja tu usio na muda.

Uygurca: 

بۇلار (يەنى مەككە مۇشرىكلىرى) پەقەت بىر ئاۋاز (يەنى بىرىنچى قېتىملىق سۇر) نىلا كۈتىدۇ، ئۇ قايتىلانمايدۇ

Japonca: 

これらの者も,かの一声を待つだけである。それには一刻の猶予もない。

Arapça (Ürdün): 

«وما ينظر» ينتظر «هؤلاء» أي كفار مكة «إلا صيحة واحدة» هي نفخة القيامة تحل بهم العذاب «ما لها من فواق» بفتح الفاء وضمها: رجوع.

Hintçe: 

और ये (काफिर) लोग बस एक चिंघाड़ (सूर के मुन्तज़िर हैं जो फिर उन्हें) चश्में ज़दन की मोहलत न देगी

Tayca: 

และพวกเขาเหล่านั้นมิได้คอยอันใด นอกจากเสียงกัมปนาทเพียงครั้งเดียว โดยไม่มีการชักช้า

İbranice: 

לא נותר להם אלא לחכות לתרועה אחת בשופר, תרועה אחת אשר מועדה לא יידחה אפילו ברגע אחד

Hırvatça: 

A i ovi samo čekaju jedan zvuk koji neće biti ponovljen,

Rumence: 

Aceştia nu aşteaptă decât un singur Strigăt ce nu va mai fi repetat.

Transliteration: 

Wama yanthuru haolai illa sayhatan wahidatan ma laha min fawaqin

Türkçe: 

Bunların beklediği de sadece, en küçük bir gecikmesi olmayan o müthiş titreşimli tek sestir.

Sahih International: 

And these [disbelievers] await not but one blast [of the Horn]; for it there will be no delay.

İngilizce: 

These (today) only wait for a single mighty Blast, which (when it comes) will brook no delay.

Azerbaycanca: 

Bunlar (Məkkə müşrikləri) yalnız bir dəhşətli (tükürpədici) səsə (İsrafilin suru bircə dəfə üfürməsinə) bənddirlər. (Surun çalınması vaxtı gəlib çatdıqda isə) o, bir an belə gecikməz!

Süleyman Ateş: 

Bunlar(ın işi) de sadece geri dönmesi olmayan bir na'raya bakıyor.

Diyanet Vakfı: 

Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler.

Erhan Aktaş: 

Bunlar geri dönüşü olmayan bir çığlıktan başkasını beklemiyorlar.

Kral Fahd: 

Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler.

Hasan Basri Çantay: 

Bunlar da iki sağım aralığı kadar bile gecikmeyecek bir tek korkunç sesden başkasını gözetmiyor (lar).

Muhammed Esed: 

Ve onları, (şimdi hakikati inkar edenleri,) tek bir (bela) çığlığı beklemektedir. O, bir an bile gecikmeyecektir.

Gültekin Onan: 

Bunlar da, (geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Bunlar (kavmin olan Kureyş) da ancak bir tek sayhaya (kıyametteki Sûr üfürülüşüne) bakıyorlar. Öyle ki, onun geri çevrilişi yok...

Portekizce: 

E não aguardam estes, senão um só estrondo, que não demorará (a vir).

İsveççe: 

Ett enda [ihållande] dån är vad dessa [nutida förnekare] har att vänta på; och inget uppskov skall ges.

Farsça: 

و اینان [که تو را انکار می کنند] جز یک فریاد مرگبار را که هیچ تأخیری در آن نیست، انتظار نمی کشند،

Kürtçe: 

ئەمانە تەنھا چاوەڕوانی دەنگێکی زۆر گەورە دەکەن ئەو دەنگە (فوو کردن بە کەڕەنادا) کەمترین ماوە دواخستنی نیە

Özbekçe: 

Ана ўшалар бир лаҳзага кечикмай келадиган биргина қичқириқдан бошқа нарсага интизор бўлаётганлари йўқ

Malayca: 

Dan orang-orang ini (yang menentang Nabi Muhammad), tidak menunggu melainkan satu jeritan suara yang tidak akan berulang lagi.

Arnavutça: 

Këta presin vetëm një zë të madh që nuk përsëritet,

Bulgarca: 

И тези ги очаква само един Вик, за който няма отсрочка.

Sırpça: 

А и ови не чекају до један звук рога који неће бити потребно поновити.

Çekçe: 

A také tyto nečeká nic než výkřik jediný a nebude zde odklad žádný.

Urduca: 

یہ لوگ بھی بس ایک دھماکے کے منتظر ہیں جس کے بعد کوئی دوسرا دھماکا نہ ہوگا

Tacikçe: 

Инҳо низ бонге сахтро интизори доранд, чунон ки онро дигар таваққуфе (бозистодане) набошад.

Tatarca: 

Коръәнгә ышанмаучылар көтмәсләр, мәгәр фәрештәнең бер кычкырганын көтәрләр, ул тавышның вакыты җиткәч, һич тә кичектерү булмас.

Endonezyaca: 

Tidaklah yang mereka tunggu melainkan hanya satu teriakan saja yang tidak ada baginya saat berselang.

Amharca: 

እነዚህም ለእርሷ መመለስ የሌላትን አንዲትን ጩኸት እንጅ ሌላን አይጠባበቁም፡፡

Tamilce: 

இவர்கள் ஒரே ஒரு சத்தத்தைத் தவிர எதையும் எதிர்பார்க்கவில்லை. அதற்கு (அந்த சத்தத்திற்கு) துண்டிப்பு, இடைவெளி இருக்காது. (அந்த தண்டனை இடைவெளி இல்லாத ஒரே சத்தமாக இருக்கும்.)

Korece: 

이들은 단지 한번의 나팔소리를 기다리고 있나니 그것이 이 를 때는 유예될 수 없노라

Vietnamca: 

Những kẻ (phủ nhận) này chỉ đang chờ đợi một tiếng gầm duy nhất. Khi đó, chắc chắn họ sẽ không thể quay lại.

Etiketler: 

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: