Arapça:
فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ
Çeviriyazı:
felteḳamehü-lḥûtü vehüve mülîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken (denize atılmış ve) kendisini balık yutmuştu. (Kendi nefsini) kınıyordu.
Diyanet İşleri:
Kendini kınarken onu bir balık yutmuştu.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kınanmış bir haldeydi ki onu balık yutuvermişti.
Şaban Piriş:
O, kınanmış iken bir balık onu yuttu.
Edip Yüksel:
Balık onu yuttu, bundan o sorumluydu.
Ali Bulaç:
Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı.
Suat Yıldırım:
O yaptığından ötürü pişman bir vaziyette iken balık onu yutuverdi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık o melâmet eder (nefsini kınar) bir halde iken O´nu balık yutuverdi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Derken, kendisini balık yutmuştu. O kendi kendini kınayıp duruyordu.
Bekir Sadak:
Sonunda ona inandilar, bunun uzerine Biz de onlari bir sureye kadar gecindirdik.
İbni Kesir:
Yenilgiye uğramışken, bir balık yutmuştu onu.
Adem Uğur:
Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu.
İskender Ali Mihr:
Onu (Yunus A.S´ı) hemen bir balık yuttu. O, levmedilen biriydi (kendi kendini kınıyordu).
Celal Yıldırım:
Yûnus kendi kendini kınarken büyük bir balık onu yutuvermişti.
Tefhim ul Kuran:
Derken onu balık yutmuştu, oysa kendisi (kendini) kınanmış (sayanlardan)dı.
Fransızca:
Le poisson l'avala alors qu'il était blâmable .
İspanyolca:
El pez se lo tragó, había incurrido en censura.
İtalyanca:
Lo inghiottì un pesce, mentre si rammaricava.
Almanca:
dann verschlang ihn der Fisch, während er tadelnswert war.
Çince:
大鱼就吞了他,同时,他是应受谴责的。
Hollandaca:
En de visch verzwolg hem; want hij had eene bestraffing verdiend.
Rusça:
Его проглотила рыба, когда он был достоин порицания.
Somalice:
Kalluunna liqay isagoo ladagaalay.
Swahilice:
Samaki akammeza hali ya kuwa ni mwenye kulaumiwa.
Uygurca:
ئۇنى چوڭ بىر بېلىق يۇتۇۋەتتى. ئۇ (قەۋمىنى تاشلاپ، پەرۋەردىگارىنىڭ ئىزنىسىز چىققانلىقى ئۈچۈن) ئەيىبلىنىشكە تېگىشلىك ئىدى
Japonca:
(そして海に投げ込まれると)大魚に丸呑みにされ,かれは自責の念にかられた。
Arapça (Ürdün):
«فالتقمه الحوت» ابتلعه «وهو مليم» أي آت بما يلام عليه من ذهابه إلى البحر وركوبه السفينة بلا إذن من ربه.
Hintçe:
तो उनको एक मछली निगल गयी और यूनुस खुद (अपनी) मलामत कर रहे थे
Tayca:
แล้วปลาตัวใหญ่ได้กลืนเขา และเขาสมควรที่จะถูกตำหนิ
İbranice:
והלוויתן בלע אותו בעודו (יונה) מאשים את עצמו
Hırvatça:
i riba ga proguta, a bio je zaslužio prijekor,
Rumence:
Peştele l-a înghiţit pe când se dojenea pe sine.
Transliteration:
Failtaqamahu alhootu wahuwa muleemun
Türkçe:
Derken, kendisini balık yutmuştu. O kendi kendini kınayıp duruyordu.
Sahih International:
Then the fish swallowed him, while he was blameworthy.
İngilizce:
Then the big Fish did swallow him, and he had done acts worthy of blame.
Azerbaycanca:
(Yunis Allahın izni olmadan qövmünü tərk edib getdiyinə görə) özünü qınayarkən (dənizə atılarkən) balıq onu udmuşdu.
Süleyman Ateş:
(Yunus, Rabbinden izinsiz olarak kavminden ayrıldığı için) Kendi kendisini kınarken (denize attılar) balık onu yuttu.
Diyanet Vakfı:
Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu.
Erhan Aktaş:
O kendisini suçlayıp dururken, hût(1) onu yuttu.
Kral Fahd:
Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu.
Hasan Basri Çantay:
O, kınanmış bir halde iken kendisini hemen balık yutmuşdu.
Muhammed Esed:
(sonra o´nu denize atmışlar ve) denizde büyük balık tarafından yutulmuştu, çünkü kınananlardan biriydi.
Gültekin Onan:
Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı.
Ali Fikri Yavuz:
(Kavminden kaçmış olduğundan ötürü) nefsini kınamış bir halde iken, hemen balık onu yuttu.
Portekizce:
E uma baleia o engoliu, porque era repreensível.
İsveççe:
[och de kastade honom i havet] och han slukades av en väldig fisk - han hade nämligen begått ett svårt fel.
Farsça:
پس آن ماهی بزرگ او را بلعید، در حالی که سزاوار سرزنش بود.
Kürtçe:
(خرایە دەریاکە و) ئەمجا نەھەنگێك قووتی دا ئەویش شایانی سەرزەنشت بوو
Özbekçe:
Бас, уни маломатга лойиқ бўлган ҳолида наҳанг балиқ ютди.
Malayca:
Setelah itu ia ditelan oleh ikan besar, sedang ia berhak ditempelak.
Arnavutça:
dhe peshku e përbiu atë, e ai ishte i qortuar,
Bulgarca:
И го глътна китът, и заслужи порицание.
Sırpça:
и риба га прогута, а био је заслужио прекор,
Çekçe:
a pohltila jej ryba, zatímco pokárání zasloužil.
Urduca:
آخرکار مچھلی نے اسے نگل لیا اور وہ ملامت زدہ تھا
Tacikçe:
Моҳӣ фурӯ бурдаш ва ӯ лоиқи сарзаниш буд.
Tatarca:
Аны дәрхәл бер зур балык йотты, вә ул Аллаһ рөхсәтеннән башка кавемен ташлап киткәне өчен үзен үзе шелтәлидер.
Endonezyaca:
Maka ia ditelan oleh ikan besar dalam keadaan tercela.
Amharca:
እርሱም ተወቃሽ ሲሆን ዐሳው ዋጠው፡፡
Tamilce:
ஆக, (அவர் தன்னை கடலில் எறியவே) அவரை திமிங்கலம் விழுங்கியது. அவர் (தனது இறைவனின் கட்டளை இன்றி கடலுக்கு சென்றதால்) பழிப்புக்குரிய செயலை செய்தவர் ஆவார்.
Korece:
그때 큰 고기가 그를 삼켜 버렸으니 이는 그의 비난받을 행 위 때문이었노라
Vietnamca:
Rồi một con cá voi đã nuốt chửng Y vì Y đã phạm một điều đáng trách.(2) (2) Xem câu 87 chương 21 – Al-Ambiya’.
Ayet Linkleri: