Arapça:
إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ
Çeviriyazı:
illâ `acûzen fi-lgâbirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ancak geride kalıp batanlar içinde kalan yaşlı bir kadın hariç.
Diyanet İşleri:
Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lut'u ve ailesinin hepsini kurtarmıştık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ancak bir kocakarı, kalanlar arasındaydı.
Şaban Piriş:
Sadece geride kalanlardan olan yaşlı bir kadın dışında.
Edip Yüksel:
Ancak geride kalan yaşlı kadın hariç.
Ali Bulaç:
Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın dışında.
Suat Yıldırım:
Onun suçlu kentini cezalandırırken, geride kalanlar arasında yer alan yaşlı eşi hariç, kendisini ve ailesini kurtardık.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Azap içinde kalanlar arasındaki bir kocakarı müstesna.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ancak terk edilenler içinde kalan kocakarı hariç.
Bekir Sadak:
Gemide olanlarla karsilikli kura cekmisti de yenilenlerden olmustu, bu sebeple denize atilmisti.
İbni Kesir:
Geridekiler arasında kalan bir kocakarı müstesna.
Adem Uğur:
Ancak geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında,
İskender Ali Mihr:
Geride kalanlar arasında acuze bir kadın hariç.
Celal Yıldırım:
Ancak geride kalanlardan bir yaşlı kadın müstesna..
Tefhim ul Kuran:
Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın dışında.
Fransızca:
sauf une vieille femme qui devait disparaître avec les autres,
İspanyolca:
salvo a una vieja entre los que se rezagaron.
İtalyanca:
eccetto una vecchia [che fu] tra coloro che restarono indietro,
Almanca:
außer einer Alten, sie war 3 unter den Vergangenen.
Çince:
惟有一个老妇人和其余的人,没有获得拯救。
Hollandaca:
Behalve eene oude vrouw, zijne huisvrouw, die omkwam met hen die achterbleven.
Rusça:
кроме старухи, которая была в числе оставшихся позади.
Somalice:
marka laga reebo Cajuuso (haweeneydiisii) oo ku hadhay halaaga.
Swahilice:
Isipo kuwa mwanamke mkongwe katika wale walio bakia nyuma.
Uygurca:
پەقەت موماي (يەنى لۇتنىڭ ئايالى) نى قالدۇرۇپ ھالاك قىلدۇق
Japonca:
後に残る者の中にいた,老婆の外は。
Arapça (Ürdün):
«إلا عجوزا في الغابرين» أي الباقين في العذاب.
Hintçe:
मगर एक (उनकी) बूढ़ी बीबी जो पीछे रह जाने वालों ही में थीं
Tayca:
นอกจากหญิงแก่คนหนึ่งเหลืออยู่ในหมู่ผู้รั้งท้าย
İbranice:
חוץ מקשישה אשר נותרה עם הנענשים
Hırvatça:
osim starice, ona je bila sa onima koji su nastradali,
Rumence:
afară de o bătrână ce a fost între cei rămaşi în urmă!
Transliteration:
Illa AAajoozan fee alghabireena
Türkçe:
Ancak terk edilenler içinde kalan kocakarı hariç.
Sahih International:
Except his wife among those who remained [with the evildoers].
İngilizce:
Except an old woman who was among those who lagged behind:
Azerbaycanca:
Yalnız əzab içində qalanlar arasında olan qoca qarıdan (Lutun övrətindən) başqa!
Süleyman Ateş:
Yalnız (azabda) kalacaklar arasında bulunan acuze bir kadın hariç.
Diyanet Vakfı:
Ancak geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında,
Erhan Aktaş:
Ancak geride kalan acuze(1) bir kadın hariç.
Kral Fahd:
Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında,
Hasan Basri Çantay:
(Azâbda) kalanlar içinde bırakılan bir koca karı müstesna idi.
Muhammed Esed:
geride kalanlar arasında bulunan yaşlı bir kadın dışında;
Gültekin Onan:
Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın dışında.
Ali Fikri Yavuz:
Ancak (imansız zevcesi) bir koca karı azab içinde kalanlar arasında oldu.
Portekizce:
Exceto uma anciã, que se contou entre os deixados para trás.
İsveççe:
utom en gammal kvinna, som var bland dem som dröjde sig kvar,
Farsça:
مگر پیرزنی را که در میان باقی ماندگان [در شهر] بود.
Kürtçe:
بێجگە لەپیرەژنێك (خێزانی لوط ) کە لە تیاچووەکان بوو
Özbekçe:
Магар бир кампиргина (азобда) қолгувчилардан бўлди.
Malayca:
Kecuali seorang perempuan tua tertinggal dalam golongan yang dibinasakan.
Arnavutça:
pos plakës që ka mbetur me të tjerët (të dënurarit),
Bulgarca:
освен [жена му -] една старица, която бе сред оставащите.
Sırpça:
осим старице, она је била са онима који су настрадали,
Çekçe:
kromě stařeny jedné, jež zůstala s opozdilci,
Urduca:
سوائے ایک بڑھیا کے جو پیچھے رہ جانے والوں میں سے تھی
Tacikçe:
Ғайри пиразане, ки бо мардуми шаҳр бимонд.
Tatarca:
Мәгәр аның хатынын ґәзабта кылучылардан кылдык.
Endonezyaca:
kecuali seorang perempuan tua (isterinya yang berada) bersama-sama orang yang tinggal.
Amharca:
(በቅጣቱ ውስጥ) ከቀሪዎቹ የሆነችው አሮጊት ብቻ ስትቀር፡፡
Tamilce:
(தண்டனையில்) தங்கி விடுபவர்களில் (ஒருவராக இருந்த அவரது குடும்பத்தைச் சேர்ந்த) ஒரு மூதாட்டியைத் தவிர.
Korece:
그러나 뒤에 남은 한 늙은 여성은 제외되었노라
Vietnamca:
Trừ vợ của Y (là kẻ vô đức tin), nữ ta sẽ ở cùng đám người bị trừng phạt.
Ayet Linkleri: