Arapça:
وَإِن كُنتُنَّ تُرِدْنَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَالدَّارَ الْآخِرَةَ فَإِنَّ اللَّهَ أَعَدَّ لِلْمُحْسِنَاتِ مِنكُنَّ أَجْرًا عَظِيمًا
Çeviriyazı:
vein küntünne türidne-llâhe verasûlehû veddâra-l'âḫirate feinne-llâhe e`adde lilmuḥsinâti minkünne ecran `ażîmâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yok eğer Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, haberiniz olsun ki, Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır.
Diyanet İşleri:
Eğer Allah'ı, Peygamberini, ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük ecir hazırlamıştır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yok, eğer Allah'ı ve Peygamberini ve ahiret gününü istiyorsanız bilin ki hiç şüphe yok, Allah, iyilik edenlerinize büyük bir mükafat hazırlamıştır.
Şaban Piriş:
Eğer, Allah’ı ve Rasûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, şüphesiz Allah, içinizden iyilik edenlere büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Edip Yüksel:
Yok, siz ALLAH'ı, elçisini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, ALLAH sizden güzel davrananlara büyük bir ödül hazırlamıştır.
Ali Bulaç:
Eğer siz Allah'ı, Resûlü’nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız artık hiç şüphesiz Allah, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazırlamıştır.
Suat Yıldırım:
“Yok, eğer Allah'ı, Resulünü ve âhiret mülkünü isterseniz, haberiniz olsun ki Allah sizin gibi iyi hanımlara büyük mükâfat hazırlamıştır.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve eğer siz, Allah´ı ve Resülünü ve ahiret yurdunu diliyor iseniz, elbette ki Allah sizlerden güzel amellerde bulunanlar için büyük bir mükâfaat hazırlamıştır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah sizin güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize büyük bir ödül hazırlamıştır.
Bekir Sadak:
Dogrusu erkek ve kadin muslumanlar, erkek ve kadin muminler, boyun egen erkekler ve kadinlar
İbni Kesir:
Yok eğer Allah´ı, Rasulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız
Adem Uğur:
Eğer Allah´ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
İskender Ali Mihr:
Ve eğer siz, Allah´ı ve O´nun Resûl´ünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, o taktirde muhakkak ki Allah, aranızdan muhsin kadınlar için büyük ecir (mükâfat) hazırladı.
Celal Yıldırım:
Yok eğer Allah´ı, Peygamberini ve Âhiret yurdunu arzu ediyorsanız, (bilin ki) Allah, sizden iyiliği-güzelliği huy edinenlere büyük mükâfatlar hazırlamıştır.
Tefhim ul Kuran:
«Eğer siz Allah´ı, Resulü´nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, artık hiç şüphe yok Allah, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazırlamıştır.»
Fransızca:
Mais si c'est Allah que vous voulez et Son messager ainsi que la Demeure dernière, Allah a préparé pour les bienfaisantes parmi vous une énorme récompense.
İspanyolca:
Pero, si buscáis a Alá, a Su Enviado y la Morada Postrera, entonces, Alá ha preparado una recompensa magnífica para aquéllas de vosotras que hagan el bien».
İtalyanca:
Se invece bramate Allah e il Suo Inviato e la Dimora Ultima, [sappiate] che Allah ha preparato una ricompensa enorme per quelle di voi che fanno il bene
Almanca:
Und wenn ihr ALLAH, Seinen Gesandten und die jenseitige Wohnstätte anstrebt, so bereitete ALLAH für die Muhsin unter euch eine gewaltige Belohnung.
Çince:
如果你们欲得真主及其使者的喜悦,与后世的安宅,那末真主确已为你们中的行善者,预备了重大的报酬。
Hollandaca:
Maar indien gij God en zijn profeet zoekt en ook het volgende leven, waarlijk, dan heeft God voor haar van u, die deugd betracht een groote belooning gereed maakt.
Rusça:
Но если вы желаете Аллаха, Его Посланника и Последней жизни, то Аллах приготовил творящим добро среди вас великую награду".
Somalice:
Haddaadse tihiin kuwo dooni Eebe iyo Rasuulkiisa iyo Dartii Aakhiro Eebe wuxuu u darbay Haweenka wanaagga fala oo idinka id ah ajir wayn.
Swahilice:
Na ikiwa mnamtaka Mwenyezi Mungu na Mtume wake na nyumba ya Akhera, basi Mwenyezi Mungu amewaandalia wafanyao mema, miongoni mwenu, malipo makubwa.
Uygurca:
ئەگەر سىلەر اﷲ نى ۋە اﷲ نىڭ پەيغەمبىرىنى، ئاخىرەت يۇرتىنى ئىختىيار قىلساڭلار، اﷲ ھەقىقەتەن ئىچىڭلاردىكى ياخشى ئىش قىلغۇچىلارغا چوڭ ساۋابنى (يەنى كۆز كۆرمىگەن، قۇلاق ئاڭلىمىغان ۋە ئىنساننىڭ كۆڭلىگە كەلمىگەن نازۇنېمەتلەر بار جەننەتنى) تەييار قىلدى»
Japonca:
だがあなたがたたがもしアッラーとその預言者,そして来世の住まいを求めるならば,あなたがたの中で善行に動しむ者には,アッラーは偉大な報奨を準備して下さっている。」
Arapça (Ürdün):
«وإن كنتنَّ تردن الله ورسوله والدار الآخرة» أي الجنة «فإن الله أعد للمحسنات منكن» بإرادة الآخرة «أجرا عظيما» أي الجنة: فاخترن الآخرة على الدنيا.
Hintçe:
और अगर तुम लोग खुदा और उसके रसूल और आखेरत के घर की ख्वाहॉ हो तो (अच्छी तरह ख्याल रखो कि) तुम लोगों में से नेकोकार औरतों के लिए खुदा ने यक़ीनन् बड़ा (बड़ा) अज्र व (सवाब) मुहय्या कर रखा है
Tayca:
และหากพวกเธอปรารถนาอัลลอฮฺและ ร่อซูลของพระองค์และโลกอาคิเราะฮฺแล้ว แท้จริงอัลลอฮฺได้เตรียมผลบุญอันใหญ่หลวงแก่เหล่าสตรีผู้กระทำความดีในหมู่พวกเธอ
İbranice:
ואולם אם בוחרות אתן באלוהים ובשליחו ובעולם הבא, הנה הכין אלוהים גמול כביר לצדיקות אשר בכן
Hırvatça:
A ako želite Allaha i Poslanika Njegova i drugi svijet, pa, Allah je, doista, onima među vama koji čine dobra djela pripremio nagradu veliku.
Rumence:
Dacă îl vreţi pe Dumnezeu, pe trimisul Său şi Lăcaşul de Apoi, să ştiţi că Dumnezeu a pregătit o mare răsplată celor, dintre voi, făptuitoare de bine.”
Transliteration:
Wain kuntunna turidna Allaha warasoolahu waalddara alakhirata fainna Allaha aAAadda lilmuhsinati minkunna ajran AAatheeman
Türkçe:
"Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah sizin güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize büyük bir ödül hazırlamıştır.
Sahih International:
But if you should desire Allah and His Messenger and the home of the Hereafter - then indeed, Allah has prepared for the doers of good among you a great reward."
İngilizce:
But if ye seek Allah and His Messenger, and the Home of the Hereafter, verily Allah has prepared for the well-doers amongst you a great reward.
Azerbaycanca:
Yox, əgər Allahı, Onun Rəsulunu və axirət yurdunu istəyirsinizsə, (bilin ki) Allah içərinizdən yaxşı işlər görənlər üçün böyük bir mükafat (Cənnət) hazırlamışdır. (Peyğəmbər əleyhissəlamın xanımları dünya ne’mətlərindən vaz keçib axirət yurdunu daha üstün tutdular).
Süleyman Ateş:
Eğer siz, Allah'ı, Eçisini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, (biliniz ki) Allah, sizden güzel hareket edenlere büyük bir mükafat hazırlamıştır.
Diyanet Vakfı:
Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükafat hazırlamıştır.
Erhan Aktaş:
“Eğer Allah ve Resûl’ünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız, kuşkusuz Allah, sizden muhsin(1) olan kadınlar için büyük bir ecir(2) hazırlamıştır.”
Kral Fahd:
Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Hasan Basri Çantay:
«Eğer Allâhı, peygamberini ve âhiret yurdunu diliyorsanız şübhe yok ki Allah, içinizden güzel hareket edenler için büyük bir mükâfat hazırlamışdır».
Muhammed Esed:
Yok eğer Allah´ı, Elçisi´ni ve ahiret hayatının (güzelliklerini) istiyorsanız, (bilin ki) Allah, içinizden güzel işler yapanlar için büyük bir ödül hazırlamıştır!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Yok, eğer Allah ile Rasûlünü ve ahiret yurdunu (cenneti) istiyorsanız, biliniz ki Allah, içinizden salih amel işliyenlere büyük bir mükâfat hazırlamıştır. (Onlar da, kendilerine, peygamberi seçtiler ve dünya süsünü terk ettiler).”
Portekizce:
Outrossim, se preferirdes Deus, Seu Mensageiro e morada eterna, certamente Deus destinará, para as benfeitoras, dentrevós, uma magnífica recompensa.
İsveççe:
Men om ni har sinnet vänt mot Gud och Hans Sändebud och det eviga livets [goda], har Gud en rik belöning i beredskap för dem av er som vill göra det goda och det rätta."
Farsça:
و اگر خدا و پیامبر او و سرای آخرت را می خواهید، پس خدا یقیناً برای نیکوکاران شما پاداشی بزرگ آماده کرده است.
Kürtçe:
وە ئەگەر ئێوە خواو پێغەمبەرەکەی و پاداشتی ڕۆژی دواییتان دەوێت ئەوە بێگومان خوا ئامادەی کردووە بۆ چاکەکاران لەئێوە پاداشتێکی گەورە
Özbekçe:
Агар Аллоҳни ва Унинг Расулини ва охират диёрини ирода қиладиган бўлсангиз, бас, албатта, Аллоҳ сизлардан гўзал амал қилгувчиларга улуғ ажрни тайёрлаб қўйган», деб айт. (Ушбу икки ояти кариманинг нозил қилинишига Расули Акрам (с. а. в.) билан у кишининг тоҳира аёллари орасида ўтган ҳодиса сабаб бўлган. Ушбу икки оятдаги буйруққа биноан Пайғамбаримиз (с. а. в.) ҳар бир аёлларига ёки бу дунё ҳаёти ва унинг зийнатини, ёки Аллоҳ, унинг Расули ва охиратни ихтиёр қилишини сўраб чиқишлари керак эди. У зоти бобаракот бу ишни Ойиша онамиздан бошладилар. Расулуллоҳ (с. а. в.) Ойиша онамизга: «Мен сенга бир ишни айтаман. Шошилмасдан, ота-онанг билан маслаҳат қилиб жавоб бергин», дедилар. Ойиша онамиз: «У қандай нарса?» дедилар. Пайғамбар (с. а. в.): «Эй Пайғамбар, жуфти ҳалолларингга...» оятини ўқиб бердилар. Ойиша онамиз: «Сиз ҳақингизда ота-онам билан маслаҳат қиламанми?! Йўқ! Мен Аллоҳни ва Унинг Расулини ихтиёр қиламан, дедилар. Кейин Расулуллоҳ (с. а. в.) барча жуфти ҳалолларига икки ихтиёрдан бирини танлашга изн бердилар, ҳаммалари Ойиша онамиз танлаган тарафни танладилар.)
Malayca:
"Dan sekiranya kamu semua mahukan (keredaan) Allah dan RasulNya serta (nikmat kemewahan) di negeri akhirat maka sesungguhnya Allah menyediakan bagi orang- orang yang berbuat baik di antara kamu: pahala yang besar".
Arnavutça:
E, nëse dëshironi Perëndinë, dhe Pejgamberin e Tij, dhe botën tjetër, - e Perëndia, me të vërtetë, për ato – nga mesi juaj, që bëjnë vepra të mira, ka përgatitur shpërblim të madh”.
Bulgarca:
А ако сте пожелали Аллах и Неговия Пратеник, и Сетния дом, то Аллах е приготвил за благодетелните сред вас огромна награда.”
Sırpça:
А ако желите Аллаха и Његовог Посланика и Будући живот, па, Аллах је, заиста, онима међу вама који раде добра дела припремио велику награду.“
Çekçe:
Však přejete-li si Boha, posla Jeho a příbytek na onom světě, tedy vězte, že Bůh připravil pro ty z vás, jež dobro konají, odměnu nesmírnou.'
Urduca:
اور اگر تم اللہ اور اس کے رسولؐ اور دار آخرت کی طالب ہو تو جان لو کہ تم میں سے جو نیکو کار ہیں اللہ نے ان کے لیے بڑا اجر مہیا کر رکھا ہے
Tacikçe:
ва агар хоҳони Худову паёмбари Ӯ ва сарои охират ҳастед, Худо ба некӯкоронатон подоше (мукофоте) бузург хоҳад дод.
Tatarca:
Әгәр Аллаһ ризалыгын вә Аның рәсүленең ризалыгын һәм ахирәт тормышын теләсәгез һәм таләп итсәгез, Сезләрдән ахирәтне сөюче яхшы хатынга Аллаһ олугъ әҗерләр хәзерләде".
Endonezyaca:
Dan jika kamu sekalian menghendaki (keridhaan) Allah dan Rasulnya-Nya serta (kesenangan) di negeri akhirat, maka sesungguhnya Allah menyediakan bagi siapa yang berbuat baik diantaramu pahala yang besar.
Amharca:
«አላህንና መልክተኛውን የመጨረሻይቱን አገርም የምትፈልጉ ብትሆኑም፤ እነሆ አላህ ከእናንተ ለመልካም ሠሪዎቹ ትልቅን ምንዳ አዘጋጅቷል፡፡»
Tamilce:
நீங்கள் அல்லாஹ்வையும் அவனது தூதரையும் (சொர்க்கமாகிய) மறுமை வீட்டையும் விரும்பக் கூடியவர்களாக இருந்தால் நிச்சயமாக அல்லாஹ் நல்லவர்களாகிய உங்களுக்கு மகத்தான கூலியை தயார்படுத்தி வைத்திருக்கிறான்.
Korece:
그러나 너희가 하나님과 그 분의 선지자와 내세를 원한다면 실로 하나님께서는 너희 가운데 선을 행하는 자들에게 홀륭한 보 상을 준비하셨노라
Vietnamca:
“Còn nếu các nàng muốn Allah, muốn Thiên Sứ của Ngài và ngôi nhà ở Đời Sau thì quả thật Allah đã chuẩn bị cho những phụ nữ làm tốt trong các nàng một phần thưởng vĩ đại.”
Ayet Linkleri: