Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

33

Sûredeki Ayet No: 

27

Ayet No: 

3560

Sayfa No: 

421

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَوْرَثَكُمْ أَرْضَهُمْ وَدِيَارَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ وَأَرْضًا لَّمْ تَطَئُوهَا ۚ وَكَانَ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرًا

Çeviriyazı: 

veevraŝeküm arḍahüm vediyârahüm veemvâlehüm vearḍal lem teṭaûhâ. vekâne-llâhü `alâ külli şey'in ḳadîrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Allah) onların arazilerini, yurtlarını ve mallarını size miras kıldı. Bir de henüz ayak basmadığınız bir yeri (size miras kıldı). Allah, her şeye kâdirdir.

Diyanet İşleri: 

Yerlerini, yurtlarını, mallarını ve henüz ayağınızı dahi basmadığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah her şeye Kadir olandır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız bir yere sizi mirasçı yaptı ve Allah'ın, her şeye gücü yeter.

Şaban Piriş: 

Sizi, onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız topraklarına mirasçı yaptı. Allah’ın her şeye gücü yeter.

Edip Yüksel: 

Sizi onların toprağına, evlerine, paralarına ve henüz ayağınızı dahi basmamış olduğunuz topraklara mirasçı kıldı. ALLAH her şeye gücü yetendir.

Ali Bulaç: 

Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, herşeye güç yetirendir.

Suat Yıldırım: 

Onların arazilerine, yurtlarına, mallarına, hatta sizin ayak bile basmadığınız topraklara sizi vâris yaptı. Allah her şeye kadirdir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve sizi onların yerlerine ve yurtlarına ve mallarına ve daha kendisine ayak basmadığınız bir yere varis kıldı ve Allah Teâlâ her şey üzerine tamamıyla kâdir bulunmaktadır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sizi onların yerlerine-yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız bir toprağa mirasçı kıldı. Allah'ın her şeye gücü yeter.

Bekir Sadak: 

Evlerinizde oturun

İbni Kesir: 

Ve sizi onların yerlerine, yurdlarına, mallarına henüz ayak basmadığınız yerlere de varis kıldı. Ve Allah, her şeye kadirdir.

Adem Uğur: 

Allah, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız topraklara sizi mirasçı yaptı. Allah´ın her şeye gücü yeter.

İskender Ali Mihr: 

Ve sizi onların topraklarına, diyarlarına (ülkelerine), mallarına ve ayak basmadığınız arazilerine varis kıldı. Ve Allah herşeye kaadirdir.

Celal Yıldırım: 

Sizi, onların arazisine, yurtlarına, mallarına ve bir de henüz ayak basmadığınız bir yere vâris kıldı. Allah´ın kudreti her şeye yeter.

Tefhim ul Kuran: 

Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir.

Fransızca: 

Et Il vous a fait hériter leur terre, leurs demeures, leurs biens, et aussi une terre que vous n'aviez point foulée. Et Allah est Omnipotent.

İspanyolca: 

Os ha dado en herencia su tierra, sus casas, sus bienes y un territorio que nunca habíais pisado. Alá es omnipotente.

İtalyanca: 

Vi ha dato in eredità la loro terra, le loro dimore e i loro beni e anche una terra che mai avevate calpestato.

Almanca: 

Und ER ließ euch ihr Land, ihre Wohnstätten und ihr Vermögen beerben sowie ein Land, das ihr noch nicht betreten habt. Und ALLAH ist immer über alles allmächtig.

Çince: 

他使你们继承他们的土地、房屋、财产和你们尚未踏过的土地。真主对于万事是全能的。

Hollandaca: 

God heeft u hun land, hunne huizen en hunne welvaart doen erven, en een land, dat gij nog niet betreden hebt ; want God is almachtig.

Rusça: 

Он дал вам в наследство их землю, их дома, их имущество и землю, на которую вы даже не ступали. Аллах способен на всякую вещь.

Somalice: 

wuxuuna idin dhaxalsiiyey Dhulkoodii Guryahoodii iyo xoolahoodii, iyo Dhul aydaan hadda ka hor ku joogsan, Eebana wax kasta (oo uu doono) wuu karaa.

Swahilice: 

Na akakurithisheni ardhi zao na nyumba zao na mali zao, na ardhi msiyo pata kuikanyaga. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye uweza juu ya kila kitu.

Uygurca: 

اﷲ سىلەرگە ئۇلارنىڭ زېمىنىنى، قورو - جايلىرىنى، مال - مۈلۈكلىرىنى ۋە (تېخى) سىلەرنىڭ قەدىمىڭلار دەسسەپ باقمىغان زېمىننى مىراس قىلىپ بەردى، اﷲ ھەر نەرسىگە قادىردۇر

Japonca: 

またかれは,かれら(啓典の民)の土地,住宅,財産またあなたがたの未踏の地を,あなたがたに継がせられた。アッラーは凡てのことに全能であられる。

Arapça (Ürdün): 

«وأورثكم أرضهم وديارهم وأموالهم وأرضا لم تطؤوها» بعد وهي خيبر أخذت بعد قريظة «وكان الله على كل شيءٍ قديرا».

Hintçe: 

और कुछ को क़ैदी (और गुलाम) बनाने और तुम ही लोगों को उनकी ज़मीन और उनके घर और उनके माल और उस ज़मीन (खैबर) का खुदा ने मालिक बना दिया जिसमें तुमने क़दम तक नहीं रखा था और खुदा तो हर चीज़ पर क़ादिर वतवाना है

Tayca: 

และพระองค์ได้ทรงให้พวกเจ้าได้รับมรดกปกครองแผ่นดินของพวกเขา และที่อยู่อาศัยของพวกเขา และทรัพย์สินของพวกเขาและแผ่นดินที่พวกเจ้ายังมิเคยเหยียบย่างเข้าไป และอัลลอฮฺเป็นผู้ทรงอานุภาพเหนือทุกสิ่ง

İbranice: 

והוא הוריש לכם את אדמתם ומושבותיהם ונכסיהם וגם ארץ אשר לא דרכה בה רגלכם, כי אלוהים הוא הכול-יכול

Hırvatça: 

I dao vam je da naslijedite zemlje njihove i domove njihove i bogatstva njihova, i zemlju kojom prije niste hodili; Allah nad svime ima moć.

Rumence: 

El v-a lăsat moştenire ţinutul lor, aşezările lor, bunurile lor şi un pământ pe care nu aţi mai călcat înainte. Dumnezeu asupra tuturor are putere.

Transliteration: 

Waawrathakum ardahum wadiyarahum waamwalahum waardan lam tataooha wakana Allahu AAala kulli shayin qadeeran

Türkçe: 

Sizi onların yerlerine-yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız bir toprağa mirasçı kıldı. Allah'ın her şeye gücü yeter.

Sahih International: 

And He caused you to inherit their land and their homes and their properties and a land which you have not trodden. And ever is Allah, over all things, competent.

İngilizce: 

And He made you heirs of their lands, their houses, and their goods, and of a land which ye had not frequented (before). And Allah has power over all things.

Azerbaycanca: 

(Allah) sizə onların yerlərinə, yurdlarına və mallarına, üstəlik də ayağınız dəyməyən bir yerə (Xeybərə) varis etdi. Allah hər şeyə qadirdir!

Süleyman Ateş: 

Onların topraklarını, evlerini, mallarını ve henüz ayak basmadığınız bir toprağı size miras verdi. Allah, her şeye kadirdir.

Diyanet Vakfı: 

Allah, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız topraklara sizi mirasçı yaptı. Allah'ın her şeye gücü yeter.

Erhan Aktaş: 

Sizi, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve hiç ayak basmadığınız yerlere mirasçı yaptı. Allah, Her Şeye Güç Yetiren’dir.(1)

Kral Fahd: 

Allah, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız topraklara sizi mirasçı yaptı. Allah'ın her şeye gücü yeter.

Hasan Basri Çantay: 

Onların yerlerine, yurdlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız diğer arazîye de sizi mîrascı yapdı. Allah her şey´e hakkıyle kaadirdir.

Muhammed Esed: 

O, sizi onların topraklarına, evlerine ve mallarına mirasçı yaptı; ve henüz ayak basmadığınız topraklarını (size vaad etti). Allah her şeye kadirdir.

Gültekin Onan: 

Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Tanrı, her şeye güç yetirendir.

Ali Fikri Yavuz: 

Ve arazilerini, yurdlarını, mallarını size miras kıldı. Bir de henüz ayak basmadığınız bir araziyi (Hayber’i, Mekke’yi veya diğer memleketleri)...Allah her şeye kadirdir.

Portekizce: 

E (depois disso) vos fez herdeiros de sua cidade, de suas casas, seus bens e das terras que nunca havíeis pisado (antes);sabei que Deus é Onipotente.

İsveççe: 

Och Han gav er i arv deras land och deras hus och deras ägodelar och [lovade er] land, där ni ännu inte har satt er fot. Gud har allt i Sin makt.

Farsça: 

و سرزمینشان و دیار و اموالشان و سرزمینی که به آن قدم نگذاشته بودید به شما میراث داد؛ و خدا بر هر کاری تواناست.

Kürtçe: 

(دوای تیاچوونی ئەوان خوا) زەوی و خانوو سامانی ئەوانی دا بەئێوە ھەروەھا زەویەکیش کەپێتان پیانەنابوو وەخوا بەسەر ھەموو شێکدا بەتوانایە

Özbekçe: 

Ва сизларга уларнинг ерини, ҳовли-жойларини, молу мулкларини ва қадамингиз етмаган ерни мерос қилиб берди. Аллоҳ ҳар бир нарсага қодир зотдир.

Malayca: 

Dan Ia menjadikan kamu mewarisi tanah-tanah dan rumah-rumah serta harta benda mereka, dan juga tanah-tanah (di negeri-negeri lain) yang belum kamu menjejaknya. Dan (ingatlah) adalah Allah Maha Kuasa atas tiap-tiap sesuatu.

Arnavutça: 

dhe ju dha trashëgim tokën e tyre, shtëpitë e tyre, pasuritë e tyre, dhe tokën që nuk e keni shkelur më parë; Perëndia është i pushtetshëm për çdo gjë.

Bulgarca: 

Той ви остави в наследство земята им, домовете, имотите и земя, на която още не сте стъпили. Аллах над всяко нещо има сила.

Sırpça: 

И дао вам је да наследите њихове земље и њихове домове и њихова богатства, и земљу на коју пре нисте ступили; Аллах над свиме има моћ.

Çekçe: 

A učinil vás dědici jejich země, obydlí, majetků i jedné země, na niž jste dosud nevkročili. A Bůh je všemocný nad každou věcí.

Urduca: 

اس نے تم کو ان کی زمین اور ان کے گھروں اور ان کے اموال کا وارث بنا دیا اور وہ علاقہ تمہیں دیا جسے تم نے کبھی پامال نہ کیا تھا اللہ ہر چیز پر قادر ہے

Tacikçe: 

Худо замину хонаҳо ва молҳояшон ва заминҳоеро, ки бар онҳо пой наниҳодаед, ба шумо мерос гузошт. Ва Худо бар ҳар коре тавоност!

Tatarca: 

Дәхи Аллаһ аларның җирләрен, йортларын вә малларын сезгә мирас итеп бирде, вә җир өстендә сезнең аякларыгыз басмаган күп кенә җирләрне сезгә мирас итеп бирде, Аллаһ һәрнәрсәгә кадир булды.

Endonezyaca: 

Dan Dia mewariskan kepada kamu tanah-tanah, rumah-rumah dan harta benda mereka, dan (begitu pula) tanah yang belum kamu injak. Dan adalah Allah Maha Kuasa terhadap segala sesuatu.

Amharca: 

ምድራቸውንም፣ ቤቶቻቸውንም፣ ገንዘቦቻቸውንም ገና ያልረገጣችኋትንም ምድር አወረሳችሁ፡፡ አላህም በነገሩ ሁሉ ላይ ቻይ ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்களின் பூமியையும் அவர்களின் இல்லங்களையும் அவர்களின் செல்வங்களையும் நீங்கள் (உங்கள் பாதங்களால்) மிதிக்காத ஒரு பூமியையும் (அல்லாஹ்) உங்களுக்கு சொந்தமாக்கி கொடுத்தான். அல்லாஹ் எல்லாவற்றின் மீதும் பேராற்றலுடையவனாக இருக்கிறான்.

Korece: 

그리하여 그들의 땅과 그들 의 집과 그들의 재산과 너희가 보지 아니한 대지를 너희에게 상속 하여 주었나니 실로 하나님은 모 든 일에 전지전능 하심이라

Vietnamca: 

Ngài đã để cho các ngươi thừa hưởng đất đai, nhà cửa, tài sản của bọn họ và một phần đất đai mà các ngươi chưa đặt chân đến. Quả thật, Allah là Đấng Toàn Năng trên tất cả mọi thứ.