Arapça:
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُبَوِّئَنَّهُم مِّنَ الْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ۚ نِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ
Çeviriyazı:
velleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lenübevviennehüm mine-lcenneti gurafen tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ. ni`me ecru-l`âmilîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükafatı ne güzeldir!
Diyanet İşleri:
İnanıp yararlı iş işleyenleri, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetteki köşklere yerleştiririz. Sabredip, Rablerine güvenerek iş görenlerin ecri ne güzeldir!
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnananları ve iyi işlerde bulunanları, kıyılarından ırmaklar akan cennetin en yüce yerlerinde yerleştireceğiz, orada ebedi olarak kalacaklar; iyi işlerde bulunanlara verilen mükafat, ne de güzeldir.
Şaban Piriş:
İman edenleri ve salih amellerde bulunanları altlarından ırmaklar akan cennetin yüksek konaklara yerleştireceğiz. Orada ebedi kalacaklar. (Böyle iyi) Amellerde bulunanların mükâfatı ne güzel.
Edip Yüksel:
İnanan ve erdemli davrananları içinden ırmaklar akan cennetin köşklerine yerleştireceğiz; orada ebedi kalırlar. Çalışanların karşılığı ne güzeldir.
Ali Bulaç:
İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.
Suat Yıldırım:
İman edip güzel ve makbul işler yapanları, cennetin yüksek köşklerine yerleştireceğiz.İçinden ırmaklar akan o cennetlere, onlar devamlı kalmak üzere gireceklerdir.İyi iş yapanların mükâfatları ne güzel!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, elbette ki onları cennetten altlarından ırmaklar akan yüksek makamlara içlerinde ebedîyyen kalmak üzere yerleştireceğiz. İyi amellerde bulunanların mükâfaatı ne kadar güzeldir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!
Bekir Sadak:
Bu dunya hayati sadece bir eglence ve oyundan ibarettir. Asil hayat ahiret yurdundaki hayattir. Keske bilseler!
İbni Kesir:
İman edip de salih amel işleyenleri altından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetteki köşklere yerleştiririz. Çalışanların mükafatları ne güzeldir.
Adem Uğur:
İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir!
İskender Ali Mihr:
Ve onlar ki âmenû oldular (Allah´a ulaşmayı dilediler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlediler. Onları mutlaka, altından nehirler akan cennette köşklere yerleştireceğiz. Orada ebediyyen kalıcıdırlar. Salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyenlerin ecri (mükâfatı) ne güzel!
Celal Yıldırım:
İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanları gerçekten altlarından ırmaklar akan içinde devamlı kalacakları Cennet´in yüksek (hoş manzaralı) kısımlarına yerleştireceğiz. (İyi-yararlı) amelde bulunanların mükâfatı ne güzeldir!
Tefhim ul Kuran:
İman edip salih amellerde bulunanlar
Fransızca:
Et quant à ceux qui croient et accomplissent de bonnes oeuvres, Nous les installerons certes à l'étage dans le Paradis sous lequel coulent les ruisseaux, pour y demeurer éternellement. Quelle belle récompense que celle de ceux qui font le bien,
İspanyolca:
A quienes hayan creído y hecho el bien hemos de alojarles en el Jardín, eternamente, en cámaras altas, a cuyos pies fluyen arroyos. ¡Qué grata es la recompensa de los que obran bien,
İtalyanca:
Quanto a coloro che credono e operano il bene, li porremo in alti luoghi del Paradiso sotto i quali scorrono i ruscelli e vi rimarranno in perpetuo. Quanto è meraviglioso il premio di chi opera [il bene],
Almanca:
Und diejenigen, die den Iman verinnerlichten und gottgefällig Gutes taten, werden WIR doch in der Dschanna in Zimmern wohnen lassen, die von Flüssen durchflossen werden. Darin bleiben sie ewig. Und was für eine schöne Belohnung für die gottgefällig Guttuenden.
Çince:
信道而且行善者,我必使他们在乐园中得居在下临诸河的楼上,他们将永居其中。工作者的报酬真好!
Hollandaca:
En wat hen betreft die geloofd en rechtvaardigheid uitgeoefend zullen hebben, wij zullen hen zekerlijk in de hoogere gedeelten van het paradijs huisvesten; rivieren zullen onder hen stroomen, en eeuwig zullen zij daar verblijven. Hoe heerlijk zal de belooning zijn van hen, die rechtvaardigheid hebben uitgeoefend!
Rusça:
Тех, которые уверовали и совершали праведные деяния, Мы непременно поселим в горницах в Раю, в котором текут реки. Они пребудут там вечно. Как же прекрасно вознаграждение тружеников,
Somalice:
kuwa (xaqa) rumeeyey Camalfiicanna falay waxaanu dajin Jannada Qolol ay dureri dhexdeeda wabiyaal ayna ku waari dhexdeeda, waxaana ugu wanaagsan ujuurada kuwa shaqeeyey (Jannada).
Swahilice:
Na ambao wameamini na wakatenda mema, bila ya shaka tutawaweka katika maghorofa ya Peponi yenye kupitiwa chini yake mito, wakidumu humo. Ni mwema ulioje huo ujira wa watendao, Â
Uygurca:
ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغان كىشىلەرنى جەننەتنىڭ ئاستىدىن ئۆستەڭلار ئېقىپ تۇرىدىغان ئالىي جايلىرىغا ئورۇنلاشتۇرىمىز، ئۇ يەرلەردە ئۇلار مەڭگۈ قالىدۇ، ياخشى ئەمەللەرنى قىلغۇچىلارغا بېرىلگەن مۇكاپات نېمىدېگەن ياخشى!
Japonca:
だが信仰して,正しい行いに勤しむ者は,われは必ず下に川が流れている楽園の高殿に,落ち着かせよう。(永遠に)そこに住まわせる。(善)行を行う者への報奨は,何と有り難いことよ。
Arapça (Ürdün):
«والذين آمنوا وعملوا الصالحات لنُبوئنَّهم» ننزلنهم، وفي قراءة بالمثلثة بعد النون من الثواء: الإقامة وتعديته إلى غرفا بحذف في «من الجنة غرفا تجري من تحتها الأنهار خالدين» مقدّرين الخلود «فيها نِعم أجر العاملين» هذا الأجر.
Hintçe:
और जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे अच्छे काम किए उनको हम बेहश्त के झरोखों में जगह देगें जिनके नीचे नहरें जारी हैं जिनमें वह हमेशा रहेंगे (अच्छे चलन वालो की भी क्या ख़ूब ख़री मज़दूरी है)
Tayca:
และบรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดีทั้งหลาย แน่นอนเราจะให้พวกเขาพำนักอยู่ในห้องพิเศษแห่งสวนสวรรค์ ณ เบื้องล่างมันมีลำน้ำหลายสายไหลผ่าน พวกเขาเป็นผู้พำนักอยู่ในนั้นตลอดกาล รางวัลของผู้กระทำความดีช่างประเสริฐแท้ ๆ
İbranice:
ואלה אשר האמינו ועשו את הטוב, אותם נכניס לחדרי גן עדן, אשר זורמים מתחתיהם נהרות, ושם הם יחיו בה לעולם ועד. כמה טוב גמול הטורחים
Hırvatça:
I One koji budu vjerovali i dobra djela činili smjestit ćemo u džennetske odaje, ispod njih rijeke teku, u njima će vječno boraviti. Divna li će biti nagrada onima koji su se trudili,
Rumence:
Celor care au crezut şi au săvârşit fapte bune, Noi le vom pregăti în Grădină încăperi pe sub care curg râuri, unde vor veşnici. Cât de minunată este răsplata celor truditori,
Transliteration:
Waallatheena amanoo waAAamiloo alssalihati lanubawwiannahum mina aljannati ghurafan tajree min tahtiha alanharu khalideena feeha niAAma ajru alAAamileena
Türkçe:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!
Sahih International:
And those who have believed and done righteous deeds - We will surely assign to them of Paradise [elevated] chambers beneath which rivers flow, wherein they abide eternally. Excellent is the reward of the [righteous] workers
İngilizce:
But those who believe and work deeds of righteousness - to them shall We give a Home in Heaven,- lofty mansions beneath which flow rivers,- to dwell therein for aye;- an excellent reward for those who do (good)!-
Azerbaycanca:
İman gətirib yaxşı işlər görənləri (ağacları) altından çaylar axan cənnət guşələrində (Cənnətin yüksək məqamlarında) sakin edəcəyik. Onlar orada əbədi qalacaqlar. (Yaxşı əməllər) edənlərin mükafatı necə də gözəldir!
Süleyman Ateş:
İnanıp iyi işler yapanları, cennette, altlarından ırmaklar akan yüksek odalara yerleştiririz. Orada ebedi kalırlar. Çalışanların ücreti ne güzeldir!
Diyanet Vakfı:
İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedi kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükafatı ne güzeldir!
Erhan Aktaş:
Îmân edenleri ve sâlihâtı yapanları, içinde sürekli kalacakları Cennet’te; altından ırmaklar akan köşklere yerleştireceğiz. İyi işler yapanların ödülü ne güzeldir!
Kral Fahd:
İman edip salih ameller işleyenler, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir!
Hasan Basri Çantay:
İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (var ya) biz onları — kendileri içlerinde ebedî kalıcı olarak — altlarından nehirler akan o cennetin yüksek mevkilerine yerleşdireceğiz. (Öyle) amel (ve hareket) edenlerin mükâfatı ne güzeldir!
Muhammed Esed:
İman edip doğru ve yararlı işler yapanları, mesken olarak, altlarından ırmaklar akan cennetteki köşklere koyacağız; ne güzel, emek sarfedenlere verilen ödül!
Gültekin Onan:
İnanıp salih amellerde bulunanlar
Ali Fikri Yavuz:
İman edib de salih ameller işliyenleri, elbette onları, cennetin (ağaçları) altından ırmaklar akan yüksek yerlerine yerleştireceğiz
Portekizce:
Quanto aos fiéis, que praticam o bem, dar-lhes-emos um lar no Paraíso, abaixo dos quais correm rios, onde morarãoeternamente. Quão excelente é a recompensa dos caritativos,
İsveççe:
och åt dem som valde tron och levde ett rättskaffens liv skall Vi skänka de högst belägna boningarna i paradiset med bäckar porlande nedanför, där de skall förbli till evig tid. En härlig belöning för deras möda,
Farsça:
و کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند حتماً آنان را در قصرهایی رفیع و با ارزش از بهشت که از زیرِ [درختانِ] آن نهرها جاری است، جای خواهیم داد، در آنجا جاودانه اند؛ چه نیکوست پاداش عمل کنندگان.
Kürtçe:
وە کەسانێك کە باوەڕیان ھێناوە و کردەوە چاکەکانیان کردووە سوێند بەخوا لەکۆشکە بەرزەکانی بەھەشتدا نیشتەجێیان دەکەین کە ڕووبارەکان بەژێریاندا دێن و دەچن بێ بڕانەوە تیایدا دەمێننەوە ئای چەند چاکە پاداشتی چاکەکاران
Özbekçe:
Иймон келтириб, яхши амалларни қилганларни жаннатдан остидан анҳорлар оқиб турган олимақом жойларга жойлаштирурмиз. У ерда абадий қолурлар. Амал қилгувчиларнинг ажри қандай ҳам яхши!
Malayca:
Dan orang-orang yang beriman serta beramal soleh, Kami akan tempatkan mereka dalam mahligai-mahligai di Syurga yang mengalir di bawahnya beberapa sungai, mereka kekal di dalamnya. Demikianlah balasan yang sebaik-baiknya bagi orang- orang yang beramal soleh -
Arnavutça:
Na, ata që besojnë dhe bëjnë vepra të mira, do t’i vendosim në pallatet e xhennetit, nën të cilët rrjedhin lumenjtë, aty do të qëndrojnë përgjithmonë. Sa i bukur është shpërblimi i punëtorëve.
Bulgarca:
Които вярват и вършат праведни дела, ще ги настаним във висините на Рая, сред които реки текат. Там ще пребивават вечно. Как прекрасна е наградата за дейните,
Sırpça:
Оне који буду веровали и радили добра дела сместићемо у рајске одаје, испод којих реке теку, у њима ће вечно да бораве. Како ће дивна бити награда онима који су се трудили.
Çekçe:
Ty, kdož věřili a zbožné skutky konali, ty ubytujeme v ráji v komnatách, pod nimiž řeky tekou, a budou tam nesmrtelní. Jak krásná bude odměna těch, kdož dobro konali,
Urduca:
جو لوگ ایمان لائے ہیں اور جنہوں نے نیک عمل کیے ہیں ان کو ہم جنت کی بلند و بالا عمارتوں میں رکھیں گے جن کے نیچے نہریں بہتی ہوں گی، وہاں وہ ہمیشہ رہیں گے، کیا ہی عمدہ اجر ہے عمل کرنے والوں کے لیے
Tacikçe:
Касонеро, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, дар ғурфаҳои биҳишт ҷой диҳем. Аз зери он ҷӯйҳои об равон аст. Дар он ҷо ҷовидона бимонанд. Амалкунандагонро чӣ некӯ муздест,
Tatarca:
Иман китереп Коръән юлы белән изге гамәлләр кылган мөэминнәрне, җәннәт чардакларына иңдерәчәкбез, ул җәннәтнең астыннан елгалар агадыр анда мәңге калырлар, хак мөэминнәрнең урыны һәм нигъмәтләре ни хуш яхшыдыр.
Endonezyaca:
Dan orang-orang yang beriman dan mengerjakan amal-amal yang saleh, sesungguhnya akan Kami tempatkan mereka pada tempat-tempat yang tinggi di dalam surga, yang mengalir sungai-sungai di bawahnya, mereka kekal di dalamnya. Itulah sebaik-baik pembalasan bagi orang-orang yang beramal,
Amharca:
እነዚያም ያመኑና መልካም ሥራዎችን የሠሩ ከገነት በሥሮቻቸው ወንዞች የሚፈሱባቸውን ሰገነቶች በውስጣቸው ዘውታሪዎች ሲኾኑ በእርግጥ እናሰፍራቸዋለን፡፡ የሠራተኞች ምንዳ ምንኛ አማረ!
Tamilce:
இன்னும், எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு நன்மைகளை செய்தார்களோ – நிச்சயமாக நாம் அவர்களுக்கு சொர்க்கத்தில் பல அறைகளை தயார்படுத்திக் கொடுப்போம். அவற்றின் கீழ் நதிகள் ஓடும். அவர்கள் அதில் நிரந்தரமாக தங்கி இருப்பார்கள். அமல் செய்தவர்களின் கூலி மிகச் சிறப்பானதே!
Korece:
믿음을 갖고 선을 행하는 이들에게 우리는 밑으로 강이 흐르 는 천국의 높은 저택을 주리라 그들은 그곳에서 영생하니 이는 선 을 행하는 이들을 위한 보상이라
Vietnamca:
Những người có đức tin và hành thiện chắc chắn sẽ được TA ban thưởng cho Thiên Đàng với những tòa nhà cao, bên dưới có các dòng sông chảy. Họ sẽ sống mãi mãi trong đó. Ân phúc thay phần thưởng dành cho những người làm việc (thiện tốt).
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: