Arapça:
فَيَأْتِيَهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Çeviriyazı:
feye'tiyehüm bagtetev vehüm lâ yeş`urûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte bu (azab) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Diyanet İşleri:
Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ansızın gelip çatar onlara ve onlar anlamazlar bile.
Şaban Piriş:
O azap, onlara farkında olmadıkları bir anda ansızın gelir.
Edip Yüksel:
Onlara ansızın, beklemedikleri bir anda gelecektir.
Ali Bulaç:
Artık o (azap), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Suat Yıldırım:
İşte bu azap, kendilerine ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık (o azap) onlara hiç farkedemez bir haldeler iken ansızın geliverir.
Yaşar Nuri Öztürk:
O azap onlara ansızın gelecek, farkında bile olmayacaklar.
Bekir Sadak:
(208-20) 9 Hicbir kasaba halkini kendilerine ogut veren uyaricilar gelmeden yok etmedik. Biz zalim degiliz.*
İbni Kesir:
O da kendilerine apansız, haberleri olmadan geliverir.
Adem Uğur:
İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
İskender Ali Mihr:
Böylece o (azap), onlara ansızın gelir ve onlar farkında olmazlar.
Celal Yıldırım:
Bu azâb, farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelir de,
Tefhim ul Kuran:
Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Fransızca:
qui viendra sur eux soudain, sans qu'ils s'en rendent compte;
İspanyolca:
que les vendrá de repente, sin presentirlo.
İtalyanca:
che giungerà loro all'improvviso, senza che se ne accorgano.
Almanca:
Dann kommt sie zu ihnen plötzlich, während sie es nicht bemerken.
Çince:
那种刑罚将在他们不知不觉的时候,忽然降临他们。
Hollandaca:
Deze zal plotseling over hen komen, en zij zullen deze niet voorzien.
Rusça:
Они постигнут их неожиданно, так что они даже не почувствуют этого.
Somalice:
Oos ugu Yimaaddo Cadaabku Kado Iyagoon Ogayn.
Swahilice:
Basi itawafikia kwa ghafla, na hali hawana khabari.
Uygurca:
ئۇ ئازاب ئۇلارغا ئۇشتۇمتۇت كېلىدۇ، ئۇلار ئۇنىڭ (كەلگەنلىكىنى) تۇيماي قالىدۇ
Japonca:
だがその(懲罰)は,かれらの気付かない中に突然襲いかかるであろう。
Arapça (Ürdün):
«فيأتيهم بغتة وهم لا يشعرون».
Hintçe:
कि वह यकायक इस हालत में उन पर आ पडेग़ा कि उन्हें ख़बर भी न होगी
Tayca:
แล้วมัน จะมาหาพวกเขาอย่างกระทันหันโดยที่พวกเขาไม่รู้สึกตัว
İbranice:
אשר יגיע אליהם פתאום כשהם לא ישימו לב
Hırvatça:
koja će im iznenada doći, a oni neće ni osjetiti,
Rumence:
ce le va veni deodată, fără ca ei să presimtă.
Transliteration:
Fayatiyahum baghtatan wahum la yashAAuroona
Türkçe:
O azap onlara ansızın gelecek, farkında bile olmayacaklar.
Sahih International:
And it will come to them suddenly while they perceive [it] not.
İngilizce:
But the (Penalty) will come to them of a sudden, while they perceive it not;
Azerbaycanca:
(Əzab) onlara qəflətən, özləri də hiss etmədən gələr.
Süleyman Ateş:
Azab onlara öyle ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
Diyanet Vakfı:
İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Erhan Aktaş:
İşte bu(1) onlara, onlar farkında olmadan, ansızın gelecektir.
Kral Fahd:
İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Hasan Basri Çantay:
İşte bu (azab) onlara, kendileri de farkında olmayarak, ansızın gelecekdir.
Muhammed Esed:
O azap ki, sonunda, onların hiç beklemedikleri bir anda ansızın gelip çatacaktır;
Gültekin Onan:
Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Ali Fikri Yavuz:
İşte, bu azab, hiç farkında değillerken, ansızın kendilerine gelecektir.
Portekizce:
Que os açoitará subitamente, sem que disso se apercebam.
İsveççe:
som [är förberett och som] skall drabba dem plötsligt, när de ingenting anar;
Farsça:
که ناگهان در حالی که بی خبرند به سراغشان آید،
Kürtçe:
ئەویش لە ناکاودا دێت بۆیان کەئەوان ھەستی پێ ناکەن
Özbekçe:
Бас, уларга у(азоб) тўсатдан келур. Улар сезмай қолурлар.
Malayca:
Lalu azab itu datang menimpa mereka secara mengejut, dengan tidak mereka menyedarinya.
Arnavutça:
e do t’ju vie (dënimi) atyre papritmas, e ata nuk do ta hetojnë (ardhjen e dënimit),
Bulgarca:
А то ще ги сполети внезапно, без да усетят.
Sırpça:
која ће изненада да им дође, а они неће ни да осете,
Çekçe:
jenž přijde k nim, aniž co tušit budou, znenadání.
Urduca:
پھر جب وہ بے خبری میں ان پر آ پڑتا ہے
Tacikçe:
Ва он азоб ногаҳон ва бехабар бар онон фурӯд меояд.
Tatarca:
Аларга искәрмәстән ґәзаб килер ки, үзләре һич сизми калырлар.
Endonezyaca:
maka datanglah azab kepada mereka dengan mendadak, sedang mereka tidak menyadarinya,
Amharca:
እነርሱ የማያውቁ ሲኾኑ (ቅጣቱ) ድንገት እስከሚመጣባቸውም ድረስ (አያምኑም)፡፡
Tamilce:
ஆக, அது அவர்களிடம் திடீரென வரும், அவர்களோ (அதை) உணராதவர்களாக இருக்கும் நிலையில்.
Korece:
그벌은 그들이 알지 못하는 사이에 갑자기 그들에게 도래하니
Vietnamca:
Nó sẽ bất ngờ túm lấy họ trong lúc họ không hay biết.
Ayet Linkleri: