Arapça:
كَلَّا ۚ سَيَكْفُرُونَ بِعِبَادَتِهِمْ وَيَكُونُونَ عَلَيْهِمْ ضِدًّا
Çeviriyazı:
kellâ. seyekfürûne bi`ibâdetihim veyekûnûne `aleyhim ḍiddâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır, (zannettikleri gibi değil) tapındıkları ilâhlar onların ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düşman olacaklardır.
Diyanet İşleri:
Hayır, tanrıları kendilerinin ibadetlerini inkar edecekler ve onlara düşman olacaklardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Haşa. Onların kulluğunu inkar edecek o mabut sandıkları şeyler ve onlara düşman kesilecek onlar.
Şaban Piriş:
Hayır! O ilahlar, onların kendilerine yaptığı ibadeti inkar edecekler ve onlara karşı olacaklardır.
Edip Yüksel:
Tam tersine! Bu tapınmayı reddedeceklerdir ve onlara karşıt olacaklardır.
Ali Bulaç:
Hayır; (o yalancı ilahlar) onların tapınışlarını inkar edecekler ve onlara karşı çelişkiye düşecekler.
Suat Yıldırım:
Hayır, hayır! Taptıkları o nesneler onların ibadetlerini reddedecekler ve kendilerine düşman olacaklardır. [35,14; 46,5]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Asla öyle değil, onların tapındıklarını atiyyen inkâr edecekler ve onların üzerine düşman kesileceklerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hayır, hayır! Onlar, onların ibadetlerini inkâr edecekler ve onların aleyhinde düşman kesilecekler.
Bekir Sadak:
Bazi kimseler: «Rahman cocuk edindi» dediler
İbni Kesir:
Hayır, onlar kendilerinin ibadetlerini inkar edecekler ve aleyhlerine döneceklerdir.
Adem Uğur:
Hayır, hayır! (Taptıkları), onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.
İskender Ali Mihr:
Hayır, öyle değil! (Putlar), onların ibadetlerini inkâr edecekler. Ve onlara, hasım (karşı) olacaklar.
Celal Yıldırım:
Hayır, o tanrılar, onların ibâdetlerini inkâr edecekler ve onlara karşı düşman olacaklar.
Tefhim ul Kuran:
Hayır
Fransızca:
Bien au contraire ! [ces divinités] renieront leur adoration et seront pour eux des adversaires.
İspanyolca:
¡No! Negarán haberles servido y se convertirán en adversarios suyos.
İtalyanca:
Invece no! Essi rifiuteranno la loro adorazione e saranno loro nemici.
Almanca:
Bestimmt nicht! Sie werden ihrer Anbetung gegenüber Kufr betreiben und werden ihre Kontrahenten sein.
Çince:
不然,那些主宰将否认他们的崇拜,而变成他们的仇敌。
Hollandaca:
Hierna zullen zij hunne aanbidding loochenen en hunne tegenstanders worden.
Rusça:
Но нет! Они отрекутся от поклонения им и станут их противниками.
Somalice:
saas ma aha ee waxay ka gaaloobi cibaadadooda, waxayna ku noqon korkooda lid (col).
Swahilice:
Sivyo kabisa! Wataikataa hiyo ibada yao, na watakuwa ndio dhidi yao.
Uygurca:
ئىش ئۇلارنىڭ گۇمان قىلغىنىدەك ئەمەس (يەنى بۇتلىرى ئۇلارنىڭ اﷲ ئالدىدا ئىززەت تېپىشلىرىنىڭ سەۋەبى بولالمايدۇ)، ئۇلارنىڭ (يەنى مۇشرىكلارنىڭ) چوقۇنۇشىنى ئىنكار قىلىدۇ، ئۇلار (يەنى مۇشرىكلار) نىڭ دۈشمىنىگە ئايلىنىدۇ
Japonca:
決してそうではない。かれら(神々)はその崇拝を拒否し,かれらに対し敵になろう。
Arapça (Ürdün):
(كلا) أي لا مانع من عذابهم (سيكفرون) أي الآلهة (بعبادتهم) أي ينفونها كما في آية أخرى "" ما كانوا إيانا يعبدون "" (ويكونون عليهم ضدا) أعوانا وأعداء.
Hintçe:
(बल्कि) वह माबूद खुद उनकी इबादत से इन्कार करेंगे और (उल्टे) उनके दुशमन हो जाएँगे
Tayca:
เปล่าเลย ! รูปปั้นเหล่านั้นจะปฏิเสธการเคารพบูชาของพวกเขา และพวกมันจะเป็นปฏิปักษ์ต่อพวกเขา
İbranice:
אך לא! יתכחשו (האלילים) לעבודתם ויהיו להם מתנגדיהם
Hırvatça:
Ali, ne! Božanstva će poreći obožavanje njihovo, i bit će im protivnici.
Rumence:
Ba nu! Ei se leapădă de închinăciunea lor şi le vor sta împotrivă.
Transliteration:
Kalla sayakfuroona biAAibadatihim wayakoonoona AAalayhim diddan
Türkçe:
Hayır, hayır! Onlar, onların ibadetlerini inkâr edecekler ve onların aleyhinde düşman kesilecekler.
Sahih International:
No! Those "gods" will deny their worship of them and will be against them opponents [on the Day of Judgement].
İngilizce:
Instead, they shall reject their worship, and become adversaries against them.
Azerbaycanca:
Xeyr, (qiyamət günü tanrıları) onların ibadətini danacaq və onlara düşmən olacaqlar.
Süleyman Ateş:
Hayır, (yarın o taptıkları tanrılar), bunların tapmalarını inkar edecekler ve bunlara zıd olacaklardır.
Diyanet Vakfı:
Hayır, hayır! (Taptıkları), onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.
Erhan Aktaş:
Hayır! İlâh edinilenler, onların kulluklarını inkâr edecekler ve onlara düşman kesilecekler.
Kral Fahd:
Hayır, hayır! (Taptıkları), onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.
Hasan Basri Çantay:
Hayır, öyle değil. O (Tanrıları) onların tapmalarına küfredecekler, onların aleyhine (yardımcı ve) düşman olacaklar.
Muhammed Esed:
Fakat hayır! Bu (tapınma nesneleri Hesap Günü´nde) kendilerine yöneltilen tapınmaları tanımayacaklar ve tapınanların karşısında yer alacaklar!
Gültekin Onan:
Hayır
Ali Fikri Yavuz:
Hayır, zannettikleri gibi değil. O putlar, yarın onların ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine hasım olacaklar.
Portekizce:
Qual! Tais divindades renegarão a adoração e serão os seus adversários!
İsveççe:
Nej [de misstar sig]! De [som var föremål för deras dyrkan] skall tvärtom på [Domens dag] svära sig fria från denna dyrkan och bli [sina forna anhängares] motståndare.
Farsça:
چنین نیست، به زودی [آن معبودان] پرستش آنان را انکار می کنند و دشمنشان خواهند شد.
Kürtçe:
نەخێر (وا نیە) بەڵکو پەرستراوەکان (لە قیامەتدا) ئینکاری پەرستنەکەی ئەوان دەکەن وە دەبنە دژیان و بەرپەرچیان دەدەنەوە
Özbekçe:
Йўқ! у(худо)лар уларнинг ибодатларини инкор этурлар ва уларга зид бўлурлар. (Қиёмат куни сохта худолар мушрикларнинг уларга қилган ибодатини, бандалигини инкор этадилар. Биз уларга, бизга ибодат қилинг деганимиз йўқ, деб Аллоҳ ҳузурида ўзларини оқлайдилар.)
Malayca:
Tidak sekali-kali! Bahkan benda-benda yang mereka pertuhankan itu mengingkari perbuatan mereka menyembahnya, dan akan menjadi musuh yang membawa kehinaan kepada mereka.
Arnavutça:
Kurrsesi; do të mohojnë ata (zotërat e tyre) se mohuesit i kanë adhuruar ata dhe do t’u bëhen atyre kundërshtarë.
Bulgarca:
Ала не! Ще отрекат служенето на тях и ще им станат противници.
Sırpça:
Никада! Божанства ће да порекну њихово обожавање, и биће им противници.
Çekçe:
Však pozor! Ona uctívání jejich popřou a protivníky jejich se stanou.
Urduca:
کوئی پشتیبان نہ ہوگا وہ سب ان کی عبادت کا انکار کریں گے اور الٹے اِن کے مخالف بن جائیں گے
Tacikçe:
На чунин аст. Ба зуди ибодаташонро инкор кунанд ва ба мухолифаташон (бар зидди онҳо) бархезанд.
Tatarca:
Юк, эш алар уйлаганча булмас! Сынымнары аларның гыйбадәтләрен инкяр итәрләр һәм мөшрикләргә дошман булырлар.
Endonezyaca:
sekali-kali tidak. Kelak mereka (sembahan-sembahan) itu akan mengingkari penyembahan (pengikut-pengikutnya) terhadapnya, dan mereka (sembahan-sembahan) itu akan menjadi musuh bagi mereka.
Amharca:
ይከልከሉ፤ መገዛታቸውን በእርግጥ ይክዷቸዋል፡፡ በእነሱም ላይ ተቃራኒ ይኾኑባቸዋል፡፡
Tamilce:
அவ்வாறல்ல! அவை அவர்கள் தம்மை வணங்கியதை நிராகரித்து விடும். இன்னும் அவை அவர்களுக்கு எதிரானவையாக மாறிவிடும்.
Korece:
결코 그렇지 되지 않으리니 그들은 그들의 우상을 불신하게 되고 그들에게 적이 되리라
Vietnamca:
Sự việc chắc chắn không như họ đã tưởng! Những thần linh đó sẽ phủ nhận sự thờ phượng của họ và chúng sẽ trở thành những kẻ chống lại họ.
Ayet Linkleri: