Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

77

Ayet No: 

1879

Sayfa No: 

266

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً لِّلْمُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

inne fî ẕâlike leâyetel lilmü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz ki, bunda iman edenler için bir ibret vardır.

Diyanet İşleri: 

Bunda inananlar için ibret vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki bunda, inananlar için bir delil var.

Şaban Piriş: 

Bunda müminler için de bir işaret vardır.

Edip Yüksel: 

Bunda, inananlar için bir işaret vardır.

Ali Bulaç: 

Elbette, bunda iman edenler için gerçekten ayetler vardır.

Suat Yıldırım: 

Elbette bunda, iman edecekler için çok ibretler vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

15:76

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnananlar için bunda elbette bir ibret vardır.

Bekir Sadak: 

Daglarda, guven icinde olarak evler yontuyorlardi.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki bunda, inananlar için ayetler vardır.

Adem Uğur: 

Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardır.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Doğrusu bunda mü´minler için âyetler vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Elbette, bunda iman edenler için gerçekten ayetler vardır.

Fransızca: 

Voilà vraiment une exhortation pour les croyants !

İspanyolca: 

Ciertamente, hay en ello un signo para los creyentes.

İtalyanca: 

In verità in ciò vi è un segno per coloro che credono.

Almanca: 

Gewiß, darin ist zweifellos eine Aya für die Mumin.

Çince: 

对于信道者,此中确有一种迹象。

Hollandaca: 

Waarlijk, hierin is een teeken voor de ware geloovigen.

Rusça: 

Воистину, в этом - знамение для верующих.

Somalice: 

Arrintaasna calaamad yaa ugu sugan kuwa Xaqa rumeeyay.

Swahilice: 

Hakika katika hayo ipo ishara kwa Waumini.

Uygurca: 

بۇنىڭدا مۆمىنلەر ئۈچۈن ھەقىقەتەن ئىبرەت بار

Japonca: 

本当にこの中には信仰する者への一つの印がある。

Arapça (Ürdün): 

«إن في ذلك لآية» لعبرة «للمؤمنين».

Hintçe: 

इसमें तो शक हीं नहीं कि इसमें ईमानदारों के वास्ते (कुदरते ख़ुदा की) बहुत बड़ी निशानी है

Tayca: 

แท้จริงในการนั้น แน่นอนย่อมเป็นสัญญาณแก่บรรดามุอ์มิน

İbranice: 

ואף בזה אות למאמינים

Hırvatça: 

U tome su, zaista, znaci za one koji vjeruju.

Rumence: 

Întru aceasta este un semn pentru credincioşi!

Transliteration: 

Inna fee thalika laayatan lilmumineena

Türkçe: 

İnananlar için bunda elbette bir ibret vardır.

Sahih International: 

Indeed in that is a sign for the believers.

İngilizce: 

Behold! in this is a sign for those who believed.

Azerbaycanca: 

Bunda mö’minlər üçün, sözsüz ki, bir ibrət vardır!

Süleyman Ateş: 

Elbette bunda inananlar için bir ibret vardır.

Diyanet Vakfı: 

Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardır.

Erhan Aktaş: 

Bunda, îmân edenler için bir âyet(1) vardır.

Kral Fahd: 

Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Bunda îman edenler için muhakkak bir ibret vardır.

Muhammed Esed: 

Şüphesiz, bütün bunlarda (Allah´a) inanan kimseler için çıkarılacak bir ders vardır.

Gültekin Onan: 

Elbette, bunda inançlılar için gerçekten bir ayet vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten bunda iman edenler için bir ibret vardır.

Portekizce: 

Nisto há um exemplo para os fiéis.

İsveççe: 

Här ligger helt visst ett budskap till dem som tror.

Farsça: 

مسلماً در این [شهر ویران شده] برای مؤمنان نشانه ای [پندآموز] است.

Kürtçe: 

بەڕاستی لەوەدا بەڵگەی گرنگ ھەیە بۆ بڕواداران

Özbekçe: 

Албатта, бунда мўминлар учун оят-ибрат бордир.

Malayca: 

Sesungguhnya keadaan yang demikian, mengandungi satu tanda yang memberi kesedaran kepada orang-orang yang beriman.

Arnavutça: 

Kjo, me të vërtetë, është dokument për besimtarët.

Bulgarca: 

В това има знамение за вярващите.

Sırpça: 

У томе су, заиста, знаци за оне који верују.

Çekçe: 

a zajisté je v tom znamení pro věřící!

Urduca: 

اُس میں سامان عبرت ہے اُن لوگوں کے لیے جو صاحب ایمان ہیں

Tacikçe: 

Ва мӯъминонро дар он ибратест.

Tatarca: 

Бу каумнең һәлак булуында мөэминнәр өчен могҗизалар бар.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya pada yang demikian itu benar-benar terdapat tanda-tanda (kekuasaan Allah) bagi orang-orang yang beriman.

Amharca: 

በዚህ ውስጥ በእርግጥ ለምእምናን መገሰጫ አለ፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்களுக்கு நிச்சயமாக அதில் ஓர் அத்தாட்சி இருக்கிறது.

Korece: 

실로 그안에는 믿는 자들을 위한 예증도 있으되

Vietnamca: 

Quả thật, trong sự việc đó là dấu hiệu dành cho những người có đức tin.