Arapça:
وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٍ مُّقِيمٍ
Çeviriyazı:
veinnehâ lebisebîlim müḳîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hem o Lût kavminin bulunduğu şehir harabesi bir yol üzerinde bulunmaktadır.
Diyanet İşleri:
O şehrin kalıntıları işlek yollar üzerinde hala durmaktadır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve şüphe yok ki o şehir, hala herkesin yol uğrağı olan bir yerde.
Şaban Piriş:
O (şehir, herkesin gelip geçtiği) bir yol üzerinde durmaktadır.
Edip Yüksel:
Ve o (yıkıntı kent), yol üzerinde durmaktadır.
Ali Bulaç:
O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hala) durmaktadır.
Suat Yıldırım:
Hem o şehir harabesi uğrak bir yol üzerindedir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(76-77) Ve şüphe yok ki, o bir sabit yoldur. Muhakkak ki, bunda mü´minler için elbette bir ibret vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
O kentin izleri/işaretleri, hâlâ işleyen bir yol üzerindedir.
Bekir Sadak:
Onlara ayetlerimizi verdigimiz halde, yuz cevirmislerdi.
İbni Kesir:
O yerler, işlek yollar üzerinde hala durmaktadır.
Adem Uğur:
Onlar hâla gözler önünde duran bir yol üzerindedirler.
İskender Ali Mihr:
Ve muhakkak ki o gerçekten, yol üzerinde mukîmdir (hâla durmaktadır).
Celal Yıldırım:
Ve şehrin kalıntısı, öteden beri işlek olan yol üzerinde duruyor.
Tefhim ul Kuran:
O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hâlâ) durmaktadır.
Fransızca:
Elle [cette ville] se trouvait sur un chemin connu de tous .
İspanyolca:
Está situada, ciertamente, en un camino que aún existe.
İtalyanca:
In verità essa [si trovava] su una strada ben nota.
Almanca:
Und sie (die Ortschaft) liegt doch an einem noch bestehenden Weg.
Çince:
那个市镇确是在一条仍然存在的道路上的。
Hollandaca:
En deze steden werden gestraft, tot het banen van een rechten weg voor den mensch, om dien te bewandelen.
Rusça:
Воистину, они жили прямо на дороге из Мекки в Сирию.
Somalice:
Waxayna kutaal Magaaladaas waddo toosan (oy maraan oo cad).
Swahilice:
Na miji hii ipo kwenye njia inayo pitiwa.
Uygurca:
ئۇ شەھەر (قۇرەيشلەر شامغا بارىدىغان) يول ئۈستىدە ھەقىقەتەن ھېلىمۇ مەۋجۇت تۇرماقتا
Japonca:
その(町の跡)は,大道に沿ってなお存在する。
Arapça (Ürdün):
«وإنها» أي قرى قوم لوط «لبسبيل مقيم» طريق قريش إلى الشام لم تندرس أفلا يعتبرون بهم؟.
Hintçe:
के रास्ते पर है
Tayca:
และแท้จริง มัน(สถานที่นั้น)ยังคงเป็นเส้นทางที่พักอาศัยอย่างแน่นอน
İbranice:
חורבות העיר עדיין על הדרך
Hırvatça:
a naselje je baš uz postojeći put.
Rumence:
căci ele sunt pe un drum statornic.
Transliteration:
Wainnaha labisabeelin muqeemin
Türkçe:
O kentin izleri/işaretleri, hâlâ işleyen bir yol üzerindedir.
Sahih International:
And indeed, those cities are [situated] on an established road.
İngilizce:
And the (cities were) right on the high-road.
Azerbaycanca:
Həqiqətən, o (Lut tayfasının yaşadığı Sədum şəhərinin xarabaları Qüreyş kafirlərinin Məkkədən Şama getdikləri) yolun üstündə hələ də durmaqdadır!
Süleyman Ateş:
Ve o (kent, herkesin gelip geçtiği) bir yol üzerinde durmaktadır.
Diyanet Vakfı:
Onlar hala gözler önünde duran bir yol üzerindedirler.
Erhan Aktaş:
O,(1) bir yol üzerinde durmaktadır.
Kral Fahd:
Onlar hâla gözler önünde duran bir yol üzerindedirler.
Hasan Basri Çantay:
O (şehrin haraabeleri) hakıykat (herkesin göreceği, Kureyşin işlediği) bir yol üstünde (haalâ) durucudur.
Muhammed Esed:
Çünkü, gerçekten de (sözü geçen) bu (şehirler) bugün hala yerinde durmakta olan bir yol üzerindeydiler.
Gültekin Onan:
O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hala) durmaktadır.
Ali Fikri Yavuz:
Hem o Lût kavminin bulunduğu şehir harabesi, (Kureyş kâfirlerinin de ibret alabileceği uğrak) bir yol üzerinde bulunmaktadır.
Portekizce:
E (as cidades) constituem um exemplo à beira da estrada (que permanece indelével até hoje na memória de todos).
İsveççe:
Dessa [städer] var belägna nära en ännu existerande väg.
Farsça:
و آن [آثار و بقایای شهر ویران شده قوم لوط] بر سر راهی است که پابرجاست.
Kürtçe:
وە بێگومان ئەو (شارە وێران کراوە) لەسەر ڕێگای سەرەکی (کاروانەکان) دایە
Özbekçe:
Албатта, у(шаҳар) боқий йўл устидадир. (Яъни, Лут (а. с.) қавми ҳалокатга учраган шаҳарнинг вайроналари ҳозиргача боқий йўл устидадир. У орқали одамлар Ҳижоз билан Шом ўртасида қатнайдилар. Жумладан, Макка аҳли ҳам Шомга борганларида ва у ердан қайтганларида, шу йўлдан юрадилар.)
Malayca:
Dan sesungguhnya negeri kaum Lut yang telah dibinasakan itu, terletak di jalan yang tetap (dilalui orang).
Arnavutça:
me të vërtetë, ato (qytete) janë në rrugë, kur gjenden edhe tani.
Bulgarca:
Те [- селищата] са на все още съществуващ път.
Sırpça:
а насеље Содома је поред постојећег пута.
Çekçe:
A věru ono je na cestě trvalé
Urduca:
اور وہ علاقہ (جہاں یہ واقعہ پیش آیا تھا) گزرگاہ عام پر واقع ہے
Tacikçe:
Ва он шаҳр акнун дар сари роҳи корвониён аст.
Tatarca:
Вә ул һәлак булган шәһәр юл өстендәдер, үткән кешеләр күреп үтәләр.
Endonezyaca:
Dan sesungguhnya kota itu benar-benar terletak di jalan yang masih tetap (dilalui manusia).
Amharca:
እሷም (ከተማይቱ) በቀጥታ መንገድ ላይ ናት፡፡
Tamilce:
இன்னும், நிச்சயமாக அது (அவர்கள் சென்று வருகின்ற) நிலையான, (தெளிவான பார்க்கும்படியான) பாதையில்தான் (அழியாமல் இன்றும்) இருக்கிறது.
Korece:
그 도시는 아직 지워지지 않는 길위에 있노라
Vietnamca:
Thật vậy, (các thành phố bị lật ngược) vẫn hãy còn nằm trên những con đường qua lại (giữa Makkah và Syria).
Ayet Linkleri: