Arapça:
فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ
Çeviriyazı:
feeḫaẕethümu-ṣṣayḥatü müşriḳîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Güneş doğarken o korkunç çığlık onları yakaladı.
Diyanet İşleri:
Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Güneş doğduktan sonra onları bir bağırış, helak ediverdi.
Şaban Piriş:
Güneşin doğuşuyla birlikte onları bir çığlık yakaladı.
Edip Yüksel:
Tan ağarırken onları felaketli bir gürültü yakaladı.
Ali Bulaç:
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
Suat Yıldırım:
Güneş doğarken o korkunç ses bastırıverdi onları!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık onları işrak vaktine girdikleri sırada, o sayha tutuverdi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Nihayet o korkunç titreşimli ses, onları güneş doğarken yakaladı.
Bekir Sadak:
Eykeliler de, suphesiz zalim kimselerdi.
İbni Kesir:
Tan yeri ağarırken çığlık onları yakalayıverdi.
Adem Uğur:
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
İskender Ali Mihr:
Böylece, müşrikleri (güneş doğduğu vakit orada bulunanları) bir sayha (korkunç bir ses dalgası) aldı, yakaladı.
Celal Yıldırım:
Güneş doğarken bir ses, bir uğultu onları yakalayıverdi.
Tefhim ul Kuran:
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
Fransızca:
Alors, au lever du soleil le Cri (la catastrophe) les saisit.
İspanyolca:
Y les sorprendió el Grito a la salida del sol.
İtalyanca:
All'alba li sorprese il Grido.
Almanca:
So richtete sie ein Vernichtungsschrei beim Sonnenaufgang zugrunde.
Çince:
呐喊声在日出时袭击了他们。
Hollandaca:
Daarom overviel hun een vreeselijke storm van den hemel, bij het opgaan der zon.
Rusça:
А на восходе солнца их поразил вопль.
Somalice:
Waxaana qabatay Qayladii qorrax soo baxa.
Swahilice:
Ukelele ukawatwaa wakipambaukiwa.
Uygurca:
كۈن چىقار ۋاقتىدا ئۇلارغا قاتتىق چۇقان يۈزلەندى
Japonca:
それで一声(懲罰)が,日の出にかれらを襲った。
Arapça (Ürdün):
«فأخذتهم الصيحة» صيحة جبريل «مشرقين» وقت شروق الشمس.
Hintçe:
(लूत की सुनते काहे को) ग़रज़ सूरज निकलते निकलते उनको (बड़े ज़ोरो की) चिघाड़ न ले डाला
Tayca:
ดังนั้น เสียงกัมปนาทได้คร่าพวกเขาเมื่อดวงอาทิตย์ขึ้น
İbranice:
עם צאת החמה, נחתה עליהם הצווחה
Hırvatça:
I njih je zadesio strašan glas kad je Sunce izlazilo,
Rumence:
Strigătul îi luă la răsăritul soarelui.
Transliteration:
Faakhathathumu alssayhatu mushriqeena
Türkçe:
Nihayet o korkunç titreşimli ses, onları güneş doğarken yakaladı.
Sahih International:
So the shriek seized them at sunrise.
İngilizce:
But the (mighty) Blast overtook them before morning,
Azerbaycanca:
Şəfəq doğanda o dəhşətli (tükürpədici) səs onları bürüdü.
Süleyman Ateş:
Güneşin doğma zamanına girerlerken korkunç ses onları yakaladı.
Diyanet Vakfı:
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
Erhan Aktaş:
Tan yeri ağarırken korkunç bir ses onları yakaladı.
Kral Fahd:
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
Hasan Basri Çantay:
Derken onları, işrak vakfına girdikleri sırada, o (korkunç) ses yakalayıverdi.
Muhammed Esed:
Ve derken, tan yeri ağarırken, (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakaladı onları
Gültekin Onan:
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
Ali Fikri Yavuz:
Nihayet onları, güneşin doğma vaktinde korkunç gürültü yakalayıverdi.
Portekizce:
Porém, o estrondo os fulminou, ao despontar do sol.
İsveççe:
Och när solen gick upp genljöd över dem dånet [av Guds straff].
Farsça:
پس به هنگام طلوع آفتاب، صدایی [مرگبار و وحشتناک و غرّشی سهمگین] آنان را فرا گرفت.
Kürtçe:
جا لە کاتی خۆر ھەڵھاتندا شریخەیەکی بەھێز گرتنی
Özbekçe:
Бас, уларни қуёш чиқиш пайтида даҳшатли қичқириқ тутди.
Malayca:
Akhirnya merekapun dibinasakan oleh letusan suara yang menggempakan bumi, ketika matahari terbit.
Arnavutça:
Dhe, ata i kaplojë një zë i tmerrshëm kur lindir Dielli,
Bulgarca:
И Викът ги обзе при изгрев слънце.
Sırpça:
И њих је задесио страшан глас кад је Сунце излазило,
Çekçe:
však výkřik je uchvátil při východu slunce.
Urduca:
آخرکار پو پھٹتے ہی اُن کو ایک زبردست دھماکے نے آ لیا
Tacikçe:
Чун субҳ бидамид, ононро фарёд фурӯ гирифт.
Tatarca:
Кояш чыгып торганда, аларга бер ямьсез каты тавыш иреште.
Endonezyaca:
Maka mereka dibinasakan oleh suara keras yang mengguntur, ketika matahari akan terbit.
Amharca:
ጩኸቲቱም ፀሐይ የወጣችባቸው ሲኾኑ ያዘቻቸው፡፡
Tamilce:
ஆகவே, (லூத் நபியின் ஊர் மக்கள் காலையில் சூரிய) வெளிச்சமடைந்தவர்களாக இருக்கும்போது அவர்களை பயங்கரமான சப்தம் பிடித்தது.
Korece:
그러나 폭풍은 동트기 직전그들을 멸망시켰더라
Vietnamca:
Vì vậy, một tiếng thét đã túm bắt chúng lúc mặt trời mọc.
Ayet Linkleri: