Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

72

Ayet No: 

1874

Sayfa No: 

266

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِي سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ

Çeviriyazı: 

le`amruke innehüm lefî sekratihim ya`mehûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Resulüm! Ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.

Diyanet İşleri: 

Senin hayatına and olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ömrün hakkı için onlar, gafletten adeta sarhoştular, gaflet içinde şaşkın bir haldeydiler.

Şaban Piriş: 

(Ey Muhammed!) Hayatına and olsun ki onlar sarhoşlukları içerisinde bocalayıp duruyorlar.

Edip Yüksel: 

Ne yazık ki onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

Ali Bulaç: 

Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör-sersemdiler.

Suat Yıldırım: 

(Resulüm!) “Hayatın hakkı için onlar, kendilerini öylesine kaybetmişlerdi ki sarhoşlukları içinde sürünüp gitmekte idiler.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ömrüne andolsun ki, şüphe yok, onlar kendi sarhoşlukları içinde şaşırıp durur kimseler idi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı.

Bekir Sadak: 

Bunda inananlar icin ibret vardir.

İbni Kesir: 

Senin ömrüne andolsun ki, onlar sarhoşlukları içinde muhakkak serseri bir halde idiler.

Adem Uğur: 

(Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

İskender Ali Mihr: 

Ömrüne andolsun ki

Celal Yıldırım: 

(Peygamberim !) hayatına yemin olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde ne yaptıklarını bilmiyorlardı.

Tefhim ul Kuran: 

Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler.

Fransızca: 

Par ta vie ! ils se confondaient dans leur délire.

İspanyolca: 

¡Por tu vida!, que erraban en su ofuscación.

İtalyanca: 

Per la tua vita, [o Muhammad, ] erano accecati dalla loro lussuria.

Almanca: 

- Mein Schwur bei deinem Leben: sie sind durch ihr heftiges Verlangen verwirrt -

Çince: 

指你的寿命发誓,他们必将彷徨于自己的癫狂之中。

Hollandaca: 

Zoo waar gij leeft, zij dwaalden in beschonkenheid.

Rusça: 

Клянусь твоей жизнью! Они слепо блуждали, опьяненные.

Somalice: 

Cimrigaagee iyagu Baadibay ku Wareersan Yihiin.

Swahilice: 

Naapa kwa umri wako! Hakika hao walikuwa katika ulevi wao, wakihangaika ovyo.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) سېنىڭ ھاياتىڭ بىلەن قەسەمكى، ئۇلار ئەلۋەتتە گۇمراھلىقلىرىدا تېڭىرقاپ يۈرۈشىدۇ

Japonca: 

(預言者よ)あなたの生命にかけて(誓う)。本当にかれらは心を乱して,当てもなくさ迷う者である。

Arapça (Ürdün): 

«لعمرك» خطاب للنبي صلى الله عليه وسلم أي وحياتك «إنهم لفي سكرتهم يعمهون» يترددون.

Hintçe: 

(इनसे निकाह कर लो) ऐ रसूल तुम्हारी जान की कसम ये लोग (क़ौम लूत) अपनी मस्ती में मदहोश हो रहे थे

Tayca: 

ขอสาบานด้วยชีวิตของเจ้า แน่นอนแท้จริงพวกเขาอยู่ในการมึนเมาหลงทาง

İbranice: 

בחייך! (הנביא מוחמד) הם היו מבולבלים משכרונם

Hırvatça: 

A života mi tvoga, oni su u pijanstvu svom lutali.

Rumence: 

Pe viaţa ta! În beţia lor umblau ca orbii!

Transliteration: 

LaAAamruka innahum lafee sakratihim yaAAmahoona

Türkçe: 

Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı.

Sahih International: 

By your life, [O Muhammad], indeed they were, in their intoxication, wandering blindly.

İngilizce: 

Verily, by thy life (O Prophet), in their wild intoxication, they wander in distraction, to and fro.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Canına and olsun ki, onlar məstlikləri (küfrləri) içində sərgərdan (şaşqın) vəziyyətdə durub qaldılar. (Lutun nəsihətini qəbul etmədilər).

Süleyman Ateş: 

Senin ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

Diyanet Vakfı: 

(Resulüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

Erhan Aktaş: 

Ömrüne ant olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.

Kral Fahd: 

(Rasûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

Hasan Basri Çantay: 

(Habîbim) seni ebedî yâd-ı cemîline yemîn ederim ki onlar serhoşlukları (azgınlıkları) içinde muhakkak serserî bir halde idiler.

Muhammed Esed: 

(Fakat melekler Lut´a:) "Canı sağolasıca!" dediler, "(Onlar bu durumda seni hiç dinlerler mi?) Baksana, (şehvetten) gözleri dönmüş, körcesine sendeleyip, öteye beriye sarkıntılık yapıp duruyorlar!"

Gültekin Onan: 

Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler.

Ali Fikri Yavuz: 

(Rasûlüm!) Ömrün hakkı için, doğrusu onlar sarhoşlukları içinde azgın bir halde idiler.

Portekizce: 

Por tua vida (ó Mohammad), eles vacilam em sua ebriedade!

İsveççe: 

[De utsända sade:] "Så sant du lever [kommer de inte att lyssna till dig]! I sin upphetsning vet de inte vad de gör."

Farsça: 

[ای پیامبر!] به جان تو سوگند، آنان در مستی خود فرو رفته و سرگردان بودند.

Kürtçe: 

سوێند بە تەمەن و ژیانی تۆ (ئەی موحەممەد ﷺ) بەڕاستی ئەوانە لەسەر خۆشی خۆیاندا سەرگەردانن

Özbekçe: 

Сенинг умринг ила қасамки, албатта, улар ўз сархушликларида тентирамоқдалар.

Malayca: 

Demi umurmu (wahai Muhammad), sesungguhnya mereka membuta tuli dalam kemabukan maksiat mereka.

Arnavutça: 

(O Muhammed!) Pasha jetën tënde, me të vërtetë, ata janë déjur në iluzionet e veta.

Bulgarca: 

Кълна се в твоя живот [о, Мухаммад], те в своето опиянение се лутат!

Sırpça: 

А живота ми твога, они су у пијанству свом лутали.

Çekçe: 

Při tvém životě, tito lidé věru tápali v opilství svém,

Urduca: 

تیری جان کی قسم اے نبیؐ، اُس وقت اُن پر ایک نشہ سا چڑھا ہوا تھا جس میں وہ آپے سے باہر ہوئے جاتے تھے

Tacikçe: 

Ба ҷони ту савганд, ки онҳо дар мастии худ саргашта буданд.

Tatarca: 

Фәрештәләр әйттеләр: "Ий Лут, синең гомер белән ант итеп әйтәбез, алар шәһвәт исереклеге белән хәйран калып йөриләр, синең нәсыйхәтеңне ишетмәсләр".

Endonezyaca: 

(Allah berfirman): "Demi umurmu (Muhammad), sesungguhnya mereka terombang-ambing di dalam kemabukan (kesesatan)".

Amharca: 

በዕድሜህ እንምላለን እነሱ በእርግጥ በስከራቸው ውስጥ ይዋልላሉ፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) உம் வாழ்க்கையின் மீது சத்தியம்! நிச்சயமாக இவர்கள் (-சிலை வணங்கிகள்) தங்கள் மயக்கத்தில் (வழிகேட்டில் கடுமையாக) தடுமாறுகிறார்கள்.

Korece: 

맹세하건대 실로 그들은 그들의 불신에 도취되어 방황하고 있노라

Vietnamca: 

(Allah phán:) Thề bởi sinh mạng của Ngươi (hỡi Lut) rằng bọn chúng đang lang thang một cách mù quáng trong cơn say.