Arapça:
وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَّا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنكُمْ خَاصَّةً ۖ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
Çeviriyazı:
vetteḳû fitnetel lâ tüṣîbenne-lleẕîne żalemû minküm ḫâṣṣah. va`lemû enne-llâhe şedîdü-l`iḳâb.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve öyle bir fitneden sakının ki, içinizden yalnızca zulüm yapanlara dokunmakla kalmaz. Ve bilin ki, Allah'ın cezası şiddetlidir.
Diyanet İşleri:
Aranızdan yalnız zalimlere erişmekle kalmayacak fitneden sakının, Allah'ın azabının şiddetli olduğunu bilin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve sakının o fitneden ki yalnız zulmedenlerinize gelip çatmaz ve bilin ki şüphesiz Allah'ın cezası pek çetindir.
Şaban Piriş:
İçinizden sadece zalimlere dokunmakla kalmayacak olan bir fitneden de sakının. Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu bilin!
Edip Yüksel:
Sizden sadece zalimlere dokunmayacak olan fitneden sakının. Bilesiniz ki ALLAH'ın cezası çetindir.
Ali Bulaç:
Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup-sakının. Bilin ki, gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.
Suat Yıldırım:
Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz, hepinize şamil olur.Biliniz ki Allah'ın cezalandırması şiddetlidir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve bir fitneden sakınınız ki, sizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz ve biliniz ki, muhakkak Allah Teâlâ´nın ikabı pek şiddetlidir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İçinizden sadece zulmedenlere çatmakla kalmayacak bir fitneden korkun. Bilin ki Allah'ın gazabı çok şiddetlidir.
Bekir Sadak:
Inkar edenlere, seni baglayip bir yere kapamak veya oldurmek, yada surmek icin duzen kuruyorlardi. Onlar duzen kurarken, Allah da duzenlerini bozuyordu. Allah duzen yapanlarin en yiyisidir.
İbni Kesir:
Bir de fitneden sakının ki
Adem Uğur:
Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah´ın azabı şiddetlidir.
İskender Ali Mihr:
Ve sizden (içinizden), sadece zalim kimselere isabet etmeyen, onlara has (özel) olmayan (diğerlerine de isabet eden) fitneden sakının (takva sahibi olun). Allah´ın azabının çok şiddetli olduğunu biliniz. (Biliniz ki, muhakkak Allah´ın azabı çok şiddetlidir.)
Celal Yıldırım:
Öyle bir fitneden korkup sakının ki, o yalnız sizden zâlimlere dokunmaz. Bilin ki, gerçekten Allah´ın ceza olarak vereceği azâb çok şiddetlidir.
Tefhim ul Kuran:
Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup sakının. Bilin ki, gerçekten Allah, (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.
Fransızca:
Et craignez une calamité qui n'affligera pas exclusivement les injustes d'entre vous. Et sachez qu'Allah est dur en punition.
İspanyolca:
¡Guardaos de una tentación que no alcanzará exclusivamente a aquéllos de vosotros que sean impíos! ¡Sabed que Alá castiga severamente!
İtalyanca:
Temete la fitna, essa non insidierà solo coloro che sono stati ingiusti ; sappiate che Allah è severo nel castigo.
Almanca:
Und sucht Taqwa einer Fitna gegenüber, die nicht nur diejenigen unter euch treffen wird, die Unrecht begingen. Und wisst, daß ALLAH zweifelsohne hart im Strafen ist.
Çince:
你们当防备一种灾难,(否则),受害的绝不限于你们中的不义者,你们要知道,真主的刑罚确是严厉的。
Hollandaca:
Hoedt u voor de verzoeking; zij zal niet hen in het bijzonder treffen, die goddeloos onder u zijn, maar u allen in het algemeen; en weet, dat God gestreng in het straffen is.
Rusça:
Бойтесь искушения, которое поразит не только тех из вас, кто был несправедлив. И знайте, что Аллах суров в наказании.
Somalice:
Ka Dhawrsada Fidmo oon ugu Dhacayn kuwii Dulmiga falay Gaar ahaan oo idinka mida, Ogaadana in Eebe Ciqaabtiisu Darantahay.
Swahilice:
Na jikingeni na Fitna ambayo haitowasibu walio dhulumu peke yao kati yenu. Na jueni kuwa Mwenyezi Mungu ni Mkali wa kuadhibu.
Uygurca:
سىلەرنىڭ ئاراڭلاردىكى زۇلۇم قىلغانلارنىڭ بېشىغا كېلىش بىلەنلا چەكلىنىپ قالمايدىغان بالا - قازادىن ساقلىنىڭلار، بىلىڭلاركى، اﷲ نىڭ ئازابى قاتتىقتۇر
Japonca:
また試みの災厄に対して,あなたがたの身を守れ。それはあなたがたの中不義を行う者(だけ)に下るものではない。アッラーは懲罰に厳正であることを知れ。
Arapça (Ürdün):
«واتقوا فتنة» إن أصابتكم «لا تصيبنَّ الذين ظلموا منكم خاصة» بل تعمهم وغيرهم واتقاؤها بإنكار موجبها من المنكر «واعلموا أن الله شديد العقاب» لمن خالفه.
Hintçe:
और उस फितने से डरते रहो जो ख़ास उन्हीं लोगों पर नही पड़ेगा जिन्होने तुम में से ज़ुल्म किया (बल्कि तुम सबके सब उसमें पड़ जाओगे) और यक़ीन मानों कि ख़ुदा बड़ा सख्त अज़ाब करने वाला है
Tayca:
“และพวกเจ้าจงระวังการลงโทษ ซึ่งมันจะไม่ประสบแก่บรรดาผู้อธรรมในหมู่พวกเจ้าโดยเฉพาะ เท่านั้น และพึงรู้เถิดว่า แท้จริงอัลลอฮฺนั้น เป็นผู้รุนแรงในการลงโทษ
İbranice:
שמרו על עצמכם מפני המבחן אשר פוגע לא רק בחוטאים שביניכם, ודעו כי אלוהים מעניש בחומרה
Hırvatça:
I čuvajte se iskušenja koja neće pogoditi samo one među vama koji su zulum činili, i znajte da Allah strašno kažnjava.
Rumence:
Temeţi-vă de ispita ce nu-i atinge decât doar pe cei nedrepţi dintre voi. Să ştiţi că Dumnezeu este Aprig la pedeapsă.
Transliteration:
Waittaqoo fitnatan la tuseebanna allatheena thalamoo minkum khassatan waiAAlamoo anna Allaha shadeedu alAAiqabi
Türkçe:
İçinizden sadece zulmedenlere çatmakla kalmayacak bir fitneden korkun. Bilin ki Allah'ın gazabı çok şiddetlidir.
Sahih International:
And fear a trial which will not strike those who have wronged among you exclusively, and know that Allah is severe in penalty.
İngilizce:
And fear tumult or oppression, which affecteth not in particular (only) those of you who do wrong: and know that Allah is strict in punishment.
Azerbaycanca:
Sizdən təkcə zalımlara toxunmayacaq (pis əməllərin müqabilində hamıya üz verə biləcək) bəladan qorxun. Bilin ki, Allah (Onun əmrlərini pozanlara) şiddətli əzab verəndir!
Süleyman Ateş:
(Öyle) Bir fitneden sakının ki, aranızdan yalnız haksızlık edenlere erişmekle kalmaz (hepinize erişir). Bilinki Allah'ın azabı çetindir.
Diyanet Vakfı:
Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir.
Erhan Aktaş:
Yalnızca aranızdaki haksızlık edenlerin başlarına gelmekle sınırlı kalmayacak fitneye(1) karşı takvâ sahibi olun. Unutmayın ki Allah’ın azâbı çok çetindir.
Kral Fahd:
Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir .
Hasan Basri Çantay:
Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden yalınız zulmedenlere çatmaz (âmmeye de sirayet ve hepsini perişan eder). Hem bilin ki Allah, şübhesiz azabı çetin olandır.
Muhammed Esed:
Ve kötülük yönündeki öyle bir ayrıntıya karşı uyanık ve duyarlı olun ki o, ötekileri dışta tutarak yalnızca hakkı inkara kalkışanlara musallat olmaz; ve bilin ki Allah azapta çok çetindir
Gültekin Onan:
Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup sakının. Bilin ki, gerçekten Tanrı (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.
Ali Fikri Yavuz:
Bir de öyle bir musibetten korkun ki
Portekizce:
E preveni-vos contra a intriga, a qual não atingirá apenas os iníquos dentre vós; sabei que Deus é Severíssimo nocastigo.
İsveççe:
Och var på er vakt mot frestelser till det onda, som sannerligen inte ansätter bara de orättfärdiga bland er; och tänk på att Gud straffar med stränghet.
Farsça:
و از عذابی [که نتیجه گناه، فساد، نزاع، اختلاف و ترک امر به معروف و نهی از منکر است] بپرهیزید، [عذابی] که فقط به ستمکاران از شما نمی رسد [بلکه وقتی نازل شود، همه را فرا می گیرد، ستمکاران را به خاطر ستم و اهل ایمان را به سبب اختلاف و نزاع و ترک امر به معروف و نهی از منکر] و بدانید که خدا سخت کیفر است.
Kürtçe:
وەخۆتان بپارێزن لە ئاشوب و بەڵایەک کە تووشی ستەم کارانتان نابێت بە تایبەتی (ھەمووتان دەگرێتەوە) وە بشزانن کە بەڕاستی تۆڵە و سزای خوا زۆر سەختە
Özbekçe:
Ва сизлардан фақат зулм қилганларнинг ўзигагина етмайдиган фитнадан сақланинг. Ва билинки, албатта, Аллоҳнинг иқоби шиддатлидир.
Malayca:
Dan jagalah diri kamu daripada (berlakunya) dosa (yang membawa bala bencana) yang bukan sahaja akan menimpa orang-orang yang zalim di antara kamu secara khusus (tetapi akan menimpa kamu secara umum). Dan ketahuilah bahawa Allah Maha berat azab seksaNya.
Arnavutça:
Ruajuni ngatërresave, të cilat nuk i godasin vetëm ata që bëjnë keq, dhe ta dini se Perëndia dënon ashpër!
Bulgarca:
И бойте се от изпитание, което не сполетява само угнетителите сред вас! И знайте, че Аллах е суров в наказанието!
Sırpça:
И чувајте се искушења која неће да погоде само оне међу вама који су чинили неправду, и знајте да Аллах страшно кажњава.
Çekçe:
A bojte se pokušení, jež nepostihuje výlučně jen ty, kdož z vás jsou nespravedliví! A vězte, že Bůh je strašný ve svém trestání!
Urduca:
اور بچو اُس فتنے سے جس کی شامت مخصوص طور پر صرف اُنہی لوگوں تک محدود نہ رہے گی جنہوں نے تم میں سے گناہ کیا ہو اور جان رکھو کہ اللہ سخت سزا دینے والا ہے
Tacikçe:
Ва битарсед аз фитнае, ки танҳо ситамкоронатонро дар бар нахоҳад гирифт ва бидонед, ки Худо ба сахтӣ уқубат мекунад!
Tatarca:
Зарары фетнәне булдыручыга гына булмыйча, бәлки зарары барыгызга да була торган фетнәне булдырудан сакланыгыз! Белегез ки, әгәр Аның боерыкларын үтәмәсәгез, әлбәттә, Аллаһ каты ґәзаб белән үч алучыдыр.
Endonezyaca:
Dan peliharalah dirimu dari pada siksaan yang tidak khusus menimpa orang-orang yang zalim saja di antara kamu. Dan ketahuilah bahwa Allah amat keras siksaan-Nya.
Amharca:
ከናንተም ውስጥ እነዚያን የበደሉትን ብቻ ለይታ የማትነካን ፈተና ተጠንቀቁ፡፡ አላህም ቅጣቱ ብርቱ መኾኑን እወቁ፡፡
Tamilce:
இன்னும், நிச்சயமாக உங்களில் உள்ள அநியாயக்காரர்களை மட்டுமே வந்தடையாத ஒரு தண்டனையை அஞ்சுங்கள். இன்னும், :நிச்சயமாக அல்லாஹ் தண்டிப்பதில் கடுமையானவன்” என்பதை அறிந்து கொள்ளுங்கள்.
Korece:
유혹을 멀리하라 너희 가운 데 우매한 자만을 힐책하는 것이 아니매 실로 하나님의 벌이 강하 심을 너희가 알라 하셨노라
Vietnamca:
Các ngươi (hỡi những người có đức tin) hãy coi chừng tai họa (của Allah giáng xuống) bởi lẽ không chỉ riêng những kẻ tội lỗi trong các ngươi sẽ phải hứng chịu (mà ngay cả các ngươi cũng phải vạ lây). Các ngươi hãy biết rằng Allah rất nghiêm khắc trong việc trừng phạt.
Ayet Linkleri: