Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

102

Sûredeki Ayet No: 

5

Ayet No: 

6173

Sayfa No: 

600

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ

Çeviriyazı: 

kellâ lev ta`lemûne `ilme-lyeḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hayır! Eğer kesin bilgi ile bilseniz, elbette cehennemi görürsünüz.

Diyanet İşleri: 

Dikkat edin, şayet yaptığınızın sonucunu kesin olarak bir bilseniz!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İş öyle değil, şüphesiz olarak iyideniyiye bir bilseniz.

Şaban Piriş: 

Hayır! Kesin bir bilgiyle bilseniz (kaçınırdınız).

Edip Yüksel: 

Doğrusu, kesin olarak bilseydiniz.

Ali Bulaç: 

Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,

Suat Yıldırım: 

Sakının bundan! Eğer kesin bir tarzda (ilmelyakin) bilseydiniz böyle yapmazdınız.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vazgeçin. Sizin anladığınız gibi değil, eğer yakın bir bilgi ile bilecek olsa idiniz. (öyle yapmazdınız).

Yaşar Nuri Öztürk: 

İş, sizin bildiğiniz gibi değil! Ne olurdu, şaşmaz ve aldatmaz bir bilgiyle bilseydiniz!

Bekir Sadak: 

Ancak inanip yararli is isleyenler, birbirlerine gercegi tavsiye edenler ve sabirli olmayi tavsiye edenler bunun disindadir.

İbni Kesir: 

Hayır

Adem Uğur: 

Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız,

İskender Ali Mihr: 

Hayır, keşke siz, İlm´el Yakîn (kesin bilgi) ile bilseydiniz.

Celal Yıldırım: 

Hayır, (iş bu kadar da değil) kesin bir bilgiyle (yaptıklarınızın ne kazandırdığını) bir bilseniz (büyük bir pişmanlık duyardınız)!

Tefhim ul Kuran: 

Hayır

Fransızca: 

Sûrement! Si vous saviez de science certaine .

İspanyolca: 

¡No! Si supierais a ciencia cierta...

İtalyanca: 

No! Se solo sapeste con certezza...

Almanca: 

Gewiß, nein! Würdet ihr über dasWissen der Gewißheit verfügen,

Çince: 

真的, 假若你们有真知灼见, (你们必不疏忽),

Hollandaca: 

Volstrekt niet. Indien gij het gevolg hiervan met zekerheid kendet, zoudt gij niet aldus handelen.

Rusça: 

О нет! Если бы вы только обладали знанием с полной убежденностью!

Somalice: 

Haddaad dhab ahaan wax u ogtihiin (Waad dayn lahaydeen xumaanta).

Swahilice: 

Sivyo hivyo! Lau mngeli jua kwa ujuzi wa yakini,

Uygurca: 

ئەگەر سىلەر راستلا ھەقىقىي بىلسەڭلار (غەپلەتتە قالماڭلار)

Japonca: 

いや,あなたがたは(今に)はっきり知るとよいのである。

Arapça (Ürdün): 

«كلا» حقا «لو تعلمون علم اليقين» علما يقينا عاقبة التفاخر ما اشتغلتم به.

Hintçe: 

देखो अगर तुमको यक़ीनी तौर पर मालूम होता (तो हरगिज़ ग़ाफिल न होते)

Tayca: 

มิใช่เช่นนั้น ถ้าพวกเจ้าได้รู้อย่างแท้จริงแล้ว

İbranice: 

לא ולא! לו תכירו הכרה וודאית

Hırvatça: 

Ne valja tako, kad biste vi znali pouzdano,

Rumence: 

De-aţi avea ştirea în chip neîndoios,

Transliteration: 

Kalla law taAAlamoona AAilma alyaqeeni

Türkçe: 

İş, sizin bildiğiniz gibi değil! Ne olurdu, şaşmaz ve aldatmaz bir bilgiyle bilseydiniz!

Sahih International: 

No! If you only knew with knowledge of certainty...

İngilizce: 

Nay, were ye to know with certainty of mind, (ye would beware!)

Azerbaycanca: 

Xeyr, əgər (qiyamət günü sizə nə ediləcəyini) tam yəqinliklə bilsəydiniz (fani dünya malına uymazdınız)!

Süleyman Ateş: 

Hayır, (gerçeği) kesin bilgi ile bilseydiniz;

Diyanet Vakfı: 

Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız,

Erhan Aktaş: 

Hayır, asla bildiğiniz gibi değil, keşke kesin bilgi ile bilseydiniz.

Kral Fahd: 

Gerçek öyle değil ! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız,

Hasan Basri Çantay: 

Sakının. Eğer şübhesiz (ve kat´î) bir bilgi ile bilseydiniz (böyle yapmazdınız).

Muhammed Esed: 

Hayır, (onu) tartışılmaz bir kesinlikle anlasaydınız,

Gültekin Onan: 

Hayır

Ali Fikri Yavuz: 

Sakının

Portekizce: 

Qual! Se soubésseis da ciência certa!

İsveççe: 

Ack, om ni visste det [nu] med full visshet...!

Farsça: 

[زندگی واقعی] این چنین نیست [که می پندارید] ، اگر به علم الیقین [که علم استوار و غیر قابل تردید است به آخرت] آگاه بودید [از تکالیف دینی و توجه به آباد کردن آخرت باز نمی ماندید.]

Kürtçe: 

وانیە (وەکو خۆتان دەیزانن) ئەگەر(ئەنجامی خۆتان) بزانیایە بەدڵنیاییەوە (وا بێ ئاگا نەئەبوون)

Özbekçe: 

Йўқ! Агар сизлар аниқ илм ила билганингизда эди.

Malayca: 

Demi sesungguhnya! Kalaulah kamu mengetahui - (apa yang kamu akan hadapi) - dengan pengetahuan yang yakin, (tentulah kamu akan mengerjakan perkara-perkara yang menjadi bekalan kamu untuk hari akhirat).

Arnavutça: 

Jo, jo! Mashtroheni, sikur ta dini ju mirë, (nuk do të mburreshit me kotësi).

Bulgarca: 

Ала не, ако знаете с достоверното знание -

Sırpça: 

Не ваља тако, кад бисте ви знали поуздано,

Çekçe: 

Však pozor! Kéž zřetelným poznáním poznáte,

Urduca: 

ہرگز نہیں، اگر تم یقینی علم کی حیثیت سے (اِس روش کے انجام کو) جانتے ہوتے (تو تمہارا یہ طرز عمل نہ ہوتا)

Tacikçe: 

Ҳаққо агар аз рӯи яқин бидонед,

Tatarca: 

Юк алданмагыз, әгәр дөньяга алданып ахирәттән мәхрүм калуның иң зур алдану икәнен чын белү белән белсәгез, әлбәттә, дөньяга һич тә алданмаган булыр идегез.

Endonezyaca: 

Janganlah begitu, jika kamu mengetahui dengan pengetahuan yang yakin,

Amharca: 

በእውነቱ (የሚጠብቃችሁን) እርግጠኛ ዕውቀትን ብታውቁ ኖሮ፤ (ባልዘናጋችሁ ነበር)፡፡

Tamilce: 

அவ்வாறல்ல! நீங்கள் (மறுமையை) மிக உறுதியாக அறிந்தால், (அதற்கான தயாரிப்பை மறக்க மாட்டீர்கள்).

Korece: 

너희가 분명한 지식을 갖고 있다면 너희는 알게 되리니

Vietnamca: 

Không! Phải chi các ngươi biết với một sự hiểu biết kiên định (thì chắc chắn các ngươi đã không quá bận rộn với của cải và con cái).