Arapça:
وَإِنَّهُ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌ
Çeviriyazı:
veinnehû `alâ ẕâlike leşehîd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve kendisi de buna şahittir.
Diyanet İşleri:
Doğrusu kendisi de bunların hepsine şahittir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve şüphe yok ki o, buna tanıktır.
Şaban Piriş:
Kendisi de buna şahittir.
Edip Yüksel:
Üstelik buna da tanıktır.
Ali Bulaç:
Ve gerçekten, kendisi buna şahiddir.
Suat Yıldırım:
Kendisi de buna şahittir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve şüphe yok ki o (insan) bunun üzerine (bu nankörlüğüne) elbette bir şahittir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve kendisi de buna iyiden iyiye tanıktır.
Bekir Sadak:
Nedir o gurultu koparacak olan?
İbni Kesir:
Doğrusu kendisi de buna, hakkıyla şahiddir.
Adem Uğur:
Şüphesiz buna kendisi de şahittir,
İskender Ali Mihr:
Ve muhakkak ki o, buna elbette şahittir.
Celal Yıldırım:
Kendisi de gerçekten buna şâhiddir.
Tefhim ul Kuran:
Ve gerçekten, kendisi de buna şahiddir.
Fransızca:
et pourtant, il est certes, témoin de cela;
İspanyolca:
y él es, sí, testigo de ello.
İtalyanca:
invero è ben conscio di ciò.
Almanca:
Und gewiß, er ist darüber doch ein Zeuge.
Çince:
他自己对那孤负确是见证的,
Hollandaca:
En hij is getuige daarvan;
Rusça:
и он сам является тому свидетелем.
Somalice:
Arrintaasna Dadku wuu ogyahay.
Swahilice:
Na hakika yeye mwenyewe bila ya shaka ni shahidi wa hayo!
Uygurca:
ئىنسان ھەقىقەتەن ئۇنىڭغا (يەنى اﷲ نىڭ نېمىتىنى ئىنكار قىلغانلىقىغا) ئەلۋەتتە ئۆزى گۇۋاھتۇر
Japonca:
それに就き,かれは誠に証人であり,
Arapça (Ürdün):
«وإنه على ذلك» أي كنوده «لشهيد» يشهد على نفسه بصنعه.
Hintçe:
और यक़ीनी ख़ुदा भी उससे वाक़िफ़ है
Tayca:
และแท้จริงเขาได้เป็นพยานต่อการนั้นอย่างแน่นอน
İbranice:
והוא מעיד על כך
Hırvatça:
i sam je on, doista, svjedok toga,
Rumence:
Şi el însuşi mărturiseşte aceasta,
Transliteration:
Wainnahu AAala thalika lashaheedun
Türkçe:
Ve kendisi de buna iyiden iyiye tanıktır.
Sahih International:
And indeed, he is to that a witness.
İngilizce:
And to that (fact) he bears witness (by his deeds);
Azerbaycanca:
Və o özü də buna şahiddir.
Süleyman Ateş:
Ve o da buna şahiddir.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz buna kendisi de şahittir,
Erhan Aktaş:
Ve o(1) da buna tanıktır.(2)
Kral Fahd:
Şüphesiz buna kendisi de şahittir
Hasan Basri Çantay:
Hiç şübhesiz O buna hakkıyle şâhiddir.
Muhammed Esed:
ve kendisi (de) buna şahittir:
Gültekin Onan:
Ve gerçekten, kendisi buna şahiddir.
Ali Fikri Yavuz:
İnsan da, bu nankör oluşuna şahiddir.
Portekizce:
- Ele mesmo é testemunha disso! -
İsveççe:
om detta vittnar hon själv -
Farsça:
و بی تردید خود او بر این ناسپاسی گواه است،
Kürtçe:
وە بێگومان خۆی لەسەر ئەم ناسوپاسیە شایەتە
Özbekçe:
Ва албатта, у ана шунга ўзи гувоҳдир.
Malayca:
Dan sesungguhnya ia (dengan bawaannya) menerangkan dengan jelas keadaan yang demikian;
Arnavutça:
dhe ai, me të vërtetë, për këtë, është i vetëdijshëm,
Bulgarca:
И сам на това е свидетел.
Sırpça:
и сам је он, заиста, тога сведок,
Çekçe:
a dokonce sám to dosvědčuje.
Urduca:
اور وہ خود اِس پر گواہ ہے
Tacikçe:
ва ӯ худ бар ин гувоҳ аст.
Tatarca:
Тәхкыйк имансыз кеше үзенең имансызлыгына Аллаһуга каршы кылган эшләре белән гуаһдыр.
Endonezyaca:
dan sesungguhnya manusia itu menyaksikan (sendiri) keingkarannya,
Amharca:
እርሱም በዚህ ላይ መስካሪ ነው፡፡
Tamilce:
இன்னும், நிச்சயமாக அவன் அதற்கு சாட்சியாக இருக்கிறான்.
Korece:
인간은 그가 행한 것을 증언 할 것이매
Vietnamca:
Chính y sẽ làm chứng cho điều đó.
Ayet Linkleri: