Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

67

Ayet No: 

1431

Sayfa No: 

216

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ لِتَسْكُنُوا فِيهِ وَالنَّهَارَ مُبْصِرًا ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَسْمَعُونَ

Çeviriyazı: 

hüve-lleẕî ce`ale lekümü-lleyle liteskünû fîhi vennehâra mübṣirâ. inne fî ẕâlike leâyâtil liḳavmiy yesme`ûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O, öyle bir Allah'dır ki, içinde dinlenesiniz diye sizin için geceyi, göresiniz diye de gündüzü yaptı. Elbette bunda söz dinleyecek olan bir kavim için âyetler (ibretler) vardır.

Diyanet İşleri: 

Size geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü çalışasınız diye aydınlık olarak yaratan Allah'tır. Kulak veren millet için bunlarda ayetler vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Öyle bir mabuttur ki geceyi dinlenmeniz için yaratmış, gündüzü de ışıklı halketmiştir. Şüphe yok ki bunda, duyan topluluğa deliller var.

Şaban Piriş: 

Size geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü de (çalışasınız diye) aydınlık olarak yaratan Allah’tır. Kulak veren toplum için bunlarda ayetler vardır.

Edip Yüksel: 

O ki geceyi sizin dinlenmeniz için elverişli, gündüzü de aydınlık kıldı. Dinleyen bir topluluk için bunda deliller vardır.

Ali Bulaç: 

O, dinlenmeniz için geceyi, gündüzü de aydınlatıcı (mubsir) olarak sizin için yaratmıştır. Şüphesiz işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.

Suat Yıldırım: 

Dinlenip sükûnet bulmanız için geceyi karanlık, çalışıp iş yapmanız için de gündüzü aydınlık kılan O'dur.Elbette bunda, işitip dinlemesini bilen kimseler için nice deliller ve ibretler vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O, o zâttır ki, sizin için geceyi kılmıştır ki, onda istirahat edesiniz. Gündüzü de gösterici (ziyâdar) kılmıştır. Şüphe yok ki, bunda işiticiler olan bir kavim için elbette âyetler vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O, odur ki, içinde durup dinlenesiniz diye sizin için geceye vücut verdi, gündüzü de aydınlık kıldı. Hiç kuşkusuz, bunda, dinleyecek bir topluluk için ibretler vardır.

Bekir Sadak: 

«Eger yuz cevirirseniz bilin ki, ben sizden bir ucret istemiyorum. Benim ecrim Allah´a aiddir. Muslimlerden olmakla emrolundum.»

İbni Kesir: 

O´dur size geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü çalışasınız diye aydınlık kılan. Kulak veren bir kavim için bunlarda ayetler vardır.

Adem Uğur: 

O (Allah), geceyi içinde dinlenesiniz diye sizin için yaratan, (çalışıp kazanmanız için de) gündüzü aydınlık kılandır. Şüphesiz bunda dinleyen bir toplum için ibretler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Sizin için, içinde dinlenin diye gece kılan (vücuda getiren) ve basireti (görmeyi) sağlayan, gündüzü (aydınlık) kılan O´dur. Muhakkak ki bunda, işiten bir kavim için elbette âyetler vardır.

Celal Yıldırım: 

Geceyi dinlenip sükûnet bulmanız için (karanlık), gündüzü de (çalışıp hayatınızı kazanmanız için) aydınlık yapan O´dur. Şüphesiz ki bunda kulak verip anlamak isteyen bir millet için âyetler (açık belgeler) vardır.

Tefhim ul Kuran: 

O, dinlenmeniz için geceyi, gündüzü de aydınlatıcı (mubsir) olarak sizin için yaratmıştır. Şüphesiz işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.

Fransızca: 

C'est Lui qui vous a désigné la nuit pour que vous vous y reposiez, et le jour pour vous permettre de voir. Ce sont en vérité des signes pour les gens qui entendent !

İspanyolca: 

Él es Quien ha dispuesto para vosotros la noche para que descanséis en ella, y el día para que podáis ver claro. Ciertamente, hay en ello signos para gente que oye.

İtalyanca: 

Egli ha fatto per voi la notte affinché riposiate e il giorno affinché vi rischiari. In verità in ciò vi sono segni per la gente che ascolta.

Almanca: 

ER ist Derjenige, Der euch die Nacht einrichtete, um darin zu ruhen, sowie den Tag mit Licht. Gewiß, darin sind zweifelsohne Ayat für Menschen, die zuhören.

Çince: 

他为你们创造了黑夜,以便你们在夜间安息;又创造白昼,以便你们在白天能看见东西。对于能听忠言的民众,此中确有许多迹象。

Hollandaca: 

Hij is het, die den nacht voor u heeft bevolen, opdat gij daarin rust zoudt nemen, en den helderen dag voor den arbeid; waarlijk, daarin zijn teekens voor hen, die luisteren.

Rusça: 

Он - Тот, Кто сотворил для вас ночь, чтобы вы отдыхали в течение нее, и день для освещения. Воистину, в этом - знамения для тех, кто внимает.

Somalice: 

Eebe waa kan idiin yeelay Habeenka inaad xasishaan, Maalintana Arag (Ka yeelay) arrintaasna waxaa ugu sugan calaamooyin qoomkii wax maqli.

Swahilice: 

Yeye ndiye aliye kujaalieni usiku mpate kutulia humo, na mchana wa kuonea. Hakika katika haya zipo Ishara kwa watu wanao sikia.

Uygurca: 

ئى ئىنسانلار! ئارام ئېلىشىڭلار ئۈچۈن اﷲ سىلەرگە كېچىنى ياراتتى، نەرسىلەرنى كۆرۈشۈڭلار ئۈچۈن كۈندۈزنى ياراتتى، (ئىبرەت قۇلىقى بىلەن) ئاڭلايدىغان قەۋم ئۈچۈن بۇنىڭدا نۇرغۇن ئالامەتلەر بار

Japonca: 

かれこそは,あなたがたのため夜を定め,それであなたがたを憩わせ,また昼間を明々白々にされる方である。本当にその中には聞く耳をもつ人びとに対し,印がある。

Arapça (Ürdün): 

«هو الذي جعل لكم الليل لتسكنوا فيه والنهار مبصرا» إسناد الإبصار إليه مجاز لأنه يبصر فيه «إن في ذلك لآيات» دلالات على وحدانيته تعالى «لقوم يسمعون» سماع تدبر واتعاظ.

Hintçe: 

वह वही (खुदाए क़ादिर तवाना) है जिसने तुम्हारे नफा के वास्ते रात को बनाया ताकि तुम इसमें चैन करो और दिन को (बनाया) कि उसकी रौशनी में देखो भालो उसमें शक़ नहीं जो लोग सुन लेते हैं उनके लिए इसमें (कुदरत की बहुतेरी निशानियाँ हैं)

Tayca: 

พระองค์ผู้ทรงบันดาลกลางคืนให้แก่พวกท่าน เพื่อพวกท่านจะได้พักผ่อนในมัน แบะกลางวันเพื่อจะได้มองเห็น แท้จริงในการนั้นแน่นอนย่อมเป็นสัญญาณแก่หมู่ชนที่ได้ยิน เพื่อใคร่ครวญ

İbranice: 

הוא (אלוהים) אשר עשה לכם את הלילה חשוך למנוחתכם, ואת היום מאיר למען תראו לאורו, ויש בכל זה אותות לאנשים אשר שומעים

Hırvatça: 

On je Taj Koji vam je dao noć da u njoj počinak imate, a dan da vidite. U tome su, zaista, znakovi za ljude koji čuju.

Rumence: 

El este Cel ce v-a făcut vouă noaptea ca să vă odihniţi şi ziua ca să vedeţi limpede. Întru aceasta sunt semne pentru un popor ce aude!

Transliteration: 

Huwa allathee jaAAala lakumu allayla litaskunoo feehi waalnnahara mubsiran inna fee thalika laayatin liqawmin yasmaAAoona

Türkçe: 

O, odur ki, içinde durup dinlenesiniz diye sizin için geceye vücut verdi, gündüzü de aydınlık kıldı. Hiç kuşkusuz, bunda, dinleyecek bir topluluk için ibretler vardır.

Sahih International: 

It is He who made for you the night to rest therein and the day, giving sight. Indeed in that are signs for a people who listen.

İngilizce: 

He it is That hath made you the night that ye may rest therein, and the day to make things visible (to you). Verily in this are signs for those who listen (to His Message).

Azerbaycanca: 

Gecəni dincəlməyiniz üçün (qaranlıq), gündüzü (çalışıb ruzi qazanmağınız üçün) işıqlı edən Odur. Həqiqətən, bunda (Allah kəlamını) eşidənlər üçün (ibrətamiz) dəlillər vardır.

Süleyman Ateş: 

Geceyi sizin istirahat etmenize elverişli, gündüzü de (geçiminizi sağlamanız için) aydınlık yapan O'dur. Şüphesiz, bunda işiten bir toplum için ibretler vardır.

Diyanet Vakfı: 

O (Allah), geceyi içinde dinlenesiniz diye sizin için yaratan, (çalışıp kazanmanız için de) gündüzü aydınlık kılandır. Şüphesiz bunda dinleyen bir toplum için ibretler vardır.

Erhan Aktaş: 

Sükûnet bulasınız diye geceyi karanlık ve gündüzü de aydınlık yapan O’dur. Bunda dinleyen bir halk için âyetler(1) vardır.

Kral Fahd: 

Geceyi size, içinde dinlenesiniz diye (karanlık), gündüzü de (çalışıp kazanasınız diye) aydınlık yapan O'dur. İşte bunda, (Allah'ın kelâmını) dinleyen kimseler için (alınacak) ibretler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

O, geceyi — içinde sükûn ve istirahat etmeniz için — (karanlık), gündüzü ise (çalışıp kazanmanız için) zıyâdâr olarak yaratandır. Şübhe yok ki bunda kulak verecek bir kavm için ibretler vardır.

Muhammed Esed: 

(Oysa,) bağrında dinlenesiniz diye geceyi ve (işlerinizi) görüp gözetesiniz diye gündüzü var eden O´dur; işte bunda, dinleyip (ders almak) isteyen insanlar için ayetler vardır.

Gültekin Onan: 

O, dinlenmeniz için geceyi, gündüzü de aydınlatıcı (mubsir) olarak sizin için yaratmıştır. Şüphesiz işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

O Allah’dır ki, içinde rahat edesiniz diye geceyi, çalışasınız diye gündüzü aydınlık olarak, sizin için yarattı. Elbette bunda, Kur’an’ı dinleyecekler için bir çok ibretler vardır.

Portekizce: 

Ele é Quem estabeleceu a noite para vosso descanso e o dia luzente, para tornar as coisas visíveis. Nisto há sinais paraos que escutam.

İsveççe: 

Det är Han som har skapat natten för er, så att ni under den får vila, och dagen, för att ni skall kunna se klart. I detta ligger helt visst ett budskap till dem som lyssnar.

Farsça: 

اوست کسی که شبِ [تاریک] را برای شما پدید آورد تا در آن بیارامید، و روز را نور افشان [قرار داد تا در آن به کار و کوشش بپردازید]؛ یقیناً در این امور برای گروهی که حقایق را بشنوند، نشانه هایی [از توحید و قدرت و ربوبیّت خدا] ست.

Kürtçe: 

ئەو خوایە زاتێکە شەوی بۆ داناون تا تێیدا بحەسێنەوە ڕۆژیشی داناوە بە ڕووناککەرەوە (کەمایەی ژیان وگوزەرانتان بێت) بەڕاستی لەوەدا (کە باس کرا) چەند بەڵگە و نیشانە ھەیە بۆ کەسانێک کە دەبیستن و ژیرن

Özbekçe: 

У сизларга сокинлик топишингиз учун кечани ва кўрсатувчи этиб кундузни қилган зот. Албатта, бунда эшитадиган қавмлар учун оят-аломатлар бордир.

Malayca: 

Dia lah yang menjadikan malam bagi kamu supaya kamu berehat padanya, dan menjadikan siang terang-benderang (supaya kamu berusaha). Sesungguhnya perubahan malam dan siang itu mengandungi tanda-tanda (yang menunjukkan kekuasaan Allah) bagi kaum yang mahu mendengar (keterangan-keterangan yang tersebut dan mengambil pelajaran daripadanya).

Arnavutça: 

Ai (Perëndia) ua krijoi natën për të pushuar në të, kurse ditën për të parë. Me të vërtetë, në këtë ka argumente për njerëzit që dëgjojnë.

Bulgarca: 

Той е, Който стори за вас нощта, за да почивате в нея, и деня - светъл. В това има знамения за хора чуващи.

Sırpça: 

Он је Тај Који вам је дао ноћ да у њој нађете смирај, а дан да видите. У томе су, заиста, докази за људе који чују поуку.

Çekçe: 

On je ten, kdo pro vás noc stvořil, abyste v ní odpočívali, a den, abyste v něm zřetelně viděli. A věru jsou v tom znamení pro lid slyšící.

Urduca: 

وہ اللہ ہی ہے جس نے تمہارے لیے رات بنائی کہ اس میں سکون حاصل کرو اور دن کو روشن بنایا اس میں نشانیاں ہیں اُن لوگوں کے لیے جو (کھلے کانوں سے پیغمبر کی دعوت کو) سنتے ہیں

Tacikçe: 

Ӯст, ки шабро бароятон падид овард, то дар он биёромед ва рӯзро падид овард, то дар он бубинед. Дар инҳо барои мардуме, ки мешунаванд, ибратҳост!

Tatarca: 

Тынычланып ял итәр өчен караңгы төннәрне, вә яшәү өчен кирәк нәрсәләрне күреп кәсеп итәр өчен якты көннәрне яратучы Аллаһу тәгалә. Тәхкыйк бу әйтелгәннәрдә хакны ишетә белгән кешеләр өчен ачык дәлилләр вә могҗизалар бар.

Endonezyaca: 

Dialah yang menjadikan malam bagi kamu supaya kamu beristirahat padanya dan (menjadikan) siang terang benderang (supaya kamu mencari karunia Allah). Sesungguhnya pada yang demikian itu terdapat tanda-tanda (kekuasaan Allah) bagi orang-orang yang mendengar.

Amharca: 

እርሱ ያ ሌሊትን በውስጡ ልታርፉበት (ጨለማ)፤ ቀንንም (ልትሠሩበት) ብርሃን ያደረገላችሁ ነው፡፡ በዚህ ውስጥ ለሚሰሙ ሕዝቦች በእርግጥ ታምራቶች አሉ፡፡

Tamilce: 

அவன்தான் உங்களுக்கு இரவை, நீங்கள் அதில் சுகம் பெறுவதற்காகவும்; இன்னும், பகலை பார்க்கக்கூடிய (வெளிச்சமுள்ள)தாகவும் ஆக்கினான். (அவனுடைய வசனங்களுக்கு) செவிசாய்க்கின்ற மக்களுக்கு நிச்சயமாக இதில் (ஏராளமான) அத்தாட்சிகள் உள்ளன.

Korece: 

하나님께서 너희를 위해 밤 을 두사 너희가 휴식을 갖게 함이요 낮을 두사 보도록 하였으니 실로 그안에 예증이 있어 백성으로 하여금 경청토록 함이라

Vietnamca: 

(Allah) là Đấng đã tạo ra ban đêm cho (con người) nghỉ ngơi và ban ngày để họ quan sát (được mọi vật)? Quả thật, trong sự việc đó là những dấu hiệu cho đám người biết lắng nghe.

Rubu tag: 

Hizb tag: