Arapça:
أَلَا إِنَّ لِلَّهِ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَمَن فِي الْأَرْضِ ۗ وَمَا يَتَّبِعُ الَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ شُرَكَاءَ ۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَخْرُصُونَ
Çeviriyazı:
elâ inne lillâhi men fi-ssemâvâti vemen fi-l'arḍ. vemâ yettebi`u-lleẕîne yed`ûne min dûni-llâhi şürakâ'. iy yettebi`ûne ille-żżanne vein hüm illâ yaḫruṣûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Açın gözünüzü! Göklerde kim var, yerde kim varsa hep Allah'ındır. Allah'dan başkasına tapanlar dahi, Allah'a ortak koştuklarına uymuş olmuyorlar, ancak zanna uymuş oluyorlar. Ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar.
Diyanet İşleri:
İyi bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah'ındır. Allah'ı bırakıp ortak koşanlar sadece zanna uyanlardır. Onlar ancak tahminde bulunuyorlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bilin, haberdar olun ki Allah'ındır ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve ondan başka ona eş saydıkları şeylere tapanlar, onlara uymuyorlar, ancak kuru bir zanna uyuyorlar ve ancak yalan söylüyorlar.
Şaban Piriş:
İyi bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah’ındır. Allah’ı bırakıp da ortak koştuklarına dua edenler yalnızca zanna uyanlardır. Onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.
Edip Yüksel:
Göklerde ve yerde ne varsa ALLAH'ındır. ALLAH'tan başkalarına yalvaranlar aslında koştukları ortakları izlememektedirler. Onlar sadece tahmin yürütüyorlar ve sadece saçmalıyorlar.
Ali Bulaç:
Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.'
Suat Yıldırım:
İyi bilesiniz ki göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah'ın kuludur,O’nun hükmü altındadır.Allah’tan başka birtakım şeriklere ibadet edenler de gerçekte o putlarına tâbi olmazlar.Onlar sadece birtakım zanlara uymakta ve sırf kafadan atmaktadırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Agâh olunuz ki, göklerde kim var ise ve yerde kim var ise şüphe yok ki, Allah Teâlâ´nındır. Allah Teâlâ´dan başkasına tapanlar da şeriklere tebaiyyet etmiş olmazlar. Onlar zandan başkasına tebaiyyet etmiyorlar ve onlar yalan söyler kimselerden başka değildirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar/Allah'ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.
Bekir Sadak:
Onlara Nuh´un basindan gecenleri anlat: Milletine, «Ey milletim! Eger durumum, Allah´in ayetlerini hatirlatmam size agir geliyorsa ki ben Allah´a guvenmisimdir siz ve kostugunuz ortaklar elbirligi edin
İbni Kesir:
Dikkat edin
Adem Uğur:
İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah´ındır. (O halde) Allah´tan başka ortaklara tapanlar neyin ardına düşüyorlar! Doğrusu onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.
İskender Ali Mihr:
Semalarda ve yeryüzünde olan kimseler muhakkak Allah´ındır, öyle değil mi? Allah´tan başka ortaklara dua edenler (ibadet edenler) neye tâbî oluyorlar? Ancak zanna tâbî olurlar ve onlar sadece tahmin ederler (yalan uydururlar).
Celal Yıldırım:
Haberiniz olsun ki, göklerde olanlar da, yerde olanlar da şüphesiz ki Allah´ındır. Allah´tan başkasına tapınanlar, ortak edindiklerine (de gerçek anlamda) uymazlar
Tefhim ul Kuran:
Haberiniz olsun
Fransızca:
C'est à Allah qu'appartient, ce qui est dans les cieux et ce qui est sur la terre. Que suivent donc ceux qui invoquent, en dehors d'Allah, [des divinités] qu'ils Lui associent ? Ils ne suivent que la conjecture et ne font que mentir.
İspanyolca:
¿No es, acaso, de Alá lo que está en los cielos y en la tierra? ¿Qué siguen, pues, quienes invocan a otros asociados, en lugar de invocar a Alá? No siguen sino conjeturas, no formulan sino hipótesis.
İtalyanca:
Certamente appartiene ad Allah tutto ciò che è nei cieli e ciò che è sulla terra. Cosa seguono coloro che invocano consoci all'infuori di Allah? Non inseguono che vane congetture, e non fanno che supposizioni.
Almanca:
Mit Sicherheit gehören ALLAH alle (Vernunftbegabten), die in den Himmeln und auf Erden sind. Und nicht folgen diejenigen, die anstelle von ALLAH andere anrufen, (in Wirklichkeit) Partnern. Sie folgen ausschließlich Spekulationen und sie lügen nur.
Çince:
真的,天地间的一切,确是真主的,舍真主而祈祷许多配主的人,究竟凭什么呢?他们只凭臆测,他们尽说谎话。
Hollandaca:
Is niet alles wat in den hemel en op aarde woont aan God onderworpen? Waarom volgt gij dus degenen die afgoden naast God aanroepen? Zij volgen slechts eene ijdele meening en bedenken niets dan leugens.
Rusça:
Воистину, Аллаху принадлежат те, кто на небесах, и те, кто на земле. А те, которые поклоняются помимо Аллаха другим божествам, следуют лишь предположениям и измышляют, что им вздумается.
Somalice:
Eebaa iska leh waxa samooyinka iyo Dhulka ku sugan, waxay raacayaan oy Caabudi Eebe ka sokow wa Shurako (Sanamyo) waxaan mala ahayna ma raacayaan, waxaan heenaalayaal ahaynna ma aha.
Swahilice:
Jueni kuwa ni vya Mwenyezi Mungu vyote viliomo mbinguni na ardhinii. Na wala hawawafuati hao wanao waomba badala ya Mwenyezi Mungu kuwa ni washirika wake. Wao hawafuati ila dhana tu, na hawasemi ila uwongo.
Uygurca:
راستلا ئاسمانلاردىكى ۋە زېمىندىكى ھەممە نەرسە اﷲ نىڭدۇر (يەنى اﷲ نىڭ مۈلكىدۇر، بەندىسىدۇر، مەخلۇقاتىدۇر). اﷲ نى قويۇپ، بۇتلارغا چوقۇنىدىغانلار پەقەت يوقىلاڭ پەرەزگىلا تايىنىدۇ، ئۇلار پەقەت جۆيلۈيدۇ
Japonca:
見なさい。天地の凡てのものは,本当にアッラーの有である。アッラーを差し置いて,神々に祈っている者たちは何に従うのか。かれらは妄想に従っているだけ。自分勝手に過ぎない。
Arapça (Ürdün):
«ألا إن لله من في السماوات ومن في الأرض» عبيدا وملكا وخلقا «وما يتبع الذين يدعون» يعبدون «من دون الله» أي غيره أصناما «شركاء» له على الحقيقة تعالى عن ذلك «إن» ما «يتبعون» في ذلك «إلا الظن» أي ظنهم أنها آلهة تشفع لهم «وإن» ما «هم إلا يخرصون» يكذبون في ذلك.
Hintçe:
आगाह रहो इसमें शक़ नहीं कि जो लोग आसमानों में हैं और जो लोग ज़मीन में है (ग़रज़ सब कुछ) ख़ुदा ही के लिए है और जो लोग ख़ुदा को छोड़कर (दूसरों को) पुकारते हैं वह तो (ख़ुदा के फर्ज़ी) शरीकों की राह पर भी नहीं चलते बल्कि वह तो सिर्फ अपनी अटकल पर चलते हैं और वह सिर्फ वहमी और ख्याली बातें किया करते हैं
Tayca:
พึงทราบเถิด! แท้จริงทุกสิ่งในชั้นฟ้าทั้งหลายและทุกสิ่งในแผ่นดินนั้น เป็นของอัลลอฮ์ และบรรดาผู้วิงวอนขอสิ่งอื่นจากอัลลอฮ์นั้น จะไม่ปฏิบัติตามภาคีเหล่านั้น พวกเขาจะไม่ปฏิบัติตาม เว้นแต่การคิดเท่านั้น และพวกเขามิได้ตั้งอยู่บนสิ่งใด นอกจากจะคาดคะเนขึ้น
İbranice:
כל אשר בשמים ואשר בארץ שייך לאלוהים, והם אינם אלה אשר עובדים משהו מלבד אלוהים, משתפים יונה (עבודה זרה) , הם הולכים אחרי דמיון שווא, והם משקרים אודות מה שהם מיחסים (לאלוהים)
Hırvatça:
Zaista, u Allahovoj je vlasti sve što je na nebesima i na Zemlji. A oni koji se, pored Allaha, božanstvima mole, povode se samo za pretpostavkama i samo laži izmišljaju.
Rumence:
Nu doar ale lui Dumnezeu sunt cele din ceruri şi de pe pământ? Ce urmează cei care îi cheamă pe idoli în locul lui Dumnezeu? Ei urmează doar o închipuire, fiind amăgiţi.
Transliteration:
Ala inna lillahi man fee alssamawati waman fee alardi wama yattabiAAu allatheena yadAAoona min dooni Allahi shurakaa in yattabiAAoona illa alththanna wain hum illa yakhrusoona
Türkçe:
Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar/Allah'ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.
Sahih International:
Unquestionably, to Allah belongs whoever is in the heavens and whoever is on the earth. And those who invoke other than Allah do not [actually] follow [His] "partners." They follow not except assumption, and they are not but falsifying
İngilizce:
Behold! verily to Allah belong all creatures, in the heavens and on earth. What do they follow who worship as His "partners" other than Allah? They follow nothing but fancy, and they do nothing but lie.
Azerbaycanca:
Bilin ki, göylərdə və yerdə kim (nə) varsa (mələklər, cinlər, insanlar – bütün canlılar, bütün məxluqat) hamısı Allahındır (Allahın quludur). Allahdan başqasına tapınanlar həqiqətdə Allaha qoşduqları şəriklərə tabe olmazlar (çünki əslində heç kəs Allaha şərik olmağa layiq deyildir və ola bilməz). Onlar ancaq zənnə uyar və yalandan başqa bir şey deməzlər.
Süleyman Ateş:
İyi bilki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah'ındır. Allah'tan başkasına yalvaranlar (gerçekte koştukları) ortaklara uymuyorlar, onlar sadece zanna uyuyorlar, (hayallerine kapılıyorlar) ve onlar sadece saçmalıyorlar.
Diyanet Vakfı:
İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah'ındır. (O halde) Allah'tan başka ortaklara tapanlar neyin ardına düşüyorlar! Doğrusu onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.
Erhan Aktaş:
İyi bilin ki göklerde ve yerde kim(1) varsa Allah’ındır. Oysaki Allah’ın yanı sıra başkasına tâbi olanlar neye tâbi oluyorlar? Onlar, ancak zanna tâbi olmuş oluyorlar. Ve onlar ancak saçmalıyorlar.
Kral Fahd:
Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde kim varsa, hepsi de Allah'ındır. Allah'ı bırakıp da başkalarına yalvaranlar, aslında koştukları ortaklara değil, ancak zanna uyuyorlar ve sadece yalan tahminde bulunuyorlar (yalan söylüyorlar).
Hasan Basri Çantay:
Haberiniz olsun ki göklerde kim var, yerde kim varsa (hepsi) şübhesiz Allahındır. Allahdan başkasına tapanlar dahi (hakıykatde) Allaha katdıkları ortaklara tâbi olmuyorlar. Onlar (kuru) zandan başkasına uymuyorlar ve onlar ancak yalandan başkasını söylemiyorlar.
Muhammed Esed:
Unutmayın ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi ister istemez Allah´a aittir; hal böyleyken, peki, Allah dışında tanrısal nitelikler yakıştırılan varlıklara yalvarıp yakaran kimseler (böyle yapmakla) neye uyuyorlar? Sadece zanna uyuyorlar; yalnızca tahmine dayanıyorlar.
Gültekin Onan:
Haberiniz olsun
Ali Fikri Yavuz:
Biliniz ki, göklerde (meleklerden) kim var, yerde (insan ve Cinlerden) kim varsa, hep Allah’ındır. Allah’dan başkasına tapanlar dahi, gerçekte Allah’a koştukları ortaklara tâbi olmuyorlar. Ancak zanna (zayıf bir ihtimale) tâbi oluyorlar ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar.
Portekizce:
Não é certo que é de Deus aquilo que está nos céus e na terra? Que pretendem, pois, aqueles que adoram os ídolos emvez de Deus? Não seguem mais do que a dúvida e não fazem mais do que inventar mentiras!
İsveççe:
ALLA varelser i himlarna och på jorden tillhör Gud. Men vad följer då de som vid sidan av Gud anropar [dem som de påstår vara Hans] medhjälpare? De följer ingenting annat än lösa antaganden och förmodar [än det ena, än det andra].
Farsça:
آگاه باشید! یقیناً هر که در آسمان ها و هر که در زمین است در سیطره مالکیّت و فرمانروایی خداست؛ و کسانی که به جای خدا معبودانی را می پرستند، از حق پیروی نمی کنند؛ آنان [در این پرستش] فقط از گمان و ظن پیروی می کنند و آنان فقط دروغ می بافند.
Kürtçe:
ئاگادار بن بەڕاستی ھەر بۆ خوایە ھەر چی لە ئاسمانەکان ھەرچیش لە زەویدایە پەیڕەویان نەکردووە ئەوانەی بێجگە لە خوا دەپەرستن پەرستراوانێک (ھاوبەشانێ بۆ خوا) ئەوانە تەنھا شوێن گومان کەوتوون وە ئەوانە تەنھا درۆدەکەن (بەگومان و گۆترە شت دەڵێن)
Özbekçe:
Огоҳ бўлингким, осмонларда ким бўлса ва ер юзида ким бўлса, албатта, Аллоҳникидир. Аллоҳдан ўзга шерикларга илтижо қилаётганлар нимага эргашадилар? Улар фақат гумонга эргашадилар, холос. Улар фақат тахмин қиладилар, холос.
Malayca:
Ingatlah! Sesungguhnya bagi Allah jualah segala yang ada di langit dan yang ada di bumi dan bahawa mereka yang menyembah sesuatu yang lain Allah sebagai sekutuNya, mereka tidak menurut (sesuatu keyakinan), mereka hanya menurut sangkaan semata-mata, dan mereka hanyalah orang-orang yang sentiasa berdusta.
Arnavutça:
A! Me të vërtetë, Perëndisë i përket pushteti i çdo gjëje që gjendet në qiej dhe në Tokë. E, ata që, pos Perëndisë, adhurojnë idhujtë, shkojnë vetëm pas hamendjeve dhe vetëm gënjejnë.
Bulgarca:
Да, на Аллах са всички на небесата и всички на земята. И какво следват онези, които зоват съдружници вместо Аллах? Следват единствено догадката и само предполагат.
Sırpça:
Заиста, у Аллаховој је власти све што је на небесима и на Земљи. А они који се, поред Аллаха, моле божанствима, поводе се само за претпоставкама и само измишљају лажи.
Çekçe:
Což Bohu nepatří vše, co na nebesích je i na zemi? Co tedy vlastně následují ti, kdož místo Boha 'přidružené' vzývají? Domněnky své jen následují a pouze předpokládají.
Urduca:
آگاہ رہو! آسمان کے بسنے والے ہوں یا زمین کے، سب سے سب اللہ کے مملوک ہیں اور جو لوگ اللہ کے سوا کچھ (اپنے خودساختہ) شریکوں کو پکار رہے ہیں وہ نِرے وہم و گمان کے پیرو ہیں اور محض قیاس آرائیاں کرتے ہیں
Tacikçe:
Огоҳ бошед, ки аз они Худост ҳар чӣ дар осмонҳову замин аст ва онон, ки ғайри Худоро шарикон мехонанд, аз гумони худ пайравӣ мекунанд ва дурӯғ мегӯянд.
Tatarca:
Әгаһ булыгыз, җирдәге вә күкләрдәге мәхлуклар Аллаһу тәгаләнеке, Аллаһуга тиңдәш итеп кешеләр ияргән сынымнар да Аллаһу тәгаләнеке. Аларның сынымнарга ияреп, алардан ярдәм сораулары дәлил белән түгел, фәкать сукыр хыялга иярү генә, янә алар хакны инкяр итеп ялганны ихтыяр итүчеләр.
Endonezyaca:
Ingatlah, sesungguhnya kepunyaan Allah semua yang ada di langit dan semua yang ada di bumi. Dan orang-orang yang menyeru sekutu-sekutu selain Allah, tidaklah mengikuti (suatu keyakinan). Mereka tidak mengikuti kecuali prasangka belaka, dan mereka hanyalah menduga-duga.
Amharca:
ንቁ! በሰማያት ያሉትና በምድርም ያሉት ሁሉ በእርግጥ የአላህ ናቸው፤ እነዚያ ከአላህ ሌላ ተጋሪዎችን የሚጠሩ ምንን ይከተላሉ ጥርጣሬን እንጂ ሌላ አይከተሉም፡፡ እነርሱም የሚዋሹ እንጂ አይደሉም፡፡
Tamilce:
அறிந்து கொள்ளுங்கள்! வானங்களில் உள்ளவர்களும்; இன்னும், பூமியில் உள்ளவர்களும் நிச்சயமாக அல்லாஹ்விற்குரியவர்களே. அல்லாஹ்வை அன்றி (அவனுக்கு இணையாக கற்பனை செய்யப்பட்ட) தெய்வங்களிடம் பிரார்த்திப்பவர்கள் எதைப் பின்பற்றுகிறார்கள்? சந்தேகத்தைத் தவிர அவர்கள் (உறுதியான உண்மையை) பின்பற்றுவதில்லை. இன்னும், அவர்கள் (வீணான) கற்பனை செய்பவர்களாகவே தவிர (உண்மையான ஆதாரங்களை ஏற்பவர்களாக) இல்லை!
Korece:
보라 천지의 모든 것이 하나님께 있지 않더뇨 하나님 외에 다른 것을 숭배하는 그들은 억측을 따를 뿐이며 단지 거짓밖에는 못 하더라
Vietnamca:
(Không có gì phải hoài nghi rằng) bất cứ ai trên các tầng trời và bất cứ ai trên trái đất đều là (tạo vật) của Allah. Những kẻ cầu khấn các thần linh khác ngoài Allah thực sự không đi theo các đối tác của Ngài (bởi vì Ngài không hề có bất cứ đối tác nào cả). Chúng chỉ đi theo sự phỏng đoán và giả định, chúng chỉ giỏi đặt điều dối gian.
Ayet Linkleri: