Arapça:
وَيَقُولُونَ لَوْلَا أُنزِلَ عَلَيْهِ آيَةٌ مِّن رَّبِّهِ ۖ فَقُلْ إِنَّمَا الْغَيْبُ لِلَّهِ فَانتَظِرُوا إِنِّي مَعَكُم مِّنَ الْمُنتَظِرِينَ
Çeviriyazı:
veyeḳûlûne levlâ ünzile `aleyhi âyetüm mir rabbih. feḳul inneme-lgaybü lillâhi fenteżirû. innî me`aküm mine-lmünteżirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bir de "Ona Rabbinden daha başka bir âyet indirilse ya!" diyorlar. De ki: "Gaybı bilmek ancak Allah'a mahsustur, bekleyiniz bakalım, ben de sizinle beraber bekleyeceğim şüphesiz."
Diyanet İşleri:
Rabbinden ona (Muhammed'e) bir mucize indirilse ne olur! derler. Onlara de ki: "Gaybı bilmek Allah'a mahsustur; bekleyin, doğrusu ben de sizinle birlikte beklemekteyim."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve derler ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilse ya. De ki: Gaip, ancak ve ancak Allah katında, hemen bekleyin siz ve şüphe yok ki ben de sizinle beraber beklemekteyim.
Şaban Piriş:
Rabbinden O’na bir mucize indirilseydi ya! derler. De ki: Gayb Allah’ındır, bekleyiniz ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim.
Edip Yüksel:
O'na Rabbinden bir mucize indirilmeli değil mi," diyorlar. De ki: "Gizemler ALLAH'ın yanındadır; öyleyse bekleyin, ben de sizinle birlikte beklemekteyim.
Ali Bulaç:
Bir de derler ki: "Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.." De ki: "Gayb yalnızca Allah'ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."
Suat Yıldırım:
Bir de kalkmış: “O Peygambere Rabbi tarafından bambaşka bir mûcize indirilse ya!” diyorlar.Sen de ki: “Gayb âlemi ancak Allah'ındır. Gaybı bilmek O’na mahsustur. O halde bekleyin bakalım, ben de sizinle beraber bekliyorum. [6,37; 17,59; 10,96-97; 15,14-15]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve derler ki: «O´na Rabbi tarafından bir mucize indirilmeli değil midir?» De ki: «Gayb ancak Allah içindir. Artık siz bekleyiniz, şüphe yok ki, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Gayb, Allah'ın tekelinde. Hadi bekleyin; sizinle birlikte ben de bekleyenlerdenim."
Bekir Sadak:
Allah, cennete cagirir ve diledigini dogru yola eristirir.
İbni Kesir:
Ona Rabbından bir ayet indirlmeli değil miydi? derler. De ki: Gayb
Adem Uğur:
Ona (Muhammed´e) Rabbinden bir mucize indirilse ya! diyorlar. De ki: Gayb ancak Allah´ındır. Bekleyin (bakalım) ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
İskender Ali Mihr:
Ve: “Rabbinden ona bir âyet (mucize, delil) indirilse olmaz mıydı?” derler. O zaman de ki: “Gayb, yalnız Allah´ındır (Allah´a mahsustur). Artık bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
Celal Yıldırım:
Bir de derler ki: Ona Rabbinden bir âyet (açık bir mu´cize) indirilmeli değil miydi ? De ki: Gayb ancak Allah´a aittir. Bekleyin, ben de sizinle beraber bekliyenlerdenim.
Tefhim ul Kuran:
Bir de derler ki: «Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!..» De ki: «Gayb yalnızca Allah´ındır, siz bekleyedurun
Fransızca:
Et ils disent : "Que ne fait-on descendre sur lui (Muhammad) un miracle de son Seigneur ? " Alors, dis : "L'inconnaissable relève seulement d'Allah. Attendez donc; je serai avec vous parmi ceux qui attendent.
İspanyolca:
Dicen: «¡Por qué no se le ha revelado un signo procedente de su Señor?» Di, pues: «Lo oculto pertenece sólo a Alá. ¡Esperad, pues! Yo también soy de los que esperan».
İtalyanca:
E dicono: «Perché non viene fatto scendere su di lui un segno del suo Signore?». Di': «In verità l'invisibile appartiene ad Allah. Aspettate e sarò con voi tra coloro che aspettano».
Almanca:
Und sie sagten: "Wäre ihm doch eine Aya von seinem HERRN hinabgesandt worden!" Also sag: "Das Verborgene kennt nur ALLAH, so wartet ab! Ich bin mit euch doch auch einer der Abwartenden."
Çince:
他们说:为何没有一种迹象从他的主降临他呢?你说:幽玄只归真主,你们期待著吧!我确是和你们在一起期待著的!
Hollandaca:
Zij zeggen dat, zoolang hun geen teeken van hunnen Heer wordt nedergezonden, zij niet zullen gelooven. Antwoord: Waarlijk, het verborgene is alleen aan God bekend; wacht dus, en ik zal met u wachten.
Rusça:
Неверующие говорят: "Почему ему не ниспослано знамение от его Господа?" Скажи: "Сокровенное принадлежит одному Аллаху. Ждите, и я подожду вместе с вами".
Somalice:
Waxay Odhan Gaaladu maa lagaga soo Dejiyo Xagga Eebahaa Aayad, waxaad dhahdaa waxa Maqan Eebe umbaa iska leh, ee Suga Anuguna waan idinka Sugiye.
Swahilice:
Na wanasema: Kwa nini hakuteremshiwa Ishara kutoka kwa Mola wake Mlezi? Sema: Mambo ya ghaibu ni ya Mwenyezi Mungu. Basi nyinyi ngojeni, na mimi ni pamoja nanyi katika wanao ngojea.
Uygurca:
ئۇلار (يەنى ئەھلى مەككە): «نېمىشقا ئۇنىڭغا (يەنى مۇھەممەد ئەلەيھىسسالامغا) پەرۋەردىگارى تەرىپىدىن (بىز تەلەپ قىلغان مۆجىزىلەردىن) بىر مۆجىزە چۈشۈرۈلمىدى» دەيدۇ. ئېيتقىنكى، «غەيبنى بىلىش پەقەت اﷲ قا خاس (مۆجىزىلەرنى اﷲ كەلتۈرىدۇ، مەن پەقەت تەبلىغ قىلغۇچىمەن)، سىلەر (اﷲ نىڭ ئارىمىزدا ھۆكۈم چىقىرىشنى) كۈتۈڭلار، شۈبھىسىزكى، مەنمۇ سىلەر بىلەن (شۇنى) كۈتكۈچىلەردىنمەن»
Japonca:
かれらは言うであろう。「何故主から一つの印もかれ(ムハンマド)に下されないのだろう。」言ってやるがいい。「幽玄界のことは,只アッラーが御支配しておられる。だから待て。わたしもまた,あなたがたと共に待つ者である。」
Arapça (Ürdün):
«ويقولون» أي أهل مكة «لولا» هلا «أنزل عليه» على محمد «آية من ربه» كما كان للأنبياء من الناقة والعصا واليد «فقل» لهم «إنما الغيب» ما غاب عن العباد أي أمره «لله» ومنه الآيات فلا يأتي بها إلا هو وإنما عليَّ التبليغ «فانتظروا» العذاب إن لم تؤمنوا «إني معكم من المنتظرين».
Hintçe:
और कहते हैं कि उस पैग़म्बर पर कोई मोजिज़ा (हमारी ख्वाहिश के मुवाफिक़) क्यों नहीं नाज़िल किया गया तो (ऐ रसूल) तुम कह दो कि ग़ैब (दानी) तो सिर्फ ख़ुदा के वास्ते ख़ास है तो तुम भी इन्तज़ार करो और तुम्हारे साथ मै (भी) यक़ीनन इन्तज़ार करने वालों में हूँ
Tayca:
และพวกเขากล่าวว่า “ทำไมอภินิหารจากพระเจ้าของเขา จึงไม่ถูกประทานมาให้เขา” จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) “แท้จริงสิ่งเร้นลับนั้นเป็นของอัลลอฮ์ พวกท่านจงคอยดูเถิด แท้จริงฉันนั้นอยู่กับพวกท่านในหมู่ผู้คอยดู”
İbranice:
ואומרים: 'למה לא הורד אליו אות מריבונו'? אמור: 'כי אכן הנסתר הוא אצל אלוהים, אז חכו (להחלטת אלוהים,) גם אני מחכה עמכם
Hırvatça:
Oni govore: "Zašto mu Gospodar njegov ne pošalje kakav znak?" Ti reci: "Samo Allah zna ono što je čulima nedokučivo, pa pričekajte, i ja ću, zaista, s vama ću se u one što čekaju svrstati."
Rumence:
Ei spun: “Dacă ar fi pogorât asupra lui un semn de la Domnul său!” Spune: “Taina este doar a lui Dumnezeu. Aşteptaţi, căci şi eu aştept!”
Transliteration:
Wayaqooloona lawla onzila AAalayhi ayatun min rabbihi faqul innama alghaybu lillahi faintathiroo innee maAAakum mina almuntathireena
Türkçe:
Şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Gayb, Allah'ın tekelinde. Hadi bekleyin; sizinle birlikte ben de bekleyenlerdenim."
Sahih International:
And they say, "Why is a sign not sent down to him from his Lord?" So say, "The unseen is only for Allah [to administer], so wait; indeed, I am with you among those who wait."
İngilizce:
They say: "Why is not a sign sent down to him from his Lord?" Say: "The Unseen is only for Allah (to know), then wait ye: I too will wait with you."
Azerbaycanca:
Müşriklər: “Barı, Peyğəmbərə (bizə dediklərinizin doğru olduğunu bilməyimiz üçün) Rəbbi tərəfindən bir mö’cüzə nazil ediləydi!” – deyirlər. Onlara belə cavab ver: “Qeyb (aləmi) ancaq Allaha məxsusdur. Elə isə (Allahın əzabını gözləyin). Doğrusu, mən də sizinlə birlikdə gözləyləyənlərdənəm!”
Süleyman Ateş:
Ona Rabbinden bir mu'cize indirilmeli değil mi? diyorlar. De ki: "Gayb Allah'ındır (görülmeyeni bilen O'dur). Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim."
Diyanet Vakfı:
Ona (Muhammed'e) Rabbinden bir mucize indirilse ya! diyorlar. De ki: Gayb ancak Allah'ındır. Bekleyin (bakalım) ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
Erhan Aktaş:
“Ona Rabb’inden bir âyet(1) indirilmeli değil mi!” diyorlar. De ki: “Gayb yalnızca Allah’a aittir. Artık bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
Kral Fahd:
Ona (Muhammed'e) Rabbinden bir mucize indirilse ya! diyorlar. De ki: Gayb ancak Allah’ındır. Bekleyin (bakalım) ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
Hasan Basri Çantay:
(Müşrikler) «Ona (peygambere) Rabbinden (Kur´andan başka) bir (azâb) mu´cize (si) indirilse ya» derler. De ki «Ğayb ancak Allahındır. Bekleyin. Hakıykat, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim».
Muhammed Esed:
İmdi (hakkı inkar edenler): "Ona niçin Rabbinin katından mucizevi bir alamet indirilmiyor?" deyip duruyorlar. O halde, (onlara) de ki: "İnsanoğlunun görüp algılayamayacağı şeylerin bilgisi ancak Allah´a özgüdür. Öyleyse, bekleyin (O´nun iradesi tecelli edinceye kadar:) hem, ben de sizinle bekleyeceğim!"
Gültekin Onan:
Bir de derler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Bir de Müşrikler: “- Peygambere, Rabbi tarafından (Kur’an’dan) başka bir âyet (azab mûcizesi) indirilse ya!” diyorlar. Sen de ki: “-Gayb, ancak Allah’a mahsustur. O halde azabı bekleyin, ben de sizinle beraber bekliyenlerdenim.
Portekizce:
Dizem: Por que não lhe foi revelado um sinal de seu Senhor? Dize: O incognoscível só a Deus pertence; aguardai, pois,que eu serei um dos que convosco aguardam.
İsveççe:
OCH DE säger: "Varför har han inte fått ett tecken från sin Herre?" Säg [till dem]: "Gud ensam äger kunskapen om det som är dolt för människor. Vänta därför [på Guds avgörande]. Jag skall vänta med er."
Farsça:
و می گویند: چرا از سوی پروردگارش معجزه ای [چون عصای موسی وناقه صالح وغیر آن] بر او نازل نشده؟ بگو: [آمدن و نیامدن معجزه از امور غیبی است و] غیب ویژه خداست؛ پس [به خاطر لجاجت و مخالفت با حق] به انتظار [عذاب] باشید که من هم با شما از منتظرانم.
Kürtçe:
وە ئەوانە دەڵێن با بھێنرایەتە خوارەوە بۆی بەڵگەو نیشانەیەک لەلایەن پەروەردگاریەوە تۆش بڵێ بێگومان (زانینی) نھێنی و پەنھانی تایبەت بە خوایە کەواتە چاوەڕوانی بکەن بەڕاستی منیش لەگەڵ ئێوەدا یەکێکم لە چاوەڕوانکاران
Özbekçe:
Ва улар: «Унга Роббидан оят-мўъжиза тушса эди», дерлар. Бас, сен: «Ғайб Аллоҳникидир. Интизор бўлиб туринг, мен ҳам сиз ила интизор бўлувчиларданман», деб айт. (Мушрикларнинг одатлари шу: атрофларидаги сон-саноқсиз мўъжизалардан кўз юмиб, Пайғамбарнинг (с. а. в.) ва у кишига келаётган ваҳийнинг ҳақ эканлигини тасдиқловчи алоҳида катта моддий мўъжиза келтиришни талаб қилишарди. Ҳазрати Муҳаммаднинг (с. а. в.) шариатлари охирги шариат бўлганидан Аллоҳ таоло мушрикларнинг матлубини ортга суришга аҳд қилган эди. Шу боис Пайғамбари Муҳаммадга (с. а. в.) мушрикларнинг бу бемаъни талабига: «Ғайб Аллоҳникидир. Интизор бўлиб туринг, мен ҳам сиз ила интизор бўлувчиларданман», деб айт», демоқда.)
Malayca:
Dan mereka yang ingkar itu berkata: "Mengapa tidak diturunkan kepada (Muhammad) satu mukjizat dari Tuhannya? "Maka jawablah (wahai Muhammad): "Sesungguhnya perkara yang ghaib itu tertentu bagi Allah; oleh itu tunggulah (hukuman Allah), sesungguhnya aku juga di antara orang-orang yang menunggu.
Arnavutça:
Dhe ata thonë: “Sikur t’i ishte zbritur atij ndonjë mrekulli prej Zotit të tij?” Thuaj: “Me të vërtetë, të padukshmet i di vetëm Perëndia. E, pritni ju, se edhe unë po pres me ju”.
Bulgarca:
И казват: “Защо не му бе низпослано знамение от неговия Господ?” Кажи [о, Мухаммад]: “Неведомото принадлежи единствено на Аллах. Чакайте! И аз чакам с вас.”
Sırpça:
Они говоре: „Зашто му његов Господар не пошаље какво чудо?“ Ти реци: „Само Аллах зна оно што је недокучиво чулима, па причекајте, и ја ћу, заиста, с вама заједно да чекам.“
Çekçe:
Říkají: 'Pročpak mu nebylo sesláno od Pána jeho znamení nějaké?' Odpověz: 'Nepoznatelné jedině Bohu přísluší. Čekejte a já také s vámi čekat budu!'
Urduca:
اور یہ جو وہ کہتے ہیں کہ اِس نبیؐ پر اس کے رب کی طرف سے کوئی نشانی کیوں نہ اتاری گئی، تو ان سے کہو “غیب کا مالک و مختار تو اللہ ہی ہے، اچھا، انتظار کرو، میں بھی تمہارے ساتھ انتظار کرتا ہوں "
Tacikçe:
Ва мегӯянд: «Чаро аз ҷониби Парвардигораш мӯъҷизае бар ӯ нозил намешавад?» Бигӯ: «Илми ғайб аз они Худост. Интизор бикашед! Ман низ бо шумо мунтазир мемонам!»
Tatarca:
Янә алар әйтәләр: "Мухәммәдкә пәйгамбәрлегене белдерә торган бер галәмәт иңдерелсәче, иман китерер идек", – дип. Син аларга әйт: "Сез сораган яшертен нәрсәләрне белмәк Аллаһуга хас, әгәр иман китермәсәгез, галәмәт көтмәгез, бәлки Аллаһудан ґәзаб көтегез! Мин дә сезнең белән сезгә ґәзаб килгәнен көтүчеләрдәнмен".
Endonezyaca:
Dan mereka berkata: "Mepada tidak diturunkan kepadanya (Muhammad) suatu keterangan (mukjizat) dari Tuhannya?" Maka katakanlah: "Sesungguhnya yang ghaib itu kepunyaan Allah, sebab itu tunggu (sajalah) olehmu, sesungguhnya aku bersama kamu termasuk orang-orang yang manunggu.
Amharca:
በእርሱ ላይም ከጌታው የሆነች ተዓምር ለምን አትወረድለትም ይላሉ፡፡ «ሩቅ ነገርም ሁሉ የአላህ ብቻ ነው፡፡ ተጠባበቁም፤ እኔ ከናንተ ጋር ከሚጠባበቁት ነኝና» በላቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், “ஓர் அத்தாட்சி அவர் மீது அவருடைய இறைவனிடமிருந்து இறக்கப்பட்டிருக்க வேண்டாமா?” என்று அவர்கள் கூறுகிறார்கள். (அதற்கு நபியே!) கூறுவீராக! “மறைவானவை எல்லாம் அல்லாஹ்விற்குரியனவே. ஆகவே, நீங்கள் எதிர்பார்த்திருங்கள். நிச்சயமாக நான் உங்களுடன் (அல்லாஹ்வின் தீர்ப்பை) எதிர்பார்ப்பவர்களில் இருக்கிறேன்.”
Korece:
이때 그들이 주님으로부터 그대에게 예중이 없느뇨 라고 말 하니 일러가로되 실로 보이지 않 는 것은 하나님께 있나니 기다리 라 실로 나도 너희와 함께 기다리고 있노라
Vietnamca:
(Những kẻ đa thần) nói: “Tại sao Thượng Đế của Y (Muhammad) không ban xuống cho Y một dấu hiệu lạ nào đó (chứng minh sứ mạng của Y là thật.” Ngươi hãy nói: “Quả thật, những điều vô hình đều thuộc về kiến thức của Allah, vì vậy, các người hãy chờ đợi, quả thật Ta cũng chờ đợi cùng các người.”
Ayet Linkleri: