Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

21

Ayet No: 

1385

Sayfa No: 

211

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا أَذَقْنَا النَّاسَ رَحْمَةً مِّن بَعْدِ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُمْ إِذَا لَهُم مَّكْرٌ فِي آيَاتِنَا ۚ قُلِ اللَّهُ أَسْرَعُ مَكْرًا ۚ إِنَّ رُسُلَنَا يَكْتُبُونَ مَا تَمْكُرُونَ

Çeviriyazı: 

veiẕâ eẕaḳne-nnâse raḥmetem mim ba`di ḍarrâe messethüm iẕâ lehüm mekrun fî âyâtinâ. ḳuli-llâhü esra`u mekrâ. inne rusülenâ yektübûne mâ temkürûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra kendilerine bir rahmet tattırdığımız zaman, âyetlerimiz hakkında derhal bir takım hilekârlıklara girişirler. De ki: "Allah'ın hilesi daha çabuktur. Haberiniz olsun ki elçilerimiz yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar".

Diyanet İşleri: 

İnsanlara darlık geldikten sonra onlara bolluğu taddırdığımızda, hemen ayetlerimize dil uzatmağa kalkışırlar; onlara de ki: "Hile yapanın cezasını vermekte Allah daha çabuktur." Elçi meleklerimiz kurduğunuz tuzakları hiç şüphesiz yazmaktadırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Uğradıkları sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırdık mı bir de bakarsın ki çabucak ayetlerimizle alaya girişirler. De ki: Allah'ın cezası daha çabuk gelip çatar. Şüphesiz ki elçilerimiz de sizin düzenlerinizi, alaylarınızı yazmada.

Şaban Piriş: 

İnsanlara darlık/zorluk dokunduktan sonra, onlara bir rahmet tattırdığımız zaman, hemen ayetlerimiz hakkında tuzak kurarlar. De ki: Allah'ın tuzağı daha hızlıdır. Şüphesiz bizim elçilerimiz onların kurdukları tuzakları yazmaktadır.

Edip Yüksel: 

Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, ayet ve mucizelerimize karşı hemen bir plan düzenlerler. De ki: "Plan yapmada ALLAH daha hızlıdır. Elçilerimiz, düzenlediğiniz tüm planları kaydetmektedir."

Ali Bulaç: 

İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim)dir. De ki: "Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, Bizim elçilerimiz, sizin 'geliştirmekte olduğunuz düzenleri' yazmaktadırlar."

Suat Yıldırım: 

İnsanlara uğradıkları bir dertten sonra bir nimet ve âfiyet tattıracak olursak, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında yine birtakım kötü düşüncelere sapmışlar!De ki: “Allah'ın o tuzakların hakkından gelmesi, daha da çabuk gerçekleşir. Haberiniz olsun meleklerimiz bütün o kötü düşüncelerinizi kaydedip duruyorlar.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İnsanlara kendilerini kaplayan bir sıkıntıdan sonra bir rahmet taddırdığımız zaman Bizim âyetlerimiz hakkında onların derhal bir kötü hareketleri vardır. De ki: «Allah Teâlâ hilece daha çabuktur.» Şüphe yok ki, Bizim resûllerimiz, (meleklerimiz) ne hile yaparsanız hepsini yazarlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnsanlara, kendilerine dokunan bir darlıktan sonra bir rahat tattırdığımızda, ayetlerimiz hakkında hemen bir tuzak sergilerler. De ki: "Tuzak kurma bakımından Allah daha hızlıdır." Zaten, resullerimiz, kurmakta oldukları tuzakları kaydediyorlar.

Bekir Sadak: 

Iyi davrananlara

İbni Kesir: 

Kendilerine dokunan sıkıntılardan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımızda

Adem Uğur: 

Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki: Allah´ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.

İskender Ali Mihr: 

Ve onlara bir sıkıntı, bir darlık isabet etmesinden sonra, insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, onların âyetlerimiz hakkında tuzakları olduğu zaman (alay ettikleri ve yalanladıkları zaman) de ki: “Allah, tuzak kurmakta daha hızlıdır.” Muhakkak ki elçilerimiz kurduğunuz şey(ler)i (ne kuruyorsanız) yazıyorlar.

Celal Yıldırım: 

İnsanlara dokunan bir sıkıntı ve dertten sonra onlara bir rahmet (= genişlik, ferahlık ve bolluk) tattırdığımız zaman, âyetlerimiz hakkında (bir de bakarsın) yalan-dolan düzerler. De ki: Allah (yalan-dolana) karşılık vermekte daha çabuktur. Çünkü elçilerimiz (olan melekler) sizin kurduğunuz yalan-dolanı yazmaktadırlar.

Tefhim ul Kuran: 

İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika geliştirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim) dir. De ki: «Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin ´geliştirmekte olduğunuz düzenleri´ yazmaktadırlar.»

Fransızca: 

Et quand Nous faisons goûter aux gens une miséricorde après qu'un malheur les a touchés, voilà qu'ils dénigrent Nos versets. Dis : "Allah est plus prompt à réprimer (ceux qui dénigrent Ses versets)". Car Nos anges enregistrent vos dénigrements .

İspanyolca: 

Apenas hacemos gustar a los hombres una misericordia, después de haber sufrido una desgracia, al punto intrigan contra Nuestros signos. Di: «¡Alá es más rápido en intrigar!» Nuestros enviados toman nota de vuestra intriga.

İtalyanca: 

Quando usiamo misericordia agli uomini dopo che li ha colpiti una disgrazia, essi tramano contro i Nostri segni. Di': «Allah è il più rapido degli strateghi». I Nostri angeli registrano le vostre trame.

Almanca: 

Und wenn WIR die Menschen Gnade erfahren lassen nach einem Unglück, das ihnen zustieß, betreiben sie mit einemmal List Unseren Ayat gegenüber. Sag: "ALLAH ist schneller im Entgegnen von List." Gewiß, Unsere Gesandten (Engel) registrieren, was ihr an List betreibt.

Çince: 

在众人遭遇灾害之后,当我使他们尝试慈恩的时候,他们忽然图谋诽谤我的迹象。你说:真主的计谋是更迅速的。我的使者们确是记录你们的计谋的。

Hollandaca: 

En toen wij de bewoners van Mekka onze genade deden proeven, nadat zij door ongelukken waren overvallen, onthoudt het, dachten zij eene list tegen onze teekens uit. Zeg hun: God is behendiger in het uitvoeren eener list dan gij. Waarlijk, onze gezanten schrijven op wat gij bedriegelijk uitdenkt.

Rusça: 

Когда Мы дали людям вкусить милость после того, как их постигло бедствие, они тотчас начали ухищряться против Наших знамений. Скажи: "Аллах быстрее в ухищрениях!" Воистину, Наши посланцы записывают ваши козни.

Somalice: 

Markaan Dhadhansiinno Dadka Naxariis Dhibaato ka dib Taabatay waxaa soo Baxa iyagoo dhagri Aayaadkanaga, waxaa Deg-Deg badan Ciqaabta Eebe Malaa'igtanaduna way Qori waxaad Dhagraysaan.

Swahilice: 

Na tunapo waonjesha watu rehema baada ya shida waliyo ipata, utawaona wana vitimbi kuzipangia Ishara zetu. Sema: Mwenyezi Mungu ni Mwepesi zaidi wa kupanga. Hakika wajumbe wetu wanayaandika mnayo yapanga.

Uygurca: 

كىشىلەرنىڭ بېشىغا كەلگەن زىيان - زەخمەتنى كۆتۈرۈۋەتكەندىن كېيىن، ئۇلارغا رەھمىتىمىزنى تېتىتساق، ئۇلار بىزنىڭ ئايەتلىرىمىز ئۈستىدە مىكىر ئىشلىتىشكە (يەنى ئىنكار قىلىشقا) ئالدىرايدۇ. ئېيتقىنكى، «اﷲ ئۇلارنى قىلغان مىكرى ئۈچۈن ئەڭ تېز جازالايدۇ». شۈبھىسىزكى، بىزنىڭ پەرىشتىلىرىمىز مىكرىڭلارنى يېزىپ تۇرىدۇ

Japonca: 

われが人間に災厄を味わせた後,慈悲を与えると,見よ,かれらはわが印に対して策謀をする。言ってやるがいい。「アッラーは,策謀に対して迅速に処置される。」本当にわが使徒たち(天使)は,あなたがたの策謀することを凡て記録するのである。

Arapça (Ürdün): 

«وإذا أذقنا الناس» أي كفار مكة «رحمة» مطرا وخصبا «من بعد ضراء» بؤس وجدب «مستهم إذا لهم مكر في آياتنا» بالاستهزاء والتكذيب «قل» لهم «الله أسرع مكراً» مجازاة «إن رسلنا» الحفظة «يكتبون ما تمكرون» بالتاء والياء.

Hintçe: 

और लोगों को जो तकलीफ पहुँची उसके बाद जब हमने अपनी रहमत का जाएक़ा चखा दिया तो यकायक उन लोगों से हमारी आयतों में हीले बाज़ी शुरू कर दी (ऐ रसूल) तुम कह दो कि तद्बीर में ख़ुदा सब से ज्यादा तेज़ है तुम जो कुछ मक्कारी करते हो वह हमारे भेजे हुए (फरिश्ते) लिखते जाते हैं

Tayca: 

และเมื่อเราให้มนุษย์ลิ้มรสความเมตตาหลังจากภยันตรายได้ประสบแก่พวกเขา ดังนั้นพวกเขาก็มีอุบายต่อโองการต่าง ๆ ของเรา จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด “อัลลอฮ์ทรงรวดเร็วยิ่งในการแก้อุบาย” แท้จริงบรรดามะลาอิกะฮ์ของเรา จะบันทึกสิ่งที่พวกท่านกำลังทำอุบายอยู่

İbranice: 

וכאשר נעניק לבני האדם (המשתפים) רחמים אחרי צרה שפגעה בהם, הם זוממים נגד אותותינו. אמור':אלוהים מהיר יותר במזימותיו נגדכם, ושליחינו (המלאכים) רושמים את מזימתכם

Hırvatça: 

A kada Mi dopustimo da osjete milost poslije nevolje koja ih snađe, oni opet u vezi s ajetima i znakovima Našim lukavstvo smišljaju. Reci: "Allah je u lukavstvu najbrži; izaslanici Naši, ono što vi ispletkarite, doista zapisuju."

Rumence: 

Când le dăm oamenilor să guste o milostivenie, după ce o nenorocire i-a lovit, ei urzesc vicleşuguri asupra semnelor Noastre. Spune: “Dumnezeu este mai iute în vicleşuguri şi trimişii Noştri scriu ceea ce vicleniţi.”

Transliteration: 

Waitha athaqna alnnasa rahmatan min baAAdi darraa massathum itha lahum makrun fee ayatina quli Allahu asraAAu makran inna rusulana yaktuboona ma tamkuroona

Türkçe: 

İnsanlara, kendilerine dokunan bir darlıktan sonra bir rahat tattırdığımızda, ayetlerimiz hakkında hemen bir tuzak sergilerler. De ki: "Tuzak kurma bakımından Allah daha hızlıdır." Zaten, resullerimiz, kurmakta oldukları tuzakları kaydediyorlar.

Sahih International: 

And when We give the people a taste of mercy after adversity has touched them, at once they conspire against Our verses. Say, "Allah is swifter in strategy." Indeed, Our messengers record that which you conspire

İngilizce: 

When We make mankind taste of some mercy after adversity hath touched them, behold! they take to plotting against Our Signs! Say: "Swifter to plan is Allah!" Verily, Our messengers record all the plots that ye make!

Azerbaycanca: 

İnsanların başına gələn bir müsibətdən sonra onlara bir mərhəmət (asudəlik) dadızdırsaq, (ayələrimiz barəsində) dərhal hiylə qurmağa girişərlər. De: “Allah daha tədbirlidir”. Şübhəsiz ki, elçilərimiz (mələklər) qurduğunuz hiylələri (əməl dəftərinizə) yazırlar!

Süleyman Ateş: 

Kendilerine dokunan bir darlıktan sonra insanlara bir rahmet (sağlık ve bolluk zevkini) taddırdığımız zaman bakarsın ki, yine onların, ayetlerimiz hakkında bir tuzakları vardır. De ki: "Allah daha çabuk tuzak kurar!" Elçilerimiz, sizin kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.

Diyanet Vakfı: 

Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki ayetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki: Allah'ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.

Erhan Aktaş: 

İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra, bir rahmet tattırdığımız zaman, âyetlerimize karşı hemen plan yapmaya kalkışırlar. De ki: “Plan yapmada Allah daha seridir.” Elçilerimiz, yaptığınız tüm planları kaydetmektedirler.

Kral Fahd: 

Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki: Allah'ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.

Hasan Basri Çantay: 

İnsanlara, kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) sıkıntı (lar) dan sonra, bir rahmet (bir bolluk, bir sıhhat zevkini) tatdırdığımız zaman bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların yine kötü bir fikri vardır. De ki: «Allahın (o kötü fikirlerine karşı olan) mukaabelesi, ıkaabı daha çabukdur. Elçilerimiz sizin beslemekde olduğunuz o kötü fikirleri şübhesiz yazıyorlar.

Muhammed Esed: 

Ve (işte bunun gibi:) ne zaman kendilerine (bir) darlık dokunup geçtikten sonra (bu tür) insanlara rahmet(imizden biraz) tattırsak, hemen ayetlerimiz hakkında asılsız iddialar tasarlamaya başlarlar. De ki: "İnce tasarımda Allah (sizden çok) daha tezdir!" Dikkat edin! Bizim (görünmeyen) habercilerimiz tasarlayıp durduğunuz her şeyi (inceden inceye) kaydediyorlar!

Gültekin Onan: 

İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim)dir. De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

İnsanlara dokunan bir sıkıntı ve geçim darlığından sonra, kendilerine bir rahmet (bolluk) taddırdığımız zaman da âyetlerimize dil uzatır ve Peygambere hile yapmağa koşarlar. De ki: “- Allah’ın, hîlenize ceza verişi çok daha çabuktur”. Gerçekten elçilerimiz (Meleklerimiz) de kurduğunuz kötü fikirleri yazıyorlar.

Portekizce: 

Se agraciarmos os homens com a Nossa misericórdia, depois de os haver açoitado o infortúnio, ainda assim desmentirãoos Nossos versículos. Dize: Deus é Rápido em planejar. Sabei que os Nosso mensageiros registram tudo quando tramais.

İsveççe: 

Men när Vi skänker [dessa] människor Vår nåd efter det att olyckor drabbat dem, tar de genast itu med att förfärdiga lögner [som de vill sätta] mot Våra budskap. Säg: "Gud kullkastar era planer snabbare [än ni smider dem]; Våra utsända skriver ned era listiga påfund."

Farsça: 

و چون مردم را پس از رنج و آسیبی که به آنان رسیده، رفاه و آسایشی بچشانیم [به جای سپاس و ستایش] ناگاه در آیات ما به نیرنگ و بداندیشی برخیزند [و برای نپذیرفتن آن به بهانه ها و توجیهات بی پایه متوسّل شوند] بگو: خدا در کیفر و می ازات، سریع تر و کارآمدتر است. مسلماً فرستادگان ما [که فرشتگان و نویسندگانِ اعمالند] آنچه نیرنگ و بداندیشی می کنید [در نامه عمل شما] ثبت می کنند.

Kürtçe: 

وە کاتێک کە نیعمەت و ڕەحمەتی خۆمان دەدەین بەخەڵکی و تامی ئەو نیعمتەیان پێدەچێژین لەپاش زیان و ناخۆشیەک کە لێیان کەوتووە دەست بەجێ ئەوان پیلان دەگێڕن دەربارەی بەڵگە و ئایەتەکانی ئێمە (ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ خوا خێراترە لە پیلان کردندا (لە بەرامبەر پیلانی ئەواندا) بێگومان فریشتە و چاودێرەکانمان ھەر پیلان و فڕو فێڵێک (ئەو بێ باوەڕانە )دەیکەن دەینوسن

Özbekçe: 

Қачонки одамларга уларга етган зарардан сўнг раҳматни тотдирсак, баногоҳ, уларда оятларимиз ҳақида макр бўлур. Сен: «Аллоҳ макрда тезкордир. Албатта, элчиларимиз қилаётган макрларингизни ёзиб борурлар», деб айт. (Одам боласининг иши қизиқ: бошига мусибат тушса, Аллоҳни эслайди, Унга ёлборади, халос қилишини сўрайди. Мусибат кўтарилганида эса, ҳаммаси ёдидан чиқади, туғёнга кетади ва яна гуноҳ ишларга ботади. Ушбу ҳолат ояти каримада: «Қачонки одамларга уларга етган зарардан сўнг раҳматни тотдирсак, баногоҳ, уларда оятларимиз ҳақида макр бўлур», деб васф қилинмоқда. Ожиз бандалар ўзларича макр қилишга уринадилар. Аммо ҳамма нарсани билгувчи ва ҳар нарсага қодир Аллоҳ уларнинг макрини дарҳол йўққа чиқаради. Бунинг устига, Аллоҳнинг элчилари–фаришталар ҳар бир макрни ёзиб туради. Вақти келганда ўша ёзув маккорлар зиддига ҳужжат бўлади. Маккорлар икки дунёда ҳам макрларининг азобини тортади.)

Malayca: 

Dan apabila Kami beri manusia merasai sesuatu rahmat sesudah mereka ditimpa sesuatu kesusahan, mereka dengan serta-merta melakukan rancangan mereka menentang ayat-ayat keterangan Kami dengan mendustakannya dan mengingkarinya. Katakanlah (wahai Muhammad): "Allah lebih cepat melakukan rancangan menentangnya!" Sesungguhnya malaikat-malaikat utusan Kami sentiasa menulis akan rancangan tipu daya yang kamu jalankan itu.

Arnavutça: 

Kur Na, pas të keqes që i goditi, u dhamë njerëzve të shijojnë mëshirën, ata përsëri bënë intriga me argumentet Tona! Thuaj: “Perëndia është më i shpejtë në dënimin e ngatërrestarëve”. Me të vërtetë, të dërguarit (engjëjt) Tonë shënojnë intrigat tuaja.

Bulgarca: 

И щом дадем на хората да вкусят милост след беда, която ги е засегнала, ето ги - лукавстват спрямо Нашите знамения! Кажи: “Аллах е най-бърз в промисъла. Нашите пратеници [ангели] записват какво лукавствате.”

Sırpça: 

А када им подаримо да осете милост после невоље која их задеси, они опет у вези са Нашим речима и доказима смишљају сплетке. Реци: „Аллах најбрже узвраћа на сплетке; Наши анђели, оно што ви сплеткарите, заиста записују.“

Çekçe: 

Když jsme dali lidem okusit milosrdenství Svého poté, co dotklo se jich neštěstí, hle, oni úklady strojí proti znamením Našim. Rci: 'Bůh rychlejší je ve lstivosti!' A poslové Naši věru zapisují, co za úklady chystáte.

Urduca: 

لوگوں کا حال یہ ہے کہ مصیبت کے بعد جب ہم ان کو رحمت کا مزا چکھاتے ہیں تو فوراً ہی وہ ہماری نشانیوں کے معاملہ میں چال بازیاں شروع کر دیتے ہیں ان سے کہو “اللہ اپنی چال میں تم سے زیادہ تیز ہے، اس کے فرشتے تمہاری سب مکّاریوں کو قلم بند کر رہے ہیں "

Tacikçe: 

Ҳар гоҳ пас аз зараре, ки ба мардум расидааст, раҳмате ба онҳо бичашонем, бинӣ, ки дар оёти Мо бадандешӣ мекунанд, бигӯ: «Макри Худо зудтар аст». Расулони Мо низ бадандешиҳои шуморо менависанд.

Tatarca: 

Әгәр Без кешеләргә зарар күргәннәреннән соң рәхмәт кылып яхшылык бирсәк, мәсәлән, ачлык соңында байлык бирсәк, фетнә сугыш соңында тынычлык бирсәк, шул вакытта алар, шөкер итеп, Аллаһуга гыйбадәт кылыр урынына Безнең аятьләребезгә мәкерләр кылалар. Әйт: "Аллаһ мәкер кылуда тизрәк мәкер кылучы, Аның мәкере көчле. Тәхкыйк фәрештәләребез сезнең кылган мәкерләрегезне язарлар, тиешле җәзасын күрерсез".

Endonezyaca: 

Dan apabila Kami merasakan kepada manusia suatu rahmat, sesudah (datangnya) bahaya menimpa mereka, tiba-tiba mereka mempunyai tipu daya dalam (menentang) tanda-tanda kekuasaan Kami. Katakanlah: "Allah lebih cepat pembalasannya (atas tipu daya itu)". Sesungguhnya malaikat-malaikat Kami menuliskan tipu dayamu.

Amharca: 

ሰዎችንም ካገኛቸው ጉዳት በኋላ እዝነትን (ዝናብና ምቾትን) ባቀመስናቸው ጊዜ ወዲያውኑ ለእነሱ በተዓምራቶቻችን (በማላገጥ) ተንኮል ይኖራቸዋል፡፡ አላህ ቅጣተ ፈጣን ነው፡፡ «መልክተኞቻችን የምትመክሩትን ነገር በእርግጥ ይጽፋሉ» በላቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், மனிதர்களுக்கு அவர்களுக்கு ஏற்பட்ட துன்பத்திற்கு பின்னர் கருணையை நாம் சுவைக்க வைத்தால், அப்போது அவர்களுக்கு நம் வசனங்களில் ஒரு சூழ்ச்சி செய்ய (சிந்தனை தோன்றுகிறது). (நபியே!) “அல்லாஹ் சூழ்ச்சி செய்வதில் மிகத் தீவிரமானவன்” என்று கூறுவீராக! நிச்சயமாக நம் (வானவ) தூதர்கள் நீங்கள் சூழ்ச்சி செய்வதைப் பதிவு செய்கிறார்கள்.

Korece: 

또한 그들에게 고난이 있었 을 때 하나님은 그들에게 은혜를 베풀었음이라 그러나 그들이 말 씀에 음모하니 일러가로되 하나 님은 보다 빠르신 계획자이시며 그분의 선지자들이 그들이 음모 하는 것들을 기록함이라

Vietnamca: 

Khi mà TA (Allah) cho con người nếm trải hồng phúc (của TA) sau cơn nguy nạn, ngay lập tức họ âm mưu chống lại các Lời Mặc Khải của TA. Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy nói: “Allah nhanh hơn trong chiến lược.” Quả thật, các Sứ Giả của TA (các Thiên Thần ghi chép) luôn ghi chép hết mọi thứ mà các người âm mưu.”

Rubu tag: 

Hizb tag: