Arapça:
قُلْ إِنَّ الْمَوْتَ الَّذِي تَفِرُّونَ مِنْهُ فَإِنَّهُ مُلَاقِيكُمْ ۖ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
ḳul inne-lmevte-lleẕî tefirrûne minhü feinnehû mülâḳîküm ŝümme türaddûne ilâ `âlimi-lgaybi veşşehâdeti feyünebbiüküm bimâ küntüm ta`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir.
Diyanet İşleri:
De ki: "Doğrusu kendisinden kaçtığınız ölüm mutlaka karşınıza çıkacaktır; sonra; görüleni de görülmeyeni de bilen Allah'a döndürüleceksiniz, O size işlediklerinizi haber verecektir."
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Gerçekten de ondan kaçıp durduğunuz ölüm yok mu; hiç şüphe yok ki size ulaşacaktır o da sonra gizliyi de, görüneni de bilen mabudun tapısına götürüleceksiniz, derken size, bütün yaptıklarınızı haber verecek.
Şaban Piriş:
De ki: Kendisinden kaçtığınız ölüm, size mutlaka ulaşacaktır. Sonra da gaybın ve görüleni bilen Allah'a döndürüleceksiniz, O da size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.
Edip Yüksel:
De ki; "Kaçmakta olduğunuz ölüm, mutlaka size ulaşacak ve daha sonra gizliyi ve açığı Bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. Yaptığınız her şeyi size bildirecektir.
Ali Bulaç:
De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir."
Suat Yıldırım:
De ki: “Sizin kaçtığınız o ölüm var ya, o mutlaka sizi karşılayacaktır. Sonra da görünmeyen ve görünen ne varsa hepsini bilen Allah'ın huzuruna götürüleceksiniz, O da sizin yaptıklarınızı tek tek bildirecek (ve ondan ötürü karşılığını verecektir). [4,78]
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «O ölüm ki, siz ondan firar edersiniz. Şüphe yok ki o size gelip kavuşacaktır. Sonra gaybı da, âşikâreyi de bilene döndürüleceksiniz. (O da) Size neler yapar olduklarınızı haber verecektir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şunu da söyle: "O kaçmakta olduğunuz ölüm, işte o, size mutlaka ulaşacaktır. Sonra, görülmeyeni de görüleni de bilene döndürüleceksiniz. O, size yapıp etmiş olduklarınızı haber verecektir."
Bekir Sadak:
Bu, once inanip sonra inkar etmis olmalarindandir. Bu yuzden kalbleri muhurlenmistir
İbni Kesir:
De ki: Gerçekten sizin kaçıp durduğunuz ölüme muhakkak yakalanacaksınız. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz. O
Adem Uğur:
De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah´a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.
İskender Ali Mihr:
De ki: “Muhakkak ki o, sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, işte o mutlaka size mülâki olacak (siz ölümle karşılaşacaksınız). Sonra görünmeyeni ve görüneni bilen (Allah´a) döndürüleceksiniz. O zaman (Allah), yapmış olduklarınızı size haber verecek.”
Celal Yıldırım:
De ki: (Şu korkup) kaçtığınız ölüm, mutlaka sizinle buluşacaktır. Sonra da ortada olanı da olmayanı da bilen (O Yüce Kudret)e döndürüleceksiniz
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Hiç tartışmasız sizin kendisinden kaçmakta bulunduğunuz ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz
Fransızca:
Dis : "La mort que vous fuyez va certes vous rencontrer. Ensuite vous serez ramenés à Celui qui connaît parfaitement le monde Invisible et le monde visible et qui vous informera alors de ce que vous faisiez".
İspanyolca:
Di: «La muerte, de la que huís, os saldrá al encuentro. Luego, se os devolverá al Conocedor de lo oculto y de lo patente y ya os informará Él de lo que hacíais».
İtalyanca:
Di' [loro, o Muhammad]: «Invero, la morte che fuggite vi verrà incontro, quindi sarete ricondotti a Colui che conosce l'invisibile e il palese, e vi informerà a proposito di quel che avrete fatto.
Almanca:
Sag: "Gewiß, der Tod, vor dem ihr flieht, wird euch doch noch begegnen, dann werdet ihr zu Dem Allwissenden über das Verborgene und das Sichtbare zurückgeschickt, dann wird ER euch Mitteilung machen über das, was ihr zu tun pflegtet.
Çince:
你说:你们所逃避的死亡,必定与你们会面,然後你们将被送到全知幽明的主那 里,他将把你们的行为告诉你们。
Hollandaca:
Zeg: De dood dien gij ontvlucht, zal u zekerlijk eens overvallen; dan zult gij voor Hem gebracht worden, die zoowel datgene kent wat verborgen, als wat ontdekt is, en hij zal u verklaren, wat gij gedaan hebt.
Rusça:
Скажи: "Смерть, от которой вы убегаете, настигнет вас, после чего вы вернетесь к Ведающему сокровенное и явное, и Он сообщит вам о том, что вы совершали".
Somalice:
Waxaad ku dhahdaa geerida aad ka cararaysaan way idinla kulmi, markaasaa laydiin eelin Ilaah og waxa maqan iyo wax joogaba, markaasuu idinka warrami (idinka jaasin) waxaad camal falayseen.
Swahilice:
Sema: Hayo mauti mnayo yakimbia, bila ya shaka yatakukuteni. Kisha mtarudishwa kwa Mwenye kuyajua yaliyo fichikana na yanayo onekana. Hapo atakwambieni mliyo kuwa mkiyatenda.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) «سىلەر قاچىدىغان ئۆلۈم چوقۇم سىلەرگە يولۇقىدۇ، ئاندىن سىلەر غەيبنى ۋە ئاشكارىنى بىلگۈچى (اﷲ) نىڭ دەرگاھىغا قايتۇرىسىلەر، اﷲ سىلەرگە قىلمىشىڭلارنى ئېيتىپ بېرىدۇ» دېگىن
Japonca:
言ってやるがいい。「あなたがたが逃れようとする死は,必ずあなたがたを襲うのである。それから幽玄界と現象界を知っておられる御方に送り返され,かれはあなたがたに自分の所業を告げ知らせる。」
Arapça (Ürdün):
«قل إن الموت الذي تفرون منه فإنه» الفاء زائدة «ملاقيكم ثم تردون إلى عالم الغيب والشهادة» السر والعلانية «فينبئكم بما كنتم تعملون» فيجازيكم به.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम कह दो कि मौत जिससे तुम लोग भागते हो वह तो ज़रूर तुम्हारे सामने आएगी फिर तुम पोशीदा और ज़ाहिर के जानने वाले (ख़ुदा) की तरफ लौटा दिए जाओगे फिर जो कुछ भी तुम करते थे वह तुम्हें बता देगा
Tayca:
จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด แท้จริงความตายที่พวกท่านหนีจากมันไปนั้น มันจะมาพบกับพวกท่าน แล้วพวกท่านจะถูกนำกลับไปยังพระผู้ทรงรอบรู้สิ่งเร้นลับและสิ่งเปิดเผย แล้วพระองค์จะทรงแจ้งแก่พวกท่านตามที่พวกท่านได้ประกอบกรรมไว้
İbranice:
אמור: 'המוות שממנו אתם בורחים, אכן, הוא יפגוש אתכם. אחרי כן תושבו אל יודע הנסתר והגלוי, והוא יביא לידיעתכם את כל מה שעשיתם
Hırvatça:
Reci: "Smrt od koje bježite zaista će vas stići. Zatim ćete Poznavatelju onoga što je čulima nedokučivo i onoga što je pojavno vraćeni biti i On će vas, o onom što ste radili, obavijestiti."
Rumence:
Spune: “Moartea, de care fugiţi, vă va ajunge şi veţi fi aduşi înaintea Celui ce cunoaşte tăinuitul şi mărturisitul. El vă va da ştire de ceea ce aţi făptuit.
Transliteration:
Qul inna almawta allathee tafirroona minhu fainnahu mulaqeekum thumma turaddoona ila AAalimi alghaybi waalshshahadati fayunabbiokum bima kuntum taAAmaloona
Türkçe:
Şunu da söyle: "O kaçmakta olduğunuz ölüm, işte o, size mutlaka ulaşacaktır. Sonra, görülmeyeni de görüleni de bilene döndürüleceksiniz. O, size yapıp etmiş olduklarınızı haber verecektir."
Sahih International:
Say, "Indeed, the death from which you flee - indeed, it will meet you. Then you will be returned to the Knower of the unseen and the witnessed, and He will inform you about what you used to do."
İngilizce:
Say: "The Death from which ye flee will truly overtake you: then will ye be sent back to the Knower of things secret and open: and He will tell you (the truth of) the things that ye did!"
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər!) De: “(Qorxub) qaçdığınız ölüm sizi mütləq yaxalayacaqdır. Sonra siz gizlini də, aşkarı da bilənin (Allahın) hüzuruna qaytarılacaqsınız. O da sizə (dünyada) nələr etdiyinizi (bir-bir) xəbər verəcəkdir!
Süleyman Ateş:
De ki: "Sizin, kendisinden kaçtığınız ölüm, sizi mutlaka bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni Bilen'e döndürüleceksiniz, O size yaptıklarınızı haber verecektir.
Diyanet Vakfı:
De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.
Erhan Aktaş:
De ki: Kendisinden kaçtığınız ölüm, kesinlikle karşınıza çıkacaktır. Sonra, görünmeyen ve görünen her şeyi bilene döndürüleceksiniz. O, size yaptıklarınızı haber verecektir.
Kral Fahd:
De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir .
Hasan Basri Çantay:
De ki: «Sizin hakıykaten kaçıb durduğunuz ölüm (yok mu?) o, size elbette gelib çattadır. Sonra (hepiniz), gizliyi de, aşikârı da bilen (Allah) a döndürüleceksiniz de O, size neler yapardınız haber verecekdir.
Muhammed Esed:
De ki: "Bakın, kendisinden kaçtığınız ölüm, eninde sonunda sizi yakalayacaktır; o zaman, hem yaratılmışların zihinsel kavrayışlarının ötesinde olanları, hem de duyular yoluyla yahut akıl ile kavranabilen şeyleri bilen Allah´a döndürüleceksiniz; ve O, orada size (hayatta iken) yaptıklarınızın tümünü gösterecektir.
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “-Haberiniz olsun, o kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak gelib size kavuşacaktır. Sonra hem gizliyi, hem aşikârı bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O, size neler yaptığınızı haber verecektir
Portekizce:
Dize-lhes: Sabei que a morte, da qual fugis, sem dúvida vos surpreenderá; logo retornareis ao Conhecedor do cognoscívele do incognoscível, e Ele vos inteirará de tudo quanto tiverdes feito!
İsveççe:
Säg: "Döden, som ni vill fly från, skall infinna sig till det möte [som är utsatt] för er och då skall ni föras åter till Honom som känner allt det som är dolt för människor och det som de kan bevittna, och då skall Han låta er veta vad era handlingar [var värda]."
Farsça:
بگو: بی تردید مرگی را که از آن می گریزید با شما دیدار خواهد کرد، سپس به سوی دانای نهان و آشکار بازگردانده می شوید، پس شما را به اعمالی که همواره انجام می دادید، آگاه خواهد کرد.
Kürtçe:
بڵێ بەڕاستی ئەو مردنەی کە لێی ڕادەکەن بێگومان پێتان دەگات وتووشتان دەبێت، لەپاشان دەگەڕێنرێنەوە بۆ لای خوای زانا بەئاشکرا ونھێنیەکان، ئەمجا ھەواڵتان پێ دەدات بەوەی کە دەتانکرد
Özbekçe:
Сен: «Албатта, сиз ундан қочаётган ўлим, таъкид шулки, сизга барибир йўлиқувчидир. Сўнгра махфий ва ошкор нарсаларни Билувчининг ҳузурига қайтарилурсизлар. Бас, У сизга нима қилиб юрганингизнинг хабарини берадир.
Malayca:
Katakanlah (wahai Muhammad): "Sebenarnya maut yang kamu melarikan diri daripadanya itu, tetaplah ia akan menemui kamu; kemudian kamu akan dikembalikan kepada Allah yang mengetahui segala yang ghaib dan yang nyata, lalu Ia memberitahu kepada kamu apa yang kamu telah lakukan (serta membalasnya)".
Arnavutça:
Thuaj: “Vdekjes së cilës po i ikni ju, ajo do t’ju arrijë. Pastaj, ju do të ktheheni tek Ai, që i di gjërat e dukshme dhe të padukshme, dhe Ai do t’u informojë juve për atë që keni punuar”.
Bulgarca:
Кажи: “Смъртта, от която бягате, непременно ще ви срещне. После ще бъдете върнати при Знаещия неведомото и явното, и Той ще ви извести какво сте вършили.”
Sırpça:
Реци: “Смрт од које бежите заиста ће да вас стигне. Затим ћете Оном који зна духовни и појавни свет да будете враћени и Он ће вас, о оном што сте радили, обавестити.”
Çekçe:
Rci: 'Smrt, před níž prcháte, se s vámi věru setká! Potom budete navráceni k Tomu, jenž zná nepoznatelné i všeobecně známé, a On vás již poučí o všem, co jste dělali!'
Urduca:
اِن سے کہو، "جس موت سے تم بھاگتے ہو وہ تو تمہیں آ کر رہے گی پھر تم اس کے سامنے پیش کیے جاؤ گے جو پوشیدہ و ظاہر کا جاننے والا ہے، اور وہ تمہیں بتا دے گا کہ تم کیا کچھ کرتے رہے ہو
Tacikçe:
Бигӯ: «Он марге, ки аз он мегурезед, шуморо дархоҳад ёфт ва сипас назди он донои ниҳону ошкоро баргардонда мешавед, то ба корҳое, ки кардаед, огоҳатон созад».
Tatarca:
Аларга әйт: "Сез аңардан куркып качкан үлем сезне каршы алучыдыр, соңра әшкәрәне вә яшеренне белүче Аллаһуга кайтарылырсыз, Ул кылган эшләрегездән сезгә хәбәр бирер.
Endonezyaca:
Katakanlah: "Sesungguhnya kematian yang kamu lari daripadanya, maka sesungguhnya kematian itu akan menemui kamu, kemudian kamu akan dikembalikan kepada (Allah), yang mengetahui yang ghaib dan yang nyata, lalu Dia beritakan kepadamu apa yang telah kamu kerjakan".
Amharca:
«ያ ከእርሱ የምትሸሹት ሞት እርሱ በእርግጥ አግኛችሁ ነው፡፡ ከዚያም ሩቁንና ቅርቡን ዐዋቂ ወደ ኾነው ጌታ ትመለሳላችሁ፡፡ ትሠሩትም የነበራችሁትን ሁሉ ይነግራችኋል» በላቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே!) கூறுவீராக! “நிச்சயமாக நீங்கள் அதிலிருந்து விரண்டு ஓடுகின்ற அந்த மரணம் உறுதியாக அது உங்களை சந்திக்கும். பிறகு, நீங்கள் மறைவானவற்றையும் வெளிப்படையானவற்றையும் அறிந்தவன் பக்கம் திரும்பக் கொண்டு வரப்படுவீர்கள். நீங்கள் செய்துகொண்டிருந்தவற்றை அவன் உங்களுக்கு (அப்போது) அறிவிப்பான்.
Korece:
일러가로되 너희가 피하려 한죽음이 실로 너희를 덮치니라 그 때 너희는 보이지 않는 것과 보이는 모든 것을 알고 계시는 분께 보내어지매 그분은 너희에게 너희가 행하였던 모든 사실을 말하여 주시리라
Vietnamca:
Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nói (với những người Do Thái đó): “Quả thật, cái chết mà các ngươi chạy trốn khỏi nó chắc chắn sẽ gặp các ngươi. Sau đó, các ngươi sẽ được đưa trả về cho Đấng biết điều vô hình và hữu hình, và Ngài sẽ cho các ngươi biết về những gì các ngươi đã từng làm (trên trần thế).”
Ayet Linkleri: