Hizb 57

İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:
İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:
İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:
İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:
İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:
İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:

tebârake-lleẕî biyedihi-lmülk. vehüve `alâ külli şey'in ḳadîr.

Türkçe:
Mülk ve yönetim elinde bulunan o Allah ne yücedir! O, her şeye Kadîr'dir.
İngilizce:
Blessed be He in Whose hands is Dominion; and He over all things hath Power;-
Fransızca:
Béni soit celui dans la main de qui est la royauté, et Il est Omnipotent.
Almanca:
Immer allerhabener ist Derjenige, Der die Herrschaft innehat. Und ER ist über alles allmächtig,
Rusça:
Благословен Тот, в Чьей Руке власть, Кто способен на всякую вещь,
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter.
Diyanet Vakfı:
Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter.

elleẕî ḫaleḳa-lmevte velḥayâte liyeblüveküm eyyüküm aḥsenü `amelâ. vehüve-l`azîzü-lgafûr.

Türkçe:
Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Azîz'dir O, Gafûr'dur.
İngilizce:
He Who created Death and Life, that He may try which of you is best in deed: and He is the Exalted in Might, Oft-Forgiving;-
Fransızca:
Celui qui a créé la mort et la vie afin de vous éprouver (et de savoir) qui de vous est le meilleur en oeuvre, et c'est Lui le Puissant, le Pardonneur.
Almanca:
Der den Tod und das Leben erschuf, damit ER euch prüft, wer von euch besser im Tun ist. Und ER ist Der Allwürdige, Der Allvergebende.
Rusça:
Кто сотворил смерть и жизнь, чтобы испытать вас и увидеть, чьи деяния окажутся лучше. Он - Могущественный, Прощающий.
Arapça:
الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.
Diyanet Vakfı:
O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.

elleẕî ḫaleḳa seb`a semâvâtin ṭibâḳâ. mâ terâ fî ḫalḳi-rraḥmâni min tefâvüt. ferci`i-lbeṣara hel terâ min füṭûr.

Türkçe:
Birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da O'dur. O Rahman'ın yaratışında/yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık, çelişme göremezsin. Bir kez daha bak! Bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun?
İngilizce:
He Who created the seven heavens one above another: No want of proportion wilt thou see in the Creation of (Allah) Most Gracious. So turn thy vision again: seest thou any flaw?
Fransızca:
Celui qui a créé sept cieux superposés sans que tu voies de disproportion en la création du Tout Miséricordieux. Ramène [sur elle] le regard. Y vois-tu une brèche quelconque ?
Almanca:
Der sieben übereinander geschichtete Himmel erschuf. Du siehst in der Schöpfung Des Allgnade Erweisende nichts an Disharmonie. So siehe wiederholt hin, siehst du irgend etwas an Rissen?!
Rusça:
Он создал семь небес одно над другим. В творении Милостивого ты не увидишь никакой несообразности. Взгляни еще раз. Видишь ли ты какую-нибудь трещину?
Arapça:
الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا ۖ مَّا تَرَىٰ فِي خَلْقِ الرَّحْمَٰنِ مِن تَفَاوُتٍ ۖ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَىٰ مِن فُطُورٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahmân'ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?
Diyanet Vakfı:
O ki, birbiri ile ahenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?

ŝümme-rci`i-lbeṣara kerrateyni yenḳalib ileyke-lbeṣaru ḫâsiev vehüve ḥasîr.

Türkçe:
Sonra bakışı iki kez daha döndür! Umudunu kesmiş olarak döner sana göz. Utanmış, bitkin düşmüştür o.
İngilizce:
Again turn thy vision a second time: (thy) vision will come back to thee dull and discomfited, in a state worn out.
Fransızca:
Puis, retourne ton regard à deux fois : le regard te reviendra humilié et frustré.
Almanca:
Dann siehe zweimal wiederholt hin, so kehrt zur dir der Blick abgewiesen zurück, während er übermüdet ist.
Rusça:
Потом взгляни еще раз и еще раз, и твой взор вернется к тебе униженным, утомленным.
Arapça:
ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَسِيرٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak). Göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.
Diyanet Vakfı:
Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) aciz ve bitkin halde sana dönecektir.

Sayfalar

Hizb 57 beslemesine abone olun.