3901 |
450 |
37 |
113 |
23 |
وَبَارَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَىٰ إِسْحَاقَ ۚ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِّنَفْسِهِ مُبِينٌ |
vebâraknâ `aleyhi ve`alâ isḥâḳ. vemin ẕürriyyetihimâ muḥsinüv veżâlimül linefsihî mübîn. |
Kendisini ve İshak'ı mübarek kıldık; ikisinin soyundan iyi olan da vardır, açıktan açığa kendisine yazık eden de vardır. |
And We blessed him and Isaac. But among their descendants is the doer of good and the clearly unjust to himself. |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3902 |
450 |
37 |
114 |
23 |
وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَارُونَ |
veleḳad menennâ `alâ mûsâ vehârûn. |
And olsun ki Musa ve Harun'a da iyilikte bulunmuştuk. |
And We did certainly confer favor upon Moses and Aaron. |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3903 |
450 |
37 |
115 |
23 |
وَنَجَّيْنَاهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ |
venecceynâhümâ veḳavmehümâ mine-lkerbi-l`ażîm. |
İkisini ve milletlerini büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık. |
And We saved them and their people from the great affliction, |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3904 |
450 |
37 |
116 |
23 |
وَنَصَرْنَاهُمْ فَكَانُوا هُمُ الْغَالِبِينَ |
veneṣarnâhüm fekânû hümü-lgâlibîn. |
Onlara yardım etmiştik de üstün gelmişlerdi. |
And We supported them so it was they who overcame. |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3905 |
450 |
37 |
117 |
23 |
وَآتَيْنَاهُمَا الْكِتَابَ الْمُسْتَبِينَ |
veâteynâhüme-lkitâbe-lmüstebîn. |
Her ikisine de, apaçık anlaşılan bir Kitap vermiştik. |
And We gave them the explicit Scripture, |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3906 |
450 |
37 |
118 |
23 |
وَهَدَيْنَاهُمَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ |
vehedeynâhüme-ṣṣirâṭa-lmüsteḳîm. |
Her ikisini de doğru yola eriştirmiştik. |
And We guided them on the straight path. |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3907 |
450 |
37 |
119 |
23 |
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ |
veteraknâ `aleyhimâ fi-l'âḫirîn. |
Sonra gelenler içinde "Musa ve Harun'a selam olsun" diye iyi birer ün bıraktık. |
And We left for them [favorable mention] among later generations: |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3908 |
450 |
37 |
120 |
23 |
سَلَامٌ عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَارُونَ |
selâmün `alâ mûsâ vehârûn. |
Sonra gelenler içinde "Musa ve Harun'a selam olsun" diye iyi birer ün bıraktık. |
Peace upon Moses and Aaron. |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3909 |
450 |
37 |
121 |
23 |
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
innâ keẕâlike neczi-lmuḥsinîn. |
Doğrusu Biz, iyileri böylece mükafatlandırırız. |
Indeed, We thus reward the doers of good. |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3910 |
450 |
37 |
122 |
23 |
إِنَّهُمَا مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
innehümâ min `ibâdine-lmü'minîn. |
İkisi de şüphesiz inanmış kullarımızdandı. |
Indeed, they were of Our believing servants. |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3911 |
450 |
37 |
123 |
23 |
وَإِنَّ إِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ |
veinne ilyâse lemine-lmürselîn. |
Doğrusu İlyas da peygamberlerdendir. |
And indeed, Elias was from among the messengers, |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3912 |
450 |
37 |
124 |
23 |
إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَلَا تَتَّقُونَ |
iẕ ḳâle liḳavmihî elâ tetteḳûn. |
Milletine: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Biçim verenlerin en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da Baal putuna mı taparsınız?" demişti. |
When he said to his people, "Will you not fear Allah? |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3913 |
450 |
37 |
125 |
23 |
أَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ |
eted`ûne ba`lev veteẕerûne aḥsene-lḫâliḳîn. |
Milletine: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Biçim verenlerin en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da Baal putuna mı taparsınız?" demişti. |
Do you call upon Ba'l and leave the best of creators - |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |
3914 |
450 |
37 |
126 |
23 |
اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ آبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ |
allâhe rabbeküm verabbe âbâikümü-l'evvelîn. |
Milletine: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Biçim verenlerin en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da Baal putuna mı taparsınız?" demişti. |
Allah, your Lord and the Lord of your first forefathers?" |
Sayfa 450, Cuz 23, الصافات, As-Saaffat—الصافات |