Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

54

Sûredeki Ayet No: 

54

Ayet No: 

4900

Sayfa No: 

531

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ

Çeviriyazı: 

inne-lmütteḳîne fî cennâtiv veneher.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler.

Diyanet İşleri: 

Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir, ırmakların başlarında.

Şaban Piriş: 

Takva sahipleri Cennetlerde ve ırmaklar içindedir.

Edip Yüksel: 

Erdemliler, cennetler (bahçeler) ve ırmaklar içindedir.

Ali Bulaç: 

Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.

Suat Yıldırım: 

Ama müttakiler ise cennetlerde, bahçelerde ve ırmak kenarındadırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak ki muttakîler, cennetlerde ve ırmaktadırlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Korunup sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır.

Bekir Sadak: 

Gunes ve ayin hareketleri bir hesaba goredir.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki muttakiler, cennetlerde ve ırmaklardadırlar.

Adem Uğur: 

Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarındadır.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki takva sahipleri, cennetlerde ve nehir kenarlarındadır.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki, muttakîler (Allah´tan saygı ile korkup fenalıklardan sakınan mü´minler) Cennetlerde genişlik ve aydınlık içindedirler.

Tefhim ul Kuran: 

Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.

Fransızca: 

Les pieux seront dans des Jardins et parmi des ruisseaux,

İspanyolca: 

Los temerosos de Alá estarán entre jardines y arroyos,

İtalyanca: 

I timorati saranno tra Giardini e ruscelli,

Almanca: 

Gewiß, die Muttaqi sind in Dschannat und an Flüssen,

Çince: 

敬畏的人们,必定在乐园里,在光明中,

Hollandaca: 

De vromen zullen echter te midden van tuinen en meren wonen.

Rusça: 

Воистину, богобоязненные пребудут в Райских садах и среди рек

Somalice: 

Kuwa dhawrsadana waxay gali Jannooyin iyo wabiyaal.

Swahilice: 

Hakika wachamngu watakuwa katika Mabustani na mito.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، تەقۋادارلار جەننەتلەردە بولىدۇ، (سۇ، مەي، ھەسەل، سۈت) ئۆستەڭلىرىدىن بەھرىمەن بولىدۇ

Japonca: 

本当に主を畏れる者は,園と川のある,

Arapça (Ürdün): 

«إن المتقين في جنات» بساتين «ونَهر» أريد به الجنس، وقرئ بضم النون والهاء جمعا كأسد وأسد، والمعنى أنهم يشربون من أنهار الماء واللبن والعسل والخمر.

Hintçe: 

बेशक परहेज़गार लोग (बेहिश्त के) बाग़ों और नहरों में

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้ยำเกรงนั้นอยู่ในสวนสวรรค์หลากหลาย และแม่น้ำหลายสาย

İbranice: 

ואולם היראים (את אלוהים) יהיו בגני עדן עם נהרות זורמים

Hırvatça: 

Oni koji su se Allaha bojali bit će u džennetskim baščama i pored rijeka,

Rumence: 

în lăcaşul Adevărului, la un Rege Puternic.

Transliteration: 

Inna almuttaqeena fee jannatin wanaharin

Türkçe: 

Korunup sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır.

Sahih International: 

Indeed, the righteous will be among gardens and rivers,

İngilizce: 

As to the Righteous, they will be in the midst of Gardens and Rivers,

Azerbaycanca: 

Şübhəsiz ki, müttəqilər (axirətdə) cənnət bağlarında və çaylar kənarında,

Süleyman Ateş: 

Korunanlar cennetlerde ırmaklar(ın kenarın)dadırlar.

Diyanet Vakfı: 

Takva sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarındadır.

Erhan Aktaş: 

Takvâ sahipleri cennetlerde(1) ve nehir kenarlarındadır.

Kral Fahd: 

Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında,

Hasan Basri Çantay: 

Şübhesiz ki takva saahibleri cennetlerde, ırmaklar (kenarların) da,

Muhammed Esed: 

(Bu nedenle,) Allah´a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, kendilerini bir bahçeler ve akarsular (cennetin)de bulacaklar,

Gültekin Onan: 

Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.

Ali Fikri Yavuz: 

Şüphesiz takva sahibleri cennetlerde aydınlıklar içindedirler

Portekizce: 

Sabei que os tementes morarão entre os jardins e rios,

İsveççe: 

De rättfärdiga skall vistas i lustgårdar [vattnade av] bäckar.

Farsça: 

یقیناً پرهیزکاران در بهشت ها و [کنار] نهرها هستند؛

Kürtçe: 

بێگومان پارێزکاران ولەخواترسان وان لە باخات وڕووبارەکانی (بەھەشتدا)

Özbekçe: 

Албатта, тақводорлар жаннату анҳорларда.

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang bertakwa, di tempatkan dalam taman-taman Syurga (yang indah) dan (dekat) beberapa sungai,

Arnavutça: 

Ata që i druajnë Perëndisë me të vërtetë, do të jenë në kopshtet e xhennetit dhe pranë lumenjve

Bulgarca: 

Богобоязливите ще пребъдат сред градини и реки -

Sırpça: 

Они који су се бојали Аллаха биће у рајским баштама и поред река,

Çekçe: 

A bohabojní věru budou mezi zahradami a řekami,

Urduca: 

نافرمانی سے پرہیز کرنے والے یقیناً باغوں اور نہروں میں ہوں گے

Tacikçe: 

Парҳезгорон дар боғҳову канори ҷӯйборонанд,

Tatarca: 

Тәхкыйк Аллаһудан куркып гөнаһтан сакланучы тәкъва мөэминнәр, җәннәтләрдә татлы елгалар янындадырлар.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang bertakwa itu di dalam taman-taman dan sungai-sungai,

Amharca: 

አላህን ፈሪዎቹ በአትክልቶችና በወንዞች ውስጥ ናቸው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக இறையச்சமுடையவர்கள் சொர்க்கத்து தோட்டங்களிலும் நதிகளிலும் இருப்பார்கள்.

Korece: 

실로 의로운 자들은 강물이 흐르는 천국에서 기거하게 되니

Vietnamca: 

Quả thật, những người ngoan đạo (ngay chính, sợ Allah) sẽ ở trong các Ngôi Vườn và những dòng sông (nơi Thiên Đàng).