Arapça:
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ
Çeviriyazı:
inne-lmütteḳîne fî cennâtiv veneher.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler.
Diyanet İşleri:
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir, ırmakların başlarında.
Şaban Piriş:
Takva sahipleri Cennetlerde ve ırmaklar içindedir.
Edip Yüksel:
Erdemliler, cennetler (bahçeler) ve ırmaklar içindedir.
Ali Bulaç:
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.
Suat Yıldırım:
Ama müttakiler ise cennetlerde, bahçelerde ve ırmak kenarındadırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak ki muttakîler, cennetlerde ve ırmaktadırlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Korunup sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır.
Bekir Sadak:
Gunes ve ayin hareketleri bir hesaba goredir.
İbni Kesir:
Muhakkak ki muttakiler, cennetlerde ve ırmaklardadırlar.
Adem Uğur:
Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarındadır.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki takva sahipleri, cennetlerde ve nehir kenarlarındadır.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki, muttakîler (Allah´tan saygı ile korkup fenalıklardan sakınan mü´minler) Cennetlerde genişlik ve aydınlık içindedirler.
Tefhim ul Kuran:
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.
Fransızca:
Les pieux seront dans des Jardins et parmi des ruisseaux,
İspanyolca:
Los temerosos de Alá estarán entre jardines y arroyos,
İtalyanca:
I timorati saranno tra Giardini e ruscelli,
Almanca:
Gewiß, die Muttaqi sind in Dschannat und an Flüssen,
Çince:
敬畏的人们,必定在乐园里,在光明中,
Hollandaca:
De vromen zullen echter te midden van tuinen en meren wonen.
Rusça:
Воистину, богобоязненные пребудут в Райских садах и среди рек
Somalice:
Kuwa dhawrsadana waxay gali Jannooyin iyo wabiyaal.
Swahilice:
Hakika wachamngu watakuwa katika Mabustani na mito.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، تەقۋادارلار جەننەتلەردە بولىدۇ، (سۇ، مەي، ھەسەل، سۈت) ئۆستەڭلىرىدىن بەھرىمەن بولىدۇ
Japonca:
本当に主を畏れる者は,園と川のある,
Arapça (Ürdün):
«إن المتقين في جنات» بساتين «ونَهر» أريد به الجنس، وقرئ بضم النون والهاء جمعا كأسد وأسد، والمعنى أنهم يشربون من أنهار الماء واللبن والعسل والخمر.
Hintçe:
बेशक परहेज़गार लोग (बेहिश्त के) बाग़ों और नहरों में
Tayca:
แท้จริงบรรดาผู้ยำเกรงนั้นอยู่ในสวนสวรรค์หลากหลาย และแม่น้ำหลายสาย
İbranice:
ואולם היראים (את אלוהים) יהיו בגני עדן עם נהרות זורמים
Hırvatça:
Oni koji su se Allaha bojali bit će u džennetskim baščama i pored rijeka,
Rumence:
în lăcaşul Adevărului, la un Rege Puternic.
Transliteration:
Inna almuttaqeena fee jannatin wanaharin
Türkçe:
Korunup sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır.
Sahih International:
Indeed, the righteous will be among gardens and rivers,
İngilizce:
As to the Righteous, they will be in the midst of Gardens and Rivers,
Azerbaycanca:
Şübhəsiz ki, müttəqilər (axirətdə) cənnət bağlarında və çaylar kənarında,
Süleyman Ateş:
Korunanlar cennetlerde ırmaklar(ın kenarın)dadırlar.
Diyanet Vakfı:
Takva sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarındadır.
Erhan Aktaş:
Takvâ sahipleri cennetlerde(1) ve nehir kenarlarındadır.
Kral Fahd:
Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında,
Hasan Basri Çantay:
Şübhesiz ki takva saahibleri cennetlerde, ırmaklar (kenarların) da,
Muhammed Esed:
(Bu nedenle,) Allah´a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, kendilerini bir bahçeler ve akarsular (cennetin)de bulacaklar,
Gültekin Onan:
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.
Ali Fikri Yavuz:
Şüphesiz takva sahibleri cennetlerde aydınlıklar içindedirler
Portekizce:
Sabei que os tementes morarão entre os jardins e rios,
İsveççe:
De rättfärdiga skall vistas i lustgårdar [vattnade av] bäckar.
Farsça:
یقیناً پرهیزکاران در بهشت ها و [کنار] نهرها هستند؛
Kürtçe:
بێگومان پارێزکاران ولەخواترسان وان لە باخات وڕووبارەکانی (بەھەشتدا)
Özbekçe:
Албатта, тақводорлар жаннату анҳорларда.
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang bertakwa, di tempatkan dalam taman-taman Syurga (yang indah) dan (dekat) beberapa sungai,
Arnavutça:
Ata që i druajnë Perëndisë me të vërtetë, do të jenë në kopshtet e xhennetit dhe pranë lumenjve
Bulgarca:
Богобоязливите ще пребъдат сред градини и реки -
Sırpça:
Они који су се бојали Аллаха биће у рајским баштама и поред река,
Çekçe:
A bohabojní věru budou mezi zahradami a řekami,
Urduca:
نافرمانی سے پرہیز کرنے والے یقیناً باغوں اور نہروں میں ہوں گے
Tacikçe:
Парҳезгорон дар боғҳову канори ҷӯйборонанд,
Tatarca:
Тәхкыйк Аллаһудан куркып гөнаһтан сакланучы тәкъва мөэминнәр, җәннәтләрдә татлы елгалар янындадырлар.
Endonezyaca:
Sesungguhnya orang-orang yang bertakwa itu di dalam taman-taman dan sungai-sungai,
Amharca:
አላህን ፈሪዎቹ በአትክልቶችና በወንዞች ውስጥ ናቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக இறையச்சமுடையவர்கள் சொர்க்கத்து தோட்டங்களிலும் நதிகளிலும் இருப்பார்கள்.
Korece:
실로 의로운 자들은 강물이 흐르는 천국에서 기거하게 되니
Vietnamca:
Quả thật, những người ngoan đạo (ngay chính, sợ Allah) sẽ ở trong các Ngôi Vườn và những dòng sông (nơi Thiên Đàng).
Ayet Linkleri: