Arapça:
وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَ
Çeviriyazı:
vetaḍḥakûne velâ tebkûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
Diyanet İşleri:
Gülüyorsunuz... Ağlamıyorsunuz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz.
Şaban Piriş:
Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz!
Edip Yüksel:
Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
Ali Bulaç:
(Alayla) Gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz.
Suat Yıldırım:
Şimdi siz bu söze mi şaşırıyorsunuz? Hep gülüyorsunuz, ama ağlamıyorsunuz. Üstelik kafa tutuyor, oyalanıyorsunuz. Haydi artık (bırakın bu gafleti de) Allah'a secde ve ibadet edin!
Ömer Nasuhi Bilmen:
53:59
Yaşar Nuri Öztürk:
Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz.
Bekir Sadak:
And olsun ki, onlari bu hallerinden vazgecirecek nice haberler gelmistir.
İbni Kesir:
Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz.
Adem Uğur:
Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!
İskender Ali Mihr:
Ve siz gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz.
Celal Yıldırım:
Gülüyorsunuz ve (fakat) ağlamıyorsunuz.
Tefhim ul Kuran:
(Alaylı) Gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz.
Fransızca:
Et vous [en]: riez et n'[en] pleurez point ?
İspanyolca:
¿Y reís, en lugar de llorar,
İtalyanca:
Ne riderete invece che piangerne o
Almanca:
lacht und weint nicht,
Çince:
你们怎么嘲笑而不痛哭呢?
Hollandaca:
En lacht gij, in plaats van te weenen?
Rusça:
смеетесь, а не плачете,
Somalice:
Ood qoslaysaan (idinkoo beenin) oydaanna ooyeynin (cabsi darteed).
Swahilice:
Na mnacheka, wala hamlii?
Uygurca:
(ئۇنى ئاڭلىغان چاغدا) كۆلەمسىلەر؟ يىغلامسىلەر؟
Japonca:
嘲笑はしても,泣かないのか。
Arapça (Ürdün):
«وتضحكون» استهزاءً «ولا تبكون» لسماع وعده ووعيده.
Hintçe:
और रोते नहीं हो
Tayca:
และพวกเจ้ายังคงหัวเราะ และยังไม่ร้องไห้!
İbranice:
מדוע אתם צוחקים ואינכם בוכים
Hırvatça:
i smijete se, a ne plačete,
Rumence:
Voi sunteţi nepăsători!
Transliteration:
Watadhakoona wala tabkoona
Türkçe:
Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz.
Sahih International:
And you laugh and do not weep
İngilizce:
And will ye laugh and not weep,-
Azerbaycanca:
Həm də gülürsünüz, heç ağlamırsınız!
Süleyman Ateş:
Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
Diyanet Vakfı:
Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!
Erhan Aktaş:
Ağlanacak halinize gülüyorsunuz.
Kral Fahd:
Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!
Hasan Basri Çantay:
Ve (istihza ederek) gülüyorsunuz, (günâhlarınıza) ağlamıyorsunuz?
Muhammed Esed:
Ağlayacağınıza gülüyorsunuz;
Gültekin Onan:
(Alayla) Gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz.
Ali Fikri Yavuz:
Bir de gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? (Alay edib eğleniyorsunuz da felâketinize ağlamıyorsunuz.)
Portekizce:
E rides ao invés de chorardes,
İsveççe:
Skrattar ni [belåtet] i stället för att gråta,
Farsça:
و [با چنین وضعی که دارید هنوز] می خندید و نمی گریید؟!
Kürtçe:
وە پێدەکەنن وناگرین!
Özbekçe:
Ва куласизлар-у, йиғламайсизларми?
Malayca:
Serta kamu tertawa (mengejek-ejeknya), dan kamu tidak mahu menangis (menyesali kesalahan kamu serta takutkan balasan buruk yang akan menimpa kamu)?
Arnavutça:
dhe po qeshni, e nuk po qani? –
Bulgarca:
и се смеете, а не плачете,
Sırpça:
и смејете се, а не плачете,
Çekçe:
že místo abyste plakali, se smějete
Urduca:
ہنستے ہو اور روتے نہیں ہو؟
Tacikçe:
Ва механдеду намегирйед?
Tatarca:
Вә көләсез, никтер еламыйсыз?
Endonezyaca:
Dan kamu mentertawakan dan tidak menangis?
Amharca:
ትስቃላችሁምን? አታለቅሱምን?
Tamilce:
(அதன் எச்சரிக்கையால்) நீங்கள் (பயந்து) அழாமல், (திமிரு கொண்டு) சிரிக்கிறீர்களா?
Korece:
웃되 울지 아니하고
Vietnamca:
Các ngươi cười (cho Qur’an) và không khóc (khi nghe lời khuyên răn của Nó).
Ayet Linkleri: